'BM Bu Konuda Duyarlılık Sergilemekten Uzak'
CHP Antalya Milletvekili Baykal: '(Arakan'da Müslümanlara yapılan saldırılar) Birleşmiş Milletler'in bu konuda gerekli bir duyarlılık sergilemekten uzak olduğuna bir kez daha tanık olduk. BM'nin sergilediği tavrı daha önce de Bosna'da yaşanan olaylarda gördük. Bosna'daki Müslümanlara yapılan zulüm karşısında da BM üzerine düşen sorumluluğu yapamamıştır'
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Arakan'da Müslümanlara yapılan saldırılarla ilgili Birleşmiş Milletler'in (BM) gerekli duyarlılığı sergilemediğini belirterek, 'BM'nin sergilediği tavrı daha önce de Bosna'da yaşanan olaylarda gördük. Bosna'daki Müslümanlara yapılan zulüm karşısında da BM üzerine düşen sorumluluğu yapamamıştır.' dedi.
Baykal, bayram namazını Antalya'da Tekeli Mehmet Paşa Camisi'nde kıldı. Cami çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, tüm Müslümanların ve vatandaşların Kurban Bayramı'nı kutladı.
Bugün bütün dünyada yaklaşık 1,5 milyar Müslümanın en önemli ibadetlerinden birini gerçekleştirdiğini kaydeden Baykal, bunun muazzam bir olay olduğunu, değerini, kıymetini bilmek gerektiğini söyledi.
Bayramlardan bir anlamda ibret çıkarmak gerektiğini de ifade eden Baykal, 'O açıdan baktığımız zaman gördüğümüz manzara şu, ne yazık ki İslamiyet, tarihinin en acılı dönemlerinden birisini yaşıyor. İslamiyet'in maruz kaldığı sorunlar, sıkıntılar hem İslamiyet'in dışından kaynaklanıyor hem de maalesef içinden kaynaklanıyor. Yani İslam dışı dünyanın İslam'ı doğru anlamak konusunda bir gayrete ihtiyacı olduğu açıktır.' ifadesini kullandı.
- Arakan'da Müslümanlara yapılan saldırılar
Tarihin derinliklerinden kaynanan dinler arası çatışma tablosunun hala atlatılamadığını ifade eden Baykal, şunları söyledi:
'Şimdi son zamanlarda buna bir de İslamiyet'in karşısına Budizm'in de bir şekilde ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Yani Güney Asya'da, Myanmar'da, Arakan'da, hem Budistlerin hem de devletin Müslümanlara karşı kabul edilemez bir baskı kampanyası, sindirme, yok etme ve sürme çabasını sürdürdüklerini görüyoruz. Yani İslamiyet Güney Asya'da da ciddi bir tehdide maruz bırakılıyor. Bu tehdidin arkasında başka bir inancın, Budizm'in bulunduğunu görmek ayrıca üzüntü verici. Dinlerin insani değil siyasi araçla kullanıldığına hep tanık olduk. Tarih boyunca her inanç sistemi her din maalesef siyasi amaçla kullanılmıştır. Şimdi öyle anlaşılıyor ki Güney Asya'da da İslamiyet'i dışlama politikası sürdürülmek isteniyor. Tabii Myanmar'da yaşanan bu olumsuzluk karşısında Güneydoğu Asya'da İslam devletlerinin, Bangladeş'in, Pakistan'ın çok daha sahiplenici bir tutum içinde olmasını beklerdik ama bir anlamda onların da kendi kaderlerine yalnız bırakıldıkları görünüyor. Türkiye Müslümanlığının bize yakışan bir Müslümanlık olduğunu görüyoruz ama bunun gelişmeleri kontrol etmeye yetmediğini görüyoruz. Birleşmiş Milletlerin bu konuda gerekli bir duyarlılık sergilemekten uzak olduğuna bir kez daha tanık olduk. BM'nin sergilediği tavrı daha önce de Bosna'da yaşanan olaylarda gördük. Bosna'daki Müslümanlara yapılan zulüm karşısında da BM üzerine düşen sorumluluğu yapamamıştır.'
İslamiyet'in dışında kaynaklanan tehditler nedeniyle, dünyada farklı inançlara mensup insanları huzur içinde bir arada görebilmenin hayal olduğunu gördüklerini ve bundan üzüntü duyduklarını dile getiren Baykal, bunun dışında İslamiyet'in içinde de yanlış anlaşılmış bir İslamiyet'in, dogmatik bir anlayışın Müslümanlara dayatılmasının da söz konusu olduğunu savundu.
Baykal, İslamiyet'in ahlaki ve manevi derinliğini, zenginliğini herkesin keşfetmesini sağlama mecburiyetinde olduklarını dile getirdi.
Türkiye'de siyaset ve din ilişkisinin kötü kurulduğunu savunan Baykal, 'Din maalesef her yerde bu konuda en deneyimli olması gereken Türkiye'de de üzüntü verici bir biçimde bozuluyor din-siyaset ilişkisi. Yanlış anlaşılmış bir İslamiyet ahlaki ve manevi özünden koparılmış pratiğe indirgenmiş bir din inancının yaygınlaştırıldığına tanık oluyoruz.' dedi.
