Nadar'ın portreleri Nilüfer'de
Nilüfer Belediyesi tarafından geçen yıl hizmete açılan Mysia Fotoğraf Müzesi, önemli bir sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
“Nadar'ın Büyük Portreleri” sergisinde yer alan çalışmalar, büyük ustalıkla çekilmiş, yalın, abartısız fotoğraflar. Neden çoğunlukla erkek portresi çektiğini soranlara, Nadar'ın, “Fotoğraf makinası öyle bir buluştur ki, gördüğünü tespit eder. Oysa her kadın göründüğü gibi olmadığını, daha güzel olduğunu düşünür. O yüzden çektiğim fotoğrafları beğenmezler; bundan korktuğumdan” cevabını verdiği söylenir.
5 Mart Pazartesi günü saat 17.00'de açılacak sergi 3 Haziran'a kadar Mysia Fotoğraf Müzesi'nde, pazartesi günleri hariç, saat 10.00 ile 18.30 arasında ziyarete açık kalacak.
Nadar'ın fotoğraf tutkusu
Asıl adı Gaspard-Félix Tournachon olan Felix Nadar, tıp eğitimini yarıda bırakarak önce tiyatro eleştirmenliğine, ardından da edebiyata ilgi duyar. Nadar, edebiyat alanında başarılı olsa da bir anda yazıya olan ilgisini kaybedip Polonya özgürlük mücadelesine katılır ve Polonya'da esir düşer. Fransa'ya iade edilmesiyle biten bu serüvenden sonra karikatüre ilgi duyar. 1854'te, 300 kadar Parisli Fransız aydının büyük boy taş baskı portrelerini yaptığı ilk Pantheon Nadar'ı oluşturur. Taş baskılar için altyapı olacak kalıpları fotoğraflardan yola çıkarak hazırlaması gerektiğinden, bu çalışması sırasında fotoğrafla tanışır. Boulevardes Capucines'de stüdyosunu açar. Çatı katındaki bu stüdyoda yakın arkadaşlarının portrelerini çeker. Bu isimler arasında Verdi, Berlioz, Rossini gibi müzisyenler, Delacroix, Courbet, Manet gibi ressamlar, Emile Zola, Dumas, Jules Verne, Gérard de Nerval, Victor Hugo gibi yazarlar yer alır.
Nadar, 1858 yılında balonla Paris'i havadan görüntüleyerek dünyada bir ilki gerçekleştirir ve 1885 yılında da yazar Victor Hugo'yu ölüm yatağında fotoğraflar. 1886'da ünlü kimyacı Michel Eugne Chevreul ile yaptığı söyleşiyi oğlunun görüntülemesini sağlayan Nadar, dünyadaki ilk fotoğraflı röportajı da gerçekleştirmiş olur.