CHP Bilgi Ve İletişim Teknolojileri Zirvesi
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: 'Ekim 2016'da ByLock kullanımında manipülasyon olabileceğini bir raporla başbakanlığa bildirdik. Ama bizim raporu hiç dikkate almadılar. 2017'de geldiğimiz nokta, binlerce kişi boşu boşuna mahkum edildi ve hapse atıldı. Uyaran parti kim? CHP. Raporlayan parti kim? CHP. Başbakanlığa bildiren kim? CHP. Uyuyan kim? Başbakanlık'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ByLock kullanımı dolayısıyla binlerce kişi hapse atılırken, kendilerinin yaptıkları bir çalışmayla Ekim 2016'da "ByLock kullanımında manipülasyon olabileceğini" bir raporla Başbakanlığa bildirdiklerini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, partisince bir otelde düzenlenen Bilgi ve İletişim Teknolojileri Zirvesi'nde, CHP olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını söyledi. "Geleceği iyi düşünmek zorundayız. Gelecekte Türkiye, dünya liginde nerede yer alacak?" sorusunu soran Kılıçdaroğlu, herkesin kendisini yenileme, dünyayı anlamaya ihtiyacı olduğunu aktardı.
İnsanoğlunun tekerleği, 3 milyon yılda bulduğunu ancak gelinen çağda her saniyede birden fazla buluş yapıldığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Eğer biz eğitim sistemimizi yenilemezsek, çağa uydurmazsak, sorgulayan, analitik bir yapıya kavuşturmazsak geleceğimiz pek de parlak değil. Aklın üstünlüğünü, bilginin üstünlüğünü toplumun her kesiminin kabul etmesi lazım. Akıl dünyanın artık en stratejik ürünüdür. İnsanoğlunun doğasından gelen bir merak duygusu vardır, hayatı sorgular. Hiç kimse unutmasın, Amerikalıların Mars'a gönderdiği aracın adı da merak. Eğer bir eğitim sistemi, merak dediğimiz duyguyu güçlendirirse, toplum ilerler. Eğer bir siyasetçi çıkıp bir alanda çıkıp konuşma yaparken, 'biz Müslüman bir ülkeyiz, bizim mucit yetiştirmemiz mümkün değildir' diyorsa o toplumu geriye götürmekle görevlendirilmiş demektir. İslamiyet’in ilk dönemlerinde bilim insanlarını görürsünüz, Müslüman bilim adamları Ortaçağ karanlığını yırtmıştır."
Kılıçdaroğlu, eğitimin amacının bir siyasal partiye militan yetiştirmek olmadığına işaret ederek, amacın Türkiye'yi ileriye taşımak olduğunu söyledi. İnsanlığın geçirdiği evrelere atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, bu dönemleri herkesin iyi kavraması gerektiğini de belirtti.
Bir ülkenin saygınlığının ürettiği bilgiyle ölçülebileceğine atıfta bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Şuna artık Türkiye'yi yönetenlerin ve yönetme iddiasında olanların karar vermesi lazım, biz yüksek teknoloji ürünleri ürütecek miyiz, yoksa tüketecek miyiz? 'Biz katma değeri yüksek ürünleri üreteceğiz' diyorsanız, dünyanın saygın ülkelerinden biri oluruz." dedi.
- "Türkiye, Güney Kore'den önce otomobil üreten ülkedir"
Türkiye'nin Güney Kore'den önce otomobil üreten ülke olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Buyurun şimdi bakalım. Güney Kore'nin dünya çapında en az 3 otomobil markası var, bizim bir tane bile yok. Her vatandaşın oturup düşünmesi lazım. Bizim ne eksiğimiz var?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, eğitim sistemini de eleştiriler getirerek, eğitim sisteminin milli bir politika olması gerekirken, bakandan bakana değiştiğini bildirdi.
"Biz kendi çocuklarımızı denek olarak kullandık, oysa eğitim milli olmak zorundadır." diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki üniversitelerin de bilgi üretmediğini savundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:
"Eğer düşünceyi kısıtlarsanız hiçbir üniversite bilgi üretmez. Eğer bizim yetişmiş insan gücümüz geleceği Türkiye'de değil de başka ülkelerde arıyorsa bu demokrasimizin ayıbıdır. Bir bilim insanı düşünmeyecek de ne yapacak? Üniversiteleri Ortaçağ üniversitelerine dönüştürdüler. Bunlara üniversite denmez, üniversitelerin özelliği her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı yerlerdir. İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buluyor, bugün her saniyede birden fazla buluş var. Dolayısıyla çok hızlı, kararlı ve tutarlı adımlar atmak zorundayız. Tren kaçarsa yakalayamazsınız."
