Meclis Sohbetleri Açıklaması '1. Meclis, Gazilik Ve Şehitlik Ruhu'
TBMM Başkanı Kahraman: 'Birinci Meclis, savaşı baştan ayağa kendi idare etmiştir. Dünyada Birinci Meclis gibi harp idare eden meclis yoktur. O yüzden Gazi Meclis' 'Büyük yokluklarla büyük neticelere ulaştık. Cenabı Hak bize sıkıntılı günler göstermesin. Harbe gitme mecburiyetinde kalmayalım ama gidersek fena yaparız' İÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Budak: 'Birinci Meclis ortak değerler üzerinde birleşen bir meclisti. Ortak vatan ve ortak din diyerek harekete geçti, mücadeleyi yürüttü ve zaferlerini de bu suretle kazandı' AÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünal: 'Bu değerler, bu unvanlar, bu manevi ikramlar olmasa ve biz buna inanmasak ne vatan kalır, ne din kalır, ne de mukaddesat kalır'
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Birinci Meclis, savaşı baştan ayağa kendi idare etmiştir. Dünyada Birinci Meclis gibi harp idare eden Meclis yoktur. O yüzden Gazi Meclis." dedi.
TBMM Tören Salonu'nda, geçen ay ilki gerçekleştirilen "Meclis Sohbetleri"nin "1. Meclis, Gazilik ve Şehitlik Ruhu" başlıklı ikinci toplantısı yapıldı.
Toplantının açılışını, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın yaptı. Aydın, konuşmasına başladığı sırada salonda ışıklar kesilerek, devlet tiyatroları sanatçıları tarafından "Çanakkale Savaşı" temalı kısa bir gösteri gerçekleştirildi. Gösteride, Çanakkale Şiiri seslendirildi.
Programın açılışında şehitler için dua edildi.
Sohbetin oturum başkanlığını yapan eski TBMM Başkanı, AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Meclis Sohbetleri"nin geleneksel hale gelmesini temenni etti.
Şahin, "Sanırım bu gösteriyle Meclis Başkanımız 'Biz Çanakkale'yi unutmadık, unutturmayacağız' demek istedi. Şehitlerimizi, kahramanlarımızı unutmayacağız." ifadesini kullandı.
Şahin, sohbetin konusunun, Türkiye'nin, güvenliğini sağlamak için yaptığı sınır ötesi operasyonlar bağlamında son derece güncel olduğunu belirtti.
-"Milli Mücadele'ye yardım yaptılar"
Konuşmacılardan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Budak, "15 Temmuz'da gösterdiği fedakar çabayla, TBMM'nin Gazi Meclis hüviyetini devam ettirdiğini gördük." diye konuştu.
Çanakkale'ye yapılan ziyaretlerin "turistik gezi olamayacağını"; bugün hala topraklarından kemiklerin çıktığını anlatan Budak, "Bu mübarek topraklarda şehit olanlara, gazilerimize vefamızı göstermemiz gerekir. Kim ne derse desin, Çanakkale'de mücadele edip şehit olanlar, vatanları, dinleri, imanları uğruna mücadele ettiler ve şehit oldular. Onlar fazlasıyla saygıyı hak ediyorlar. İmanınız, azminiz, gayretiniz varsa, zafer sizindir. Yeni neslin Çanakkale'den alması gereken en önemli ders, budur. Bunlar bizi Çanakkale gibi yeni, büyük, modern zaferlere taşıyacaktır." diye konuştu.
Tarihin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Budak, Osmanlı'nın son dönem ricalinin yaptıklarını göz ardı etmemek gerektiğini ifade etti.
Sevr taslağına o dönemde Ankara ve İstanbul’un verdiği yanıtların "temelde aynı şeyleri söylediğini" belirten Budak, "(O dönemde 'Osmanlı'nın yaptıkları tamamen kötüdür; Ankara'nın yaptıkları tamamen iyidir) gibi bir tarih bakış açısı doğru değil.O dönemde Osmanlı hükümetlerinin, Damat Ferit hükümeti hariç, Anadolu'da Milli Mücadele'ye yardımlar yaptığını bilmekteyiz." dedi.
