Güneş Vakfı'ndan Hocalı Katliamı Açıklaması
Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, tarih boyunca yaptığı savaşlarda hiçbir zaman sivilleri hedef almayan, her döneminde dünyaya insanlık dersi veren Türk milletinin bir parçası olan Azerbaycan Türklerinin, Hocalı’ da acımasızca katledildiğini belirtti.
Hocalı Katliamıyla ilgili basın açıklamasında bulunan Ceylan, şu görüşlere yer verdi:
“Takvimler her 26 Şubat’ı gösterdiğinde akıllara ilk gelen olay şüphesiz ki 26 Şubat 1992’de yaşanan ve tarihe kanlı katliam olarak geçen “Hocalı Katliamı” olmaktadır. Bu kanlı olay, Türk toprağı olan Dağlık Karabağ Bölgesinin Hocalı kasabasında yaşandığı için tarihe “Hocalı Katliamı” olarak geçmiştir. Aralık 1991’de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerbaycan Türklerinin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra 30 Ekim’den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991’de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterinin de Ermeni kuvvetler tarafından vurulmasından ardından hava yolu ulaşımı da kesilmişti. Böylece Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kalmıştı.
Ermenilerin Hocalı ve çevresinde yaptıkları saldırılar, Sovyetler dağılmadan önce yani 1988 yılından itibaren başlamıştı, ancak 1992’de başlayan olaylar artık saldırı isimlendirilmesini geçip yerini katliamlara bırakmıştı. Bu katliamların en acımasızı Hocalı’ya yapıldı. 25 ve 26 Şubat’ta şehre giren Ermeniler ve Ruslara ait 366.motorize piyade alayı, asker ya da sivil diye hiçbir ayırım yapmadan, 106’sı kadın, 63’ü çocuk 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türk’ünü katletti. Geride kalan binlerce insan ise vatanlarını terk etmek zorunda kaldı. Tarih Boyunca yaptığı savaşlarda asla sivilleri hedef almayan, her döneminde dünyaya insanlık dersi veren Türk Milleti, Hocalı’ da hunharca katledilmişti.
1988’de başlayan Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş 6 yıl sürdü. Sonrasında ise Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal edildiği için bir milyona yakın Azerbaycan Türk’ü kendi topraklarında göçmen gibi yaşamak zorunda kaldı.
Günümüzde, Karabağ sorununun çözümüne yönelik süreç, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çatısı altında oluşturulan Minsk Grubu tarafından yürütülmektedir. Bu grubun eş başkanlığı görevini ABD, Rusya ve Fransa yürütmekte olup yaklaşık 20 yıldan beri devam eden görüşmelerde bir sonuca varılamamıştır. Hatta ne acı bir gerçektir ki, Hocalı soykırımına katılmış olan Ermeniler, “Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi” gibi birçok Uluslararası hukuki antlaşmaya rağmen hiçbir cezalandırma ile karşılaşmadığı gibi, bu suçu işleyenler kendi devletlerinde en üst makamlara getirildi.
Dünya kamuoyu ise bu katliam karşısında adeta kör, sağır ve dilsiz kalmıştır.
Tüm bunlarda yetmezmiş gibi Ermenistan, uluslararası çeşitli platformlarda gündeme sözde soykırım iddialarını getirmektedir. Türkiye’de bu asılsız iddialar karşısında Hocalı katliamı ve Karabağ işgalini kendi meselesi içerisinde ele almaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Ermenistan ve başta Fransa olmak üzere, destekçisi konumundaki diğer ülkeler nezdinde uluslararası tüm platformlarda Ermenistan’ı işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini istemektedir. Kafkasya’daki kalıcı barışın ancak bu şekilde gerçekleşebileceği unutulmamalıdır.
Hocalı’da yapılan katliam son zamanlarda dünya kamuoyu tarafından lanetlenmekte ve bu konuda önemli kararlar alınıp birçok devlet tarafından kınanmaktadır. İşte bu önemli kınamalardan birisi de Çek Cumhuriyeti tarafından yapılmıştır. Çek Cumhuriyeti Dış İlişkiler Meclisi, Hocalı’da yapılan katliamı soykırım olarak tanıdı. Umuyoruz ki ülke olarak Hocalı’ya yapılan bu katliam, diğer dünya ülkeleri tarafından Azerbaycan Türklerine yapılan bir soykırım olarak tanınır ve bu konuda gerekli uluslararası yaptırım kuralları devreye girer.
Güneş Vakfı olarak, bizlerde tarih boyunca asla sivilleri hedef almayan, her döneminde dünyaya insanlık dersi veren bir milletin çocukları olarak, kardeş Azerbaycan halkının acısını paylaşıyor; hak yolunda daima omuz omuza olacağımızı belirtirken insanlıkla bağdaşmayan bu Ermeni mezalimini şiddetle kınıyoruz.