Partilerinde gerçekten özveriyle çalışan çok sayıda arkadaşları olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ByLock kullanımı dolayısıyla binlerce kişi hapse atılırken, kendilerinin yaptıkları bir çalışmayla Ekim 2016'da "ByLock kullanımında manipülasyon olabileceğini" bir raporla Başbakanlığa bildirdiklerini açıkladı.
- "Uyaran parti kim? CHP"
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çok önceden. Bu ne anlama geliyor? Şu anlama geliyor, teknolojiyi çok iyi kullanan CHP, manipülasyonlar yoluyla masum insanların da mahkum edilebileceğini saptadı ve sorumluluk gereği bunu Başbakanlığa bildirdi. Ama bizim raporu hiç dikkate almadılar. 2017'de geldiğimiz nokta, binlerce kişi boşu boşuna mahkum edildi ve hapse atıldı. Uyaran parti kim? CHP. Raporlayan parti kim? CHP. Başbakanlığa bildiren kim? CHP. Uyuyan kim? Başbakanlık. Masum insanları hapse atan kim? Mevcut hükümet ve yargı. Korkuya teslim olan yargı. Manipülasyon yapılabileceğini söyleyen hakimler sürüldü. Oysa biz, çok önceden bunu Başbakanlığa bildirdik."
- "Hindistan'ı inceledik"
Bilimi ve teknolojiyi yakından izlemenin önemini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, ülke olarak çocuklara hayatı sorgulamayı da öğretmek zorunda olduklarını vurguladı.
Yazılım konusunda Hindistan'ın bir numara olduğunu belirten ve bunun nedenlerini araştırmak için oraya da bir uzman gönderdiklerini bildiren Kılıçdaroğlu, gelen raporda ülkenin, okul öncesi eğitimden başlayarak matematiği oyun içinde çocuklara öğrettiklerini gördüklerini aktardı.
Kılıçdaroğlu, kendilerinin iktidarda olmamalarına rağmen sorumlu bir parti olarak üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Bu kadar gencimiz var, neden hala bu kadar gerideyiz? Dünyayı sorgulayacak çocuklarımız. Dünyayı sorgulamazsanız yeni keşifler yapamazsınız. Üstün yetenekli çocuklar, eğitim yoluyla köreltiliyor, oysa eğitimin tam tersine olması lazım. Bilgiyi ve teknolojiyi iyi öğrenmeliyiz. Devletlerin doğuşuna ve batışına da iyi bakmalıyız. Osmanlı bilimi ve bilgiyi reddettikten sonra çöküş sürecine girmiştir. Dumlupınar'da bir müzemiz var, o müzede Dumlupınar Savaşı'nda kullanılan silahlar sergileniyor. Almanların, Rusların, İngilizlerin silahları, ürettiğimiz tek bir silah yok. Milli mücadeleyi hangi şartlarda verdiğimizin açık örneğidir. Siz delikli demiri icat edemiyorsanız, mertlikten bahsedemezsiniz. Sihirli anahtar, bilgi artı üretimdir. İktidar olanlar, hala bunun farkında değildir."
Çocuğunu okula gönderen hiçbir annenin eğitim sisteminden memnun olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Hangi partiden olursa olsun bizim sorumluluklarımız var. Eğer bilgi dediğimiz bir olguyu görmezden gelirsek, Türkiye geriye doğru gidecektir. Eğer Türkiye'yi geleceğe taşıyacaksak vatandaş olarak her birimizin tek tek sorumluluğu var. Her vatandaş düşünerek sandığa gitmelidir. Türkiye'nin geleceğini, demokrasiyi, çocuğunu düşünerek sandığa gitmelidir ve oyunu öyle kullanmalıdır."
- "Ciddi raporlar üretiyoruz"
Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger de son 2 yılda dünyada çok değişiklikler yaşandığını, CHP olarak kendilerinin de süreci çok aktif tutmaya çalıştıklarını bildirdi.
CHP olarak müthiş bir ekipleri olduğuna dikkati çeken Aksünger, "hem parti açısından hem Türkiye açısından elinden geleni yapıyor, çok ciddi raporlar üretiyor ve gerekli yerlere iletiyoruz. Buna hükümet de dahil." dedi.
"Teknoloji hiçbir zaman amaç olmamalı, teknoloji bir araçtır." görüşüne yer veren Aksünger, Türkiye'deki en büyük problemin ise teknolojinin amaç haline gelmesi olduğunu iddia etti.
