'Festivalleri Görmezden Gelmek Sinema Sektörüne Kötülüktür'
6. Boğaziçi Film Festivali kapsamında düzenlenen 'Bir Endüstri Olarak Sinema ve Festivaller' panelinde 'Sinema ve Festival İzleyici Eğilimleri Durum Tespit Araştırması'nın sonuçları da açıklandı TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu: 'Festivaller, sinema sektörünü ayakta tutan bir düzlem. Festivalleri görmezden gelmek sinema sektörüne kötülüktür' 'Televizyon yayıncısıyız ama bir sanat dalı olarak sinema bizim ana besin kaynağımız. Sinema filmleri olmayınca aslında dört dörtlük bir televizyon yayıncılığından, eğlence yayıncılığından bahsetmemiz mümkün değil' TRT Akademi Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Prof. Serdar Öztürk: 'Film izleme eğilimleri ve sinemaya gitme pratikleriyle film festivallerine ilişkin algılar, katılımcıların, cinsiyet, gelir düzeyi, meslek gibi çeşitli demografik nitelikleri açısından karşılaştırmalı olarak analiz edildi' 'Türk sinemasında en büyük sorunun senaryo ve nitelikli oyunculuk olduğu bulgusuna ulaşıyoruz'
Etkinlik, Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği ve İstanbul Medya Akademisi iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı, TRT'nin ise Kurumsal İş Ortağı olduğu festivalin "Bosphorus Film Lab" bölümünde, Akademi Beyoğlu'nda gerçekleştirildi.
Programda ayrıca, TRT Akademi tarafından akademi ve sinema sektörünün hizmetine sunulmak üzere başlatılan "Sinema ve Festival İzleyici Eğilimleri Durum Tespit Araştırması"nın sonuçları da açıklandı.
TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, Festivalin Artistik Direktörü Emrah Kılıç'ın yönettiği panelde yaptığı konuşmada, farklı alanlarda kamusal bilinç çerçevesinde yayıncılık yaptıklarını söyledi.
Durdu, TRT Akademi'yi 4 yıl önce hayata geçirdiklerini belirterek, "TRT, özellikle drama konusunda Türkiye'nin çok seçkin, nadide ve öncü örneklerini vermiş bir kurum. Bu özelliğini, özel kanalların gelmesiyle birlikte biraz geri plana atmıştı. Büyük bir bilgi birikimi ve alan tecrübesi var TRT'nin. Bu denli tecrübeye sahip olduğumuz halde akademik camiayla yeteri kadar alışveriş içerisinde olmadığımızı fark ettik. Bu iş birliğini artırma, akademik camiada elde edilmiş bilgi birikimini kendi koridorlarımıza, kendi üretim merkezlerimize taşımak amacıyla TRT Akademi birimini oluşturduk." ifadelerini kullandı.
- "TRT'den 4 yıl içerisinde 70 filme kaynak"
Hakemli olarak hazırlanan TRT Akademi dergisini de 6 ayda bir çıkardıklarını aktaran Durdu, "Burada çeşitli başlıklarda makaleler topladık üniversitelerden. İlk konu başlığımız 'Eğlence Sektörü' idi. Geçtiğimiz yıl da sinema özel sayısını yaptık. Hem akademisyenlerden hem de sektörde oyuncu, yapımcı, senarist olarak bulunanlardan iyi bir katılım oldu. Bunun yanı sıra üniversitelerde her ay konferanslar düzenliyoruz." diye konuştu.
Durdu, iletişim fakültelerindeki öğrencilerle atölye çalışmaları yapacaklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Televizyon yayıncısıyız ama bir sanat dalı olarak sinema bizim ana besin kaynağımız. Sinema filmleri olmayınca aslında dört dörtlük bir televizyon yayıncılığından, eğlence yayıncılığından bahsetmemiz mümkün değil. Her ne kadar dizi, yarışma ve haber programları olsa da televizyon, kendi başına insanların hayal dünyasına hitap etme becerisine sahip değil. Bunu dört başı mamur bir şekilde hem de sanatsal açıdan yapan sinema. Biz sinemadan besleniyoruz, dolayısıyla sinemaya kayıtsız kalmamız mümkün değil. Sinemadan ne kadar ilham alabilir, o ruhu ekranlarımıza ne kadar taşıyabilirsek, o kadar keyifli işler yapacağımızı düşünüyorum."
