CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması (3)
'(Deniz Baykal'ın Abdullah Gül ile ilgili açıklaması) Ben isimlerin konuşulmasını, hele hele bu süreçte isimlerin konuşulmasını asla ve asla doğru bulmam. Çünkü kişileri yıpratmaya bizim hakkımız yok. Onları bugünden alıp hedef tahtasına koymaya bizim hakkımız yok' '(Cumhurbaşkanı adayı) Hayır oyu veren, demokrasiden yana olan herkesle oturup konuşacağız, 'kimi gösterelim' diye' 'Hiç kimse kendisini partinin üstünde görmemeli, hiç kimse eleştirinin dozunu öyle kalkıp kamuoyu önünde vermemeli, 'istediğim lafı söylerim' dememeli. Onu söyledim salı günü, 'partiyi kim yıpratırsa, kapının önüne koyacağım, nokta.' Bu kadar basit' '(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'ye üyeliği) Bir partinin genel başkanına nasıl saygı gösteriyorsak, o çerçevede saygı göstereceğiz. Bir cumhurbaşkanına göstereceğimiz saygı değil'
Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için MHP ile ortak aday gösterdikleri dönemde Ekmeleddin İhsanoğlu'nun isminin parti içinde konuşulup konuşulmadığına yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, 'Hiç konuşulmadı dersek yanlış olur. Çok dar bir alanda ve dışarıya sızmamasına da büyük özen gösterdik.' diye konuştu.
Bu seferki adayın daha geniş bir çerçevede görüşülüp görüşülmeyeceğine yönelik olarak da Kılıçdaroğlu, 'Bu kez sadece kurulumuz değil, kurullarımız değil, diğer siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, meslek kuruluşları, onlarla oturup konuşmak durumundayız.' ifadelerini kullandı.
Aday belirlemek için önce niteliklerin ortaya konması gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, olmazsa olmaz kriterlerini ise şöyle açıkladı:
'Türkiye'nin değerlerine, tarihine inanacak, parlamentonun güçlendirilmesine inanacak, sivil toplumun, sendikaların, meslek kuruluşlarının varlığının, siyaset hayatının ve demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğuna inanacak, insan haklarına inanacak. Barıştan yana olacak, kadın erkek eşitliğinden yana olacak. Yani bir demokraside aranan bütün kurallardan yana olacak. Din ve vicdan özgürlüğünden yana olacak, kimsenin kimliği, yaşam tarzı veya inancı dolayısıyla bir ayrım yapmayacak, her yurttaşı kucaklayacak, tüm dünyada saygınlığı olacak. Herhangi bir yere gittiğinde saygı görecek, uluslararası medyada alay edilen, eleştirilen kişi olmayacak. Bizim aradığımız nitelikler bunlar.'
Bu niteliklere uyan dünya kadar insan olduğunu ama bu niteliklere sahip insanları diğer kişilerle de oturup konuşacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, 'Bir dayatma kültürü yapmayacağız, oturacağız, konuşacağız. Nasıl olur, nasıl gerçekleştiririz, bizim dışımızda, bizim aklımıza gelemeyen, sivil toplum örgütünün aklına gelen çok önemli birisi vardır, bir kural vardır, bir ilke vardır. Bunların hepsi oturulur, konuşulur. Yoksa böyle 'Ali'yi yapalım, Veli'yi yapalım, şunu yapalım.', onlar doğru değil.' diye konuştu.
- 'Siyasette koşullar her an değişebilir'
Kılıçdaroğlu, bu konuda acele edilmesi gerektiğini düşünmediğini vurgulayarak, 'Acele işe şeytan karışır, diye çok güzel bir sözümüz vardır. Aceleye gerek yok. Cumhurbaşkanlığı niteliklerine sahip çok sayıda insanımız var. Türkiye, insan kalitesi açısından zengin bir ülkedir.' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde herkesin yan yana geleceği bir adayın belirlenmesinin bir formülü olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, belki birden fazla adayın çıkabileceği yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, gerekirse seçimlerin ikinci tura kalabildiğini, orada da en çok oyu alan kişinin cumhurbaşkanı seçildiğini anımsattı.
