Şanlıurfa müziği UNESCO yolunda
'Müzik şehri' olarak bilinen ve önemli sanatçılar yetiştiren Şanlıurfa'nın bu özelliğinin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından da tescillenmesi için yapılan ön başvuru kabul edildi.
Dünyanın en eski kentlerinden Şanlıurfa'da kamu kurum ve kuruluşları, köklü bir tarih ve kültür birikimine sahip şehrin müziğinin uluslararası alanda da tescillenmesi için yoğun çaba gösteriyor.
İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Nuri Sesigüzel ve Kazancı Bedih gibi birçok ünlü sanatçının yetiştiği kentin sakinleri de müziğe yatkınlıkları ile biliniyor.
Şanlıurfa ile özdeşleşen sıra geceleri, hemen hemen her köşe başında bulunan tarihi konukevlerinde düzenlenen eğlence programları yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.
Kentte geçmişte müzikle ilgilenen kişilerin toplandığı, ''müziğin kalbinin attığı yer'' olarak kabul edilen ve ''Yasin'in Kahvesi'' olarak bilinen kahvehane binası, restorasyon çalışmasının ardından 5 yıldır İbrahim Tatlıses Müzik Müzesi olarak hizmet veriyor. Müzede sıra geceleri, bu kültürü yaşatan müzisyenlerin mumya heykelleri ile yansıtılıyor.
Kentteki 'Müslüm Gürses Müzesi'nde ise geçmişten kalan çok sayıda radyo, plak ve enstrümanlar, ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
- Müzik alt yapısı derin
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin köklü ve zengin bir kültür birikimine sahip olduğunu söyledi.
Şehrin potansiyelini gelecek nesillere aktarabilmek için çaba gösterdiklerini belirten Çiftçi, çok sayıda ünlü sanatçıyla da görüş alışverişinde bulunarak kentin müzik dalında UNESCO adaylığı için müracaatını kararlaştırdıklarını bildirdi.
UNESCO tarafından ön müracaatın kabul edildiğini aktaran Çiftçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Şanlıurfa bir müzik şehridir, bu alanda çok önemli kişileri yetiştiren çok derin müzik alt yapısına sahip bir ildir. Dolayısıyla Şanlıurfa'nın Türk sanat müziğinden gazellere, halk müziğinden Arap hatta Hristiyan müziğine kadar giden tarihi bir alt yapısı var. Bu yapıyı bizim UNESCO nezdinde kültürel miras olarak tescil ettirmemiz lazım. Yani eğer Şanlıurfa müzikte bir marka şehir olmak istiyorsa bunun gereğini yerine getirmesi lazım. Belediyemizin dış ilişkiler daire başkanlığı bu konuda bir proje hazırladı. UNESCO'ya müzik dalında müracaatımızı gerçekleştirdik, ön müracaatımız kabul edildi. Elimizdeki dokümanlar, zenginlik, doğru belgeler ve projenin doğru hazırlanması bu konuda çok etkili oldu.'
-Paris'te görücüye çıkılıyor
Dünya ölçeğinde müzik dalında UNESCO'ya başka müracaatlar olduğuna işaret eden Çiftçi, Türkiye'den ise Sivas ve Elazığ için de başvuruda bulunulduğunu, yapılan elemede Şanlıurfa'nın belirlendiğini kaydetti.
Fransa'da 15 gün sonra görüşmelerde bulunacaklarını belirten Çiftçi, süreç ile ilgili şu bilgileri aktardı:
'6-7 Eylül'de Paris'te UNESCO'nun dünya temsilcileriyle bir araya geleceğiz. Şanlıurfa'nın müzik anlamında tanıtımını gerçekleştireceğiz. Kendimizi iyi ifade etmemiz, yapacağımız iyi bir lobi çalışmasıyla bu proje Dünya UNESCO Listesi'ne girer. Her şey kültürel somut varlıklardan ibaret değildir, soyut olan çok önemli kültürel varlıklarımız da var. Müzik de bunlardan biridir. Geçmişi binlerce yıla giden müthiş ezgilerle sanatsal eserlerle bugüne kadar taşınanlar var, yaşayanlar var, vefat edenler, ömrünü bu işe verenler var. Birçok besteyi oluşturan, birçok söz yazarı olan var, birçok makamda müziği, Şanlıurfa'yı dışarıda temsil eden şahsiyetler var. Tabii ki bunların hepsinin emeğine saygı göstererek bilimsel ölçüde hepsinin emeğini derleyip toplayıp dünya literatürüne Şanlıurfa'yı müzik şehri yapma noktasında bir müracaattır.'
Kentteki sıra gecelerinde müzisyen olarak sahne alan Tekin Tatar da Şanlıurfa kültürünü her gün yerli ve yabancı onlarca kişiye düzenledikleri programlarla sunmaya çalıştıklarını söyledi.
Sıra gecesi organizasyonlarının, insanların bir araya gelerek kaynaşmasına da katkı sağladığını ifade eden Tatar, şunları kaydetti:
'Burada çok farklı bir samimiyet ortamı oluyor. UNESCO'nun bize katkıları tabii ki çok olacak ama bizim de UNESCO'ya çok katkımız olacak burada. UNESCO ismi daha çok yayılmış olacak. Birçok insan UNESCO'yu bilmez ama sıra gecesiyle UNESCO'nun ismi biraz daha yayılmaya başlayacak. UNESCO çok iyi bir isabet, inşallah sıra gecesinin biraz daha kaliteye kavuşması demektir, daha iyi dünyaya açılması demektir. Bu da bizlerin ve bu kültürün ne kadar güzel, ne kadar insana özgü bir şey olduğunu herkes daha iyi öğrenmiş olacaktır.'
