Hak-İş Genel Başkanı Arslan'dan 'Kıdem Tazminatı' Açıklaması
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Kıdem tazminatıyla ilgili konuyu bir savunma refleksine, var olanları koruma refleksine dönüştürürsek, inanın kaybederiz. Biz, var olan sorunlardan kaçmadan ve var olan sorunları doğru teşhis ederek ve yaşadığımız gerçeklerden yola çıkarak, bu sorunları ortaya koymalıyız. Oturup bir model üzerinde çalışmamız gerekiyor" dedi.
CHP Emek Büroları tarafından Kıdem Tazminatı Çalıştayı düzenlendi.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, çalıştayda yaptığı konuşmada, işçilerin kazanımlarının geri götürüldüğü tarihin 1980 darbesi olduğunu anlatarak, "Bugün maalesef 37 yıldır bizim her ne kadar literatürümüzde mevzuatımızda 14. madde de 30 günlük bürüt ücreti denilse de fiili olarak aslında 1980 darbesiyle bu 30 gün aşağı çekilmiştir. Neden? Kıdem tazminatına tavan getirilmiştir. Bugün kamuda çalışan ve özel sektörde toplu sözleşme düzeni içerisinde ücretlerini belli bir aşamaya getirmiş bütün emekçiler 30 günün üzerinde kıdem tazminatı alamıyor. 22 ile 28 gün arasında değişiyor. Dolayısıyla öncelikle biz var olan gelişmeleri, iktisadi gelişmeleri, Türkiye’nin büyümesine, zenginleşmesine, Türkiye’nin olumlu yöndeki ilerlemesine paralel olarak aslında kıdem tazminatındaki sorunları ortadan kaldırıp ileriye taşıyacağımız yerde en büyük darbeyi 1980 ile görmüş olduk. Bu gerçekten yola çıkarak bir şeyler yapacaksak, kıdem tazminatına yönelik saldırılara karşı iş birliği yapacaksak ve bu iş birliğini daha ileriye taşıyacaksak 1980 darbesinin tahrip ettiği iki tane temel husustan birincisi kıdem tazminatı ikincisi ikramiyelere yönelik getirilen sınırlamalardır. Biz buradan başlanılmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Oturup bir model üzerinde çalışmamız gerekiyor”
“Kıdem tazminatıyla ilgili konuyu bir savunma refleksine, var olanları koruma refleksine dönüştürürsek, inanın kaybederiz” diyen Arslan, “Biz, var olan sorunlardan kaçmadan ve var olan sorunları doğru teşhis ederek ve yaşadığımız gerçeklerden yola çıkarak, bu sorunları ortaya koymalıyız. Bu sorunların çözümü için öneriler yapılabilir. İşverenlerin beklentileri, hükümetlerin hesapları olabilir. Var olan sorunlardan yola çıkarak nasıl bir çözüm ortaya koymamız gerekiyor. Oturup bir model üzerinde çalışmamız gerekiyor. Çok ciddi sorunlar var ve biz kıdem tazminatını özel sektörde alamıyoruz. 10-20 tane hile. İşverenlerin, bugün hoyratça kullandıkları bu yasanın arkasından dolanarak, ortaya koydukları mağduriyetlere karşı bizim bir çözüm oluşturmamız gerekiyor. Biz, bu çözümü tartışmaya hazırız” açıklamasında bulundu.
“Bugüne kadar bize kıdem tazminatla ilgili somut ne yapılmak istendiğine dair önümüze getirilmiş bir taslak yok”
Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim bu konudaki ön şartımız tarafların açık, net, şeffaf bir şekilde masaya gelip konuşmalarıdır. Sanıyorum işverenler ve hükümet bir konuda hata yapıyor. Benim olduğum Üçlü Danışma Kurulu’nda sadece sorunlarla ilgili bir sunum yapıldı. Bize kıdem tazminatı fonuyla ilgili somut bir taslak bugüne kadar gelmedi. Biz basından daha çok takip ediyoruz. Ne hükümet ne Çalışma Bakanlığı ne başka bir bakanlık ne de AK Parti’den bize kıdem tazminatı fon çalışmasıyla ilgili bir teklif, taslak, tasarı taslağı ulaşmadı. Üçlü Danışma Kurulu niçin var? Hükümet önce Üçlü Danışma Kurulunda gelip bizimle konuşmalıydı. Bize ne yapmak istediğini ortaya koymalıydı. Biz bunun üzerine görüşlerimizi ifade etmeliydik. İtirazlarımızı yapmalıydık. Bugüne kadar bize kıdem tazminatla ilgili somut ne yapılmak istendiğine dair önümüze getirilmiş bir taslak yok. Olmayan bir taslak üzerinden konuşarak spekülasyon yapmak istemiyorum. Medya mensupları bizden daha çok şey biliyor. Demek ki bizden saklanıyor."
