Yargıtay Başkanı Cirit Açıklaması
'Bizim düşündüğümüz, bir kısım önemsiz davaların yargı dışında çözülmesi, önemli davaların ise yargı içinde çözülmesidir. Bunun için tahkim, arabuluculuk ve uzlaştırma gibi kurumların kurulmasına büyük önem vermekteyiz' 'Yargıtaydaki daire ve üye sayısının artırılmasının hatta bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinin, iş yükü sorununu geçmişte halledemediği gibi bugün de tam olarak halledemeyeceğini iyi anlamamız gerekmektedir. Bunun sonucu olarak dosya sayısını azaltmayı başaramadığımız sürece adli kalitenin yükseltilmesine yönelik çalışmaların etkisi oldukça sınırlı kalacaktır'
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, düşüncelerinin bazı önemsiz davaların yargı dışında bazılarının da yargı içinde çözülmesi olduğunu belirterek, 'Bunun için tahkim, arabuluculuk ve uzlaştırma gibi kurumların kurulmasına büyük önem vermekteyiz.' dedi.
Cirit, Yargıtay Başkanlığı ve Türkiye Adalet Akademisi tarafından TOBB Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Türk Hukukunda İstinaf Reformu Sonrası Yargıtayın Temyiz İncelemesi Kapsamında Hukukilik Denetiminin Sınırları Konulu Mukayeseli Hukuk Sempozyumu'nda istinaf sisteminin 92 yıl sonra yeniden hayata geçtiğini söyledi.
İstinaf sisteminin olmadığı çok az ülke bulunduğuna dikkati çeken Cirit, daha güvenli yargı için üç dereceli denetim sistemi olan istinaf sistemine geçildiğini bildirdi.
İstinaf mahkemelerinin faaliyete girmesinin kendilerine oldukça iyi filtrasyon sağladığını dile getiren Cirit, 'Ocak, Şubat, Mart aylarında Yargıtay Başsavcılığımıza gelen dava dosya sayısını incelediğimizde geçtiğimiz yıl 2016'nın bu aylarında gelen dava dosya sayısı 50 bin civarındayken, şimdi bunlar 6-7 bin derecesine düştüler.' diye konuştu.
Cirit, hukuk dairelerine ise geçen yıl mart ayında 54 bin, bu yılın aynı döneminde de 28 bin dava dosyasının geldiğine işaret ederek, 'Bu da bir filtrasyonun olduğunu göstermektedir.' ifadelerini kullandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili protokolüne göre bir mahkeme tarafından cezai suçtan mahkum edilen her kişinin mahkumiyet veya ceza hükmünü, daha yüksek bir mahkemeye itirazen inceletme hakkına sahip olduğunu anımsatan Cirit, böylelikle adil yargılanma hakkının daha genişletildiğini ve güvenceli hale getirildiğini söyledi.
Cirit, bölge adliye mahkemelerinin kurulmasının bu kapsamda önemli olduğunu dile getirerek, 'Tarihsel ve kurumsal olarak yüksek mahkemelerin hukukun tüm ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak ve hukuki denetim yapmak üzere iki temel işlevi vardır. Bölge adliye mahkemelerinin vaka denetimi yanında hukuki denetim de yaptığı dikkate alındığında en üst dereceli mahkemeleri karakterize eden asıl unsur, hukuki denetim yapması ötesinde, hukukun ülkede eşit bir şekilde uygulamasını sağlamaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Bölge adliye mahkemelerinin 'küçük yargıtaylar' olmadığını vurgulayan Cirit, 'Hem tarihsel hem de teorik temeller bakımından bu şekilde nitelendirmek çok yanlış olur. Kavramları yerli yerinde kullanmaya bu dönemde özen göstermemiz gerektiğini önemle vurgulamak istiyorum.' dedi.
Demokratik toplumlarda yüksek mahkemelerin evrensel düzeyde kabul edilen en ileri adalet standartlarını uygulamasının, bu amaçla adalet politikalarına katkı sağlamalarının ve gerektiğinde yol gösterici olmalarının önemine değinen Cirit, bu nedenle İstinaf Kanunu'nun doğru şekilde işlemesi için Yargıtayın rehberlik etme görev ve sorumluluğu olduğunu söyledi.
- 'Alternatif çözüm uyuşmazlık yöntemleri'
Cirit, yargıya ilişkin bütün kurumların bütünsel bakış açısıyla değerlendirmesi yapılmadan gerçek anlamda yargı reformundan söz etmenin mümkün olmayacağını vurguladı.
