SAÜ AYM, Bodrum Depremini İnceledi
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AYM), 21 Temmuz’da Bodrum açıklarında meydana gelen depremi inceledi.
Merkezden yapılan açıklamada bu bölgede geçmişte yıkıcı depremlerin olduğu, dolayısıyla yaşanan depremin sürpriz olmadığı kaydedildi. Açıklamada, depremin büyüklüğüne rağmen maddi hasarın göreceli düşük olduğu belirtilerek, “Bu durumda Bodrum ilçesinin kaya zemin üzerinde kurulu olmasının büyük rolü olduğu değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Muğla’nın Bodrum ilçesi açıklarında Gökova Körfezi içinde 21 Temmuz tarihinde 6,6 büyüklüğünde deprem ve devamında yüzlerce artçı deprem meydana gelmişti. Hafif maddi hasara yol açan depremler, çoğu panik kaynaklı yaralanmalara neden olmuş ancak depremde can kaybı olmamıştı. Yunanistan’a bağlı Kos (İstanköy) Adasında orta dereceli hasara ve biri Türkiye Cumhuriyeti uyruklu 2 can kaybına neden olmuştu. Deprem ayrıca Bodrum ilçesinde ve Kos Adasında küçük ölçekli bir tsunamiye de yol açmıştı. SAÜ Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yaptığı ilk değerlendirmeyle ilgili bilgileri açıkladı.
Merkezden yapılan açıklamada, ilk değerlendirme depremin oluşumunun sürpriz olmadığı ve geçmişte bu bölgede yıkıcı depremlerin olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada depremin oluşumunun sürpriz olmadığı belirtilerek, “Depremin oluşumu sürpriz değildir. Türkiye’nin Ege Denizi sahillerindeki körfez ve koyların denize doğru uzanan faylardaki hareketler sonucu oluşmuşlardır. Bu bağlamda, yakın geçmişteki 3 Ağustos 2004 (M=5.0) ve 4 Ağustos 2004 (M=5.4 ve M=5.2 iki deprem), 20 Aralık 2004 (M=5.3) ve 10 Ocak 2005 (M=5.4) depremleri hatırlatılabilir. Bunun yanı sıra Gökova Körfezi civarında gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde denizde olsun karada olsun birçok yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Arkeolojik kalıntılarda ve tarihi kayıtlarda yıkıcı depremlerin izleri sıkça görülebilir. Tarihsel dönemde meydana gelen depremler arasında 1493 İstanköy Adası-Bodrum, 1 Aralık 1869 Gökova Körfezi ve 20 Eylül 1899 Büyük Menderes Vadisi (M=6.9) depremleri ve aletsel dönemde 23 Nisan 1933 Gökova Körfezi (M=6.5), 23 Mayıs ve 13 Aralık 1941 Muğla (sırasıyla M=6.2 ve M=6.0), 23 Mayıs 1961 Marmaris-Rodos (M=6.5) 9 Temmuz 1956 Amorgos (M=7.5) depremleri örnek olarak sıralanabilir. Dolayısıyla birkaç gün önce oluşan M=6.5 büyüklüğündeki yıkıcı deprem bir sürpriz değildir ve bölgede yaşamın olağan akışı içinde değerlendirilmesi gereken bir doğal olaydır” denildi.
Açıklamanın devamında ise, “Deprem sonrasında gelişen tsunami küçük ölçekli olmasına rağmen tekneleri karaya sürüklemiş ve karayı onlarca metre işgal ederek araçları sürüklemiş ve maddi hasara yol açmıştır. Bodrum civarında geçmişte de tsunami dalgaları gözlenmiştir. MS 365 Girit Depremi tsunamisinin İzmir ile Gökova körfezi arasında Ege Denizi kıyılarını da vurduğu ifade edilmektedir. 9 Temmuz 1956 Amorgos Depremi tsunamisi Bodrum’a 1 metre yükseklikle vurmuştur. 2017 Gökova Körfezi Depremi sismik dalgalarının Merkezimizce yapılan modellemesinden fay üzerinde odak derinliğinde (10 km derinliğinde) 3.5 metreyi aşan kaymalar hesaplanmıştır” ifadelerine yer verildi.
