Abdi İbrahim Otsuka'dan Şizofreni Hastası Yakınlarına Tavsiyeler
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü, şizofreni hastalarına yakınlarının nasıl destek olabileceği konusunda tavsiyeler verdi.
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü, şizofreni hastalarına yakınlarının nasıl destek olabileceğine ilişkin önerilerde bulundu.
Direktörlükten yapılan açıklamada, şizofreni hastalarının özellikle hastalığın akut alevlenmelerinde zor bir zaman geçirdiği, kendisine neler olduğunu anlamaya çalıştığı, gerçek dünyayla kendi algıları arasında sıkışıp kaldığı ve bu tür bir karışıklığı kelimelere dökmenin kolay olmadığı belirtildi.
Bu kişilerin konuşmalarının uzun zaman alsa da hastanın dinlenmeye çalışılması, cevap vermesi için zamanını kullanmasına izin verilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, mantık dışı ya da sinirli konuşsa da şizofreni hastasını dinlemenin ve sabırlı olmanın, hastaya desteğe hazır olunduğunu gösterdiği bildirildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
'Ailenin sakin ve telaşsız davranabildiği durumlarda hasta kendini daha rahat hisseder. Hasta inatlaşsa da, tartışsa da bunu elinde olmayarak yaptığı bilinmeli veya hastanın savundukları mantıklı olmasa da gerçekten savunduklarına inanıyor olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca şizofreni hastası kişilerin başkalarını suçlamaları halinde, bunun hastalığın etkisiyle, düşünce sistemindeki bozulmadan kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Hastanın eksiklerini doğrudan ve sert bir dille eleştirmemek ve eksiklerini bulup ortaya çıkarmamak büyük önem taşıyor. Hastalıkla ilgili endişelerini anlayışla karşılamak, mümkünse bilgiler doğrultusunda onu bilgilendirmek veya bu konuda kişinin hekiminden yardım istemek en doğru davranış olacaktır.
Şizofreni hastasını yapmak istemediği şeyler konusunda zorlamamak onun güvenini artırır. Şizofreni hastaları da işe veya okula gitmek ya da daha önceden keyif aldığı aktivitelere katılmak istemeyebilirler. Böyle durumlarda hastanın üzerine gitmeden bunun nedenlerini araştırmak yararlı olacaktır. Hasta zaman zaman hastalığının doğasında olan enerji ve dürtü eksikliği nedeniyle bunları yapmak istemeyebilir. Böyle durumlarda kişi, ilgi gösterdiği aktivitelere teşvik edilebilir. Şizofreni hastası ile hayatı paylaşmak size ve hastaya iyi gelecek. Hasta sosyal ortamlara katılmaya teşvik edilmeli, hastanın, diğer insanlarla iletişim içinde olmasına izin verilmelidir. Şizofreni hastası kişiye, birlikte aktivite yapmak önerilebilir. Örneğin birlikte televizyon izlemek, müzik dinlemek, kart oyunları oynamak ya da kitap okumak hastaya iyi gelecektir.'
- 'Özgür ortam oluşturmak hastalığın seyrini olumlu etkiler'
Hastanın her hareketinin kontrol edilmemesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, 'İlgili olmak iyidir ancak müdahalecilikten, abartılı duygusal ilgiden, eleştirel, sert tutumlardan kaçınılmalıdır. Beklentilerin gerçekçi olması, ufak başarıların dahi takdir edilmesi hastaya moral verecektir. Hasta yakınları, şizofreni hastası olan yakınlarından, onun yapabileceklerinden daha fazla şey beklememelidir. Beklentilerin büyüklüğü hastayı stres altına sokacağı gibi, onu umutsuzluğa sürükler, hasta yakınlarında da hayal kırıklığı yaratır' ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, şizofreni hastasını tedavisi konusunda desteklemenin ve bu süreçte onun yanında olmanın büyük önem taşıdığı vurgulanarak, ilaçlarını düzenli alması ve randevularına gitmesi konusunda hastaya hatırlatmalarda bulunulması gerektiği, herhangi bir konuda inatlaşmanın hasta için olduğu kadar yakınları için de stres kaynağı olacağı aktarıldı.