"Kıdem tazminatı ve benzeri emekçiler için olmazsa olmaz temel bir kısım düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi gerekiyor"
Kıdem tazminatı ve benzeri emekçiler için olmazsa olmaz temel bir kısım düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, "İş güvencesi, işsizlik ödeneği ve kıdem tazminatı bu ve hatta sosyal yardımlar. Bütün bunların üçünü birlikte değerlendirerek bir kıdem tazminatı konusundaki hükümetlerin tekliflerini dikkate almamız gerekiyor. Nasıl bir düzenleme yapılacaksa yapılsın bu düzenlemenin temel esasları şu olmalı; bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlarımız korunarak, bütün emekçilerin kıdem tazminatına ulaşabileceği bir modeli ortaya koymamız lazım. Hak-İş bunun arkasındadır. Kategorik olarak isme takılıp, kategorik ‘bu olmaz’ demiyoruz. Oturalım kazanılmış bütün haklarımızı güvence altına alalım. Ama aynı zamanda da var olan sorunları ortadan kaldıracak yeni bir modeli inşa etmemiz gerekiyor. Bizim itiraz ederek getirilecek düzenlemelere karşı koyarak inanın bu sorunları çözmek yerine kendimiz oturup bir model üzerinde konuşmamız gerekiyor. Hak-İş olarak kıdem tazminatı konusunda konfederasyonumuzun baştan beri durduğu yerde olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle bir kısım çevrelerin Hak-İş üzerinden bir algı oluşturulması, Hak-İş’in söylemedikleri, savunmadıkları her şeyi Hak-İş savunuyor gibi bir yere oturtulmasını gerçekten bize haksızlık olarak görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko da çalıştayda yaptıkları konuşmada kıdem tazminatıyla ilgili görüşlerini aktardı.
Kaynak: İHA
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, çalıştayda yaptığı konuşmada, işçilerin kazanımlarının geri götürüldüğü tarihin 1980 darbesi olduğunu anlatarak, "Bugün maalesef 37 yıldır bizim her ne kadar literatürümüzde mevzuatımızda 14. madde de 30 günlük bürüt ücreti denilse de fiili olarak aslında 1980 darbesiyle bu 30 gün aşağı çekilmiştir. Neden? Kıdem tazminatına tavan getirilmiştir. Bugün kamuda çalışan ve özel sektörde toplu sözleşme düzeni içerisinde ücretlerini belli bir aşamaya getirmiş bütün emekçiler 30 günün üzerinde kıdem tazminatı alamıyor. 22 ile 28 gün arasında değişiyor. Dolayısıyla öncelikle biz var olan gelişmeleri, iktisadi gelişmeleri, Türkiye’nin büyümesine, zenginleşmesine, Türkiye’nin olumlu yöndeki ilerlemesine paralel olarak aslında kıdem tazminatındaki sorunları ortadan kaldırıp ileriye taşıyacağımız yerde en büyük darbeyi 1980 ile görmüş olduk. Bu gerçekten yola çıkarak bir şeyler yapacaksak, kıdem tazminatına yönelik saldırılara karşı iş birliği yapacaksak ve bu iş birliğini daha ileriye taşıyacaksak 1980 darbesinin tahrip ettiği iki tane temel husustan birincisi kıdem tazminatı ikincisi ikramiyelere yönelik getirilen sınırlamalardır. Biz buradan başlanılmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Oturup bir model üzerinde çalışmamız gerekiyor”
“Kıdem tazminatıyla ilgili konuyu bir savunma refleksine, var olanları koruma refleksine dönüştürürsek, inanın kaybederiz” diyen Arslan, “Biz, var olan sorunlardan kaçmadan ve var olan sorunları doğru teşhis ederek ve yaşadığımız gerçeklerden yola çıkarak, bu sorunları ortaya koymalıyız. Bu sorunların çözümü için öneriler yapılabilir. İşverenlerin beklentileri, hükümetlerin hesapları olabilir. Var olan sorunlardan yola çıkarak nasıl bir çözüm ortaya koymamız gerekiyor. Oturup bir model üzerinde çalışmamız gerekiyor. Çok ciddi sorunlar var ve biz kıdem tazminatını özel sektörde alamıyoruz. 10-20 tane hile. İşverenlerin, bugün hoyratça kullandıkları bu yasanın arkasından dolanarak, ortaya koydukları mağduriyetlere karşı bizim bir çözüm oluşturmamız gerekiyor. Biz, bu çözümü tartışmaya hazırız” açıklamasında bulundu.