'Yargıtaydaki daire ve üye sayısının artırılmasının hatta bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinin, iş yükü sorununu geçmişte halledemediği gibi bugün de tam olarak halledemeyeceğini iyi anlamamız gerekmektedir.' diyen Cirit, şunları kaydetti:
'Bunun sonucu olarak dosya sayısını azaltmayı başaramadığımız sürece adli kalitenin yükseltilmesine yönelik çalışmaların etkisi oldukça sınırlı kalacaktır. Küresel bir köy haline gelen dünyamızda iletişimin, ulaşımın ve teknolojinin bu denli geliştiği dünyamızda, incelediğimizde tüm ülkelerde 'alternatif çözüm uyuşmazlık yöntemleri’ denilen yöntemler tatbik edilmekte ve bir kısım ihtilafların, önemsiz ihtilafların yargı dışında çözülmesi yapılmaktadır. Örneğin, ABD'nin yargı uygulamasına baktığımızda ceza ihtilaflarının yüzde 95'i herhangi bir davaya kavuşmamaktadır ancak yüzde 5'i bir dava olup mahkeme önüne gelmektedir.
Hukuki ihtilaflarda da aynı şekilde yüzde 75 ve 95 arasında tahkim ve uzlaştırmayla, arabuluculuk yöntemleriyle davalar sonuçlandırılmaktadır.'
Davaların yargı önünden kaçırılmasında ABD'nin çok ileri bir örnek olabileceğini ifade eden Cirit, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bizim düşündüğümüz bir kısım önemsiz davaların yargı dışında çözülmesi, önemli davaların ise yargı içinde çözülmesidir. Bunun için tahkim, arabuluculuk ve uzlaştırma gibi kurumların kurulmasına büyük önem vermekteyiz. 2015 verilerine göre ülkemizde 7 milyon 115 bin 323 ayrı eylem sebebiyle 3 milyon 542 bin 108 soruşturma dosyası açılmış. Yapılan soruşturmalar neticesinde, ilk hazırlık soruşturması sonucunda 3 milyon 219 bin ayrı eylem sebebiyle toplam 1 milyon 469 bin 410 dava dosyası ceza mahkemelerinin önüne gelmiştir. 2015 yılında ön ödeme kapsamı içinde kalan suçların toplam suç sayısına oranı binde bir düzeyinde olup, sadece bin 167 dosya ön ödeme nedeniyle sistem dışına çıkartılabilmiştir.
2015'te uzlaşmayla çözülen dava dosya sayısı 8 bin 485 olup, bu rakam soruşturma dosyasına oranladığında oldukça düşük kalmaktadır. Yine 2015 yılı ilk derece mahkemelerinde 2 milyon 67 bin 109 hukuk davası açılmıştır, bugüne kadar arabuluculukla çözülen dava dosya sayısı 10 bin 602'dir. Bu sayıyı önemsemekle birlikte bunun daha çok geliştirilmesi, yaygınlaşması gerektiğine inanmaktayız.'
- Adalet Akademisi Başkanı Akçil
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil de sözlerine başta Tunceli'deki helikopter kazasında şehit olan Hakim Onur Alan ile tüm şehitlere rahmet dileyerek başladı.
Bölge adliye mahkemeleri kurulmasının ardından iki dereceli yargılama sisteminden üç dereceli yargılama sistemine geçildiğini belirten Akçil, istinaf sisteminin çağdaş hukuk sistemlerinin neredeyse tamamında uygulandığını söyledi.
İstinaf sisteminin doğru düzleme oturması ve verimli uygulanması için sistemin özünün doğru anlaşılmasının önemine değinen Akçil, 'İstinaf sisteminin iyi uygulanması halinde yargı sistemimiz için birçok sorunun çözüleceği, tıkanan sistemin çıkış yolu ve yeni bir umut ışığı olabileceği gibi, verimli uygulanmaması halinde mevcut sorunlara yenilerinin eklenmesi sonucunu da doğurabilecektir.' şeklinde konuştu.
