Cuma Hutbesinde 'Ticaret Ahlakı'

Türkiye genelindeki camilerde Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 'İslam'da Ticaret Ahlakı' konulu cuma hutbesi okundu Hutbeden: 'Hayatımızda helal kazanç duyarlılığının, kanaat, tevazu, dürüstlük ve insaf gibi erdemlerin gün geçtikçe zayıfladığını görüyoruz. Hırs ve tamah, servete ve mala olan düşkünlük, lüks ve ihtiyaç fazlası tüketim bir çığ gibi büyüyor. Geliniz hep birlikte bu gidişata dur demek için hayatımızı gözden geçirelim. Kazancımızı doğruluk ve samimiyet üzerine inşa edelim'

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan cuma hutbesinde, helal kazanç duyarlılığının, kanaat, tevazu, dürüstlük ve insaf gibi erdemlerin gün geçtikçe zayıfladığı belirtilerek, "Hırs ve tamah, servete ve mala olan düşkünlük, lüks ve ihtiyaç fazlası tüketim bir çığ gibi büyüyor. Geliniz hep birlikte bu gidişata dur demek için hayatımızı gözden geçirelim. Kazancımızı doğruluk ve samimiyet üzerine inşa edelim." ifadelerine yer verildi.

"İslam'da Ticaret Ahlakı" konulu cuma hutbesi Türkiye genelindeki camilerde okundu.

Hutbede, İslam'ın, alışveriş ve ticaret ahlakına dair de birtakım ilkeler koyduğu belirtilerek, "Şüphesiz ticaret ahlakının en önemli ilkesi kazancın helal olmasıdır. Müslüman, sadece dünya karına değil çok daha önemli olan ahiret yatırımına ağırlık verir ve kazancına haram bulaştırmamaya özen gösterir. Yüce Allah'ın haram kıldığı şeyleri alıp satmaz. Helal olmayan yollardan servet edinmez. Haksız kazançtan, faizden, karaborsacılıktan, kamu malına el uzatmaktan ve vergi kaçırmaktan uzak durur. Ötekini yok eden, rakibini ortadan kaldırmaya çalışan tekelci ve fırsatçı bir anlayışı asla kabul etmez. Bencilliği değil diğergamlığı şiar edinir. Kardeşim de kazansın anlayışıyla hareket eder." ifadeleri kullanıldı.

- "Mümin, geçici dünya malına kalıcı ahiret saadetini değişmez"

Ticaret ahlakının bir diğer ilkesinin de doğruluk ve dürüstlük olduğu vurgulanan hutbede, alışverişte açık sözlü ve şeffaf olmak, yalan, hile ve aldatmadan kaçınılması gerektiği kaydedildi.

Ahilik geleneğine atıfta bulunulan hutbede, tarihte Müslüman tüccarların ticaret ahlakından etkilenerek İslam ile müşerref olan nice topluluk olduğuna dikkat çekildi.

"Bir Müslüman'ın kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan satması helal değildir." hadisine yer verilen hutbede, "Malın kusurunu gizlemek, insanların birbirine olan güvenini ve alışverişin bereketini yok eder. Her ne kadar kısa vadede kar etmiş gibi görünse de aslında gerçeği gizleyen satıcının sonu hüsrandır. Bunun bilincinde olan bir mümin, kar elde etmek için her yolu mubah görmez; geçici dünya malına kalıcı ahiret saadetini değişmez." tavsiyelerine yer verildi.

Alışveriş meşgalesinin Allah'a karşı kulluk görevine engel olmaması gerektiği üzerinde durulan hutbede şunlar kaydedildi:

"Ne hazindir ki hayatımızda helal kazanç duyarlılığının, kanaat, tevazu, dürüstlük ve insaf gibi erdemlerin gün geçtikçe zayıfladığını görüyoruz. Hırs ve tamah, servete ve mala olan düşkünlük, lüks ve ihtiyaç fazlası tüketim bir çığ gibi büyüyor. Geliniz hep birlikte bu gidişata dur demek için hayatımızı gözden geçirelim. Kazancımızı doğruluk ve samimiyet üzerine inşa edelim. Helale, iyiye ve temiz olana yatırım yapalım. Harama, kötülüğe ve sahteliğe giden yolları kapatalım. Hakk Teala’nın rızası içi kazanan ve kazancını hayır yoluna harcayan müminler olalım."

Kaynak: AA