Deniz Baykal'dan sıla-i rahim çağrısı
Deniz Baykal, bu bayram 'sıla-i rahim anlayışının tozlu raflardan indirilmesi gerektiğini' söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı, Antalya milletvekili Deniz Baykal, Kurban Bayramı'nı memleketi Antalya'da geçiriyor. Baykal, bayram namazını kılmak için dedesinin de imamlık yaptığı Tekeli Mehmet Paşa Camii'ne geldi. Burada vatandaşlarla bayramlaşan Baykal, daha sonra camiye girerek bayram namazını kıldı. Namazın ardından cami önünde basın mensuplarına konuşan Baykal, Arakan'da yaşan Müslüman katliamı değerlendirdi. İslamiyet'in tarihinin en acıklı günlerinden birisini yaşadığına dikkat çeken Baykal, Myanmar olayına karşılık Türkiye'nin gerekeli duyarlılığı gösterdiğini, günün birlik günü olduğunu söyledi.
“Muazzam değeri olan olay”
Kurban Bayramı'nın Müslümanlar için önemli bir değer olduğunu söyleyen Baykal, “Hepimiz çok yakından biliyoruz ki bayram aslında dayanışmayı, paylaşmayı, sevinci ve kimliğimizi sahiplenmeyi ortaya koyduğumuz günlerdir. Bir Müşterek sevinç bir mübarek anlayışında ittifak etmiş insanların birlikte aynı duyguları yaşadıkları günlerdir. Bugün bütün dünyada 1,5 milyar en önemli ibadetlerden birisini gerçekleştiriyor. Muazzam bir değeri olan olaydır. Bunun değerini kıymetini bilmemiz lazım” dedi.
“İslamiyet en acı dönemlerinden birisini yaşıyor”
İslamiyet'in maruz kaldığı sorunların dışarıdan ve içeriden olduğunu belirten Baykal, Müslümanların kendilerini sorgulaması gerektiğini söyledi.
“İslamiyet bugün tarihinin en acılı dönemlerinden birisini yaşıyor” diyen Baykal, “İslamiyet'in maruz kaldığı sorunlar sıkıntılar hem İslamiyet'in dışından kaynaklanıyor hem de maalesef içinden kaynaklanıyor. İslam dışı dünyanın İslamiyet'i doğru anlama konusunda bir gayrete ihtiyacı olduğu açıktır. Tabi kabul etmeliyiz ki İslamiyet'i doğru anlama açısından bizim de ağır bir sorumluluğumuz vardır. Maalesef giderek daha iyi bir ortam değişeceğine, tam tersine tanık oluyoruz. İslamiyet'in Kudüs'te, Filistin'de maruz kaldığı tarihin çok derinliklerinden kaynaklanan bir yeni çatışma tablosu hala çözülebilmiş değil” diye konuştu.
“İslamiyet Güney Doğu Asya'dan dışlanmak isteniyor”
Son zamanlarda İslamiyet'in karşısında Budizm çıkarıldığını kaydeden Baykal, “Güney Asya'da Myanmar'da, Arakan'da hem Budistlerin hem de devletin Müslümanlara karşı kabul edilemez bir baskı kampanyasını sindirme katletme ve sürme çabasını sürdürdüklerine tanık oluyoruz. Yani İslamiyet Güney Asya'da ciddi bir tehdide maruz bırakılıyor ve bu tehdidin arkasında başka bir inanç anlayışının, budizmin olduğunu görmek ayrıca üzüntü vericidir. Tabi dinlerin insani değil, siyasi amaçlarla kullanıldığına hep tanık olduk. Her inanç sistemi her din maalesef siyasi amaçlarla kullanılmıştır. Şimdi öyle anlaşılıyor ki Güney Doğu Asya'da da İslamiyet'i dışlama politikası sürdürülmek isteniyor. İslamiyet Güney Doğu Asya'dan dışlanmak isteniyor” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Müslümanlığı yakışan bir duyarlılık gösterdi”
Katliam karşısında Güney Doğu Asya'daki Müslüman ülkelerinin sahiplenici bir tutum sergilemesi gerektiğini vurgulayan Baykal, “Bangladeş, Pakistan'ın çok daha sahiplenici bir tutum içerisinde olmasını beklerdik. Bir yandan da onların da yalnız bırakıldıkları, kendi kaderlerine terk edildikleri görülüyor. Türkiye Müslümanlığı'nın bu konuda duyarlılığı bize yakışan bir duyarlılıktır. Ama bunun gelişmeleri kontrol etmeye şu aşamada yetmediğini görüyoruz. Birleşmiş Milletler'in bu konuda bir gerekli duyarlığı sergilemekten uzak durduğuna bir kez daha tanık olduk. Hatırlarsınız Bosna'da da aynı durum olmuştu. Bosna'daki Müslümanlara yapılan zulme karşı yine Birleşmiş Milletler üzerine düşen sorumluluğun görevini yapmamıştı, Avrupa Birliği'de yapmamıştı. O zaman Amerika devreye girmişti. Diğer inanca mensup insanların oluşturdukları devletlerle huzur içerisinde yaşadığı bir ortamı görebilmek hala büyük bir hayal konusu durumunda. Bundan büyük üzüntü duyuyoruz” şeklinde konuştu.