Aksünger, Türkiye'nin teknolojiyi üretmeden tükettiğini belirterek, "Bu tüketim aslında Türkiye'nin geleceğini, umutlarını tüketiyor." ifadesini kullandı.
CHP örgütlerinde görev yapan bilgi ve iletişim uzmanlarının katıldığı toplantı, yarın öğlen sona erecek.
Kaynak: AA
Kılıçdaroğlu, partisince bir otelde düzenlenen Bilgi ve İletişim Teknolojileri Zirvesi'nde, CHP olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını söyledi. "Geleceği iyi düşünmek zorundayız. Gelecekte Türkiye, dünya liginde nerede yer alacak?" sorusunu soran Kılıçdaroğlu, herkesin kendisini yenileme, dünyayı anlamaya ihtiyacı olduğunu aktardı.
İnsanoğlunun tekerleği, 3 milyon yılda bulduğunu ancak gelinen çağda her saniyede birden fazla buluş yapıldığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Eğer biz eğitim sistemimizi yenilemezsek, çağa uydurmazsak, sorgulayan, analitik bir yapıya kavuşturmazsak geleceğimiz pek de parlak değil. Aklın üstünlüğünü, bilginin üstünlüğünü toplumun her kesiminin kabul etmesi lazım. Akıl dünyanın artık en stratejik ürünüdür. İnsanoğlunun doğasından gelen bir merak duygusu vardır, hayatı sorgular. Hiç kimse unutmasın, Amerikalıların Mars'a gönderdiği aracın adı da merak. Eğer bir eğitim sistemi, merak dediğimiz duyguyu güçlendirirse, toplum ilerler. Eğer bir siyasetçi çıkıp bir alanda çıkıp konuşma yaparken, 'biz Müslüman bir ülkeyiz, bizim mucit yetiştirmemiz mümkün değildir' diyorsa o toplumu geriye götürmekle görevlendirilmiş demektir. İslamiyet’in ilk dönemlerinde bilim insanlarını görürsünüz, Müslüman bilim adamları Ortaçağ karanlığını yırtmıştır."
Kılıçdaroğlu, eğitimin amacının bir siyasal partiye militan yetiştirmek olmadığına işaret ederek, amacın Türkiye'yi ileriye taşımak olduğunu söyledi. İnsanlığın geçirdiği evrelere atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, bu dönemleri herkesin iyi kavraması gerektiğini de belirtti.
Bir ülkenin saygınlığının ürettiği bilgiyle ölçülebileceğine atıfta bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Şuna artık Türkiye'yi yönetenlerin ve yönetme iddiasında olanların karar vermesi lazım, biz yüksek teknoloji ürünleri ürütecek miyiz, yoksa tüketecek miyiz? 'Biz katma değeri yüksek ürünleri üreteceğiz' diyorsanız, dünyanın saygın ülkelerinden biri oluruz." dedi.
- "Türkiye, Güney Kore'den önce otomobil üreten ülkedir"
Türkiye'nin Güney Kore'den önce otomobil üreten ülke olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Buyurun şimdi bakalım. Güney Kore'nin dünya çapında en az 3 otomobil markası var, bizim bir tane bile yok. Her vatandaşın oturup düşünmesi lazım. Bizim ne eksiğimiz var?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, eğitim sistemini de eleştiriler getirerek, eğitim sisteminin milli bir politika olması gerekirken, bakandan bakana değiştiğini bildirdi.
"Biz kendi çocuklarımızı denek olarak kullandık, oysa eğitim milli olmak zorundadır." diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki üniversitelerin de bilgi üretmediğini savundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:
"Eğer düşünceyi kısıtlarsanız hiçbir üniversite bilgi üretmez. Eğer bizim yetişmiş insan gücümüz geleceği Türkiye'de değil de başka ülkelerde arıyorsa bu demokrasimizin ayıbıdır. Bir bilim insanı düşünmeyecek de ne yapacak? Üniversiteleri Ortaçağ üniversitelerine dönüştürdüler. Bunlara üniversite denmez, üniversitelerin özelliği her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı yerlerdir. İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buluyor, bugün her saniyede birden fazla buluş var. Dolayısıyla çok hızlı, kararlı ve tutarlı adımlar atmak zorundayız. Tren kaçarsa yakalayamazsınız."
Partilerinde gerçekten özveriyle çalışan çok sayıda arkadaşları olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ByLock kullanımı dolayısıyla binlerce kişi hapse atılırken, kendilerinin yaptıkları bir çalışmayla Ekim 2016'da "ByLock kullanımında manipülasyon olabileceğini" bir raporla Başbakanlığa bildirdiklerini açıkladı.