Genç yetenekleri sinemaya kazandırmak adına çalışmalar yaptıklarına işaret eden Durdu, son 4 yıl içerisinde 70 sinema ve televizyon filmine kaynak oluşturdukları bilgisini verdi.
- Araştırma için 4 bin 500 kişiyle görüşüldü
Durdu, yurt içindeki ve dışındaki festivallere de destek olduklarını vurgulayarak, "Festivaller, sinema sektörünü ayakta tutan bir düzlem. Festivalleri görmezden gelmek sinema sektörüne kötülüktür. Bağımsız sinemaya destek olarak genç yönetmenlerin hayallerini gerçekleştirmesini istiyoruz." dedi.
TRT Akademi Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Prof. Serdar Öztürk de sinemanın üretim kısmıyla ilgili araştırma yapılsa da bugüne kadar sinema izleyicisi hakkında araştırma yapılmadığını dile getirdi.
Öztürk, izleyiciyi tanımak için yapılan bilimsel Sinema ve "Festival İzleyici Eğilimleri Durum Tespit Araştırması"nda, birçok sorunun cevabını bulmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Bozgeyikli ise yaptıkları araştırmada yaklaşık 4 bin 500 kişiyle görüştüklerini belirtti.
Bozgeyikli, araştırmada hem nitel hem nicel yöntemleri kullandıklarını vurgulayarak, çalışma için örneklem gruplarını "hane halkı", "sinema izleyicileri", "film festivali katılımcıları" ve "alan profesyonelleri" olarak belirlediklerini aktardı.
- Türk halkının tercihi komedi filmlerinden yana
"Festival İzleyici Eğilimleri Durum Tespit Araştırması"nda farklı başlıklarda derinlemesine analizlerin yer aldığının altını çizen Bozgeyikli, "Film izleme eğilimleri ve sinemaya gitme pratikleriyle film festivallerine ilişkin algılar, katılımcıların, cinsiyet, gelir düzeyi, meslek gibi çeşitli demografik nitelikleri açısından karşılaştırmalı olarak analiz edildi. İlgilisi için ciddi bir veri tabanı oluşturduğuna inanıyorum." şeklinde konuştu.
Hasan Bozgeyikli, insanların film izlemek için kullandıkları platformları da araştırdıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Hane halkı, film izlemek için televizyonu kullanıyor. Sinema ve film izleyicilerinin tercihi ise sinema salonları. Öncelikle merak ettiğimiz şeylerden biri de hangi tür filmlerin tercih edildiği konusuydu. Genel olarak 3 örneklem grubunda da komedi filmlerinin öne çıktığını görüyoruz. En çok izlenen türlerde ikinci sırada dram, üçüncü sırada ise aksiyon filmleri yer alıyor. Diğer bir bulgumuz, festival izleyicilerinin yabancı filmleri, hane halkı ve sinema izleyicilerinin ise yerli filmleri tercih ettiğini gösterdi."
Türkiye'de seçkin film izleyicisinin oluşmasında gelişmelerin olumlu yönde olduğuna değinen Bozgeyikli, "Türk halkı genel olarak filmleri eğlence amaçlı izlediğini söylüyor. İnsanlar genellikle zaman problemi yaşadığı için hafta sonu sinemaya gitmeyi tercih ediyor. Bunun yanında sokak sinemaları ve alternatiflerin azalmasının da etkisiyle, film izlemek için daha çok AVM'lere gidiliyor. Sinema pratikleri açısından baktığınızda, e-ticaret gelişmiş olmasına rağmen, belki de tercihlerini orada yaptıkları için, biletlerini gişeden almayı tercih ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türk izleyicisi kendi kültürlerini konu alan yapımları görmek istiyor"
Bozgeyikli, sonuç raporunu grafik ve tablolar eşliğinde sunduklarını aktararak, şöyle konuştu:
"Türk izleyicisi, sinemaya gitmesini belirleyen en önemli faktör olarak, sevdiği oyuncu ve yönetmenlerin filmlerinin vizyonda olmasını gösterirken, kendi kültürlerini, kendi yaşam tarzlarına benzeyen hikayeleri konu alan yapımları görmek istiyor. Türk sinemasında en büyük sorunun senaryo ve nitelikli oyunculuk olduğu bulgusuna ulaşıyoruz. Vakit yetersizliği ve festivaller hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olamamak da Türk halkının film festivallerine gidememesinin en büyük nedenleri olarak ortaya çıkıyor."
Etkinlikte ayrıca oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan ve yapımcı Zeynep Atakan da konuşma yaptı.