Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Hakkındaki Gensoru Önergesi
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, 28 Şubat’ta yargının siyasalaştığını iddia ederek, “Asıl mesele Refah Partisi kapatma davasında yaşananlar, Anayasa Mahkemesi Başkanı hemen her gün televizyona çıkıp açıklamalar yapıyordu. Onlara o gün cevap vermeyenler bugün yargıda kadrolaşmadan bahsetmektedirler” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel tarafından verilen gensorunun gündeme alınıp alınmaması görüşüldü.
AK Parti İzmir milletvekili Hamza Dağ, 28 Şubat’ta yargının siyasalaştığını söyleyerek, “Asıl mesele Refah Partisi kapatma davasında yaşananlar, Anayasa Mahkemesi Başkanı hemen her gün televizyona çıkıp açıklamalar yapıyordu. Onlara o gün cevap vermeyenler bugün yargıda kadrolaşmadan bahsetmektedirler. Anayasa Mahkemesi ile ilgili o dönemde günler önceden Refah Partisi’nin kapatılma davasıyla ilgili süreçte karar verilmeden, televizyonlarda, köşe yazılarında ‘9’a iki kapatılma kararı çıkacak’ dendiğinde yargıda kadrolaşma yok muydu arkadaşlar” diye konuştu.
Ankara’da yargıçlara brifing verildiğini ve askerlere alkış tutulduğunu ifade eden Dağ, “Kadrolaşma zihniyetiyle, yargıyı kendi zihni altyapısı düşüncesiyle her zaman mücadele etme gereği vardı. Yargıçlar, savcılar içinde dünya görüşü olacaktır. Yargıç ve savcının asıl bağımsız lığı karar verirken, iddianame hazırlarken kendi dünya görüşünü kapı eşiğinde bırakmaktır. 367 garabeti yaşandı” şeklinde konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise, “Cumhuriyet Halk Partisi önümüzdeki süreçte demokratik ve laik Cumhuriyeti bütün kazanımlarını yerine getirmek için, bütün kazanımlarını yok ettiğiniz alanlarda olduğunuz gibi, gensoruyu geri getirecektir. Gensoruyu geri getireceğiz. Neden korkuyorsunuz gensorunun, muhalefetin denetim aracı sizi niye rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, 24 Aralık’ta hakim ve savcı sınavının yapıldığını ve AK Parti ile alakalı hakim ve savcıların seçildiğini ileri sürerek, “Partizan hakimler listesi adaletin ölüm fermanıdır. Adaletin ölüm fermanını yazıp, adaletin tabutuna son çiviyi çaktınız. Ancak eserinizle övünebilirsiniz” şeklinde konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yargının insanların tereddütsüz güvenebileceği bir yapıya kavuşmasını, hakim ve savcıların liyakat ve vicdan sahibi olmalarını istediklerini belirterek, “Kuşku yok ki yargı, iktidarın veya belirli kişi veya grupların güdümünde hareket etmeyen, bir kısım aidiyetlerin adalet duygusunun önüne geçmesine imkan vermeyen, daima hakkı savunan bir yapıya büründürülmelidir. Geciken adaletin, adalet olmadığından hareketle adil yargılanma her şartta temin edilmelidir. Yargı sisteminin ayrılmaz bir parçası savunma hakkı, ortadan kaldırılmamalı ya da sınırlandırılmamalıdır” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimine değinen Aksu, “Yargıya sızmış teröristlerin temizlenmesi devletin geciktirilemez asli görevidir. Bu amaçla yapılan hukuki düzenleme ve uygulamalar haklı ve yerindedir. Öte yandan, bu hainlerin zaman içinde yargıya nasıl sızdıkları, önemli karar mekanizmalarına nasıl geldikleri ve bundan kimlerin sorumlu olduğu tespit edilip, gereğinin yapılması şarttır” diye konuştu.
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 2014’ten beri kurulan sistemin parti yargısı sistemi olduğunu iddia ederek, “İstiklal Mahkemeleri’nin yaptığı yargılamalardan canları yananları sahiplenmiş gelenekte bu partinin tabanında var. Yassıada yargılamalarına karşı çıkanlar arasında AKP’ye oy veren, gönül, destek veren geniş kitle var. DGM’lerde birçok kesim adaletsizce, haksızca yargılandı. Aynı zihniyeti güçlendirerek devam ettiriyor. Mesela Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlık ile ilgili konuşmalarını hatırlayalım. Cumhurbaşkanı ‘dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır’ dedi, ısrarla meydanlarda söyledi.
