Dünya Mülteciler Günü
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kan: 'Dünya çapında en fazla sığınmacı barındıran ülkelerden biri olan Türkiye, 6 yılı aşkın bir süredir Suriye ve Irak'tan gelen komşularına sahip çıkarak onları diktatörlerin, eli kanlı katillerin ve terör örgütlerinin insafına terk etmemiş, gerek ülke içinde gerekse sınır hattında hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz için tüm imkanlarını seferber etmiş ve etmeye de devam edecektir'.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı Kan, dünya çapında en fazla sığınmacıyı barındıran ülkelerden biri olan Türkiye'nin, 6 yılı aşkın bir süredir Suriye ve Irak'tan gelen komşularına sahip çıktığını belirterek, 'Onları diktatörlerin, eli kanlı katillerin ve terör örgütlerinin insafına terk etmemiş, gerek ülke içinde gerekse sınır hattında hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz için tüm imkanlarını seferber etmiş ve etmeye de devam edecektir.' ifadesini kullandı.
Kan, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Arap Baharı'ndan sonra ortaya çıkan iç savaşlar neticesinde başta Suriye ve Irak'ta olmak üzere ortaya çıkan çatışma, terör ve zulüm ortamının, milyonlarca insanı hayatta kalmak uğruna evlerinden, yurtlarından ve sevdiklerinden kopararak onları zorunlu göçe zorladığını hatırlattı.
İnsani ve ahlaki yıkımın her geçen gün arttığı adeta küresel bir krizin yaşandığı böylesine hassas bir dönemde Suriye'de 6 yıldır devam eden iç savaşın bugüne kadar 600 bin kişinin ölümüne yol açtığını, yaşadığı yerleri terk edenlerin sayısının 12 milyonu, ülkelerini terk etmek zorunda kalanların sayısının ise 5 milyonu bulduğuna değinen Kan, uluslararası toplumun ise bu süreçte temel insani ve vicdani değerlere sahip çıkamayarak maalesef kötü bir sınav verdiğini bebeklerin, kadınların, sivillerin kısacası 'insanlığın' ölmesine göz yumduğunu bildirdi.
Bazı ülkelerin kısıtlı kaynaklarıyla ellerindeki tüm imkanları bu insanlarla paylaşırken, daha müreffeh ülkelerin ise kaynaklarını sınırlarını dikenli tel örgülerle çevirmeye harcadığına vurgu yapan Kan, bu durumun insanlığın vicdanında derin yaralar açtığını aktardı.
Kan,devletlerin ve uluslararası örgütlerin gündeminin üst sıralarında yer alsa göç ve mülteciler konusunun daha çok güvenlik ekseninde değerlendirildiğini, insanlık onuru ve yaşama hakkı gibi temel insani değer ve kazanımların insan hakları dersi veren ülkeler tarafından ikinci plana atıldığını belirtti.
Kan açıklamasında, 'Başta Avrupa ve egemen ülkelerin sorunun çözümü için ele aldığı önlemler savaş, kıtlık ve acılara son vermemiş aksine sığınmacı hareketlerini önlemek, mümkün olan en az mültecinin Avrupa'ya ulaşmasını temin etmek ve bu doğrultuda sınır güvenliğini koruyacak tedbirler almaktan öteye geçememiş, yaşanan acıları dindirememiştir.' görüşüne yer verdi.
- '3 milyona yakın sığınmacıya kucak açıldı'
Kendi insan hakları kriterlerini ve evrensel değerlerini çiğneyerek uluslararası yükümlülükleri ihlal eden Avrupa ve egemen devletlerde artan mülteci sayısıyla ortaya çıkan mülteci karşıtı söylemlerin kabul gördüğünü üzülerek karşıladığını belirten Kan, son derece tehlikeli olan bu durumun Müslümanların ötekileştirilmesine, İslamofobik faaliyetlerin artmasına ve aşırı sağ söylemlerin daha da kuvvetlenmesine yol açacak bir gerçek olarak ortaya çıktığını vurguladı.