'Birinci ve ikinci tura dair kararınızı da uzun istişareler sonucunda mı vereceksiniz?' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, 'Bütün bunlar, değişen koşullara göre olur. Siyasette koşullar her an değişebilir. Bugün için söylediğiniz düşünceler, yarın değişen koşullara göre değişebilir. Siyaset budur, böyle bakmak lazım. Biz demokrasiye sahip çıkacak, milli iradeyi güçlendirecek, parlamentoyu güçlendirecek, milli iradenin parlamentoda tam temsiline imkan verecek, yüzde 1 oy alan partinin genel başkanının da Meclise gelip konuşmasına imkan verecek, yani çağdaş ülkelerde öngörülen demokratik standartların tamamını Türkiye'ye getirecek bir süreci istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz.' yanıtını verdi.
Bu süreci sadece CHP'nin değil, diğer siyasi partilerin de istediğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Emin olun 'Evet' oyu veren çok sayıda vatandaş da bunu istiyor. 'Evet' oyu verenlerden bazıları 'Biz bunu sadece Sayın Erdoğan için veriyoruz.' dediler. Kişiye endeksli oy kullanan bir kitle de var. Yarın (Recep Tayyip) Erdoğan olmayacak, hepimizin bir görev süresi var.' dedi.
- 'Hayır oyu veren, demokrasiden yana olan herkesle oturup konuşacağız'
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'Ben isimlerin konuşulmasını, hele hele bu süreçte isimlerin konuşulmasını asla ve asla doğru bulmam. Çünkü kişileri yıpratmaya bizim hakkımız yok. Onları bugünden alıp hedef tahtasına koymaya bizim hakkımız yok. Süreç olur, kendi içinde gelişir. Sayın Gül ister mi istemez mi ben onu bilmem ama bugünden kalkıp da siz belli isimleri vererek, o isimleri bir anlamda böyle törpülemek, o isimleri öğütmek gibi bir süreci başlatırsanız, bu doğru olmaz.
İsim değil, karşı cepheden küskün bir siyasetçiyi aday olarak göstermek nasıl olur? Bu sadece benim yapacağım bir şey değil. Bizim partimizin kurulları var, oturup konuşuruz. Sadece biz değil, ben gideceğim Saadet Partisinin Sayın Genel Başkanı ile konuşacağım, ÖDP'nin Sayın Genel Başkanı ile konuşacağım, Demokrat Partinin Sayın Genel Başkanı ve Vatan Partisinin Genel Başkanı ile konuşacağım. 'Hayır' oyu veren, demokrasiden yana olan herkesle oturup konuşacağız, kimi gösterelim diye.'
Tek arzularının demokrasiyi savunacak, tarafsız bir kişinin cumhurbaşkanı olması olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, 'Partisiz olacak, 80 milyonu kucaklayacak, bu ülkenin bekası için, bu ülkenin geleceği için her türlü fedakarlığı yapmayı göze alacak, kişisel hırsları olmayacak, kişisel beklentileri olmayacak. Yani bildiğimiz, normal, devleti yönetebilecek, saygın, sağduyulu hem Türkiye hem dünyada saygınlığı olan bir isim yani. Bunu sonuçta hep birlikte oturacağız, isimler çıktıktan sonra sonuçta kararı yine vatandaşımız verecek.' ifadelerini kullandı.
- 'Hiç kimse kendisini partinin üstünde görmemeli'
CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar için disiplin sürecinin başlatılmasına ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
'Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bizim partimizde bütün arkadaşlarım rahatlıkla düşüncelerini aktarırlar. Genel başkan dahil, herkesi eleştirebilirler. Parti Meclisi toplantılarında olur, diğer toplantılarda olur, il başkanları toplantısında olur, belediye başkanları toplantısında olur. Bunları yaparız, bunlar bizim demokrasi geleneğimizde var. Ama hiç kimse kendisini, partinin üstünde görmemeli, hiç kimse eleştirinin dozunu öyle kalkıp kamuoyu önünde vermemeli, 'istediğim lafı söylerim' dememeli. Onu söyledim salı günü, 'partiyi kim yıpratırsa, kapının önüne koyacağım, nokta.' Bu kadar basit.'