“Herkesi Sıla-i Rahim yapmaya çağırıyorum”
Son olarak Türkiye'nin bir gerilim içerisinde bulunduğunu ve bunu Sıla-i Rahim anlayışıyla çözülebileceğini söyleyen Baykal, ”Türkiye'nin muhtaç olduğu, ihtiyaç duyduğu bir anlayış olduğunu düşünüyorum. Bunu bizim dini söylemimizin unutulmuş kavramlarından birisi konumundan çıkarıp, tozlu raflardan sıla-i rahim anlayışını indirip şimdi çok daha geniş anlamda bütün ötekilere, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi anlamayan, bizim gibi bakmayan ama bizim bir parçamız olan toplumun bütün kesimlerine yönelik bir zihniyet devrimi yapmaya çağırıyorum, herkesi sılah-ı rahim yapmaya çağırıyorum” dedi.
Baykal açıklamasının ardından Kırcami yanında bir börek salonuna giderek börek yedi. Baykal'ın bayramın ikinci günü ise Manavgat, Serik ve Akseki ilçelerine gideceği öğrenildi.
SILA-İ RAHİM NEDİR?
Sıla-i Rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmektir.
Sıla-i rahim, akrabalar, yakınlar arasındaki bağı ve iletişimi sağlam tutmak bu ilişkileri koparmamaktır.
“Muazzam değeri olan olay”
Kurban Bayramı'nın Müslümanlar için önemli bir değer olduğunu söyleyen Baykal, “Hepimiz çok yakından biliyoruz ki bayram aslında dayanışmayı, paylaşmayı, sevinci ve kimliğimizi sahiplenmeyi ortaya koyduğumuz günlerdir. Bir Müşterek sevinç bir mübarek anlayışında ittifak etmiş insanların birlikte aynı duyguları yaşadıkları günlerdir. Bugün bütün dünyada 1,5 milyar en önemli ibadetlerden birisini gerçekleştiriyor. Muazzam bir değeri olan olaydır. Bunun değerini kıymetini bilmemiz lazım” dedi.
“İslamiyet en acı dönemlerinden birisini yaşıyor”
İslamiyet'in maruz kaldığı sorunların dışarıdan ve içeriden olduğunu belirten Baykal, Müslümanların kendilerini sorgulaması gerektiğini söyledi.
“İslamiyet bugün tarihinin en acılı dönemlerinden birisini yaşıyor” diyen Baykal, “İslamiyet'in maruz kaldığı sorunlar sıkıntılar hem İslamiyet'in dışından kaynaklanıyor hem de maalesef içinden kaynaklanıyor. İslam dışı dünyanın İslamiyet'i doğru anlama konusunda bir gayrete ihtiyacı olduğu açıktır. Tabi kabul etmeliyiz ki İslamiyet'i doğru anlama açısından bizim de ağır bir sorumluluğumuz vardır. Maalesef giderek daha iyi bir ortam değişeceğine, tam tersine tanık oluyoruz. İslamiyet'in Kudüs'te, Filistin'de maruz kaldığı tarihin çok derinliklerinden kaynaklanan bir yeni çatışma tablosu hala çözülebilmiş değil” diye konuştu.
