Mardin'de 'Ufuk Turu Toplantısı'
Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, Mardin’de düzenlenen “Ufuk Turu Toplantısı”na katıldı. Davutoğlu, “Hiç kimse bir daha bu şehirde çukur kazamayacak” dedi.
Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından düzenlenen “Ufuk Turu Toplantıları”nın 14’üncüsü Mardin’de yapıldı. Bir otelin konferans salonunda “Sivil Toplum ve Din” temasıyla düzenlenen toplantıya Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, Mardin Valisi Mustafa Yaman, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Yasin Aktay ile Ahmet Sungur, DİKA Genel Sekreteri Yılmaz Altındağ, il protokolü ve 60 ilden gelen sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
“Mardin bana Kudüs’ü hatırlatıyor”
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantının açılışında konuşan Davutoğlu, katılımcıları selamladıktan sonra, Mardin’in Artuklu Devleti’nin başkenti olduğunu söyledi.
Mardin’in Konya gibi önemli bir başkent olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, her iki ilin de ilim ve sivil toplumun merkezi olduğunu belirtti.
Davutoğlu, “Bir taraftan 7 bin yıl önce 7 farklı kültürü 7 farklı dilin konuşulduğu söylenen tarihi bir gerçek olan Mardin, diğer tarafta 12’inci yüzyılda İslam dünyanın bütün tefekkürlerini bünyesinde barındırabilen Konya. Kızıltepe’den Mardin’e yavaş yavaş çıkmaya başladığımızda Mardin bana Kudüs’ü hatırlattı. Sanki ilahi iki göz Mardin’den bütün Mezopotamya Ovası’na bakıyor. Hz. İbrahim’e Hz. Nuh’a ve yaşanan her şeye şahit olmuş. Şimdi Mardin nasıl ki 7 bin yıl önce 7 kültür, dil ve dinin buluştuğu bir şehir ise işte sivil toplum ordadır. Tek tip olan şehirlerde sivil toplum yok” dedi.
“Susan ilin adamlarının olduğu yerde sivil toplum olmaz”
Sivil toplumların rehberlerinin de öncülerinin de gerçek imamlar olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, bedel ödemekten korkan ilim adamlarının olduğu yerde sivil toplumun olamayacağını söyledi.
Davutoğlu, “Susan ilin adamlarının olduğu yerde sivil toplum olmaz. Hapis çekmeye razı olur ama zulme razı olmaz. Gücün dışında da fikir üretmesi gerekiyor. Kanaat beyan edecek, o güç zaafına düşse bile varlığını sürdürebilen bir sivil toplum olmazsa bir toplum olmaz. Düşünün Moğollar bütün Anadolu’yu kasıp kavurdular, Selçuklu devletini birçok noktada zaafa uğrattılar ama ayni fiiliyatta zaafa uğratamadılar. O zaafa uğramamışsa o devleti tekrar inşa edersiniz” diye konuştu.
“Dini cemaatlerin görevi ahlaki insan yetiştirmektir”
Dini cemaatlerin görevinin ahlaki insan yetiştirmek olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Onun devlette ne görev alacağına cemaat karar veremez. Orada cemiyetvari bir görevde yer alan devlet karar verir. Oda kriterini emniyet ve inanca göre verir. Emniyetli ise kim olursa olsun görev verilir, değilse de kardeşi de olsa ya da aynı cemaate de mensup olsa ona görev vermez. Verirse sonu olumsuz bir şekilde olur. İşte bu FETÖ yapılanması cemaatvari görünümlü çıkıp cemiyetlik görevi taşıyan devleti, ekonomiyi rasyonel koruması gereken yerleri işgal edip tek bir şeye dönüştürdüğü için cemaat yapısına darbe vurdu. Ya devlet olması gerekir ya da cemaat. İkisi bir arada yaşayamaz.”
“Artık kimse Ulu Cami’nin çevresini terör yuvası yapamayacak”
Bölgede yaşanan olaylara da değinen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hiç kimse bir daha bu şehirde çukur kazamayacak. Bu şehirler bizim. Kimse bir daha bu mezraları patlatamayacak. Bu mezralar ve yaylalar bizim. Kimse bir daha Sur gibi aziz diyarları Diyarbakır Ulu Camii’nin çevresini terör yuvası yapamayacak, çünkü Diyarbakır bizim. Mardin, Siirt, bütün Türkiye bizim. Mardin’de Diyarbakır da Konya da aynı haklara sahipler. Benim Konya’da bir evin içine ateş düştüğünde yüreğimin yanması neyse Mardin’e de Diyarbakır’a da düştüğü o dur. İşte sivil toplumların getirdiği birliktelik budur.”