Müzisyen Mithat Hayıoğlu ise 40 yıldır sektörün içinde olduğunu belirterek, UNESCO aracılığıyla kente özgü müziği uluslararası çapta daha iyi tanıtma imkanı bulacaklarına inandığını dile getirdi.
Kaynak: AA
İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Nuri Sesigüzel ve Kazancı Bedih gibi birçok ünlü sanatçının yetiştiği kentin sakinleri de müziğe yatkınlıkları ile biliniyor.
Şanlıurfa ile özdeşleşen sıra geceleri, hemen hemen her köşe başında bulunan tarihi konukevlerinde düzenlenen eğlence programları yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.
Kentte geçmişte müzikle ilgilenen kişilerin toplandığı, ''müziğin kalbinin attığı yer'' olarak kabul edilen ve ''Yasin'in Kahvesi'' olarak bilinen kahvehane binası, restorasyon çalışmasının ardından 5 yıldır İbrahim Tatlıses Müzik Müzesi olarak hizmet veriyor. Müzede sıra geceleri, bu kültürü yaşatan müzisyenlerin mumya heykelleri ile yansıtılıyor.
Kentteki 'Müslüm Gürses Müzesi'nde ise geçmişten kalan çok sayıda radyo, plak ve enstrümanlar, ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
- Müzik alt yapısı derin
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin köklü ve zengin bir kültür birikimine sahip olduğunu söyledi.
Şehrin potansiyelini gelecek nesillere aktarabilmek için çaba gösterdiklerini belirten Çiftçi, çok sayıda ünlü sanatçıyla da görüş alışverişinde bulunarak kentin müzik dalında UNESCO adaylığı için müracaatını kararlaştırdıklarını bildirdi.
UNESCO tarafından ön müracaatın kabul edildiğini aktaran Çiftçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Şanlıurfa bir müzik şehridir, bu alanda çok önemli kişileri yetiştiren çok derin müzik alt yapısına sahip bir ildir. Dolayısıyla Şanlıurfa'nın Türk sanat müziğinden gazellere, halk müziğinden Arap hatta Hristiyan müziğine kadar giden tarihi bir alt yapısı var. Bu yapıyı bizim UNESCO nezdinde kültürel miras olarak tescil ettirmemiz lazım. Yani eğer Şanlıurfa müzikte bir marka şehir olmak istiyorsa bunun gereğini yerine getirmesi lazım. Belediyemizin dış ilişkiler daire başkanlığı bu konuda bir proje hazırladı. UNESCO'ya müzik dalında müracaatımızı gerçekleştirdik, ön müracaatımız kabul edildi. Elimizdeki dokümanlar, zenginlik, doğru belgeler ve projenin doğru hazırlanması bu konuda çok etkili oldu.'
-Paris'te görücüye çıkılıyor
Dünya ölçeğinde müzik dalında UNESCO'ya başka müracaatlar olduğuna işaret eden Çiftçi, Türkiye'den ise Sivas ve Elazığ için de başvuruda bulunulduğunu, yapılan elemede Şanlıurfa'nın belirlendiğini kaydetti.
Fransa'da 15 gün sonra görüşmelerde bulunacaklarını belirten Çiftçi, süreç ile ilgili şu bilgileri aktardı:
'6-7 Eylül'de Paris'te UNESCO'nun dünya temsilcileriyle bir araya geleceğiz. Şanlıurfa'nın müzik anlamında tanıtımını gerçekleştireceğiz. Kendimizi iyi ifade etmemiz, yapacağımız iyi bir lobi çalışmasıyla bu proje Dünya UNESCO Listesi'ne girer. Her şey kültürel somut varlıklardan ibaret değildir, soyut olan çok önemli kültürel varlıklarımız da var. Müzik de bunlardan biridir. Geçmişi binlerce yıla giden müthiş ezgilerle sanatsal eserlerle bugüne kadar taşınanlar var, yaşayanlar var, vefat edenler, ömrünü bu işe verenler var. Birçok besteyi oluşturan, birçok söz yazarı olan var, birçok makamda müziği, Şanlıurfa'yı dışarıda temsil eden şahsiyetler var. Tabii ki bunların hepsinin emeğine saygı göstererek bilimsel ölçüde hepsinin emeğini derleyip toplayıp dünya literatürüne Şanlıurfa'yı müzik şehri yapma noktasında bir müracaattır.'
Kentteki sıra gecelerinde müzisyen olarak sahne alan Tekin Tatar da Şanlıurfa kültürünü her gün yerli ve yabancı onlarca kişiye düzenledikleri programlarla sunmaya çalıştıklarını söyledi.
Sıra gecesi organizasyonlarının, insanların bir araya gelerek kaynaşmasına da katkı sağladığını ifade eden Tatar, şunları kaydetti:
'Burada çok farklı bir samimiyet ortamı oluyor. UNESCO'nun bize katkıları tabii ki çok olacak ama bizim de UNESCO'ya çok katkımız olacak burada. UNESCO ismi daha çok yayılmış olacak. Birçok insan UNESCO'yu bilmez ama sıra gecesiyle UNESCO'nun ismi biraz daha yayılmaya başlayacak. UNESCO çok iyi bir isabet, inşallah sıra gecesinin biraz daha kaliteye kavuşması demektir, daha iyi dünyaya açılması demektir. Bu da bizlerin ve bu kültürün ne kadar güzel, ne kadar insana özgü bir şey olduğunu herkes daha iyi öğrenmiş olacaktır.'
Müzisyen Mithat Hayıoğlu ise 40 yıldır sektörün içinde olduğunu belirterek, UNESCO aracılığıyla kente özgü müziği uluslararası çapta daha iyi tanıtma imkanı bulacaklarına inandığını dile getirdi.