'Evde Bulunsun' Denilerek Alınan Silahlar Can Alıyor
Bir anlık hiddet ya da coşkuyla ateşlenen silahlar birçok insanın ölmesine neden olurken, silah kullananların sonrasında çoğunlukla pişman olduğu görülüyor Dünya genelinde hızla artan silahlı saldırılar ve serseri kurşunlar sebebiyle her yıl yüzbinlerce insan hayatını kaybederken, bu olayların büyük çoğunluğunun ruhsatsız silahlarla gerçekleştirildiği belirtiliyor Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Akcan: 'Dünyada yaklaşık 800 milyon küçük silah olduğu düşünülüyor. Maalesef bunlardan kaynaklanan ölüm oranı da bir yılda 300 bin civarında. Bunların yüzde 60'ı da savunmasız çocuk ve kadın' 'Silahı olan kişiler 5 yıl sonra ruhsatı yenilemek için geldiklerinde anket kapsamında sorduk, silah alanların yüzde 50'sinin pişman olduğunu görüyoruz' Kızını silahlı saldırı sonucunda kaybeden baba Palandöken: ''Bazen görüyoruz, kalkmış hem evladını öldürmüş, hem eşini öldürmüş ya da çocuk annebabasını öldürmüş. Evinde silah olmasaydı belki o baba, evlat katili olmazdı veya çocuk, annebaba katili olmazdı. Bu tür olaylar bize birer ibrettir ama biz bu ibreti alamıyoruz. Kimisi de arabada bulunsun diye alıyor, trafikte yanlış bir hareket ile karşılaştığında hemen silahını çıkarıp karşısındakini vuruyor. Bir dakikalık hırstır, bir dakika sonra o hırsın gittikten sonra 'ya ben ne yaptım' diyerek pişman olunabiliyor. Bulunsun diye alınan silahlar er ya da geç kullanılıyor'
Dünya genelindeki asayiş olaylarında silahlı saldırıların oranı bir hayli fazla. Her geçen yıl oranı artan silahlı saldırılarda aynı oranda can kayıpları yaşanıyor. Çoğunluğu anlık öfke sonucu ateşlenen silahlar birçok can alırken, çocukları yetim, anne ve babaları da evlatsız bırakıyor. Ocaklara ateş düşüren ve sonrasında pişmanlık duygusu oluşturan bu saldırılar sonucunda binlerce insan cezaevi hayatına 'mahkum' oluyor. Türkiye'de geçen yıl bir önceki seneye göre silahlı saldırı sayısında azalma görülürken, dünya çapında bu oranın arttığı gözleniyor.
Emniyet verilerine göre, 2016 yılında ülke genelinde 26 bin 818 olay yaşandı. Bu olaylarda 8 bin 441'i ruhsatsız, 10 bin 355 silah ele geçirildi. 2017 yılının ilk 10 ayında ise 23 bin 498 olayda 9 bin 390'ı ruhsatsız 10 bin 790 silah ele geçirildi.
Ayrıca, internetten satışı usulsüz yapılan yivsiz tüfeklerin satışının engellenmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nca yapılan çalışmalar doğrultusunda, 55 internet adresi hakkında adli ve idari işlem yapılması için il emniyet müdürlüklerine talimat verildi.
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Ayhan Akcan, AA muhabirine, vakfın her gün gazetelerin 3. sayfalarını derlediğini, silahla işlenen cinayet ve yaralama olaylarını tek tek istatistik olarak kayda aldığını ve emniyet verileriyle karşılaştırıldığını belirtti.
Akcan, geçen sene ülke genelinde medyaya 4 bin 500 olay yansıdığını, bu olaylarda 2 bin 200 kişinin hayatını kaybettiğini öne sürdü.
Türkiye'de yaklaşık yüzde 90'ı ruhsatsız 18-20 milyon civarında silah bulunduğunu savunan Akcan, bu oranın cinayet vak'aları ve sonrasındaki otopsi raporları ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı istatistiki verilere göre hesaplandığını söyledi.
- "Dünyada yaklaşık 800 milyon küçük silah var"
Akcan, dünya ölçeğinde de istatistiki verileri takip ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Dünyada yaklaşık 800 milyon küçük silah (insanların taşıyabileceği) olduğu düşünülüyor. Maalesef bunlardan kaynaklanan ölüm oranı da bir yılda 300 bin civarında. Bunların yüzde 60'ı da savunmasız çocuk ve kadın. Artış var, bu oran 5 yıl önce 720 milyon civarındaydı. Silaha talep var, bu talebi de maalesef dünyadaki gelişmeler, savaşlar ve bölgesel sorunlar oluşturuyor. Ancak bu durumlardan etkilenerek bireysel anlamda da insanlar silahlanıyorlar. 'Kendi güvenliğimi kendim sağlayayım' diyenler olabiliyor veya yasada öyle bir hakkı varsa bunu kullanıyor."