Kaynak: İHA
“Mardin bana Kudüs’ü hatırlatıyor”
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantının açılışında konuşan Davutoğlu, katılımcıları selamladıktan sonra, Mardin’in Artuklu Devleti’nin başkenti olduğunu söyledi.
Mardin’in Konya gibi önemli bir başkent olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, her iki ilin de ilim ve sivil toplumun merkezi olduğunu belirtti.
Davutoğlu, “Bir taraftan 7 bin yıl önce 7 farklı kültürü 7 farklı dilin konuşulduğu söylenen tarihi bir gerçek olan Mardin, diğer tarafta 12’inci yüzyılda İslam dünyanın bütün tefekkürlerini bünyesinde barındırabilen Konya. Kızıltepe’den Mardin’e yavaş yavaş çıkmaya başladığımızda Mardin bana Kudüs’ü hatırlattı. Sanki ilahi iki göz Mardin’den bütün Mezopotamya Ovası’na bakıyor. Hz. İbrahim’e Hz. Nuh’a ve yaşanan her şeye şahit olmuş. Şimdi Mardin nasıl ki 7 bin yıl önce 7 kültür, dil ve dinin buluştuğu bir şehir ise işte sivil toplum ordadır. Tek tip olan şehirlerde sivil toplum yok” dedi.
“Susan ilin adamlarının olduğu yerde sivil toplum olmaz”
Sivil toplumların rehberlerinin de öncülerinin de gerçek imamlar olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, bedel ödemekten korkan ilim adamlarının olduğu yerde sivil toplumun olamayacağını söyledi.
Davutoğlu, “Susan ilin adamlarının olduğu yerde sivil toplum olmaz. Hapis çekmeye razı olur ama zulme razı olmaz. Gücün dışında da fikir üretmesi gerekiyor. Kanaat beyan edecek, o güç zaafına düşse bile varlığını sürdürebilen bir sivil toplum olmazsa bir toplum olmaz. Düşünün Moğollar bütün Anadolu’yu kasıp kavurdular, Selçuklu devletini birçok noktada zaafa uğrattılar ama ayni fiiliyatta zaafa uğratamadılar. O zaafa uğramamışsa o devleti tekrar inşa edersiniz” diye konuştu.
“Dini cemaatlerin görevi ahlaki insan yetiştirmektir”
Dini cemaatlerin görevinin ahlaki insan yetiştirmek olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Onun devlette ne görev alacağına cemaat karar veremez. Orada cemiyetvari bir görevde yer alan devlet karar verir. Oda kriterini emniyet ve inanca göre verir. Emniyetli ise kim olursa olsun görev verilir, değilse de kardeşi de olsa ya da aynı cemaate de mensup olsa ona görev vermez. Verirse sonu olumsuz bir şekilde olur. İşte bu FETÖ yapılanması cemaatvari görünümlü çıkıp cemiyetlik görevi taşıyan devleti, ekonomiyi rasyonel koruması gereken yerleri işgal edip tek bir şeye dönüştürdüğü için cemaat yapısına darbe vurdu. Ya devlet olması gerekir ya da cemaat. İkisi bir arada yaşayamaz.”
“Artık kimse Ulu Cami’nin çevresini terör yuvası yapamayacak”
Bölgede yaşanan olaylara da değinen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hiç kimse bir daha bu şehirde çukur kazamayacak. Bu şehirler bizim. Kimse bir daha bu mezraları patlatamayacak. Bu mezralar ve yaylalar bizim. Kimse bir daha Sur gibi aziz diyarları Diyarbakır Ulu Camii’nin çevresini terör yuvası yapamayacak, çünkü Diyarbakır bizim. Mardin, Siirt, bütün Türkiye bizim. Mardin’de Diyarbakır da Konya da aynı haklara sahipler. Benim Konya’da bir evin içine ateş düştüğünde yüreğimin yanması neyse Mardin’e de Diyarbakır’a da düştüğü o dur. İşte sivil toplumların getirdiği birliktelik budur.”