Birinci Meclisin orijinal, bilgili ve birikimli bir Meclis olduğunu ifade eden Budak, "Birinci Meclis, kimsenin kimseye eyvallahının olmadığı, liderine bile karşı gelen milletvekillerinden ibaretti. Birinci Meclis ortak değerler üzerinde birleşen bir Meclisti. Ortak vatan ve ortak din diyerek harekete geçti, mücadeleyi yürüttü ve zaferlerini de bu suretle kazandı." değerlendirmesini yaptı.
Budak, son Osmanlı Mebusan Meclisinden 87 üyenin Birinci Mecliste de görev aldığını hatırlattı.
- "Milletimiz için asıl olan barıştır"
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, şehitlik ve gaziliğin Kur'an-ı Kerim ve hadislerdeki yerini anlattı.
Ünal, "Gazilik ve şehitlikle ilgili olarak, Kur'an'dan ve Peygamber Efendimizden aldığımız bu değerleri, asırlar boyunca yaşattık ve dinimizi, vatanımızı, değerlerimizi böyle ayakta tuttuk. Bu değerler, bu unvanlar, bu manevi ikramlar olmasa ve biz buna inanmasak ne vatan kalır, ne din kalır, ne de mukaddesat kalır. Dolayısıyla biz bu değerlere sonuna kadar sahip çıkmak ve nesillerimize bunları öğretmek, aşılamak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Turan, Çanakkale'nin bir zafer değil "zaferler dizisi" olduğunu belirterek, ülkenin genç insan neslini Çanakkale'de kaybettiğini ifade etti.
Aynı dönemde Osmanlı'nın 7 cephede mücadelede verdiğini dile getiren Turan, "1071 yılında Anadolu'ya girdik ama Anadolu'yu gerçekten fethedebilmek için 400 yıl savaştık." dedi.
Turan, "Ya şehit ol ya gazi ol." anlayışının başka milletlerde olmadığını dile getirdi.
Konuşmacıların ardından yeniden söz alan eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Milletimiz için asıl olan barıştır. Biz zorunluluk duymadıkça savaşmayız. Türkiye'nin müdafaası Afrin'den, El Bab'dan başlıyor. Emperyalistler oradaki terör örgütlerini kullanarak sınır boyunca bir terör devleti kurmak için projelerini yapmış. Türkiye, bu hain projeyi yerle yeksan etti. Oranın insanları orayı yönetmeye başladığında bizim askerlerimiz oradan çekilecektir." değerlendirmesini yaptı.
- "Şehitlik ruhu ayrı bir hadise"
Programın kapanış konuşmasını yapan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Meclis Sohbetleri"nin devam edeceğini; mayıs ayında ramazan dolayısıyla ara verileceğini bildirdi.
Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen ve Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber/Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber" dizelerini okuyan Kahraman, "Onlar Peygamber Efendimizin komşusu. Şehitlik ruhu ayrı bir hadise. İçinde olacak." dedi.
15 Temmuz akşamı Mecliste yaşananlarla ilgili hatırlatmalarda bulunan Kahraman, "Tankların yürüdüğü, bombaların atıldığı, helikopterlerin ateş açtığı ortam içerisinde geldik, Meclisimize sahip çıktık." diye konuştu.
18 Mart'ta kutlananın bir deniz zaferi olduğunu anımsatan Kahraman, kara savaşlarının bir ay bir hafta sonra başladığını söyledi.
Kahraman, "Şehit sayısında da kirlilik vardır. 59 bindir şehit sayımız. Yaralı, kayıp, hasta, esir, bunlarla beraber 253 bin. '250 bin şehit verdik.' ifadesi doğru değil. Osmanlı'nın 9 ordusu vardı. 9 Cephede savaştık. Çanakkale'deki ordu beşinci ordudur. Beşinci orduda 9 kolordu vardır. 24 tümen vardır. Bunlardan 19. Tümenin komutanı Yarbay Mustafa Kemal'dir." ifadelerini kullandı.
Osmanlı'nın hatası olmasaydı bu savaşın çıkmayabileceğine ilişkin tarihçilerin kanaati olduğunu anımsatan Kahraman, "Yani Abdülhamit düşürülmeseydi, çok büyük ihtimalle savaş çıkmayabilirdi ya da Osmanlı savaşa katılmayabilirdi." dedi.
