'Madalyalarımız Milli İradenin Simgesidir'
FETÖ'nün darbe girişimine karşı mücadele ederken gazi olanlar ile şehit düşenlerin yakınlarına 'Devlet Övünç Madalyası' verilmeye başlandı Gazi Utuş: 'Üç kurşun yarası var bende. Ayağımdaki platinler ve çıkarılamayan şarapnel parçalarını o günün madalyası olarak taşıyordum. Devlet Övünç Madalyası ile o gün edindiğimiz şeref bugün katmerleşti' Şehit eşi Dağ: 'Ülkemiz ve milletimizin geleceği için kimi benim gibi eşini kimi oğlunu kimi ise annesini şehit verdi. O gecenin hüznü kadar gururu da ilk günkü sıcaklığını koruyor. Bugün bizi onurlandıran madalyalarımız aynı zamanda milli iradenin de simgesidir'
TANJU ÖZKAYA - Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine karşı mücadele verirken şehit olanların yakınları ile 15 Temmuz gazilerine "Devlet Övünç Madalyası ve Beratı" verilmeye başlandı.
Şehit yakınları ile 15 Temmuz gazileri, darbecilere karşı verdikleri mücadelenin "madalya" ile onurlandırılmasını AA muhabirine değerlendirdi.
Gazi Necmettin Utuş, 15 Temmuz kahramanlarına madalya verilmesinin önemli bir adım olduğunu belirterek, bu girişimin devletin şehit yakını ve gazilere verdiği önemin göstergesi olduğunu vurguladı.
Emekli polis memuru olduğunu, 35 yıllık görevi boyunca iki defa yaralandığını, birçok kez ise ölüm tehlikesi atlattığını söyleyen Utuş, 15 Temmuz'da asker üniforması giymiş teröristlerin silahlı saldırısına uğradığını anlattı.
Vücuduna isabet eden kurşunlar ve şarapnel parçaları nedeniyle iki bacağına platin takıldığını, bu nedenle yürüme güçlüğü yaşadığını belirten Utuş, "Üç kurşun yarası var bende. Ayağımdaki platinler ve çıkarılamayan şarapnel parçalarını o günün madalyası olarak taşıyordum. Devlet Övünç Madalyası ile o gün edindiğimiz şeref, bugün katmerleşti. Büyük bir onurla taşıyacağımız bu madalyalar özelde her ne kadar bizimse de bunun asıl sahibi darbecilere geçit vermeyen milletimizin kendisidir." diye konuştu.
- "Babasından oğluma emanet"
FETÖ'cü pilotların taarruz helikopteriyle ateş altına aldığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde şehit düşen Cuma Dağ'ın eşi Rukiye Dağ da böyle bir nişanın verilmesinin özellikle 7 yaşındaki oğlu için anlamlı olduğunu dile getirdi.
FETÖ'nün hain darbe girişimine karşı mücadele etmek için o gece eşiyle alanlarda olduğunu belirten Dağ, "Ülkemiz ve milletimizin geleceği için kimi benim gibi eşini kimi oğlunu kimi ise annesini şehit verdi. O gecenin hüznü kadar gururu da ilk günkü sıcaklığını koruyor. Bugün bizi onurlandıran madalyalarımız, aynı zamanda milli iradenin de simgesidir." diye konuştu.
Genç yaşta şehit verdiği eşine dair her şeyi muhafaza ettiğini aktaran Dağ, Devlet Övünç Madalyası'nın bunlar içerisinde ayrı bir yerinin olduğunu vurguladı. Dağ, "Cuma'ya dair ne varsa benim için çok anlamlı ve değerlidir. Cuma, onlarda can bulur ve en önemlisi de bunlar oğluma kalacak. Bir gün baba olduğunda evlatlarına, 'Bir Cuma vardı dağ gibi, bu övünç madalyası da ülkesine sevdası ve sadakatinin göstergesidir' diyecek, buruk ama gururlu bir edayla. 'Babam bu ülkeyi hainler parçalamaya çalıştığı zaman vatanımızı benden çok sevdi' diyecek." ifadelerini kullandı.
- "Madalyalar direnişin aracı olacak"
Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde tanktan açılan ateş sonucu iki bacağından vurulan gazi Arif Arslan ise geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye'ye karşı yapılan her türlü hain girişimin milletin dik duruşuyla püskürtüldüğünü hatırlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da bu anlayışın bir kez daha kendisini gösterdiğini vurgulayan Arslan, "Ülkemizin işgal girişimine karşı elbette sessiz kalamazdık. Başkomutan yol gösterdi, bizler de gereğini yaptık. Madalyaların, o günkü tarihi direnişin gelecek kuşaklara aktarılmasına da aracı olacağına inanıyorum." dedi.
Jandarma Genel Komutanlığı karargahı önünde yaralanan gazi Ahmet Kansız da Anadolu insanının, tarihte eşine az rastlanır bir direnişle darbecileri mağlup ettiğine dikkati çekerek, bu durumun benzer bir örneğinin dünya tarihinde olmadığını ifade etti.