Ayrıca, Hocalı katliamının her yıl dönümünde belirttiğimiz gibi, Hocalı’da şehit olan kardeşlerimizi anmak ve unutmamak adına; 26 Şubat’ın “Hocalı Şehitlerini Anma ve Milli Yas Günü” ilan edilmesini talep ediyoruz.”
Kaynak: İHA
“Takvimler her 26 Şubat’ı gösterdiğinde akıllara ilk gelen olay şüphesiz ki 26 Şubat 1992’de yaşanan ve tarihe kanlı katliam olarak geçen “Hocalı Katliamı” olmaktadır. Bu kanlı olay, Türk toprağı olan Dağlık Karabağ Bölgesinin Hocalı kasabasında yaşandığı için tarihe “Hocalı Katliamı” olarak geçmiştir. Aralık 1991’de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerbaycan Türklerinin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra 30 Ekim’den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991’de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterinin de Ermeni kuvvetler tarafından vurulmasından ardından hava yolu ulaşımı da kesilmişti. Böylece Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kalmıştı.
Ermenilerin Hocalı ve çevresinde yaptıkları saldırılar, Sovyetler dağılmadan önce yani 1988 yılından itibaren başlamıştı, ancak 1992’de başlayan olaylar artık saldırı isimlendirilmesini geçip yerini katliamlara bırakmıştı. Bu katliamların en acımasızı Hocalı’ya yapıldı. 25 ve 26 Şubat’ta şehre giren Ermeniler ve Ruslara ait 366.motorize piyade alayı, asker ya da sivil diye hiçbir ayırım yapmadan, 106’sı kadın, 63’ü çocuk 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türk’ünü katletti. Geride kalan binlerce insan ise vatanlarını terk etmek zorunda kaldı. Tarih Boyunca yaptığı savaşlarda asla sivilleri hedef almayan, her döneminde dünyaya insanlık dersi veren Türk Milleti, Hocalı’ da hunharca katledilmişti.
1988’de başlayan Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş 6 yıl sürdü. Sonrasında ise Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal edildiği için bir milyona yakın Azerbaycan Türk’ü kendi topraklarında göçmen gibi yaşamak zorunda kaldı.
Günümüzde, Karabağ sorununun çözümüne yönelik süreç, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çatısı altında oluşturulan Minsk Grubu tarafından yürütülmektedir. Bu grubun eş başkanlığı görevini ABD, Rusya ve Fransa yürütmekte olup yaklaşık 20 yıldan beri devam eden görüşmelerde bir sonuca varılamamıştır. Hatta ne acı bir gerçektir ki, Hocalı soykırımına katılmış olan Ermeniler, “Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi” gibi birçok Uluslararası hukuki antlaşmaya rağmen hiçbir cezalandırma ile karşılaşmadığı gibi, bu suçu işleyenler kendi devletlerinde en üst makamlara getirildi.
Dünya kamuoyu ise bu katliam karşısında adeta kör, sağır ve dilsiz kalmıştır.
Tüm bunlarda yetmezmiş gibi Ermenistan, uluslararası çeşitli platformlarda gündeme sözde soykırım iddialarını getirmektedir. Türkiye’de bu asılsız iddialar karşısında Hocalı katliamı ve Karabağ işgalini kendi meselesi içerisinde ele almaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Ermenistan ve başta Fransa olmak üzere, destekçisi konumundaki diğer ülkeler nezdinde uluslararası tüm platformlarda Ermenistan’ı işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini istemektedir. Kafkasya’daki kalıcı barışın ancak bu şekilde gerçekleşebileceği unutulmamalıdır.
Hocalı’da yapılan katliam son zamanlarda dünya kamuoyu tarafından lanetlenmekte ve bu konuda önemli kararlar alınıp birçok devlet tarafından kınanmaktadır. İşte bu önemli kınamalardan birisi de Çek Cumhuriyeti tarafından yapılmıştır. Çek Cumhuriyeti Dış İlişkiler Meclisi, Hocalı’da yapılan katliamı soykırım olarak tanıdı. Umuyoruz ki ülke olarak Hocalı’ya yapılan bu katliam, diğer dünya ülkeleri tarafından Azerbaycan Türklerine yapılan bir soykırım olarak tanınır ve bu konuda gerekli uluslararası yaptırım kuralları devreye girer.
Güneş Vakfı olarak, bizlerde tarih boyunca asla sivilleri hedef almayan, her döneminde dünyaya insanlık dersi veren bir milletin çocukları olarak, kardeş Azerbaycan halkının acısını paylaşıyor; hak yolunda daima omuz omuza olacağımızı belirtirken insanlıkla bağdaşmayan bu Ermeni mezalimini şiddetle kınıyoruz.
Ayrıca, Hocalı katliamının her yıl dönümünde belirttiğimiz gibi, Hocalı’da şehit olan kardeşlerimizi anmak ve unutmamak adına; 26 Şubat’ın “Hocalı Şehitlerini Anma ve Milli Yas Günü” ilan edilmesini talep ediyoruz.”