CHP'nin kendisinin değil, Türkiye halkının partisi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, 'Ben olduğum için parti var değil, parti olduğu için ben varım. Eğer biz böyle çalışmazsak, onların bu partide yeri yoktur. Bu kadar açık, bu kadar net. Bana hep şu eleştiri gelirdi, 'Bu kadar da demokrasi olmaz, bu kadar da olmaz. Herkes konuşuyor.' Kim partiye zarar verirse kapının önüne koyarım, disipline veririm.
Kimse kusura bakmasın, her kafadan bir ses çıkmaz. Referandumdan çıktık, yüzde 49 gibi bir olağanüstü başarı var. Yani bütün baskılara, YSK'nın bilmem engellemelerine rağmen yüzde 50'nin üzerinde bir 'Hayır' var ve dolayısıyla toplum ilk kez, kutuplaşmadan, bakın bu çok önemli, toplum ilk kez kutuplaşmadan bir araya gelerek, farklı görüşler bir araya gelerek bir ortak paydada buluşabiliyor. Bunu yüceltmek yerine, oturup kısır çekişmeler yapacaksın. Kısır çekişmeler yapanın partide yeri yoktur. Herkes duysun, buradan söylüyorum, kısır çekişmenin içine girenin partide yeri yoktur. Kimse kusura bakmasın. Efendim ben bakanlık yapmıştım, ben şunu yapmıştım. Ne yaparsan yap kardeşim, ne yaparsan yap. Ya oturacaksın, bu ülke için çalışacaksın. Gideceksin taşeron işçinin derdini dinleyeceksin. Derdini dinliyor musun, gel başımın üstünde yerin var. Niye bu vatandaş hala kömür alıyor kardeşim, niye bunun geliri artmıyor? Onu dinliyor musun, gel başımın üstünde yerin var. O değil de, o onu karalayacak, bu bunu karalayacak, bu bunu söyleyecek, bunları partiden ayıklayacağım. Bir daha söylüyorum, bunları partiden ayıklayacağım. Bunları partinin dışına çıkaracağım.'
Bu kişilerin bir parti kurabileceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Mesela bir dedikodu partisi diye bir parti kurabilirler. Sabah, akşam istedikleri kadar dedikodu yapabilirler.' dedi.
- 'Kim nasıl yorumlarsa yorumlasın'
Kılıçdaroğlu, CHP'nin son yıllarda önemli atılımlar yaptığını ve artık Türkiye'yi yönetmek istediğini söyledi.
Parti içi muhalefeti engellediği yönündeki değerlendirmelere tepki gösteren Kılıçdaroğlu, 'Kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, ben şimdi bütün açıklığı ile ortaya koydum. Kişiler üzerinde bir tartışma yapmayı asla doğru bulmam ve etik de bulmam. Benim A'yı veya B'yi suçlamam disiplin kurulunu etkileyebilir. Bizde disiplin kurulunu doğrudan kurultay seçer, ben seçmem. Bizim görevimiz, tüzüğe aykırı bulduğumuz konuşmalar, olaylar varsa disiplin kuruluna sevk ederiz. Disiplin kurulu nasıl karar verecek bilmem.' değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, Fikri Sağlar Parti Meclisi üyesi olduğu için MYK olarak ceza veremediklerini, disiplinle ilgili kararı da Parti Meclisinin (PM) vereceğini bildirdi.
'Sayın Kılıçdaroğlu başarısız demek kısır çekişme midir?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, böyle bir açıklama yapanı hiçbir zaman disipline vermediğini aktardı.
