'Metin Erksan Filmleri Haftası'

Oyuncu Hülya Koçyiğit: 'Erksan, yaratılışı ve ruh dünyasındaki tutkularıyla yani tabiata, tarihe ve insana olan tutkusuyla adeta bütün bir aşk ve tutku hikayesidir. Çok iyi biliyoruz ki o, Türk sineması var oldukça anılacak çok değerli filmlerin sahibidir'

SE-SAM Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği'nce, 5 yıl önce hayatını kaybeden yönetmen Metin Erksan anısına düzenlenen "Metin Erksan Filmleri Haftası"nın 4. gününde, ünlü yönetmenin "Susuz Yaz" isimli filmi konuşuldu.

Grand Pera sinema salonlarında gerçekleşen, yönetmen Yılmaz Atadeniz'in yönettiği seminerde konuşan oyuncu Hülya Koçyiğit, 15 yaşındayken Metin Erksan ile tanıştığını, böylece sinemayı onun dilinden, gözünden ve dünyasından anlamaya, anlamlandırmaya ve tanımaya başladığını ifade ederek, "Böylece hayat da anlam kazanmaya başladı. Büyük bir hayranlık ve saygıyla çalıştık." dedi.

Koçyiğit, usta yönetmenin karakterinin tutkulardan oluştuğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Erksan, yaratılışı ve ruh dünyasındaki tutkularıyla yani tabiata, tarihe ve insana olan tutkusuyla adeta bütün bir aşk ve tutku hikayesidir. Çok iyi biliyoruz ki o, Türk sineması var oldukça anılacak çok değerli filmlerin sahibidir. Onunla, benim ilk filmimde ve onun son filminde karşılaştık. Öylesine büyük bir cevher, ne yazık ki yaşarken, güçlü olduğu, üreteceği, donanım ve birikimdeyken istediği pek çok projeyi hayata geçiremedi ama iyi ki de eğitimci olmuş, iyi ki de yüzlerce talebe yetiştirmiş. Erksan, hem eserleriyle hem de kültürel birikimiyle önemli bir kültür adamıydı, sadece sinemacı değildi."

Sinemanın, ünlü yönetmenin kendisini en iyi ifade ettiği alanlardan sadece biri olduğuna dikkati çeken Koçyiğit, "Çok kıymetli, değerlidir. Onu senede bir kere değil, her gün anıyorum, teşekkür ediyorum. Meslek hayatımda, 'sinema' denildiği zaman hissettiklerim, onun sözleriyle, düşünceleriyle başladı. Bana çizdiği yol, benim için en sağlam ilkeler oldu. Ne yapmam ve yapmamam gerekenlenleri işaretledi. Hayatımdaki yeri çok önemlidir." dedi.

- "Metin Hoca, bilimsel bilgiye aşık bir düşünürdü"

Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğrenim gördüğü esnada Metin Erksan ile tanıştığını aktaran Özlem Havuzlu ise usta yönetmenin ilk dersinde, "Film mi, bilim mi?" sorusunu sorduğunu belirterek, böylece kendilerini sinema üzerine farklı bakış açısına yönlendirdiğini anlattı.

"Metin Ersan'ın dersinin sinemayla dolaylı olarak ilgili olduğunu çok sonradan anladık. Erksan'ın dersi tamamen düşünmekle ilgiliydi. Filmin nasıl çekileceğiyle ilgili değildi, filmin içerisinde ne anlatmak istediğimizle ilgiliydi." diyenn Havuzlu, şunları kaydetti:

"Metin Hoca'yı tek kelime ile ifade edecek olursam, bilimsel düşünceye ve bilimsel bilgiye aşık bir düşünürdü. İşi ve mesleği düşünmekti. Derslerine sürekli öğrencilerine yani bizlere, Sokrates'in, 'Bilmekle bilmemek arasında doğru düşünmek diye bir olgu vardır' sözünü tekrarlardı. Yöntemi, bilimsel dizgisi içinde yeniden değerlendirirdi. Metin Hoca'yı çok anlatmaya gerek yok çünkü o yazdığı bütün yazılarda, söyleşilerinde ve derslerinde kendini tam, açık ve net ifade eden çok nadir sanatçılardan biridir."

Havuzlu, Erksan'ın kendi gerçekliğini, kendi diliyle net bir şekilde ifade ettiğini vurgulayarak, "Onun düşünsel haritasını çıkarabilmek ve anlayabilmek için sinemasına bakmak yeterli olmaz. 1946'dan itibaren yazdığı yazılarında onun düşüncesinin gelişimi görülebilir ve ilgi alanındaki düşünsel gelişimi ve tutarlılığının hayranlık verici olduğu gözlemlenebilir." diye konuştu.

Seminere katılan Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı ve Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan da usta yönetmenle ilgili anılarını, Erksan ve sinemaseverlerle paylaştı.

Kaynak: AA