FETÖ'nün 'Emniyetin Mahrem İmamları' Yapılanması Davası
Örgütün Bolu'daki emniyet yapılanmasının 'mahrem imamları'na yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 12'si tutuklu, 13 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), emniyet yapılanmasının "mahrem imamları"na yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 12'si tutuklu, 13 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları katıldı.
Duruşmada tanıklar dinlenilmeye başlandı.
Tanık B.Ş, SEGBİS ile katıldığı duruşmada, kendisinin daha önce Diyarbakır'da kapsamlı bir beyanda bulunduğunu söyleyerek, "Bildiğim kadarıyla Bolu, mahrem imam yapılanmasında 'küçük bölge' olarak belirlenmişti. İlin sorumlusu da ‘Erkan’ kod adını kullanan Mustafa isimli biriydi. Daha sonra Edirne küçük bölgede görevlendirilen Ö.S’nin de Bolu’da görev yaptığını biliyorum.” dedi.
Tutuksuz yargılanan M.Y'nin eşi F.Y. de duruşmada tanık olarak dinlendi.
Hem eşinin hem de kendisinin FETÖ'ye dini hassasiyetleri nedeniyle dahil olduklarını belirten F.Y. "Ben de eşim de dini hassasiyetleri olan insanlarız. Dini duyguları üst seviyede insanlar olarak dinimizi doğru şekilde yaşama gayretindeyken yanlış kararlar vermiş ve yanlış tutumlar takınmış olabiliriz. Ancak ne ben, ne de eşim siyasi otoriteye karşı darbe gerçekleştirebilecek ve terör örgütü niteliği bulunan gruba bilerek ve isteyerek dahil olmadık." şeklinde konuştu.
Tanık L.A. ise tutuklu sanıklardan Murat Açar hakkında beyanda bulundu.
Bolu'da görev yaptığı dönemde bir süre örgüte ait bekar evinde konakladığını dile getiren L.A, "Bu bekar evine sohbet vermek niyetiyle gelen ve o dönem benim ismini 'Muhsin' olarak bildiğim şahsın sonradan Murat Açar olduğunu öğrendim. 2013 yılına kadar adı geçen şahıs iş durumuna göre haftada bir ya da daha uzun aralıklarla eve gelerek dini sohbet toplantısı icra ederdi. Bu sohbetlerde başlangıçta sadece dini konulardan bahsedilirdi. Zaman ilerledikçe Fetullah Gülen isimli şahıstan da bahsetmeye başladı. Zannedersem bir kez himmet adı altında para da talep etmişti." dedi.
Tanık M.Y. ise Murat Açar’ı ‘Muhsin’ kod adıyla tanıdığını ifade ederek, bu şahsı, 4 ay kadar konakladığı örgüt evinden tanıdığını söyledi.
Murat Açar'ın kendisinin konakladığı evin sohbete gelen "ev abisi" olduğunu kaydeden M.Y. "Toplantılarda başlarda sadece dini konulardan bahsedilmekteyken zamanla Fetullah Gülen'e ait vaazları bize CD’den izletmeye başlamıştı. Yine bizden himmet talep etmekteydi." diye konuştu.
Tanık C.B. de tutuklu sanık Murat Uğur ile ilgili bildiklerini mahkeme heyeti ile paylaştı.
Murat Uğur'un Düzce'de görev yapan polis memurlarından sorumlu olduğunu ileri süren C.B, "2013 Haziran'a kadar davet edildiğim için dini sohbetlere iştirak etmiştim. Bu esnada Murat Uğur’la görüşmem olmuştu. Ben Murat Uğur’u Düzce’de yapıyla irtibatı olan polis memurlarından sorumlu olan kişi olduğunu bilirim. Bununla birlikte polisler gruplara ayrılarak sohbetlere iştiraki sağlanmaktaydı. Kimin hangi gruba katılacağını belirleyen kişi de Murat Uğur’du." ifadesini kullandı.
