Babası İstiklal Askeri, Amcası Çanakkale Şehidi
Babası 1’nci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda asker olarak görev yapan, amcası ise 1915 yılında Çanakkale’de şehit düşen 92 yaşındaki Ömer Arif Orhon, ailesinin savaş yıllarını anlattı.
Eskişehir’in Çifteler ilçesinde hayatını sürdüren ‘Ömer Gazi’ lakaplı Ömer Arif Orhon, Türkiye’nin kuruluş yıllarında babası ve amcasının büyük fedakarlıklar yaptığını söyledi.
Babasının savaş yıllarına ait belgelerini yıllarca muhafaza etmeyi başaran Orhon, savaş yıllarında ailesinin gösterdiği mücadelenin kendileri için gurur kaynağı olduğunu dile getirdi.
“Memlekete kötülük yapanların sonları kötü gelsin”
Türkiye’nin kolay şartlar altında kazanılmadığını aktaran Ömer Arif Orhon, “İngiliz’e esir düşmüş babam. Öksüz kalmış. Çok acı günleri geçmiş. ‘Diline, eline, beline sahip olacaksın, sana kötülük yapana ekmekle vur’ derdi. Bu memleketin kurtulması için önem vermişler, askerlik yapmışlar. Babam 7 yaşında öksüz kalmış. Amcasının yanında büyümüş. Biz kuvvetimizle, dinimizle, doğruluğumuzla kazandık bu vatanımızı. Türkiye’yi kurtaranlar, nur içinde yatsın. Nur içinde yatsın askerlerimiz, yanımızdaki paşalarımız. Bizim zamanımızda da askerler zayıftı. Kuru bisküviler vardı. Kötünün hakkından gelemezsin. Kötünün cezasını Allah versin. Amcam, Arıburnu’nda şehit oldu. İstikamda vurulmuş. Nur içinde yatsınlar. Bizim Türkiye’mizi gavurun elinden kurtaranlar nur içinde yatsınlar. Memlekete kötülük yapanların sonları kötü gelsin. Şimdi de kötü yapanların sonları kötü gelsin” şeklinde konuştu.
“Babam dedemin resimlerine baktıkça duygulanıyor”
Ömer Arif Orhon’un oğlu Osman Orhon ise dedelerinin hikayelerini babasından dinlediğini ve çok etkilendiğini dile getirdi. Türkiye’nin kuruluşuna ailecek katkı yaptıkları için gurur duyduklarını aktaran Osman Orhon, şunları kaydetti:
“Dedem 1884 yılında Çifteler’de doğuyor. 1914’te de askerliğe gidiyor. 7 sene askerlik yapıyor. 1921’de terhis oluyor. Dedem, terhis olmadan önce 1’nci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katılıyor. 1921’de tekrar geri dönüyor. Babamın anlattıklarına göre dedem, İngilizler’e esir düşüyor. Ama İngilizler’den bir kötülük görmemişler. Fakat kardeşi Hamza, Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşüyor. Bu ülke için, bu vatan için abi, kardeş savaşmışlar. Mücadele etmişler. Sırf Türkiye Cumhuriyeti topraklarını kurtarmak için. Dedemler, bu savaşta askerlik yaptığı için ve kardeşi de şehit düştüğü için bizler gurur duyuyoruz. Babamın anlattığına göre dedemler çok çile çekmişler. Babam bazen duygulanıyor dedemin resmine baktıkça.”
Kaynak: İHA
Babasının savaş yıllarına ait belgelerini yıllarca muhafaza etmeyi başaran Orhon, savaş yıllarında ailesinin gösterdiği mücadelenin kendileri için gurur kaynağı olduğunu dile getirdi.
“Memlekete kötülük yapanların sonları kötü gelsin”
Türkiye’nin kolay şartlar altında kazanılmadığını aktaran Ömer Arif Orhon, “İngiliz’e esir düşmüş babam. Öksüz kalmış. Çok acı günleri geçmiş. ‘Diline, eline, beline sahip olacaksın, sana kötülük yapana ekmekle vur’ derdi. Bu memleketin kurtulması için önem vermişler, askerlik yapmışlar. Babam 7 yaşında öksüz kalmış. Amcasının yanında büyümüş. Biz kuvvetimizle, dinimizle, doğruluğumuzla kazandık bu vatanımızı. Türkiye’yi kurtaranlar, nur içinde yatsın. Nur içinde yatsın askerlerimiz, yanımızdaki paşalarımız. Bizim zamanımızda da askerler zayıftı. Kuru bisküviler vardı. Kötünün hakkından gelemezsin. Kötünün cezasını Allah versin. Amcam, Arıburnu’nda şehit oldu. İstikamda vurulmuş. Nur içinde yatsınlar. Bizim Türkiye’mizi gavurun elinden kurtaranlar nur içinde yatsınlar. Memlekete kötülük yapanların sonları kötü gelsin. Şimdi de kötü yapanların sonları kötü gelsin” şeklinde konuştu.
“Babam dedemin resimlerine baktıkça duygulanıyor”
Ömer Arif Orhon’un oğlu Osman Orhon ise dedelerinin hikayelerini babasından dinlediğini ve çok etkilendiğini dile getirdi. Türkiye’nin kuruluşuna ailecek katkı yaptıkları için gurur duyduklarını aktaran Osman Orhon, şunları kaydetti:
“Dedem 1884 yılında Çifteler’de doğuyor. 1914’te de askerliğe gidiyor. 7 sene askerlik yapıyor. 1921’de terhis oluyor. Dedem, terhis olmadan önce 1’nci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katılıyor. 1921’de tekrar geri dönüyor. Babamın anlattıklarına göre dedem, İngilizler’e esir düşüyor. Ama İngilizler’den bir kötülük görmemişler. Fakat kardeşi Hamza, Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşüyor. Bu ülke için, bu vatan için abi, kardeş savaşmışlar. Mücadele etmişler. Sırf Türkiye Cumhuriyeti topraklarını kurtarmak için. Dedemler, bu savaşta askerlik yaptığı için ve kardeşi de şehit düştüğü için bizler gurur duyuyoruz. Babamın anlattığına göre dedemler çok çile çekmişler. Babam bazen duygulanıyor dedemin resmine baktıkça.”