Erdoğan'dan Net 'Kıbrıs Ve Ege' Mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs’ta ve Ege’de, Türkiye’ye rağmen hiçbir adım atılamayacağını buradan bir kez daha tekrarlamak istiyoruz. Bu bölgede bizi yok saymaya kalkışanlar, kendi varlıklarını da topyekun tehlikeye attıklarını çok iyi bilmelidirler” dedi.
TBMM 27. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında Genel Kurulda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Rusya ve İran ile olan ilişkilerine değindi. Rusya ile her alanda çok sıkı ve hızla gelişen ilişkiler içinde olunduğunun altını çizen Erdoğan, Suriye politikasından turizme, savunma sanayinden enerjiye kadar her alanda Rusya ile Türkiye’nin ortak çıkarına olan projeleri hayata geçirdiklerini belirtti.
“Biliyorsunuz, bir dönem Rusya ile aramızı bozmak için de pek çok provokasyon yapıldı” açıklamasında bulunan Erdoğan, karşılıklı olarak sağduyuyu ve soğukkanlılığı elden bırakmayarak, bu sıkıntıların üstesinden geldiklerini kaydetti.
Önümüzdeki dönemde Rusya ile Türkiye arasındaki olumlu işbirliği iklimini daha da güçlendireceklerinin altını çizen Erdoğan, aynı şekilde İran ile de gerek Suriye ve Irak politikalarında, gerek diğer siyasi ve ekonomik konularda yakın temas halinde olduklarını, bölgenin geleceğiyle ilgili kararlarda İran’ın dışlanmamasına özel önem verdiklerini söyledi.
“Bu ülkeye yönelik yaptırım tehditlerinin de adil olmadığını düşünüyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, uluslararası kurumların denetimleriyle kolayca çözülebilecek sorunların, yaptırımlar gibi tüm ülke halkının cezalandırılması anlamına gelecek yollarla halledilmeye çalışılmasının doğru olmadığını kaydetti.
Erdoğan, “Bu tür adımların hiçbir fayda sağlamadığı geçmiş tecrübelerle de sabittir” dedi.
“KIBRISVE EGE’DE TÜRKİYE’YE RAĞMEN HİÇBİR ADIM ATILAMAYACAĞINI TEKRARLAMAK İSTİYORUM”
“Önümüzdeki dönemde Türkiye, temel ilkelerimiz doğrultusunda, başkalarının taleplerinden ziyade kendi menfaatlerini ve ihtiyaçlarını merkeze alarak politikalarını belirleyecektir” ifadelerini kullanan Erdoğan, Türkiye için bir başka önemli sorun alanının da, Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin haklarını, çıkarlarını, beklentilerini dikkate almayan yaklaşımlar olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Kıbrıs’ta ve Ege’de, Türkiye’ye rağmen hiçbir adım atılamayacağını buradan bir kez daha tekrarlamak istiyoruz. Bu bölgede bizi yok saymaya kalkışanlar, kendi varlıklarını da topyekun tehlikeye attıklarını çok iyi bilmelidirler. Bizim her konuda olduğu gibi Kıbrıs ve Ege konusunda da tercihimiz ‘kazan-kazan’ anlayışından yanadır. Hep birlikte kazanabileceğimiz yöntemler varken, işi krize ve hatta çatışmaya götürecek yollara tevessül edenler, bunun hesabını önce kendi halklarına vereceklerdir” dedi.
“DÜŞMANCA TUTUMLARINI DA BİR AN ÖNCE SONA ERDİRMELERİNİ BEKLİYORUZ”
Geçen yıl tüm dünyayı endişeye sürükleyen Körfez’deki krizin, istenmedik sonuçlara yol açmadan durulmuş olmasından memnuniyet duyduğunu kaydeden Erdoğan, “Katar’la olan yakın işbirliğimiz, bu ülkenin ülkemize çok büyük meblağlı yatırımlar yapma kararıyla, daha da perçinlenmiştir. Bölgedeki diğer devletlerle de işbirliğimizi güçlendirmek istiyoruz. Kimi bölge ülkelerinin Türkiye’ye yönelik düşmanca tutumlarını da bir an önce sona erdirmelerini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu konularda da kayda değer ilerlemeler kaydetmeyi umuyoruz” şeklinde konuştu.
