'Göç Ve Mültecilik' Paneli
İÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adıgüzel: '2. Dünya Savaşı'ndan sonra mültecilikte ulaşılan en yüksek rakamdayız şu anda. 65 milyonun üzerinde insan zorla yerinden edilmiş durumda'
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Adıgüzel, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra mültecilerin arttığını belirterek, '65 milyonun üzerinde insan zorla yerinden edilmiş durumda. Bu rakam gittikçe artıyor.' dedi.
Medeniyet Derneğince Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde düzenlen 'Göç ve mültecilik' paneline konuşan Adıgüzel, göç ve mültecilik meselesinin son dönemlerde çok konuşulan konular arasında olduğunu belirterek, göçlerin gönüllü olması gerektiğini, kimsenin zorla yurdundan ayrılmak zorunda bırakılmaması gerektiğini anlattı.
Türkiye'nin bulunduğu konum itibariyle kesişim noktasında olduğunu dile getiren Adıgüzel, '2. Dünya Savaşı’ndan sonra mültecilikte ulaşılan en yüksek rakamdayız şu anda. 65 milyonun üzerinde insan zorla yerinden edilmiş durumda. Bu rakam gittikçe artıyor.' dedi.
Adıgüzel, şunları kaydetti:
'Farklı etnik gruplardan gelen kişilerin ilk başta Türk toplumuyla uyum sorunu yaşaması ya da tepkiyle karşılanması son derece normal olarak görülmeli. Çünkü kültürü farklı iki toplum karşılaştığında uyum sürecine ya da belli bir harmoni yakalanana kadar bir süreye ihtiyaç var. Türkler Almanya’ya gideli 65 yıl oldu. Hala Almanya’daki Türklerin uyum sorunu gündemin birinci maddesidir. Suriyeliler Türkiye’ye geleli 6,5 sene oldu. Biz bütün Suriyelilerin Türkçe konuşmasını, Arap yemeklerinden vazgeçmesini, Türkler gibi giyinip konuşmasını, Türk yemeği yapmasını, çok şey bekliyoruz. Bazı gazeteler tahrik edici haberlerle toplumu çatıştırmayı hedeflese de Türk toplumu buna karşılık vermiyor.'
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Avukat Uğur Yıldırım ise 65 milyon mültecinin ağırlıklı olarak Müslüman olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin hızlı ve büyük bir göç akımıyla karşı karşıya kaldığını, tarih boyunca göç almasına rağmen 2013 yılına kadar mültecilikle ilgili yasal bir politikasının olmadığını belirtti.
Yıldırım, 'Yasanın olmadığı o tarihlerde Türkiye’de 2,5 milyondan fazla Suriyeli mülteci vardı. Dünyanın en fazla mültecisine sahip ülkeyiz. Bizim bunu geçiştirme şansımız yok. Avrupa’daki ülkelere gittiğimizde 40-50 binli sayıları bile dehşet içinde telaffuz eden bu ülkelerde bahçelerde, parklarda bile çizgi film gösterilerek Almanca öğrensin diye mücadele veriliyor. Çalışıyorsa çalışma hayatının içine sokuluyor. Mesleği yoksa meslek edindirme kurslarına gönderiliyor. Eğitim çağındaysa eğitiliyor. Yani sistemin içine entegre ediliyor. 500 bin mülteci çocuk okula gidemiyor. Kayıp bir nesil geliyor.' diye konuştu.
Sempozyumun sonunda konuşmacılar, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Kaynak: AA
Medeniyet Derneğince Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde düzenlen 'Göç ve mültecilik' paneline konuşan Adıgüzel, göç ve mültecilik meselesinin son dönemlerde çok konuşulan konular arasında olduğunu belirterek, göçlerin gönüllü olması gerektiğini, kimsenin zorla yurdundan ayrılmak zorunda bırakılmaması gerektiğini anlattı.
Türkiye'nin bulunduğu konum itibariyle kesişim noktasında olduğunu dile getiren Adıgüzel, '2. Dünya Savaşı’ndan sonra mültecilikte ulaşılan en yüksek rakamdayız şu anda. 65 milyonun üzerinde insan zorla yerinden edilmiş durumda. Bu rakam gittikçe artıyor.' dedi.
Adıgüzel, şunları kaydetti:
'Farklı etnik gruplardan gelen kişilerin ilk başta Türk toplumuyla uyum sorunu yaşaması ya da tepkiyle karşılanması son derece normal olarak görülmeli. Çünkü kültürü farklı iki toplum karşılaştığında uyum sürecine ya da belli bir harmoni yakalanana kadar bir süreye ihtiyaç var. Türkler Almanya’ya gideli 65 yıl oldu. Hala Almanya’daki Türklerin uyum sorunu gündemin birinci maddesidir. Suriyeliler Türkiye’ye geleli 6,5 sene oldu. Biz bütün Suriyelilerin Türkçe konuşmasını, Arap yemeklerinden vazgeçmesini, Türkler gibi giyinip konuşmasını, Türk yemeği yapmasını, çok şey bekliyoruz. Bazı gazeteler tahrik edici haberlerle toplumu çatıştırmayı hedeflese de Türk toplumu buna karşılık vermiyor.'
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Avukat Uğur Yıldırım ise 65 milyon mültecinin ağırlıklı olarak Müslüman olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin hızlı ve büyük bir göç akımıyla karşı karşıya kaldığını, tarih boyunca göç almasına rağmen 2013 yılına kadar mültecilikle ilgili yasal bir politikasının olmadığını belirtti.
Yıldırım, 'Yasanın olmadığı o tarihlerde Türkiye’de 2,5 milyondan fazla Suriyeli mülteci vardı. Dünyanın en fazla mültecisine sahip ülkeyiz. Bizim bunu geçiştirme şansımız yok. Avrupa’daki ülkelere gittiğimizde 40-50 binli sayıları bile dehşet içinde telaffuz eden bu ülkelerde bahçelerde, parklarda bile çizgi film gösterilerek Almanca öğrensin diye mücadele veriliyor. Çalışıyorsa çalışma hayatının içine sokuluyor. Mesleği yoksa meslek edindirme kurslarına gönderiliyor. Eğitim çağındaysa eğitiliyor. Yani sistemin içine entegre ediliyor. 500 bin mülteci çocuk okula gidemiyor. Kayıp bir nesil geliyor.' diye konuştu.
Sempozyumun sonunda konuşmacılar, katılımcıların sorularını yanıtladı.