Sudan'daki Olaylar
Milli Ümmet Partisi Genel Başkanı Mehdi, çoğunluğunu teknokratların teşkil ettiği ulusal bir yönetimin kurulması için çağrıda bulundu.
Sudan'da ana muhalefetteki Milli Ümmet Partisi Genel Başkanı Sadık el-Mehdi, çoğunluğu teknokratlardan oluşan ulusal bir yönetimin kurulması çağrısında bulundu.
Mehdi, partisinin düzenlediği iftar programında yaptığı konuşmada, ne bir partinin hakim olduğu ne de diğerinin saf dışı bırakıldığı, siyasi güçleri sembolik şekilde temsil eden, çoğunluğu teknokratlardan oluşan ulusal bir yönetimin kurulması için çağrıda bulundu.
Söz konusu yönetimin görevleri arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) yürüttüğü soruşturma işlemini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nce kabul görecek bir uzlaşıya ulaştırmanın yanı sıra karma mahkemeler ve öz kaynak komisyonu aracılığıyla geçiş adaletinin uygulanması, dış borçların kapatılması ve Sudan'ın terörü destekleyen ülkeler listesinden isminin çıkarılmasının yer aldığını belirtti.
Konuşmasında ABD'nin istediği yaptırımlarının kaldırılmasına da değinen Mehdi, 'Objektif bir okuma yapıldığında, yaptırımların kaldırılması için ABD'nin öne sürdüğü beş maddeye ek olarak istenilen diğer şartlar için daha geniş siyasi özgürlük alanları gerekiyor.' dedi.
Çatışma bölgelerindeki güvenlik sorunlarının ancak ciddi siyasi bir anlaşma ile sona erebileceğini söyleyen Mehdi, Ölümcül silahların kabile güçlerinin desteklediği düzensiz grupların elinde yayılmasının ulusal güvenlik için büyük bir tehdit olduğunu aktardı.
UCM, 4 Mart 2009'da Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'i soykırım, insanlığa karşı suç ve Darfur'da savaş suçu işlemekle suçlamıştı. Beşir ise UCM'yi 'sömürge organı' olarak tanımlamış ve yetkili olmadığını iddia etmişti.
ABD tarafından 1993'te 'terörizmi destekleyen ülkeler' listesine alınan Sudan'a, 1997'de dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın talimatıyla yaptırımlar uygulanmaya başlanmıştı. Barack Obama ise bu yılın başında görevi bırakmadan önce yayımladığı başkanlık kararnamesiyle Sudan'a 20 yıldır uygulanan ticari yaptırımların kaldırılması talimatını vermişti. Yaptırımların kaldırılmasının, terörle mücadelede Washington yönetimiyle iş birliği yapılması, Güney Sudan'da barışın sağlanmasına destek olunması gibi beş konuya dayandığı ifade edilmişti.
Kaynak: AA
Mehdi, partisinin düzenlediği iftar programında yaptığı konuşmada, ne bir partinin hakim olduğu ne de diğerinin saf dışı bırakıldığı, siyasi güçleri sembolik şekilde temsil eden, çoğunluğu teknokratlardan oluşan ulusal bir yönetimin kurulması için çağrıda bulundu.
Söz konusu yönetimin görevleri arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) yürüttüğü soruşturma işlemini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nce kabul görecek bir uzlaşıya ulaştırmanın yanı sıra karma mahkemeler ve öz kaynak komisyonu aracılığıyla geçiş adaletinin uygulanması, dış borçların kapatılması ve Sudan'ın terörü destekleyen ülkeler listesinden isminin çıkarılmasının yer aldığını belirtti.
Konuşmasında ABD'nin istediği yaptırımlarının kaldırılmasına da değinen Mehdi, 'Objektif bir okuma yapıldığında, yaptırımların kaldırılması için ABD'nin öne sürdüğü beş maddeye ek olarak istenilen diğer şartlar için daha geniş siyasi özgürlük alanları gerekiyor.' dedi.
Çatışma bölgelerindeki güvenlik sorunlarının ancak ciddi siyasi bir anlaşma ile sona erebileceğini söyleyen Mehdi, Ölümcül silahların kabile güçlerinin desteklediği düzensiz grupların elinde yayılmasının ulusal güvenlik için büyük bir tehdit olduğunu aktardı.
UCM, 4 Mart 2009'da Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'i soykırım, insanlığa karşı suç ve Darfur'da savaş suçu işlemekle suçlamıştı. Beşir ise UCM'yi 'sömürge organı' olarak tanımlamış ve yetkili olmadığını iddia etmişti.
ABD tarafından 1993'te 'terörizmi destekleyen ülkeler' listesine alınan Sudan'a, 1997'de dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın talimatıyla yaptırımlar uygulanmaya başlanmıştı. Barack Obama ise bu yılın başında görevi bırakmadan önce yayımladığı başkanlık kararnamesiyle Sudan'a 20 yıldır uygulanan ticari yaptırımların kaldırılması talimatını vermişti. Yaptırımların kaldırılmasının, terörle mücadelede Washington yönetimiyle iş birliği yapılması, Güney Sudan'da barışın sağlanmasına destek olunması gibi beş konuya dayandığı ifade edilmişti.