Savaşı baştan ayağa Birinci Meclisin idare ettiğini; dünyada Birinci Meclis gibi harp idare eden başka Meclis olmadığını vurgulayan Kahraman, "O yüzden Gazi Meclis. Büyük yokluklarla büyük neticelere ulaştık. Cenab-ı Hak bize sıkıntılı günler göstermesin. Harbe gitme mecburiyetinde kalmayalım ama gidersek fena yaparız." diye konuştu.
Kahraman, "Katre görünürüz, umman gibiyiz/‘Ben Nuh’um!’ diyene 'Tufan' gibiyiz" dizelerini okudu.
Kahraman, katılımcılara teşekkür etti ve porselen tabak hediye etti.
Kaynak: AA
TBMM Tören Salonu'nda, geçen ay ilki gerçekleştirilen "Meclis Sohbetleri"nin "1. Meclis, Gazilik ve Şehitlik Ruhu" başlıklı ikinci toplantısı yapıldı.
Toplantının açılışını, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın yaptı. Aydın, konuşmasına başladığı sırada salonda ışıklar kesilerek, devlet tiyatroları sanatçıları tarafından "Çanakkale Savaşı" temalı kısa bir gösteri gerçekleştirildi. Gösteride, Çanakkale Şiiri seslendirildi.
Programın açılışında şehitler için dua edildi.
Sohbetin oturum başkanlığını yapan eski TBMM Başkanı, AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Meclis Sohbetleri"nin geleneksel hale gelmesini temenni etti.
Şahin, "Sanırım bu gösteriyle Meclis Başkanımız 'Biz Çanakkale'yi unutmadık, unutturmayacağız' demek istedi. Şehitlerimizi, kahramanlarımızı unutmayacağız." ifadesini kullandı.
Şahin, sohbetin konusunun, Türkiye'nin, güvenliğini sağlamak için yaptığı sınır ötesi operasyonlar bağlamında son derece güncel olduğunu belirtti.
-"Milli Mücadele'ye yardım yaptılar"
Konuşmacılardan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Budak, "15 Temmuz'da gösterdiği fedakar çabayla, TBMM'nin Gazi Meclis hüviyetini devam ettirdiğini gördük." diye konuştu.
Çanakkale'ye yapılan ziyaretlerin "turistik gezi olamayacağını"; bugün hala topraklarından kemiklerin çıktığını anlatan Budak, "Bu mübarek topraklarda şehit olanlara, gazilerimize vefamızı göstermemiz gerekir. Kim ne derse desin, Çanakkale'de mücadele edip şehit olanlar, vatanları, dinleri, imanları uğruna mücadele ettiler ve şehit oldular. Onlar fazlasıyla saygıyı hak ediyorlar. İmanınız, azminiz, gayretiniz varsa, zafer sizindir. Yeni neslin Çanakkale'den alması gereken en önemli ders, budur. Bunlar bizi Çanakkale gibi yeni, büyük, modern zaferlere taşıyacaktır." diye konuştu.
Tarihin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Budak, Osmanlı'nın son dönem ricalinin yaptıklarını göz ardı etmemek gerektiğini ifade etti.
Sevr taslağına o dönemde Ankara ve İstanbul’un verdiği yanıtların "temelde aynı şeyleri söylediğini" belirten Budak, "(O dönemde 'Osmanlı'nın yaptıkları tamamen kötüdür; Ankara'nın yaptıkları tamamen iyidir) gibi bir tarih bakış açısı doğru değil.O dönemde Osmanlı hükümetlerinin, Damat Ferit hükümeti hariç, Anadolu'da Milli Mücadele'ye yardımlar yaptığını bilmekteyiz." dedi.
Birinci Meclisin orijinal, bilgili ve birikimli bir Meclis olduğunu ifade eden Budak, "Birinci Meclis, kimsenin kimseye eyvallahının olmadığı, liderine bile karşı gelen milletvekillerinden ibaretti. Birinci Meclis ortak değerler üzerinde birleşen bir Meclisti. Ortak vatan ve ortak din diyerek harekete geçti, mücadeleyi yürüttü ve zaferlerini de bu suretle kazandı." değerlendirmesini yaptı.
Budak, son Osmanlı Mebusan Meclisinden 87 üyenin Birinci Mecliste de görev aldığını hatırlattı.
- "Milletimiz için asıl olan barıştır"
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, şehitlik ve gaziliğin Kur'an-ı Kerim ve hadislerdeki yerini anlattı.