Ardından AKP grubu Meclis’te harekete geçti, Anayasa değişikliği hazırladılar. Anayasa değişikliği ile kanunsuz şekilde dokunulmazlıklarımız kaldırıldı” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
AK Parti İzmir milletvekili Hamza Dağ, 28 Şubat’ta yargının siyasalaştığını söyleyerek, “Asıl mesele Refah Partisi kapatma davasında yaşananlar, Anayasa Mahkemesi Başkanı hemen her gün televizyona çıkıp açıklamalar yapıyordu. Onlara o gün cevap vermeyenler bugün yargıda kadrolaşmadan bahsetmektedirler. Anayasa Mahkemesi ile ilgili o dönemde günler önceden Refah Partisi’nin kapatılma davasıyla ilgili süreçte karar verilmeden, televizyonlarda, köşe yazılarında ‘9’a iki kapatılma kararı çıkacak’ dendiğinde yargıda kadrolaşma yok muydu arkadaşlar” diye konuştu.
Ankara’da yargıçlara brifing verildiğini ve askerlere alkış tutulduğunu ifade eden Dağ, “Kadrolaşma zihniyetiyle, yargıyı kendi zihni altyapısı düşüncesiyle her zaman mücadele etme gereği vardı. Yargıçlar, savcılar içinde dünya görüşü olacaktır. Yargıç ve savcının asıl bağımsız lığı karar verirken, iddianame hazırlarken kendi dünya görüşünü kapı eşiğinde bırakmaktır. 367 garabeti yaşandı” şeklinde konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise, “Cumhuriyet Halk Partisi önümüzdeki süreçte demokratik ve laik Cumhuriyeti bütün kazanımlarını yerine getirmek için, bütün kazanımlarını yok ettiğiniz alanlarda olduğunuz gibi, gensoruyu geri getirecektir. Gensoruyu geri getireceğiz. Neden korkuyorsunuz gensorunun, muhalefetin denetim aracı sizi niye rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, 24 Aralık’ta hakim ve savcı sınavının yapıldığını ve AK Parti ile alakalı hakim ve savcıların seçildiğini ileri sürerek, “Partizan hakimler listesi adaletin ölüm fermanıdır. Adaletin ölüm fermanını yazıp, adaletin tabutuna son çiviyi çaktınız. Ancak eserinizle övünebilirsiniz” şeklinde konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yargının insanların tereddütsüz güvenebileceği bir yapıya kavuşmasını, hakim ve savcıların liyakat ve vicdan sahibi olmalarını istediklerini belirterek, “Kuşku yok ki yargı, iktidarın veya belirli kişi veya grupların güdümünde hareket etmeyen, bir kısım aidiyetlerin adalet duygusunun önüne geçmesine imkan vermeyen, daima hakkı savunan bir yapıya büründürülmelidir. Geciken adaletin, adalet olmadığından hareketle adil yargılanma her şartta temin edilmelidir. Yargı sisteminin ayrılmaz bir parçası savunma hakkı, ortadan kaldırılmamalı ya da sınırlandırılmamalıdır” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimine değinen Aksu, “Yargıya sızmış teröristlerin temizlenmesi devletin geciktirilemez asli görevidir. Bu amaçla yapılan hukuki düzenleme ve uygulamalar haklı ve yerindedir. Öte yandan, bu hainlerin zaman içinde yargıya nasıl sızdıkları, önemli karar mekanizmalarına nasıl geldikleri ve bundan kimlerin sorumlu olduğu tespit edilip, gereğinin yapılması şarttır” diye konuştu.
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 2014’ten beri kurulan sistemin parti yargısı sistemi olduğunu iddia ederek, “İstiklal Mahkemeleri’nin yaptığı yargılamalardan canları yananları sahiplenmiş gelenekte bu partinin tabanında var. Yassıada yargılamalarına karşı çıkanlar arasında AKP’ye oy veren, gönül, destek veren geniş kitle var. DGM’lerde birçok kesim adaletsizce, haksızca yargılandı. Aynı zihniyeti güçlendirerek devam ettiriyor. Mesela Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlık ile ilgili konuşmalarını hatırlayalım. Cumhurbaşkanı ‘dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır’ dedi, ısrarla meydanlarda söyledi.
Ardından AKP grubu Meclis’te harekete geçti, Anayasa değişikliği hazırladılar. Anayasa değişikliği ile kanunsuz şekilde dokunulmazlıklarımız kaldırıldı” şeklinde konuştu.