- "Uyaran parti kim? CHP"
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çok önceden. Bu ne anlama geliyor? Şu anlama geliyor, teknolojiyi çok iyi kullanan CHP, manipülasyonlar yoluyla masum insanların da mahkum edilebileceğini saptadı ve sorumluluk gereği bunu Başbakanlığa bildirdi. Ama bizim raporu hiç dikkate almadılar. 2017'de geldiğimiz nokta, binlerce kişi boşu boşuna mahkum edildi ve hapse atıldı. Uyaran parti kim? CHP. Raporlayan parti kim? CHP. Başbakanlığa bildiren kim? CHP. Uyuyan kim? Başbakanlık. Masum insanları hapse atan kim? Mevcut hükümet ve yargı. Korkuya teslim olan yargı. Manipülasyon yapılabileceğini söyleyen hakimler sürüldü. Oysa biz, çok önceden bunu Başbakanlığa bildirdik."
- "Hindistan'ı inceledik"
Bilimi ve teknolojiyi yakından izlemenin önemini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, ülke olarak çocuklara hayatı sorgulamayı da öğretmek zorunda olduklarını vurguladı.
Yazılım konusunda Hindistan'ın bir numara olduğunu belirten ve bunun nedenlerini araştırmak için oraya da bir uzman gönderdiklerini bildiren Kılıçdaroğlu, gelen raporda ülkenin, okul öncesi eğitimden başlayarak matematiği oyun içinde çocuklara öğrettiklerini gördüklerini aktardı.
Kılıçdaroğlu, kendilerinin iktidarda olmamalarına rağmen sorumlu bir parti olarak üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Bu kadar gencimiz var, neden hala bu kadar gerideyiz? Dünyayı sorgulayacak çocuklarımız. Dünyayı sorgulamazsanız yeni keşifler yapamazsınız. Üstün yetenekli çocuklar, eğitim yoluyla köreltiliyor, oysa eğitimin tam tersine olması lazım. Bilgiyi ve teknolojiyi iyi öğrenmeliyiz. Devletlerin doğuşuna ve batışına da iyi bakmalıyız. Osmanlı bilimi ve bilgiyi reddettikten sonra çöküş sürecine girmiştir. Dumlupınar'da bir müzemiz var, o müzede Dumlupınar Savaşı'nda kullanılan silahlar sergileniyor. Almanların, Rusların, İngilizlerin silahları, ürettiğimiz tek bir silah yok. Milli mücadeleyi hangi şartlarda verdiğimizin açık örneğidir. Siz delikli demiri icat edemiyorsanız, mertlikten bahsedemezsiniz. Sihirli anahtar, bilgi artı üretimdir. İktidar olanlar, hala bunun farkında değildir."
Çocuğunu okula gönderen hiçbir annenin eğitim sisteminden memnun olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Hangi partiden olursa olsun bizim sorumluluklarımız var. Eğer bilgi dediğimiz bir olguyu görmezden gelirsek, Türkiye geriye doğru gidecektir. Eğer Türkiye'yi geleceğe taşıyacaksak vatandaş olarak her birimizin tek tek sorumluluğu var. Her vatandaş düşünerek sandığa gitmelidir. Türkiye'nin geleceğini, demokrasiyi, çocuğunu düşünerek sandığa gitmelidir ve oyunu öyle kullanmalıdır."
- "Ciddi raporlar üretiyoruz"
Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger de son 2 yılda dünyada çok değişiklikler yaşandığını, CHP olarak kendilerinin de süreci çok aktif tutmaya çalıştıklarını bildirdi.
CHP olarak müthiş bir ekipleri olduğuna dikkati çeken Aksünger, "hem parti açısından hem Türkiye açısından elinden geleni yapıyor, çok ciddi raporlar üretiyor ve gerekli yerlere iletiyoruz. Buna hükümet de dahil." dedi.
"Teknoloji hiçbir zaman amaç olmamalı, teknoloji bir araçtır." görüşüne yer veren Aksünger, Türkiye'deki en büyük problemin ise teknolojinin amaç haline gelmesi olduğunu iddia etti.
Aksünger, Türkiye'nin teknolojiyi üretmeden tükettiğini belirterek, "Bu tüketim aslında Türkiye'nin geleceğini, umutlarını tüketiyor." ifadesini kullandı.
CHP örgütlerinde görev yapan bilgi ve iletişim uzmanlarının katıldığı toplantı, yarın öğlen sona erecek.