AK Parti Osmaniye Milletvekili Durmuşoğlu Açıklaması

'Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gördüğümüz Meclis’in bombalanan noktaları, bana ulu çınarları hatırlattı. Bilirsiniz, ulu çınarlar da zaman zaman haşerelerin saldırısıyla küçük yara bereler taşır ama bu yara ve bereler, onların asırlar boyunca ayakta ve dimdik durmasına engel olamaz'

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu, 15 Temmuz gecesi mecliste yaşananlarla ilgili, 'Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gördüğümüz Meclis’in bombalanan noktaları, bana ulu çınarları hatırlattı. Bilirsiniz, ulu çınarlar da zaman zaman haşerelerin saldırısıyla küçük yara bereler taşır ama bu yara ve bereler, onların asırlar boyunca ayakta ve dimdik durmasına engel olamaz.' dedi.

Durmuşoğlu, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.

Darbe girişimi sırasında Ankara'daki evinde olduğunu ve ortada darbeyi gerektirecek bir durum olmadığı için ilk etapta darbeye kalkışıldığına inanmakta zorluk çektiğini dile getiren Durmuşoğlu, şunları söyledi:

'Yaşananların bir darbe teşebbüsü olma ihtimali masaya yatırıldığı anda, ilk aklıma gelen FETÖ’ydü. Milletimizle el ele, ülkemize büyük bir ivme kazandırdığımız böylesine bir dönemde bu hainliği FETÖ’den başkası yapamazdı. Hızlı bir şekilde ailemi güvenli bir yere transfer ettikten sonra hemen Meclis’e gitmeliydim. Milletimiz bizleri dimdik ayakta görmeliydi ki onlar da dimdik ayakta durabilsinler. Yolda başımıza her şey gelebilirdi ama beni asıl düşündüren alıkonulmak değil, milletimize ayakta olduğumuz mesajını veremeden hainlerin tuzağına düşmekti. Uçakların üzerinde sorti yaptığı, helikopterlerin durmaksızın gezdiği ve her yanından silah seslerinin geldiği Meclis'in girişinde bir karmaşa vardı, biz bir an bile tereddüt etmeden, aracımızla gerek kaldırımlarda ilerleyerek gerekse farklı riskler alarak girişleri otobüslerle kapatılan Meclis’e ulaşmayı başardık. Meclis'e girer girmez de Genel Kurul Salonu'na geçtik. '

Durmuşoğlu, Meclis binası içindeyken yaşadıklarıyla tarihe tanıklık ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

'İlk etapta bomba değil de 'sonic boom' denilen bir ses dalgasından etkilendiğimiz söyleniyordu, ancak meclise gerçekten bomba atıldığını anladığımız anda, gözü dönmüş hainlerin bu cüreti karşısında tek kelimeyle öfkelendim. Onlar, bizi sadece psikolojik olarak değil fiziken de çökertmeye çalışıyorlardı, biz de bunun aksine birbirimize daha da kenetlenmeliyiz diye düşündüm. TBMM Başkanımız Sayın İsmail Kahraman ve Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ'ın net tavrıyla devletimize olan inancımız bir kat daha arttı. Bu saldırı karşısında beni endişeye sevk eden tek nokta, milletin meclisini bombalayacak kadar alçalan bu hain topluluğun vatandaşlarımıza neler yapabileceğiydi. Dışarıdan aldığımız haberler çok ama çok üzücüydü.'

- 'Meclis, bana ulu çınarları hatırlattı'

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte meclis binasının bombalanan noktalarını görme şansı bulduklarını belirten Durmuşoğlu, şöyle konuştu:

'Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gördüğümüz meclisin bombalanan noktaları, bana ulu çınarları hatırlattı. Bilirsiniz, ulu çınarlar da zaman zaman haşerelerin saldırısıyla küçük yara bereler taşır; ama bu yara ve bereler, onların asırlar boyunca ayakta ve dimdik durmasına engel olamaz. Siyasi olarak sürekli bir rekabet yaşadığımız CHP ve MHP'nin o gece en ufak tereddütte bulunmadan bizimle aynı safta yer alması o gecenin en unutulmazlarından biriydi. Millet tam anlamıyla tek yürek olmuştu ve bunu meclis çatısı altından tüm dünyaya gösterdik. Çanakkale ruhu meydanlarda, meydanlardaki ruh da Meclis'teydi.'

- '15 Temmuz Çanakkale ruhunu ortaya çıkardı'

Milletin 15 Temmuz günü, büyük ihanete karşı Çanakkale ruhunun hala var olduğunu gösterdiğini vurgulayan Durmuşoğlu, şunları kaydetti:

'FETÖ’nün 15 Temmuz gecesi kalkıştığı büyük ihanete karşı, Çanakkale ruhunun hala var olduğunu ve sonsuza kadar da varlığını sürdüreceğini gösteren büyük milletimiz, umudunu Türkiye’ye bağlamış tüm dost ülkelere güven verirken, gözünü bu kıymetli topraklara diken düşmanların da yüreklerine korku salmıştır. Ulubatlı Hasan’ın, Nene Hatun’un, Sütçü İmam’ın tarihteki yeri ne kadar önemliyse, bundan sonra da Ömer Halisdemir’in, Şerife Boz’un, Metin Doğan’ın yeri bizim için aynıdır. Gözünü kırpmadan tankların üzerine yürüyen, göğsünü kurşuna siper eden kahramanlarımızı asla unutmayacağız, unutturmayacağız.'
Kaynak: AA