O gün demokrasi için sokaklara çıkanların hiçbir beklenti içerisinde olmadığını hatırlatan Kansız, "Burada bir amaç vardı, o da ülkemizi işgalden kurtarmaktı. Şükürler olsun ki hep birlikte başardık. Bugün verilen madalyalar aslında klasik bir ritüelin yerine getirilmesinden öte bir anlam taşıyor. Madalyalar birlikteliğimiz ve birlikte var olduğumuzun nişanıdır." diye konuştu.
Kaynak: AA
Şehit yakınları ile 15 Temmuz gazileri, darbecilere karşı verdikleri mücadelenin "madalya" ile onurlandırılmasını AA muhabirine değerlendirdi.
Gazi Necmettin Utuş, 15 Temmuz kahramanlarına madalya verilmesinin önemli bir adım olduğunu belirterek, bu girişimin devletin şehit yakını ve gazilere verdiği önemin göstergesi olduğunu vurguladı.
Emekli polis memuru olduğunu, 35 yıllık görevi boyunca iki defa yaralandığını, birçok kez ise ölüm tehlikesi atlattığını söyleyen Utuş, 15 Temmuz'da asker üniforması giymiş teröristlerin silahlı saldırısına uğradığını anlattı.
Vücuduna isabet eden kurşunlar ve şarapnel parçaları nedeniyle iki bacağına platin takıldığını, bu nedenle yürüme güçlüğü yaşadığını belirten Utuş, "Üç kurşun yarası var bende. Ayağımdaki platinler ve çıkarılamayan şarapnel parçalarını o günün madalyası olarak taşıyordum. Devlet Övünç Madalyası ile o gün edindiğimiz şeref, bugün katmerleşti. Büyük bir onurla taşıyacağımız bu madalyalar özelde her ne kadar bizimse de bunun asıl sahibi darbecilere geçit vermeyen milletimizin kendisidir." diye konuştu.
- "Babasından oğluma emanet"
FETÖ'cü pilotların taarruz helikopteriyle ateş altına aldığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde şehit düşen Cuma Dağ'ın eşi Rukiye Dağ da böyle bir nişanın verilmesinin özellikle 7 yaşındaki oğlu için anlamlı olduğunu dile getirdi.
FETÖ'nün hain darbe girişimine karşı mücadele etmek için o gece eşiyle alanlarda olduğunu belirten Dağ, "Ülkemiz ve milletimizin geleceği için kimi benim gibi eşini kimi oğlunu kimi ise annesini şehit verdi. O gecenin hüznü kadar gururu da ilk günkü sıcaklığını koruyor. Bugün bizi onurlandıran madalyalarımız, aynı zamanda milli iradenin de simgesidir." diye konuştu.
Genç yaşta şehit verdiği eşine dair her şeyi muhafaza ettiğini aktaran Dağ, Devlet Övünç Madalyası'nın bunlar içerisinde ayrı bir yerinin olduğunu vurguladı. Dağ, "Cuma'ya dair ne varsa benim için çok anlamlı ve değerlidir. Cuma, onlarda can bulur ve en önemlisi de bunlar oğluma kalacak. Bir gün baba olduğunda evlatlarına, 'Bir Cuma vardı dağ gibi, bu övünç madalyası da ülkesine sevdası ve sadakatinin göstergesidir' diyecek, buruk ama gururlu bir edayla. 'Babam bu ülkeyi hainler parçalamaya çalıştığı zaman vatanımızı benden çok sevdi' diyecek." ifadelerini kullandı.
- "Madalyalar direnişin aracı olacak"
Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde tanktan açılan ateş sonucu iki bacağından vurulan gazi Arif Arslan ise geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye'ye karşı yapılan her türlü hain girişimin milletin dik duruşuyla püskürtüldüğünü hatırlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da bu anlayışın bir kez daha kendisini gösterdiğini vurgulayan Arslan, "Ülkemizin işgal girişimine karşı elbette sessiz kalamazdık. Başkomutan yol gösterdi, bizler de gereğini yaptık. Madalyaların, o günkü tarihi direnişin gelecek kuşaklara aktarılmasına da aracı olacağına inanıyorum." dedi.
Jandarma Genel Komutanlığı karargahı önünde yaralanan gazi Ahmet Kansız da Anadolu insanının, tarihte eşine az rastlanır bir direnişle darbecileri mağlup ettiğine dikkati çekerek, bu durumun benzer bir örneğinin dünya tarihinde olmadığını ifade etti.
O gün demokrasi için sokaklara çıkanların hiçbir beklenti içerisinde olmadığını hatırlatan Kansız, "Burada bir amaç vardı, o da ülkemizi işgalden kurtarmaktı. Şükürler olsun ki hep birlikte başardık. Bugün verilen madalyalar aslında klasik bir ritüelin yerine getirilmesinden öte bir anlam taşıyor. Madalyalar birlikteliğimiz ve birlikte var olduğumuzun nişanıdır." diye konuştu.