Kan, hükümetin ve milletin savaş, çatışma ve baskı sonucunda ülkelerini terk etmek zorunda kalan mültecilerin sorunlarına duyarsız kalmayarak dinine, diline, etnik kimliğine bakmadan silahlardan kaçan 3 milyona yakın sığınmacıya kucak açtığını aktardı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kan, şu ifadelere yer verdi:
'Ülkemiz, uluslararası yükümlülüklerin ötesinde bir insani çabayı gerçekleştirirken mazlumlar için de adeta bir güven yurdu 'belde-i emin' tesis etmiştir. Bu anlayışla dünya çapında en fazla sığınmacı barındıran ülkelerden biri olan Türkiye, 6 yılı aşkın bir süredir Suriye ve Irak’tan gelen komşularına sahip çıkarak onları diktatörlerin, eli kanlı katillerin ve terör örgütlerinin insafına terk etmemiş, gerek ülke içinde gerekse sınır hattında hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz için tüm imkanlarını seferber etmiş ve etmeye de devam edecektir.
Çatışmaların yaşanmaya başladığı ilk günden beri bize sığınan herkesi sevgi ve merhametle kucaklamış, yaralarını sarmak için büyük bir çaba sarf ederek bu trajediye adeta kulaklarını tıkayan dünya ülkeleri karşısında insanlık onurunu kurtarmış, adeta insanlık dersi vermiştir.'
- 'Adalet anlayışı yeniden tahsis edilmeli'
AK Parti'nin, mültecileri normal yaşamlarına döndürecek bir ortamı tesis etmeyi ve gerekli zemini hazırlamayı insani, vicdani ve kardeşlik görevi olarak gördüğünü belirten Kan, 20 Haziran Dünya Mülteciler Gününün tüm dünya ve Türkiye vatandaşları için huzur barış getirmesini istedi.
Suriye'de yaşanan iç savaş ortamının bir an önce son bulmasını ve tüm dünya mültecilerinin güvenli ve insani koşullarda ideal bir yaşama ulaşmasını dileyen Kan, mültecilerin yaşadığı dramlara son verebilmek adına öncelikli olarak eşitlikçi, paylaşımcı, bölüşümcü küresel bir adalet anlayışının yeniden tahsis edilmesinin zaruretinin bugün hiç olmadığı kadar önem arz ettiğini vurguladı.
Kan, bu anlayışı yarınlara hakim kılabilmek adına Avrupa başta olmak üzere sığınmacı politikalarının tekrar gözden geçirildiği, temelde insanı merkeze alan bir anlayışla sınır güvenliğini korumaya yönelik politikaların değiştirildiği, terörden kaynaklı insan hakları ihlallerinin son bulduğu, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerinin tam manasıyla yaşandığı daha huzurlu yarınlara ulaşma temennisinde bulundu.
Kaynak: AA
Kan, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Arap Baharı'ndan sonra ortaya çıkan iç savaşlar neticesinde başta Suriye ve Irak'ta olmak üzere ortaya çıkan çatışma, terör ve zulüm ortamının, milyonlarca insanı hayatta kalmak uğruna evlerinden, yurtlarından ve sevdiklerinden kopararak onları zorunlu göçe zorladığını hatırlattı.
İnsani ve ahlaki yıkımın her geçen gün arttığı adeta küresel bir krizin yaşandığı böylesine hassas bir dönemde Suriye'de 6 yıldır devam eden iç savaşın bugüne kadar 600 bin kişinin ölümüne yol açtığını, yaşadığı yerleri terk edenlerin sayısının 12 milyonu, ülkelerini terk etmek zorunda kalanların sayısının ise 5 milyonu bulduğuna değinen Kan, uluslararası toplumun ise bu süreçte temel insani ve vicdani değerlere sahip çıkamayarak maalesef kötü bir sınav verdiğini bebeklerin, kadınların, sivillerin kısacası 'insanlığın' ölmesine göz yumduğunu bildirdi.
Bazı ülkelerin kısıtlı kaynaklarıyla ellerindeki tüm imkanları bu insanlarla paylaşırken, daha müreffeh ülkelerin ise kaynaklarını sınırlarını dikenli tel örgülerle çevirmeye harcadığına vurgu yapan Kan, bu durumun insanlığın vicdanında derin yaralar açtığını aktardı.