“KUDÜS MESELESİ BİZİM DE ÜMMETİN DE KIRMIZI ÇİZGİSİDİR”
Erdoğan, Genel Kuruldaki konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kuzey Afrika’nın istikrarı, hem Akdeniz’in, hem Ortadoğu’nun, hem de Afrika’nın geleceğiyle yakından ilişkilidir. Türkiye olarak, Libya başta olmak üzere, Kuzey Afrikalı kardeşlerimizin yanlarında olmayı, onlara her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz gün geçtikçe daha da ilerliyor. Kırgızistan’da katıldığımız ve Özbekistan’ın da ilk defa iştirak ettiği Türk Konseyi Zirvesi, bu bakımdan önemli bir açılım olmuştur. Azerbaycan’la ilişkilerimiz, siyasi, ekonomik ve sosyal bakımdan gerçekten çok iyi bir noktaya gelmiş durumdadır. Kazakistan’ın da, Türk Dünyası’nın aksakalı olarak gördüğüm Sayın Nazarbayev’in dirayetli liderliğinde önemli hamleler yaptığına şahit oluyoruz. Özbekistan, yeni ve çok büyük bir atılımın eşiğindedir. Türkmenistan’ın istikrarına ve gelişmesine de önem veriyoruz. Orta Asya’daki kardeşlerimiz ne kadar güçlü ve müreffeh olursa, Türkiye bundan o derece mutlu olur ve faydalanır. Aynı şekilde Türkiye’nin gücü ve zenginliği de, Orta Asya’daki kardeşlerimiz için önemli bir güvencedir. Balkanlarda, Bosna-Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ gibi hepsini de dost olarak gördüğümüz ülkelerin tamamıyla yakın ilişkiler tesis etmenin gayreti içindeyiz. Tabii Bosna-Hersek’in milletimizin gönlünde, hem tarihi, hem insani olarak ayrı bir yeri vardır. Geçmişte çok büyük acılar yaşayan Boşnak kardeşlerimizin yanında olmayı, merhum Aliya İzzetbegoviç’in vasiyetine sahip çıkmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Yunanistan ve Bulgaristan’la, bu ülkelerden de karşılık gördüğümüz sürece, iyi komşuluk ilişkilerimizi devam ettirme yönünde güçlü bir iradeye sahibiz. Doğu komşumuz Gürcistan’la da ekonomik ve sosyal ilişkilerimizi, siyasi ilişkilerimizle tahkim ediyoruz. Kırımlı kardeşlerimizin huzuru ve esenliği için de mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Hep söylediğim gibi, Kudüs meselesi, bizim de, ümmetin de kırmızı çizgisidir. Kudüs’ün mahremiyetine halel getiren, Filistinli kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerine saldırı anlamı taşıyan hiçbir davranışa, hiçbir emrivakiye müsamaha gösteremeyiz. Türkiye olarak, sonuna kadar Kudüs davasının takipçisi olacağız. Görüldüğü gibi, uluslararası alanda çok önemli süreçleri aynı anda, aynı hassasiyetle ve aynı kararlılıkla yürüterek, ülkemizi aydınlık geleceğine hazırlıyoruz.”
Kaynak: İHA
“Biliyorsunuz, bir dönem Rusya ile aramızı bozmak için de pek çok provokasyon yapıldı” açıklamasında bulunan Erdoğan, karşılıklı olarak sağduyuyu ve soğukkanlılığı elden bırakmayarak, bu sıkıntıların üstesinden geldiklerini kaydetti.
Önümüzdeki dönemde Rusya ile Türkiye arasındaki olumlu işbirliği iklimini daha da güçlendireceklerinin altını çizen Erdoğan, aynı şekilde İran ile de gerek Suriye ve Irak politikalarında, gerek diğer siyasi ve ekonomik konularda yakın temas halinde olduklarını, bölgenin geleceğiyle ilgili kararlarda İran’ın dışlanmamasına özel önem verdiklerini söyledi.
“Bu ülkeye yönelik yaptırım tehditlerinin de adil olmadığını düşünüyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, uluslararası kurumların denetimleriyle kolayca çözülebilecek sorunların, yaptırımlar gibi tüm ülke halkının cezalandırılması anlamına gelecek yollarla halledilmeye çalışılmasının doğru olmadığını kaydetti.
Erdoğan, “Bu tür adımların hiçbir fayda sağlamadığı geçmiş tecrübelerle de sabittir” dedi.
