Ölümle Sonuçlanan Şiddet Manzaraları Var
Gelişen ülkelerden biri olan Türkiye’de kadına şiddet eğilimi önemli sorunlardan biri. Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda Psikiyatrı Uzmanı Ali Dayı, öfke kontrolü sorununu ele aldı. Öfke kontrolü tedavi edilmediği takdirde şiddete eğilimi arttıracağını söyledi.
Türkiye’de son yıllarda korkutucu düzeye ulaşan kadına yönelik şiddet olayları artmakta. Bu dramatik artışa bağlı olarak şiddettin derinlerine inen Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Ali Dayı, bu sorunun çocuklukta yaşanan bir takım olaylardan veya sosyal yaşamdan kaynaklanabileceğinde söyledi.
Şiddet, toplumsal hayatta mekân gözetmeksizin her alanda karşımıza çıkmakta, fiziksel ve ruhsal bütünlüğü tehlikeye atmaktadır.
“Öfke kontrol edilemediği zaman şiddete dönüşebilir”
Öfke, bir insanın beklentilerinin karşılanmadığı zaman, hayal kırıklığına uğradığında veya istemediği bir durumda ortaya çıkan evrensel ve insani bir duygudur diyen Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Ali Dayı, “Öfke her insanda görülebilir. Önemli olan öfkeyi kontrol edebilmektir. Eğer siz bu öfkeyi kontrol edemezseniz bu öfke şiddet veya saldırganlık haline dönüşebilir. Bazı insanlar öfke kontrolünü kendileri başarabiliyor. Örneğin öfkelendiğini hissettiği zaman çıkıp yürüyüş yapabiliyor ya da bir hobisi varsa onunla uğraşabiliyor bazıları ise bunu saldırganlığa yönlendiriyor. Trafikte kornaya basma, karşıdaki kişiye fiziksel şiddet uygulama, ya da cinsel saldırı, sözel saldırı gibi kendisini gösterebiliyor. Kişi tek başına öfke kontrolünü sağlayamıyorsa mutlaka bir psikolog veya psikiyatri uzmanından yardım alması gerekmektedir. Özellikle toplumsal roller çerçevesinde kadına yönelik şiddeti de üzülerek bunların en başına koyuyoruz” dedi.
“Şiddet küçük yaşta kız çocuklarına yönelik olursa erken yaşta evlilikler görülebilir”
Fiziksel şiddete maruz kalmış bir insanda ilerleyen zamanda bazı ruhsal patolojiler görülebileceğini söyleyen Dayı, “Eğer bu şiddet küçük yaşta kız çocuklarına yönelik olursa, çocuk yaşta evlilikler veya kadınların okutulmaması gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Daha yetişkin zamanda ki şiddet depresyona veya anksiyete’ye sebep olabilir. Bazı vak’alarda ölümle sonuçlanan şiddet manzaraları vardır. Hemen hemen her gün haberlerde yol ortasında eşi tarafından bıçaklanmış, vurulmuş kadınlar görüyoruz çok üzücüdür ki bunlara şahit oluyoruz” dedi.
“Günlük stres öfkemizi arttırabilir”
Özellikle çocuk yaşta ebeveynlerinden veya bakım verenlerden şiddet görmüş ya da şiddete tanık olmuşsa bu çocuğunda ilerleyen zamanlarda benzer davranışlar sergilemesi beklenebilir diyen Dayı, “Aynı zamanda günlük yaşam stresleri şiddete veya öfkeye sebep olabilir. Günlük stres, maddi konularda sıkıntılar öfkemizi arttırabilir. Siz eğer bu öfkenizi kontrol edemezseniz bir anda şiddete yönelebilirsiniz. Tabi ki bazı ruhsal patolojilerde madde kullanımında da şiddete eğilimin arttığı gösterilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2016-2020 kadına yönelik şiddet ile mücadele planına bir dizi önlemler alınmaya ve hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bunlardan bir tanesi toplumsal farkındalık oluşturulmaya çalışılması. Diğer bir husus ise şiddete maruz kalan kadınların güçlendirilmesidir. Umarım en kısa zamanda bütün bunlar hayata geçirilebilir” diyerek cümlelerini sonlandırdı.
Kaynak: İHA
Şiddet, toplumsal hayatta mekân gözetmeksizin her alanda karşımıza çıkmakta, fiziksel ve ruhsal bütünlüğü tehlikeye atmaktadır.
“Öfke kontrol edilemediği zaman şiddete dönüşebilir”
Öfke, bir insanın beklentilerinin karşılanmadığı zaman, hayal kırıklığına uğradığında veya istemediği bir durumda ortaya çıkan evrensel ve insani bir duygudur diyen Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Ali Dayı, “Öfke her insanda görülebilir. Önemli olan öfkeyi kontrol edebilmektir. Eğer siz bu öfkeyi kontrol edemezseniz bu öfke şiddet veya saldırganlık haline dönüşebilir. Bazı insanlar öfke kontrolünü kendileri başarabiliyor. Örneğin öfkelendiğini hissettiği zaman çıkıp yürüyüş yapabiliyor ya da bir hobisi varsa onunla uğraşabiliyor bazıları ise bunu saldırganlığa yönlendiriyor. Trafikte kornaya basma, karşıdaki kişiye fiziksel şiddet uygulama, ya da cinsel saldırı, sözel saldırı gibi kendisini gösterebiliyor. Kişi tek başına öfke kontrolünü sağlayamıyorsa mutlaka bir psikolog veya psikiyatri uzmanından yardım alması gerekmektedir. Özellikle toplumsal roller çerçevesinde kadına yönelik şiddeti de üzülerek bunların en başına koyuyoruz” dedi.
“Şiddet küçük yaşta kız çocuklarına yönelik olursa erken yaşta evlilikler görülebilir”
Fiziksel şiddete maruz kalmış bir insanda ilerleyen zamanda bazı ruhsal patolojiler görülebileceğini söyleyen Dayı, “Eğer bu şiddet küçük yaşta kız çocuklarına yönelik olursa, çocuk yaşta evlilikler veya kadınların okutulmaması gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Daha yetişkin zamanda ki şiddet depresyona veya anksiyete’ye sebep olabilir. Bazı vak’alarda ölümle sonuçlanan şiddet manzaraları vardır. Hemen hemen her gün haberlerde yol ortasında eşi tarafından bıçaklanmış, vurulmuş kadınlar görüyoruz çok üzücüdür ki bunlara şahit oluyoruz” dedi.
“Günlük stres öfkemizi arttırabilir”
Özellikle çocuk yaşta ebeveynlerinden veya bakım verenlerden şiddet görmüş ya da şiddete tanık olmuşsa bu çocuğunda ilerleyen zamanlarda benzer davranışlar sergilemesi beklenebilir diyen Dayı, “Aynı zamanda günlük yaşam stresleri şiddete veya öfkeye sebep olabilir. Günlük stres, maddi konularda sıkıntılar öfkemizi arttırabilir. Siz eğer bu öfkenizi kontrol edemezseniz bir anda şiddete yönelebilirsiniz. Tabi ki bazı ruhsal patolojilerde madde kullanımında da şiddete eğilimin arttığı gösterilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2016-2020 kadına yönelik şiddet ile mücadele planına bir dizi önlemler alınmaya ve hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bunlardan bir tanesi toplumsal farkındalık oluşturulmaya çalışılması. Diğer bir husus ise şiddete maruz kalan kadınların güçlendirilmesidir. Umarım en kısa zamanda bütün bunlar hayata geçirilebilir” diyerek cümlelerini sonlandırdı.