Kan,devletlerin ve uluslararası örgütlerin gündeminin üst sıralarında yer alsa göç ve mülteciler konusunun daha çok güvenlik ekseninde değerlendirildiğini, insanlık onuru ve yaşama hakkı gibi temel insani değer ve kazanımların insan hakları dersi veren ülkeler tarafından ikinci plana atıldığını belirtti.
Kan açıklamasında, 'Başta Avrupa ve egemen ülkelerin sorunun çözümü için ele aldığı önlemler savaş, kıtlık ve acılara son vermemiş aksine sığınmacı hareketlerini önlemek, mümkün olan en az mültecinin Avrupa'ya ulaşmasını temin etmek ve bu doğrultuda sınır güvenliğini koruyacak tedbirler almaktan öteye geçememiş, yaşanan acıları dindirememiştir.' görüşüne yer verdi.
- '3 milyona yakın sığınmacıya kucak açıldı'
Kendi insan hakları kriterlerini ve evrensel değerlerini çiğneyerek uluslararası yükümlülükleri ihlal eden Avrupa ve egemen devletlerde artan mülteci sayısıyla ortaya çıkan mülteci karşıtı söylemlerin kabul gördüğünü üzülerek karşıladığını belirten Kan, son derece tehlikeli olan bu durumun Müslümanların ötekileştirilmesine, İslamofobik faaliyetlerin artmasına ve aşırı sağ söylemlerin daha da kuvvetlenmesine yol açacak bir gerçek olarak ortaya çıktığını vurguladı.
Kan, hükümetin ve milletin savaş, çatışma ve baskı sonucunda ülkelerini terk etmek zorunda kalan mültecilerin sorunlarına duyarsız kalmayarak dinine, diline, etnik kimliğine bakmadan silahlardan kaçan 3 milyona yakın sığınmacıya kucak açtığını aktardı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kan, şu ifadelere yer verdi:
'Ülkemiz, uluslararası yükümlülüklerin ötesinde bir insani çabayı gerçekleştirirken mazlumlar için de adeta bir güven yurdu 'belde-i emin' tesis etmiştir. Bu anlayışla dünya çapında en fazla sığınmacı barındıran ülkelerden biri olan Türkiye, 6 yılı aşkın bir süredir Suriye ve Irak’tan gelen komşularına sahip çıkarak onları diktatörlerin, eli kanlı katillerin ve terör örgütlerinin insafına terk etmemiş, gerek ülke içinde gerekse sınır hattında hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz için tüm imkanlarını seferber etmiş ve etmeye de devam edecektir.
Çatışmaların yaşanmaya başladığı ilk günden beri bize sığınan herkesi sevgi ve merhametle kucaklamış, yaralarını sarmak için büyük bir çaba sarf ederek bu trajediye adeta kulaklarını tıkayan dünya ülkeleri karşısında insanlık onurunu kurtarmış, adeta insanlık dersi vermiştir.'
- 'Adalet anlayışı yeniden tahsis edilmeli'
AK Parti'nin, mültecileri normal yaşamlarına döndürecek bir ortamı tesis etmeyi ve gerekli zemini hazırlamayı insani, vicdani ve kardeşlik görevi olarak gördüğünü belirten Kan, 20 Haziran Dünya Mülteciler Gününün tüm dünya ve Türkiye vatandaşları için huzur barış getirmesini istedi.
Suriye'de yaşanan iç savaş ortamının bir an önce son bulmasını ve tüm dünya mültecilerinin güvenli ve insani koşullarda ideal bir yaşama ulaşmasını dileyen Kan, mültecilerin yaşadığı dramlara son verebilmek adına öncelikli olarak eşitlikçi, paylaşımcı, bölüşümcü küresel bir adalet anlayışının yeniden tahsis edilmesinin zaruretinin bugün hiç olmadığı kadar önem arz ettiğini vurguladı.
Kan, bu anlayışı yarınlara hakim kılabilmek adına Avrupa başta olmak üzere sığınmacı politikalarının tekrar gözden geçirildiği, temelde insanı merkeze alan bir anlayışla sınır güvenliğini korumaya yönelik politikaların değiştirildiği, terörden kaynaklı insan hakları ihlallerinin son bulduğu, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerinin tam manasıyla yaşandığı daha huzurlu yarınlara ulaşma temennisinde bulundu.