Akcan, bireysel silahlanmada ABD'nin ilk sırada, Güney Afrika'nın ise ikinci sırada yer aldığına dikkati çekti.
Kişilerin kendi güvenliğini sağlamak adına silahlanmasının yanlış olduğunu aktaran Akcan, "Bunun doğru olmadığını da pratikte görüyoruz. Silahı olan kişiler 5 yıl sonra ruhsatı yenilemek için geldiklerinde anket kapsamında sorduk, silah alanların yüzde 50'sinin pişman olduğunu görüyoruz." ifadesini kullandı.
Japonya, Güney Kore, İskoçya gibi bazı ülkelerde silahlanmanın yasaklandığına işaret eden Akcan, bu ülkelerde silahla şiddet konularının sıfıra yakın olduğunu, toplumsal huzurun yakalandığını ifade etti.
- "Silahla ilgili dünyada çok büyük bir lobi var"
Akcan, şöyle konuştu:
"Silah dünyada bir pazar ve silahla ilgili de dünyada çok büyük bir lobi var. Dünyada bu lobinin kararına göre hareket ediliyor. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya... Dünyada bu 5 ülke en fazla silah üreten ülkeler. Maalesef bu ülkelerin dış ticaretten kazandığı paraların neredeyse yarıdan fazlası da silah pazarı. Dünya beş büyük devletten oluşur deniyor ya işte o beş ülke bunlar, aynı zamanda silah lobisine de hakimler. Silah lobisinin hakimi olunca kendi vatandaşlarının ya da insanların silahlanması konusunda hem yasal düzenlemeyi kolaylaştırıyorlar hem de inanılmaz boyutta teşvik ediyorlar."
İnternet oyunları, diziler ve klipler aracılığıyla insanların silaha teşvik edildiğini vurgulayan Akcan, "İnternet oyunlarında, TV dizilerinde, müzik kliplerinde teşvik eden, bir nevi silahı da bir cep telefonu gibi insanlara adeta sunan bir yaklaşım var. Silah pazarı ciddi bir pazar. 1,5 milyar dolarlık bir pazar ve 1,5 milyar dolarlık pazar sadece açıklanan pazar. Bunun bir de arka planı var, 3-4 katını düşünün. Yani dünyada bir yılda yaklaşık 5 milyar dolar gibi bir silah pazarı var." ifadesini kullandı.
- "İnsanlar silahların gölgesinde yaşıyor"
"İnsanların, silahların gölgesinde yaşadığını söyleyebiliriz. Hem 32 gelişmiş ülke hem gelişmekte olan ülkelerde, hem de gelişememiş ülkelerde bu belirgin. Zaten en ufak etnik, mezhepsel ve toplumsal olaylarda da çok sık kullanıldığını biliyoruz. Toplum katliamlarının olduğunu biliyoruz." diyen Akcan, kişiler arasında yaşanan husumetlerde de silah kullanıldığını kaydetti.
Silah kullanımının, "ulaşılabilir olması" sebebiyle arttığının altını çizen Akcan, kullanımda caydırıcılığın fazlasıyla arttırılması gerektiğini vurguladı.
- "Her yıl yaklaşık bin kişi maganda kurşunlarından ölüyor"
Her yıl birçok masum insanın hayatı maganda kurşunlarıyla son buluyor. Özellikle bazı yörelerde gerçekleştirilen düğünlerde 'gelenek' adı altında havaya sıkılan mermiler, mutlu günlerin acı haberlerle noktalanmasına neden oluyor. Birçok kurum ve kuruluş maganda kurşunlarını önlemek için sosyal kampanyalar yürütüyor.
Bu durumun Osmanlı'dan bu yana yaşandığını belirten Akcan, "Sevinçlerimizi de maalesef silahlı yapıyoruz. Özellikle açık havadaki her türlü toplantıda silah kullanma alışkanlığımız var. Osmanlı dahi bu problemi çözememiş." yorumunda bulundu.
Akcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sonuçta ateş düştüğü yeri yakıyor. Türkiye'de her yıl yaklaşık bin kişi maganda kurşunlarından ölüyor. Basına yansımayan olaylar daha fazla. Çünkü açık hava toplantısı dediğimiz sünnet, düğün, kına ortamlarında insanlar birbirlerini tanıdığı için, ölen ve öldürülenin de akraba bağı olduğu için çok fazla yansımıyor. Böyle de kapalı bir alan var ama bu problem çözülmeli. Magandalar zannediyor ki mermiyi yukarı attı ve orada kalacak. Öyle bir şey yok. Sonuçta o mermi yere düşecek ve yere indiğinde de insanı öldürebiliyor. Bu konuda bilgilendirmeyle ilgili kampanya yapmak lazım."