“İslamiyet Güney Doğu Asya'dan dışlanmak isteniyor”
Son zamanlarda İslamiyet'in karşısında Budizm çıkarıldığını kaydeden Baykal, “Güney Asya'da Myanmar'da, Arakan'da hem Budistlerin hem de devletin Müslümanlara karşı kabul edilemez bir baskı kampanyasını sindirme katletme ve sürme çabasını sürdürdüklerine tanık oluyoruz. Yani İslamiyet Güney Asya'da ciddi bir tehdide maruz bırakılıyor ve bu tehdidin arkasında başka bir inanç anlayışının, budizmin olduğunu görmek ayrıca üzüntü vericidir. Tabi dinlerin insani değil, siyasi amaçlarla kullanıldığına hep tanık olduk. Her inanç sistemi her din maalesef siyasi amaçlarla kullanılmıştır. Şimdi öyle anlaşılıyor ki Güney Doğu Asya'da da İslamiyet'i dışlama politikası sürdürülmek isteniyor. İslamiyet Güney Doğu Asya'dan dışlanmak isteniyor” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Müslümanlığı yakışan bir duyarlılık gösterdi”
Katliam karşısında Güney Doğu Asya'daki Müslüman ülkelerinin sahiplenici bir tutum sergilemesi gerektiğini vurgulayan Baykal, “Bangladeş, Pakistan'ın çok daha sahiplenici bir tutum içerisinde olmasını beklerdik. Bir yandan da onların da yalnız bırakıldıkları, kendi kaderlerine terk edildikleri görülüyor. Türkiye Müslümanlığı'nın bu konuda duyarlılığı bize yakışan bir duyarlılıktır. Ama bunun gelişmeleri kontrol etmeye şu aşamada yetmediğini görüyoruz. Birleşmiş Milletler'in bu konuda bir gerekli duyarlığı sergilemekten uzak durduğuna bir kez daha tanık olduk. Hatırlarsınız Bosna'da da aynı durum olmuştu. Bosna'daki Müslümanlara yapılan zulme karşı yine Birleşmiş Milletler üzerine düşen sorumluluğun görevini yapmamıştı, Avrupa Birliği'de yapmamıştı. O zaman Amerika devreye girmişti. Diğer inanca mensup insanların oluşturdukları devletlerle huzur içerisinde yaşadığı bir ortamı görebilmek hala büyük bir hayal konusu durumunda. Bundan büyük üzüntü duyuyoruz” şeklinde konuştu.
“Herkesi Sıla-i Rahim yapmaya çağırıyorum”
Son olarak Türkiye'nin bir gerilim içerisinde bulunduğunu ve bunu Sıla-i Rahim anlayışıyla çözülebileceğini söyleyen Baykal, ”Türkiye'nin muhtaç olduğu, ihtiyaç duyduğu bir anlayış olduğunu düşünüyorum. Bunu bizim dini söylemimizin unutulmuş kavramlarından birisi konumundan çıkarıp, tozlu raflardan sıla-i rahim anlayışını indirip şimdi çok daha geniş anlamda bütün ötekilere, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi anlamayan, bizim gibi bakmayan ama bizim bir parçamız olan toplumun bütün kesimlerine yönelik bir zihniyet devrimi yapmaya çağırıyorum, herkesi sılah-ı rahim yapmaya çağırıyorum” dedi.
Baykal açıklamasının ardından Kırcami yanında bir börek salonuna giderek börek yedi. Baykal'ın bayramın ikinci günü ise Manavgat, Serik ve Akseki ilçelerine gideceği öğrenildi.
SILA-İ RAHİM NEDİR?
Sıla-i Rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmektir.
Sıla-i rahim, akrabalar, yakınlar arasındaki bağı ve iletişimi sağlam tutmak bu ilişkileri koparmamaktır.