'Benim en iyi dostum, bana eksikliklerimi söyleyendir, arkamdan konuşan değildir.' diyen Kılıçdaroğlu, bu tür konuların kamuoyu önünde tartışılmasını doğru bulmadığını ise tekrarladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
'Bir referandum sürecinden geçmişiz, bütün Türkiye'yi kucaklamışız. Hiç uzlaşamaz kesimleri yan yana getirmişiz ve bu insanların tamamı demokrasi paydasında buluşmuş. Bakıyorsunuz AKP Genel Merkezine ölü toprağı serpilmiş gibi, onlar da bir başarı olarak görmüyorlar. Neden? YSK olmasa zaten 'Hayır' çıkıyor. Büyük kentlerin tamamında hayal kırıklığı yaşamışlar. Biz bunların tamamını bırakmışız bir tarafa. '49'u önümüzdeki seçimlerde ben nasıl 50'lere 60'lara çıkarırım' bunun çabasını yapmalıyız.'
Parti yöneticilerine, gelecek 2 ay içinde referandum sürecinde gittikleri bütün sivil toplum kuruluşlarına, evlere, sendikalara tekrar gitmeleri talimatını verdiğini bildiren Kılıçdaroğlu, 'Gittiğimiz yerlere tekrar gideceğiz, önce teşekküre, sonra çay kahve içmeye tekrar gideceğiz, toplumun her kesimi ile diyalog kuracağız.' dedi.
- 'Hiçbir ayrım yapmadım milletvekilleri arasında'
Halk oylaması sürecinde siyaset dilini değiştirdiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, milletin derdinin başka olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, 'Ben siyasette de kısır tartışmaları kabul etmedim. Erdoğan da, Bahçeli de, Sayın Binali Yıldırım da... Ne eşim ne ailem ne sülalem kaldı. Her gün sabah, öğle, akşam Kılıçdaroğlu ve küfür. Hiçbirisine cevap vermedim. Millet bıkmış bunlardan, derdi var...' açıklamasını yaptı.
Bir soru üzerine tabanın kısır çekişme istemediğini ve kendisinden engellemesini istediğini aktaran Kılıçdaroğlu, 'Düne kadar tahammül ettim ama şimdi tabanımız izin vermiyor, 'engelleyin' diyor. Kim engelleyecek? Sorumluluk bende. Bana gel derdini anlat, eksiğimiz varsa söyle, hiçbir ayrım yapmadım milletvekilleri arasında. Kişi genel başkan olmak isteyebilir, buna asla karşı çıkmam. Bu da olabilir. Bu parti, toplumun partisi, benim değil. Demokratik bir yarıştan yanayım.' diye konuştu.
- Kurultay süreci
Kılıçdaroğlu, olağan kurultay takviminin başladığını, il ve ilçe kongrelerinin tamamlanmasının ardından Parti Meclisinin, 36. Olağan Kurultay'ın yapılacağı tarihi belirleyeceğini söyledi.
'Genel başkanlık için kaç aday, rakip çıkar?' sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Kaç aday çıkarsa... Adaylardan çekinmemek lazım. Bunlar, bizim partimizin zenginliğidir, biz diğer partilere benzemeyiz. Bir kişi karar veriyor orada. Biz öyle değiliz.' ifadelerini kullandı.
'Hodri meydan diyorsunuz yani' sözü üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, 'Hodri meydan demek çok şık değil, hepsi bizim arkadaşlarımız, beraber mücadele ettiğimiz arkadaşlar, bir genel başkanın görevi, genel başkan adaylarını yok etmek değil, yeni genel başkan adaylarının çıkmasına katkı vermektir. Bu partinin zenginliğidir.' değerlendirmesinde bulundu.
- Partili cumhurbaşkanlığı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti üyesi olmasına ilişkin soruyu da Kılıçdaroğlu, 'Bir partinin genel başkanına nasıl saygı gösteriyorsak o çerçevede saygı göstereceğiz. Bir cumhurbaşkanına göstereceğimiz saygı değil. Çünkü cumhurbaşkanı değil, yani orada oturuyor cumhurbaşkanı olarak, fakat bir partinin üyesi aynı zamanda, bir süre sonra bir partinin genel başkanı olacak. Ben Binali Bey'e, Devlet Bey'e nasıl saygı gösteriyorsam, kendisine de aynı çerçevede saygı göstereceğiz.' diyerek yanıtladı.