İlaçları konusunda hastayla konuşmak gerekirse bu konuda hekiminden destek alınması gerektiği kaydedilen açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:
'Şizofreni hastasına yaşının gerektirdiği gibi davranmak gelişimini destekler. Şizofreni tedaviyle düzelebilen bir bozukluktur. Hastalar, akut dönemlerinin ardından toparladıktan sonra okula devam edebilir, çalışabilirler. Bütün bu eylemler kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber destekle birlikte hastalar, hastalık öncesine dönebilirler. Şizofreni bilişsel yetilerde bozulmaya neden olsa da hastayı çocuklaştırmaz. Aşırı koruyucu olmak hastanın kazanacağı özerkliği geciktirir, hatta engelleyebilir.
Şizofreninin varlığıyla yaşamak hem hasta hem de hasta yakını için çok kolay değildir. Ancak bazı noktalara dikkat ederek, hastalık yok sayılmayarak, hastanın hakları gözetilerek ve profesyonel yardım almaktan çekinilmeyerek bu süreç kolaylaştırılabilir. Şizofreni hastası kişi ve onun yakınları için zaman zaman benzer durumdaki aileler ve hastalarla bir araya gelerek bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmak herkes açısından yararlı olabilir.
Şizofreni hastası güncel yaşama katılabilir. Şizofreni hastalarının günlük yaşamdaki olaylara ilgisi, zorlayıcı olmadan canlı tutulmaya çalışılmalıdır. Hastanın neler yapmak istediği, gelecek için planları olup olmadığı konuşulmalıdır. Aile içinde iş bölümü yapılmalı ve hastaya çok da ağır olmayan sorumluluklar verilmelidir. Hastanın işlev düzeyinin artması zamana bağlıdır. Hasta, kendi bakımı ve sahip olduğu şeyler için sorumluluk almaya cesaretlendirilmelidir. Hasta, kendi başına bunları yapmıyorsa aile bireyleri tarafından kendisine hatırlatma yapılıp gerekirse kişiye yardım da edilerek ona destek olunmalıdır.'
Kaynak: AA
Direktörlükten yapılan açıklamada, şizofreni hastalarının özellikle hastalığın akut alevlenmelerinde zor bir zaman geçirdiği, kendisine neler olduğunu anlamaya çalıştığı, gerçek dünyayla kendi algıları arasında sıkışıp kaldığı ve bu tür bir karışıklığı kelimelere dökmenin kolay olmadığı belirtildi.
Bu kişilerin konuşmalarının uzun zaman alsa da hastanın dinlenmeye çalışılması, cevap vermesi için zamanını kullanmasına izin verilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, mantık dışı ya da sinirli konuşsa da şizofreni hastasını dinlemenin ve sabırlı olmanın, hastaya desteğe hazır olunduğunu gösterdiği bildirildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
'Ailenin sakin ve telaşsız davranabildiği durumlarda hasta kendini daha rahat hisseder. Hasta inatlaşsa da, tartışsa da bunu elinde olmayarak yaptığı bilinmeli veya hastanın savundukları mantıklı olmasa da gerçekten savunduklarına inanıyor olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca şizofreni hastası kişilerin başkalarını suçlamaları halinde, bunun hastalığın etkisiyle, düşünce sistemindeki bozulmadan kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Hastanın eksiklerini doğrudan ve sert bir dille eleştirmemek ve eksiklerini bulup ortaya çıkarmamak büyük önem taşıyor. Hastalıkla ilgili endişelerini anlayışla karşılamak, mümkünse bilgiler doğrultusunda onu bilgilendirmek veya bu konuda kişinin hekiminden yardım istemek en doğru davranış olacaktır.