“Bugüne kadar bize kıdem tazminatla ilgili somut ne yapılmak istendiğine dair önümüze getirilmiş bir taslak yok”
Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim bu konudaki ön şartımız tarafların açık, net, şeffaf bir şekilde masaya gelip konuşmalarıdır. Sanıyorum işverenler ve hükümet bir konuda hata yapıyor. Benim olduğum Üçlü Danışma Kurulu’nda sadece sorunlarla ilgili bir sunum yapıldı. Bize kıdem tazminatı fonuyla ilgili somut bir taslak bugüne kadar gelmedi. Biz basından daha çok takip ediyoruz. Ne hükümet ne Çalışma Bakanlığı ne başka bir bakanlık ne de AK Parti’den bize kıdem tazminatı fon çalışmasıyla ilgili bir teklif, taslak, tasarı taslağı ulaşmadı. Üçlü Danışma Kurulu niçin var? Hükümet önce Üçlü Danışma Kurulunda gelip bizimle konuşmalıydı. Bize ne yapmak istediğini ortaya koymalıydı. Biz bunun üzerine görüşlerimizi ifade etmeliydik. İtirazlarımızı yapmalıydık. Bugüne kadar bize kıdem tazminatla ilgili somut ne yapılmak istendiğine dair önümüze getirilmiş bir taslak yok. Olmayan bir taslak üzerinden konuşarak spekülasyon yapmak istemiyorum. Medya mensupları bizden daha çok şey biliyor. Demek ki bizden saklanıyor."
"Kıdem tazminatı ve benzeri emekçiler için olmazsa olmaz temel bir kısım düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi gerekiyor"
Kıdem tazminatı ve benzeri emekçiler için olmazsa olmaz temel bir kısım düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, "İş güvencesi, işsizlik ödeneği ve kıdem tazminatı bu ve hatta sosyal yardımlar. Bütün bunların üçünü birlikte değerlendirerek bir kıdem tazminatı konusundaki hükümetlerin tekliflerini dikkate almamız gerekiyor. Nasıl bir düzenleme yapılacaksa yapılsın bu düzenlemenin temel esasları şu olmalı; bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlarımız korunarak, bütün emekçilerin kıdem tazminatına ulaşabileceği bir modeli ortaya koymamız lazım. Hak-İş bunun arkasındadır. Kategorik olarak isme takılıp, kategorik ‘bu olmaz’ demiyoruz. Oturalım kazanılmış bütün haklarımızı güvence altına alalım. Ama aynı zamanda da var olan sorunları ortadan kaldıracak yeni bir modeli inşa etmemiz gerekiyor. Bizim itiraz ederek getirilecek düzenlemelere karşı koyarak inanın bu sorunları çözmek yerine kendimiz oturup bir model üzerinde konuşmamız gerekiyor. Hak-İş olarak kıdem tazminatı konusunda konfederasyonumuzun baştan beri durduğu yerde olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle bir kısım çevrelerin Hak-İş üzerinden bir algı oluşturulması, Hak-İş’in söylemedikleri, savunmadıkları her şeyi Hak-İş savunuyor gibi bir yere oturtulmasını gerçekten bize haksızlık olarak görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko da çalıştayda yaptıkları konuşmada kıdem tazminatıyla ilgili görüşlerini aktardı.