'Cumhurbaşkanına hakaret yasasının aleyhinize bir tablo oluşturacağını düşünüyor musunuz?' sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, 'O yasa artık çalışmayacaktır. Bir partinin genel başkanı olarak, o da salı günleri çıkıp konuşacak. Ben de eleştireceğim. Dolayısıyla bir partinin genel başkanı için geçerli olan kurallar, onun için de geçerli olacak. 'İki başlılığı kaldırıyoruz' diyorlardı, iki başlı bir devlet yapısı çıktı ortaya.' dedi.
- 'İdama karşıyız'
İdam tartışmalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, CHP olarak idam cezasına karşı olduklarını ve bunu her ortamda söylediklerini aktardı.
AK Parti ile MHP'nin bu konuyu referanduma taşıyabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, 'İdamı isterseniz ne olur? Fetullah Gülen'i alamazsınız. Acaba vermesinler diye mi idam getirilmek isteniyor? Kaldı ki kendisi başbakan olacak aynı zamanda 'Meclis getirirse ben de onaylarım' diyordu şimdi kendisi başbakan, zaten Devlet Bey de istiyor idam cezasını, o zaman getirsinler. Anayasa değişikliğini de birlikte yaptılar. O zaman referanduma gider, vatandaş istiyorsa, idam tekrar geri gelir.' diye konuştu.
Dış politikaya eleştiriler getiren Kılıçdaroğlu, 'Ortadoğu'yu bu hale getiren kim? Mevcut iktidar. Suriye'de ne işi vardı bunların? Referandum diyorlardı, buyurun Suriyeliler konusunda referandum yapsınlar, niye yapmıyorlar? Suriyelilere vatandaşlık verelim mi vermeyelim mi? Buyur getir, referandum yapalım. İşlerine gelmez çünkü vatandaş istemiyor. Suriyelilere bakalım, besleyelim ama savaş biterse tamamı geri gitsinler. Suriye'deki gelişmelerin tek sorumlusu mevcut iktidardır.' dedi.
Türkiye'nin bölgedeki dengeleri iyi okuyamadığı değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, sözünün de dinlenmediğini söyledi.
'Kendi seçim performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bu değerlendirmeyi kendisinin yapmasının doğru olmayacağını ancak CHP'nin referandum sürecindeki çalışmasından övgü aldığını dile getirdi.
Halk oylaması sürecinde çok önemli kazanımlar elde ettiklerini ve bunu devam ettirmek zorunda olduklarını bildiren Kılıçdaroğlu, 'Eksiğimiz var tabii ki sonuçta hepimiz insanız. Benim eksiğim, kusurum, yanlışım olabilir ama önemli olan yanlışı tekrar etmemektir. Öz eleştiri MYK'dan da, PM'den de gelir, bunları büyük bir saygıyla dinlerim, hatta biri beni eleştirecekse ona bir süre sınırlaması da getirmem. Bütün bunların tek ölçüsü olmalı, bir daha söylüyorum, partiyi yıpratan bir süreci başlatan kişiyi artık partide tutmayacağım.' diye konuştu.
- Kılıçdaroğlu capsleri
'Böyle bir şey olabilir mi?', 'Bunu doğru bulmuyorum' şeklindeki sözlerine yönelik yapılan capslerin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, 'Harika şeyler, yaratıcı bir düşünce aslında.' dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'Bazen öyle noktalara geliyoruz ki, emin olun söyleyecek laf bulamıyorum. Dış politikada Türkiye'yi getirdikleri nokta, ne söyleyeyim şimdi? Her şey o kadar açık ki, söyleyecek bir şey bulamıyorsunuz. Ya çok ağır ifadeler kullanacaksınız, o da doğru değil ama sonuçta gelip bir yerde durmak zorunda kalıyorsunuz. (Böyle bir şey olabilir mi?) Onu zaten birkaç yerde kullandım, o da gençlerin ilgisini çekti. Güzel bir şey.'
(Bitti)