Ünal, "Gazilik ve şehitlikle ilgili olarak, Kur'an'dan ve Peygamber Efendimizden aldığımız bu değerleri, asırlar boyunca yaşattık ve dinimizi, vatanımızı, değerlerimizi böyle ayakta tuttuk. Bu değerler, bu unvanlar, bu manevi ikramlar olmasa ve biz buna inanmasak ne vatan kalır, ne din kalır, ne de mukaddesat kalır. Dolayısıyla biz bu değerlere sonuna kadar sahip çıkmak ve nesillerimize bunları öğretmek, aşılamak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Turan, Çanakkale'nin bir zafer değil "zaferler dizisi" olduğunu belirterek, ülkenin genç insan neslini Çanakkale'de kaybettiğini ifade etti.
Aynı dönemde Osmanlı'nın 7 cephede mücadelede verdiğini dile getiren Turan, "1071 yılında Anadolu'ya girdik ama Anadolu'yu gerçekten fethedebilmek için 400 yıl savaştık." dedi.
Turan, "Ya şehit ol ya gazi ol." anlayışının başka milletlerde olmadığını dile getirdi.
Konuşmacıların ardından yeniden söz alan eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Milletimiz için asıl olan barıştır. Biz zorunluluk duymadıkça savaşmayız. Türkiye'nin müdafaası Afrin'den, El Bab'dan başlıyor. Emperyalistler oradaki terör örgütlerini kullanarak sınır boyunca bir terör devleti kurmak için projelerini yapmış. Türkiye, bu hain projeyi yerle yeksan etti. Oranın insanları orayı yönetmeye başladığında bizim askerlerimiz oradan çekilecektir." değerlendirmesini yaptı.
- "Şehitlik ruhu ayrı bir hadise"
Programın kapanış konuşmasını yapan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Meclis Sohbetleri"nin devam edeceğini; mayıs ayında ramazan dolayısıyla ara verileceğini bildirdi.
Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen ve Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber/Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber" dizelerini okuyan Kahraman, "Onlar Peygamber Efendimizin komşusu. Şehitlik ruhu ayrı bir hadise. İçinde olacak." dedi.
15 Temmuz akşamı Mecliste yaşananlarla ilgili hatırlatmalarda bulunan Kahraman, "Tankların yürüdüğü, bombaların atıldığı, helikopterlerin ateş açtığı ortam içerisinde geldik, Meclisimize sahip çıktık." diye konuştu.
18 Mart'ta kutlananın bir deniz zaferi olduğunu anımsatan Kahraman, kara savaşlarının bir ay bir hafta sonra başladığını söyledi.
Kahraman, "Şehit sayısında da kirlilik vardır. 59 bindir şehit sayımız. Yaralı, kayıp, hasta, esir, bunlarla beraber 253 bin. '250 bin şehit verdik.' ifadesi doğru değil. Osmanlı'nın 9 ordusu vardı. 9 Cephede savaştık. Çanakkale'deki ordu beşinci ordudur. Beşinci orduda 9 kolordu vardır. 24 tümen vardır. Bunlardan 19. Tümenin komutanı Yarbay Mustafa Kemal'dir." ifadelerini kullandı.
Osmanlı'nın hatası olmasaydı bu savaşın çıkmayabileceğine ilişkin tarihçilerin kanaati olduğunu anımsatan Kahraman, "Yani Abdülhamit düşürülmeseydi, çok büyük ihtimalle savaş çıkmayabilirdi ya da Osmanlı savaşa katılmayabilirdi." dedi.
Savaşı baştan ayağa Birinci Meclisin idare ettiğini; dünyada Birinci Meclis gibi harp idare eden başka Meclis olmadığını vurgulayan Kahraman, "O yüzden Gazi Meclis. Büyük yokluklarla büyük neticelere ulaştık. Cenab-ı Hak bize sıkıntılı günler göstermesin. Harbe gitme mecburiyetinde kalmayalım ama gidersek fena yaparız." diye konuştu.
Kahraman, "Katre görünürüz, umman gibiyiz/‘Ben Nuh’um!’ diyene 'Tufan' gibiyiz" dizelerini okudu.
Kahraman, katılımcılara teşekkür etti ve porselen tabak hediye etti.