Şizofreni hastasını yapmak istemediği şeyler konusunda zorlamamak onun güvenini artırır. Şizofreni hastaları da işe veya okula gitmek ya da daha önceden keyif aldığı aktivitelere katılmak istemeyebilirler. Böyle durumlarda hastanın üzerine gitmeden bunun nedenlerini araştırmak yararlı olacaktır. Hasta zaman zaman hastalığının doğasında olan enerji ve dürtü eksikliği nedeniyle bunları yapmak istemeyebilir. Böyle durumlarda kişi, ilgi gösterdiği aktivitelere teşvik edilebilir. Şizofreni hastası ile hayatı paylaşmak size ve hastaya iyi gelecek. Hasta sosyal ortamlara katılmaya teşvik edilmeli, hastanın, diğer insanlarla iletişim içinde olmasına izin verilmelidir. Şizofreni hastası kişiye, birlikte aktivite yapmak önerilebilir. Örneğin birlikte televizyon izlemek, müzik dinlemek, kart oyunları oynamak ya da kitap okumak hastaya iyi gelecektir.'
- 'Özgür ortam oluşturmak hastalığın seyrini olumlu etkiler'
Hastanın her hareketinin kontrol edilmemesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, 'İlgili olmak iyidir ancak müdahalecilikten, abartılı duygusal ilgiden, eleştirel, sert tutumlardan kaçınılmalıdır. Beklentilerin gerçekçi olması, ufak başarıların dahi takdir edilmesi hastaya moral verecektir. Hasta yakınları, şizofreni hastası olan yakınlarından, onun yapabileceklerinden daha fazla şey beklememelidir. Beklentilerin büyüklüğü hastayı stres altına sokacağı gibi, onu umutsuzluğa sürükler, hasta yakınlarında da hayal kırıklığı yaratır' ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, şizofreni hastasını tedavisi konusunda desteklemenin ve bu süreçte onun yanında olmanın büyük önem taşıdığı vurgulanarak, ilaçlarını düzenli alması ve randevularına gitmesi konusunda hastaya hatırlatmalarda bulunulması gerektiği, herhangi bir konuda inatlaşmanın hasta için olduğu kadar yakınları için de stres kaynağı olacağı aktarıldı.
İlaçları konusunda hastayla konuşmak gerekirse bu konuda hekiminden destek alınması gerektiği kaydedilen açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:
'Şizofreni hastasına yaşının gerektirdiği gibi davranmak gelişimini destekler. Şizofreni tedaviyle düzelebilen bir bozukluktur. Hastalar, akut dönemlerinin ardından toparladıktan sonra okula devam edebilir, çalışabilirler. Bütün bu eylemler kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber destekle birlikte hastalar, hastalık öncesine dönebilirler. Şizofreni bilişsel yetilerde bozulmaya neden olsa da hastayı çocuklaştırmaz. Aşırı koruyucu olmak hastanın kazanacağı özerkliği geciktirir, hatta engelleyebilir.
Şizofreninin varlığıyla yaşamak hem hasta hem de hasta yakını için çok kolay değildir. Ancak bazı noktalara dikkat ederek, hastalık yok sayılmayarak, hastanın hakları gözetilerek ve profesyonel yardım almaktan çekinilmeyerek bu süreç kolaylaştırılabilir. Şizofreni hastası kişi ve onun yakınları için zaman zaman benzer durumdaki aileler ve hastalarla bir araya gelerek bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmak herkes açısından yararlı olabilir.
Şizofreni hastası güncel yaşama katılabilir. Şizofreni hastalarının günlük yaşamdaki olaylara ilgisi, zorlayıcı olmadan canlı tutulmaya çalışılmalıdır. Hastanın neler yapmak istediği, gelecek için planları olup olmadığı konuşulmalıdır. Aile içinde iş bölümü yapılmalı ve hastaya çok da ağır olmayan sorumluluklar verilmelidir. Hastanın işlev düzeyinin artması zamana bağlıdır. Hasta, kendi bakımı ve sahip olduğu şeyler için sorumluluk almaya cesaretlendirilmelidir. Hasta, kendi başına bunları yapmıyorsa aile bireyleri tarafından kendisine hatırlatma yapılıp gerekirse kişiye yardım da edilerek ona destek olunmalıdır.'