- "Sohbete geri döndürmek için ele başının bedduası anlatılmış"
E.A. isimli bir şahsın davetiyle polis memurlarının iştirak ettiği sohbetlere bir kaç kez katıldığını anlatan tanık S.T. ise şunları söyledi:
"17-25 Aralık süreci yaşandıktan sonra E.A. Tarım İl Müdürlüğünde çalıştığını söyleyen biriyle yanıma geldi. Bu şahıs benim sohbetlere devamını sağlamak için Fetullah Gülen’in bedduası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ben kendilerine inanmadığım için sohbetler ve kendileriyle işim olmadığını söyleyip uğurladım. O dönemde bu tarz açıklama yapan kişinin kim olduğunu bilmemekteydim. Daha sonra şahsı fotoğraflardan teşhis ettim. Bu kişinin Murat Uğur olduğunu öğrendim."
Tanık M.T. de kendisine ısrarla ulaşan örgüt mensupları yüzünden görevinden ihraç edildiğini ve iki engelli çocuğunun ortada kaldığını ifade ederek, bu nedenle itirafçı olarak örgütle ilgili tüm bildiklerini anlattığını söyledi.
Kendisinin sadece tutuklu sanıklardan Adem Topal hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade eden M.T. "Bu şahsı da hiç görmedim. Yaklaşık 1-2 ay ısrarla tanımadığım numaradan arandım. Bu numaranın benimle irtibata geçmek isteyen örgüt mensuplarından biri olduğunu bildiğim için cevap vermedim. Örgüt genel strateji olarak sorumluları diğer şahıslarla direkt irtibatlamazlar. Aracı birini kullanmayı yeğlerler." dedi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz verilen cumhuriyet savcısı, tanık beyanlarına bir diyeceği olmadığını söyleyerek, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesi talebinde bulundu.
Daha sonra söz alan sanık avukatları ve sanıklar mahkeme heyetine tahliye taleplerini iletti.
Tahliye taleplerini kabul etmeyen mahkeme heyeti, dijital materyallerinin çözüm içerikleri ulaşmayan sanıkların raporlarının akıbetinin sorulması ve geriye kalan tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 25 Mayıs'a erteledi.
Bir önceki duruşmada, tutuksuz sanık A.Ü. hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde aynı eylemle alakalı başka bir kovuşturma olduğundan dosyasının birleştirilmek üzere ayrılmasına karar verilmişti.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 42 sayfalık iddianamede, 13 sanığın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Kaynak: AA
Bolu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları katıldı.
Duruşmada tanıklar dinlenilmeye başlandı.
Tanık B.Ş, SEGBİS ile katıldığı duruşmada, kendisinin daha önce Diyarbakır'da kapsamlı bir beyanda bulunduğunu söyleyerek, "Bildiğim kadarıyla Bolu, mahrem imam yapılanmasında 'küçük bölge' olarak belirlenmişti. İlin sorumlusu da ‘Erkan’ kod adını kullanan Mustafa isimli biriydi. Daha sonra Edirne küçük bölgede görevlendirilen Ö.S’nin de Bolu’da görev yaptığını biliyorum.” dedi.
Tutuksuz yargılanan M.Y'nin eşi F.Y. de duruşmada tanık olarak dinlendi.
Hem eşinin hem de kendisinin FETÖ'ye dini hassasiyetleri nedeniyle dahil olduklarını belirten F.Y. "Ben de eşim de dini hassasiyetleri olan insanlarız. Dini duyguları üst seviyede insanlar olarak dinimizi doğru şekilde yaşama gayretindeyken yanlış kararlar vermiş ve yanlış tutumlar takınmış olabiliriz. Ancak ne ben, ne de eşim siyasi otoriteye karşı darbe gerçekleştirebilecek ve terör örgütü niteliği bulunan gruba bilerek ve isteyerek dahil olmadık." şeklinde konuştu.
Tanık L.A. ise tutuklu sanıklardan Murat Açar hakkında beyanda bulundu.
Bolu'da görev yaptığı dönemde bir süre örgüte ait bekar evinde konakladığını dile getiren L.A, "Bu bekar evine sohbet vermek niyetiyle gelen ve o dönem benim ismini 'Muhsin' olarak bildiğim şahsın sonradan Murat Açar olduğunu öğrendim. 2013 yılına kadar adı geçen şahıs iş durumuna göre haftada bir ya da daha uzun aralıklarla eve gelerek dini sohbet toplantısı icra ederdi. Bu sohbetlerde başlangıçta sadece dini konulardan bahsedilirdi. Zaman ilerledikçe Fetullah Gülen isimli şahıstan da bahsetmeye başladı. Zannedersem bir kez himmet adı altında para da talep etmişti." dedi.