Kaynak: İHA
Muğla’nın Bodrum ilçesi açıklarında Gökova Körfezi içinde 21 Temmuz tarihinde 6,6 büyüklüğünde deprem ve devamında yüzlerce artçı deprem meydana gelmişti. Hafif maddi hasara yol açan depremler, çoğu panik kaynaklı yaralanmalara neden olmuş ancak depremde can kaybı olmamıştı. Yunanistan’a bağlı Kos (İstanköy) Adasında orta dereceli hasara ve biri Türkiye Cumhuriyeti uyruklu 2 can kaybına neden olmuştu. Deprem ayrıca Bodrum ilçesinde ve Kos Adasında küçük ölçekli bir tsunamiye de yol açmıştı. SAÜ Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yaptığı ilk değerlendirmeyle ilgili bilgileri açıkladı.
Merkezden yapılan açıklamada, ilk değerlendirme depremin oluşumunun sürpriz olmadığı ve geçmişte bu bölgede yıkıcı depremlerin olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada depremin oluşumunun sürpriz olmadığı belirtilerek, “Depremin oluşumu sürpriz değildir. Türkiye’nin Ege Denizi sahillerindeki körfez ve koyların denize doğru uzanan faylardaki hareketler sonucu oluşmuşlardır. Bu bağlamda, yakın geçmişteki 3 Ağustos 2004 (M=5.0) ve 4 Ağustos 2004 (M=5.4 ve M=5.2 iki deprem), 20 Aralık 2004 (M=5.3) ve 10 Ocak 2005 (M=5.4) depremleri hatırlatılabilir. Bunun yanı sıra Gökova Körfezi civarında gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde denizde olsun karada olsun birçok yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Arkeolojik kalıntılarda ve tarihi kayıtlarda yıkıcı depremlerin izleri sıkça görülebilir. Tarihsel dönemde meydana gelen depremler arasında 1493 İstanköy Adası-Bodrum, 1 Aralık 1869 Gökova Körfezi ve 20 Eylül 1899 Büyük Menderes Vadisi (M=6.9) depremleri ve aletsel dönemde 23 Nisan 1933 Gökova Körfezi (M=6.5), 23 Mayıs ve 13 Aralık 1941 Muğla (sırasıyla M=6.2 ve M=6.0), 23 Mayıs 1961 Marmaris-Rodos (M=6.5) 9 Temmuz 1956 Amorgos (M=7.5) depremleri örnek olarak sıralanabilir. Dolayısıyla birkaç gün önce oluşan M=6.5 büyüklüğündeki yıkıcı deprem bir sürpriz değildir ve bölgede yaşamın olağan akışı içinde değerlendirilmesi gereken bir doğal olaydır” denildi.
Açıklamanın devamında ise, “Deprem sonrasında gelişen tsunami küçük ölçekli olmasına rağmen tekneleri karaya sürüklemiş ve karayı onlarca metre işgal ederek araçları sürüklemiş ve maddi hasara yol açmıştır. Bodrum civarında geçmişte de tsunami dalgaları gözlenmiştir. MS 365 Girit Depremi tsunamisinin İzmir ile Gökova körfezi arasında Ege Denizi kıyılarını da vurduğu ifade edilmektedir. 9 Temmuz 1956 Amorgos Depremi tsunamisi Bodrum’a 1 metre yükseklikle vurmuştur. 2017 Gökova Körfezi Depremi sismik dalgalarının Merkezimizce yapılan modellemesinden fay üzerinde odak derinliğinde (10 km derinliğinde) 3.5 metreyi aşan kaymalar hesaplanmıştır” ifadelerine yer verildi.