“KIBRISVE EGE’DE TÜRKİYE’YE RAĞMEN HİÇBİR ADIM ATILAMAYACAĞINI TEKRARLAMAK İSTİYORUM”
“Önümüzdeki dönemde Türkiye, temel ilkelerimiz doğrultusunda, başkalarının taleplerinden ziyade kendi menfaatlerini ve ihtiyaçlarını merkeze alarak politikalarını belirleyecektir” ifadelerini kullanan Erdoğan, Türkiye için bir başka önemli sorun alanının da, Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin haklarını, çıkarlarını, beklentilerini dikkate almayan yaklaşımlar olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Kıbrıs’ta ve Ege’de, Türkiye’ye rağmen hiçbir adım atılamayacağını buradan bir kez daha tekrarlamak istiyoruz. Bu bölgede bizi yok saymaya kalkışanlar, kendi varlıklarını da topyekun tehlikeye attıklarını çok iyi bilmelidirler. Bizim her konuda olduğu gibi Kıbrıs ve Ege konusunda da tercihimiz ‘kazan-kazan’ anlayışından yanadır. Hep birlikte kazanabileceğimiz yöntemler varken, işi krize ve hatta çatışmaya götürecek yollara tevessül edenler, bunun hesabını önce kendi halklarına vereceklerdir” dedi.
“DÜŞMANCA TUTUMLARINI DA BİR AN ÖNCE SONA ERDİRMELERİNİ BEKLİYORUZ”
Geçen yıl tüm dünyayı endişeye sürükleyen Körfez’deki krizin, istenmedik sonuçlara yol açmadan durulmuş olmasından memnuniyet duyduğunu kaydeden Erdoğan, “Katar’la olan yakın işbirliğimiz, bu ülkenin ülkemize çok büyük meblağlı yatırımlar yapma kararıyla, daha da perçinlenmiştir. Bölgedeki diğer devletlerle de işbirliğimizi güçlendirmek istiyoruz. Kimi bölge ülkelerinin Türkiye’ye yönelik düşmanca tutumlarını da bir an önce sona erdirmelerini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu konularda da kayda değer ilerlemeler kaydetmeyi umuyoruz” şeklinde konuştu.
“KUDÜS MESELESİ BİZİM DE ÜMMETİN DE KIRMIZI ÇİZGİSİDİR”
Erdoğan, Genel Kuruldaki konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kuzey Afrika’nın istikrarı, hem Akdeniz’in, hem Ortadoğu’nun, hem de Afrika’nın geleceğiyle yakından ilişkilidir. Türkiye olarak, Libya başta olmak üzere, Kuzey Afrikalı kardeşlerimizin yanlarında olmayı, onlara her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz gün geçtikçe daha da ilerliyor. Kırgızistan’da katıldığımız ve Özbekistan’ın da ilk defa iştirak ettiği Türk Konseyi Zirvesi, bu bakımdan önemli bir açılım olmuştur. Azerbaycan’la ilişkilerimiz, siyasi, ekonomik ve sosyal bakımdan gerçekten çok iyi bir noktaya gelmiş durumdadır. Kazakistan’ın da, Türk Dünyası’nın aksakalı olarak gördüğüm Sayın Nazarbayev’in dirayetli liderliğinde önemli hamleler yaptığına şahit oluyoruz. Özbekistan, yeni ve çok büyük bir atılımın eşiğindedir. Türkmenistan’ın istikrarına ve gelişmesine de önem veriyoruz. Orta Asya’daki kardeşlerimiz ne kadar güçlü ve müreffeh olursa, Türkiye bundan o derece mutlu olur ve faydalanır. Aynı şekilde Türkiye’nin gücü ve zenginliği de, Orta Asya’daki kardeşlerimiz için önemli bir güvencedir. Balkanlarda, Bosna-Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ gibi hepsini de dost olarak gördüğümüz ülkelerin tamamıyla yakın ilişkiler tesis etmenin gayreti içindeyiz. Tabii Bosna-Hersek’in milletimizin gönlünde, hem tarihi, hem insani olarak ayrı bir yeri vardır. Geçmişte çok büyük acılar yaşayan Boşnak kardeşlerimizin yanında olmayı, merhum Aliya İzzetbegoviç’in vasiyetine sahip çıkmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Yunanistan ve Bulgaristan’la, bu ülkelerden de karşılık gördüğümüz sürece, iyi komşuluk ilişkilerimizi devam ettirme yönünde güçlü bir iradeye sahibiz. Doğu komşumuz Gürcistan’la da ekonomik ve sosyal ilişkilerimizi, siyasi ilişkilerimizle tahkim ediyoruz. Kırımlı kardeşlerimizin huzuru ve esenliği için de mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Hep söylediğim gibi, Kudüs meselesi, bizim de, ümmetin de kırmızı çizgisidir. Kudüs’ün mahremiyetine halel getiren, Filistinli kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerine saldırı anlamı taşıyan hiçbir davranışa, hiçbir emrivakiye müsamaha gösteremeyiz. Türkiye olarak, sonuna kadar Kudüs davasının takipçisi olacağız. Görüldüğü gibi, uluslararası alanda çok önemli süreçleri aynı anda, aynı hassasiyetle ve aynı kararlılıkla yürüterek, ülkemizi aydınlık geleceğine hazırlıyoruz.”