Tanık M.Y. ise Murat Açar’ı ‘Muhsin’ kod adıyla tanıdığını ifade ederek, bu şahsı, 4 ay kadar konakladığı örgüt evinden tanıdığını söyledi.
Murat Açar'ın kendisinin konakladığı evin sohbete gelen "ev abisi" olduğunu kaydeden M.Y. "Toplantılarda başlarda sadece dini konulardan bahsedilmekteyken zamanla Fetullah Gülen'e ait vaazları bize CD’den izletmeye başlamıştı. Yine bizden himmet talep etmekteydi." diye konuştu.
Tanık C.B. de tutuklu sanık Murat Uğur ile ilgili bildiklerini mahkeme heyeti ile paylaştı.
Murat Uğur'un Düzce'de görev yapan polis memurlarından sorumlu olduğunu ileri süren C.B, "2013 Haziran'a kadar davet edildiğim için dini sohbetlere iştirak etmiştim. Bu esnada Murat Uğur’la görüşmem olmuştu. Ben Murat Uğur’u Düzce’de yapıyla irtibatı olan polis memurlarından sorumlu olan kişi olduğunu bilirim. Bununla birlikte polisler gruplara ayrılarak sohbetlere iştiraki sağlanmaktaydı. Kimin hangi gruba katılacağını belirleyen kişi de Murat Uğur’du." ifadesini kullandı.
- "Sohbete geri döndürmek için ele başının bedduası anlatılmış"
E.A. isimli bir şahsın davetiyle polis memurlarının iştirak ettiği sohbetlere bir kaç kez katıldığını anlatan tanık S.T. ise şunları söyledi:
"17-25 Aralık süreci yaşandıktan sonra E.A. Tarım İl Müdürlüğünde çalıştığını söyleyen biriyle yanıma geldi. Bu şahıs benim sohbetlere devamını sağlamak için Fetullah Gülen’in bedduası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ben kendilerine inanmadığım için sohbetler ve kendileriyle işim olmadığını söyleyip uğurladım. O dönemde bu tarz açıklama yapan kişinin kim olduğunu bilmemekteydim. Daha sonra şahsı fotoğraflardan teşhis ettim. Bu kişinin Murat Uğur olduğunu öğrendim."
Tanık M.T. de kendisine ısrarla ulaşan örgüt mensupları yüzünden görevinden ihraç edildiğini ve iki engelli çocuğunun ortada kaldığını ifade ederek, bu nedenle itirafçı olarak örgütle ilgili tüm bildiklerini anlattığını söyledi.
Kendisinin sadece tutuklu sanıklardan Adem Topal hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade eden M.T. "Bu şahsı da hiç görmedim. Yaklaşık 1-2 ay ısrarla tanımadığım numaradan arandım. Bu numaranın benimle irtibata geçmek isteyen örgüt mensuplarından biri olduğunu bildiğim için cevap vermedim. Örgüt genel strateji olarak sorumluları diğer şahıslarla direkt irtibatlamazlar. Aracı birini kullanmayı yeğlerler." dedi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz verilen cumhuriyet savcısı, tanık beyanlarına bir diyeceği olmadığını söyleyerek, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesi talebinde bulundu.
Daha sonra söz alan sanık avukatları ve sanıklar mahkeme heyetine tahliye taleplerini iletti.
Tahliye taleplerini kabul etmeyen mahkeme heyeti, dijital materyallerinin çözüm içerikleri ulaşmayan sanıkların raporlarının akıbetinin sorulması ve geriye kalan tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 25 Mayıs'a erteledi.
Bir önceki duruşmada, tutuksuz sanık A.Ü. hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde aynı eylemle alakalı başka bir kovuşturma olduğundan dosyasının birleştirilmek üzere ayrılmasına karar verilmişti.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 42 sayfalık iddianamede, 13 sanığın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.