Dizilerin silahtan arındırılması ve silah reklamlarının yasaklanması gerektiğini ifade eden Akcan, "Mutlaka televizyon dizilerinde silahı arındırmak lazım, internetten reklamı yasaklamak lazım. Satışını, kargoyla taşınmasını yasaklamak lazım. Tabii en önemlisi de kişilerin silah ruhsatı almadan önce eğitime, ruhsat alındıktan sonra da denetime tabi tutulması lazım. Bütün dünyada çözüm maalesef kişinin tercihine göre değil yasalarla oluyor." dedi.
Akcan, asker ve polis dışında herkese silahın yasaklanması gerektiğini sözlerine ekledi.
- "Silah bu kadar kolay alınmamış olsaydı belki kızım yaşıyor olacaktı"
Geçen yıl Pendik Güzelyalı Tren İstasyonu yakınlarında Mustafa Yetgin (21) tarafından internetten siparişle alınan silahla öldürülen 17 yaşındaki lise öğrencisi Helin Palandöken'in babası Nihat Palandöken de bireysel silahlanmaya karşı olduğunu, bu konuda gerçekleştirilen faaliyetlerde yer aldığını bildirdi.
Palandöken, silahın güvence olarak görülmesinin yanlış olduğunu, silaha güvenin eğitimsizlikten kaynaklandığını belirtirken, "Silah bu kadar kolay alınamamış olsaydı belki benim kızım yaşıyor olacaktı, bunlar yaşanmazdı. Bu acıyı en iyi bilenlerden biri benim. Bunu ancak yaşayan bilir." ifadesini kullandı.
Bireysel silahlanmanın en kısa sürede durdurulmasını, usulsüz satılan silahların da toplanmasını isteyen Palandöken, şunları söyledi:
"İnsan daha özgür, daha güzel yaşamalı. Allah'ın verdiği canı Allah alsın, insanlar almasın. Benim canım yandı. Ben susabilirim de, 'benim evladım nasılsa gitti, bana ne öbürünün evladından' diyebilirim de ama insana vicdan lazım. Biz ne diyoruz? 'Bizim canımız yandı başkalarının canı yanmasın.' Bu silahlar toplansın, silahlar satılmasın. İnternette o kadar kolay satılır hale geldi ki bir ekmeği bile ben daha zor alıyorum. Sözde bu siteler kapatıldı ancak ben her gün arıyorum ve 'bana bir silah lazım' diyorum, 'abi yarın elinde' diyor. 'Kaç para' diyorum, '350-400 lira' diyor. Daha pahalı silahlar da var, hangisini istersen alabiliyorsun. Ben ekmek almaya bakkala gidiyorum, en azından yürüyorum. Bunda öyle değil, kapına kadar geliyor. Bir de kredi kartına taksit ve kapıda ödeme gibi cazip seçenekler sunuyorlar. Yemek siparişi gelir gibi kapına geliyor." diye konuştu.
- "Bulunsun diye alınan silahlar er ya da geç kullanılıyor"
Birçok insanın silahı heves uğruna aldığını kaydeden Palandöken, "bulunsun" diyerek silah alanlara çağrıda bulunarak, şunları kaydetti:
"Bazen görüyoruz, kalkmış hem evladını öldürmüş, hem eşini öldürmüş ya da çocuk anne-babasını öldürmüş. Evinde silah olmasaydı belki o baba evlat katili olamazdı veya çocuk, anne-baba katili olmazdı. Bu tür olaylar bize birer ibrettir ama biz bu ibreti alamıyoruz. Kimisi de arabada bulunsun diye alıyor, trafikte yanlış bir hareket ile karşılaştığında hemen silahını çıkarıp karşısındakini vuruyor. Bir dakikalık hırstır, bir dakika sonra o hırsın gittikten sonra 'ya ben ne yaptım' diyerek pişman olunabiliyor. Bulunsun diye alınan silahlar er ya da geç kullanılıyor."
- "Silah devlette olur, devlette vatan için kullanır"
Silah almayı düşünenlere, "Kesinlikle almayın. Hem başkalarının ocağını yakar, hem kendinizi yakarsınız. Sonra da vicdanınız varsa ömür boyu vicdanınız rahatsız olur." şeklinde seslenen Palandöken, ailelere de, "Silahlara karşı çocuklarını heveslendirmesin. Küçük çocuklara da oyuncak silah alıyoruz. Siz küçükken çocuğa oyuncak silah alırsanız büyüdüğünde de silaha heveslenecektir. Oyuncak silah alacağınıza farklı şeyler alın, eğitici oyuncaklar alın." önerisinde bulundu.
Palandöken, sözlerini şöyle tamamladı:
"Vatan için savaşırsan silah kullanırsın. Aksi takdirde silah kullanılmaz. Komşu arasında kullanılmaz, arkadaş arasında kullanılmaz. Silah bir ülkenin güvenlik güçlerinde olur, o da vatan için kullanır. Silah devlette olur, devlet de vatan için kullanır."