Bütün İslam aleminde ve dünyada 'sılairahim' anlayışın yaygınlaşması gerektiğini kaydeden Baykal, bu anlayışın, Türkiye'nin içinde bulunduğu gerginlik, karşıtlık ve ötekileştirme ortamında tam da Türkiye'nin muhtaç olduğu bir anlayış olduğunu dile getirdi.
Baykal, daha sonra beraberindekilerle Antalya'daki bir börekçide kahvaltı yaptı.
Kaynak: AA
Baykal, bayram namazını Antalya'da Tekeli Mehmet Paşa Camisi'nde kıldı. Cami çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, tüm Müslümanların ve vatandaşların Kurban Bayramı'nı kutladı.
Bugün bütün dünyada yaklaşık 1,5 milyar Müslümanın en önemli ibadetlerinden birini gerçekleştirdiğini kaydeden Baykal, bunun muazzam bir olay olduğunu, değerini, kıymetini bilmek gerektiğini söyledi.
Bayramlardan bir anlamda ibret çıkarmak gerektiğini de ifade eden Baykal, 'O açıdan baktığımız zaman gördüğümüz manzara şu, ne yazık ki İslamiyet, tarihinin en acılı dönemlerinden birisini yaşıyor. İslamiyet'in maruz kaldığı sorunlar, sıkıntılar hem İslamiyet'in dışından kaynaklanıyor hem de maalesef içinden kaynaklanıyor. Yani İslam dışı dünyanın İslam'ı doğru anlamak konusunda bir gayrete ihtiyacı olduğu açıktır.' ifadesini kullandı.
- Arakan'da Müslümanlara yapılan saldırılar
Tarihin derinliklerinden kaynanan dinler arası çatışma tablosunun hala atlatılamadığını ifade eden Baykal, şunları söyledi:
'Şimdi son zamanlarda buna bir de İslamiyet'in karşısına Budizm'in de bir şekilde ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Yani Güney Asya'da, Myanmar'da, Arakan'da, hem Budistlerin hem de devletin Müslümanlara karşı kabul edilemez bir baskı kampanyası, sindirme, yok etme ve sürme çabasını sürdürdüklerini görüyoruz. Yani İslamiyet Güney Asya'da da ciddi bir tehdide maruz bırakılıyor. Bu tehdidin arkasında başka bir inancın, Budizm'in bulunduğunu görmek ayrıca üzüntü verici. Dinlerin insani değil siyasi araçla kullanıldığına hep tanık olduk. Tarih boyunca her inanç sistemi her din maalesef siyasi amaçla kullanılmıştır. Şimdi öyle anlaşılıyor ki Güney Asya'da da İslamiyet'i dışlama politikası sürdürülmek isteniyor. Tabii Myanmar'da yaşanan bu olumsuzluk karşısında Güneydoğu Asya'da İslam devletlerinin, Bangladeş'in, Pakistan'ın çok daha sahiplenici bir tutum içinde olmasını beklerdik ama bir anlamda onların da kendi kaderlerine yalnız bırakıldıkları görünüyor. Türkiye Müslümanlığının bize yakışan bir Müslümanlık olduğunu görüyoruz ama bunun gelişmeleri kontrol etmeye yetmediğini görüyoruz. Birleşmiş Milletlerin bu konuda gerekli bir duyarlılık sergilemekten uzak olduğuna bir kez daha tanık olduk. BM'nin sergilediği tavrı daha önce de Bosna'da yaşanan olaylarda gördük. Bosna'daki Müslümanlara yapılan zulüm karşısında da BM üzerine düşen sorumluluğu yapamamıştır.'
İslamiyet'in dışında kaynaklanan tehditler nedeniyle, dünyada farklı inançlara mensup insanları huzur içinde bir arada görebilmenin hayal olduğunu gördüklerini ve bundan üzüntü duyduklarını dile getiren Baykal, bunun dışında İslamiyet'in içinde de yanlış anlaşılmış bir İslamiyet'in, dogmatik bir anlayışın Müslümanlara dayatılmasının da söz konusu olduğunu savundu.
Baykal, İslamiyet'in ahlaki ve manevi derinliğini, zenginliğini herkesin keşfetmesini sağlama mecburiyetinde olduklarını dile getirdi.
Türkiye'de siyaset ve din ilişkisinin kötü kurulduğunu savunan Baykal, 'Din maalesef her yerde bu konuda en deneyimli olması gereken Türkiye'de de üzüntü verici bir biçimde bozuluyor din-siyaset ilişkisi. Yanlış anlaşılmış bir İslamiyet ahlaki ve manevi özünden koparılmış pratiğe indirgenmiş bir din inancının yaygınlaştırıldığına tanık oluyoruz.' dedi.
Bütün İslam aleminde ve dünyada 'sılairahim' anlayışın yaygınlaşması gerektiğini kaydeden Baykal, bu anlayışın, Türkiye'nin içinde bulunduğu gerginlik, karşıtlık ve ötekileştirme ortamında tam da Türkiye'nin muhtaç olduğu bir anlayış olduğunu dile getirdi.
Baykal, daha sonra beraberindekilerle Antalya'daki bir börekçide kahvaltı yaptı.