Akçil, Yargıtayın bugüne kadar hem hukuki hem de maddi denetim yapmasının ağır iş yüküne yol açtığını vurgulayarak, 'İstinafın hayata geçmesiyle, iki dereceli yargılama sistemimizin üç dereceli hale gelmiş olması, Yargıtayın iş yükünü azaltacağından ve sonuçta temyiz aşaması kısalacağından uzun yargılamanın önüne geçilmiş olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
İstinaf sisteminin uygulanmasıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından hem maddi hem de hukuki denetim yapılacağını ifade eden Akçil, böylelikle Yargıtayın asli işlevi olan içtihat oluşturma ve hukuki denetim görevlerini daha iyi yerine getirebileceğini ve hukukun gelişimine katkı sağlayabileceğini kaydetti.
- YSK'nın halk oylaması kararı
Konuşmaların ardından çeşitli oturumlarla iki gün devam edecek sempozyuma geçildi.
Bu sırada Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, gazetecilerin YSK'nın halk oylaması kararına ilişkin sorusu üzerine sadece sempozyumla ilgili soruları yanıtlayacağını belirtti.
Cirit, 'Bu konu dışında sizin sorduğunuz sorulara bizim cevap vermemiz şu anda mümkün değil. Bu sınırlı alanla ilgili cevap verebilirim, bunun dışında cevap vermem doğru olmaz. Belli süreçler devam etmektedir, bu süreçler içerisinde bizim herhangi bir şekilde bu konuda bir düşüncemizi ifade etmemizin doğru olmadığı kanaatindeyim.' karşılığını verdi.
Kaynak: AA
Cirit, Yargıtay Başkanlığı ve Türkiye Adalet Akademisi tarafından TOBB Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Türk Hukukunda İstinaf Reformu Sonrası Yargıtayın Temyiz İncelemesi Kapsamında Hukukilik Denetiminin Sınırları Konulu Mukayeseli Hukuk Sempozyumu'nda istinaf sisteminin 92 yıl sonra yeniden hayata geçtiğini söyledi.
İstinaf sisteminin olmadığı çok az ülke bulunduğuna dikkati çeken Cirit, daha güvenli yargı için üç dereceli denetim sistemi olan istinaf sistemine geçildiğini bildirdi.
İstinaf mahkemelerinin faaliyete girmesinin kendilerine oldukça iyi filtrasyon sağladığını dile getiren Cirit, 'Ocak, Şubat, Mart aylarında Yargıtay Başsavcılığımıza gelen dava dosya sayısını incelediğimizde geçtiğimiz yıl 2016'nın bu aylarında gelen dava dosya sayısı 50 bin civarındayken, şimdi bunlar 6-7 bin derecesine düştüler.' diye konuştu.
Cirit, hukuk dairelerine ise geçen yıl mart ayında 54 bin, bu yılın aynı döneminde de 28 bin dava dosyasının geldiğine işaret ederek, 'Bu da bir filtrasyonun olduğunu göstermektedir.' ifadelerini kullandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili protokolüne göre bir mahkeme tarafından cezai suçtan mahkum edilen her kişinin mahkumiyet veya ceza hükmünü, daha yüksek bir mahkemeye itirazen inceletme hakkına sahip olduğunu anımsatan Cirit, böylelikle adil yargılanma hakkının daha genişletildiğini ve güvenceli hale getirildiğini söyledi.
Cirit, bölge adliye mahkemelerinin kurulmasının bu kapsamda önemli olduğunu dile getirerek, 'Tarihsel ve kurumsal olarak yüksek mahkemelerin hukukun tüm ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak ve hukuki denetim yapmak üzere iki temel işlevi vardır. Bölge adliye mahkemelerinin vaka denetimi yanında hukuki denetim de yaptığı dikkate alındığında en üst dereceli mahkemeleri karakterize eden asıl unsur, hukuki denetim yapması ötesinde, hukukun ülkede eşit bir şekilde uygulamasını sağlamaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Bölge adliye mahkemelerinin 'küçük yargıtaylar' olmadığını vurgulayan Cirit, 'Hem tarihsel hem de teorik temeller bakımından bu şekilde nitelendirmek çok yanlış olur. Kavramları yerli yerinde kullanmaya bu dönemde özen göstermemiz gerektiğini önemle vurgulamak istiyorum.' dedi.
Demokratik toplumlarda yüksek mahkemelerin evrensel düzeyde kabul edilen en ileri adalet standartlarını uygulamasının, bu amaçla adalet politikalarına katkı sağlamalarının ve gerektiğinde yol gösterici olmalarının önemine değinen Cirit, bu nedenle İstinaf Kanunu'nun doğru şekilde işlemesi için Yargıtayın rehberlik etme görev ve sorumluluğu olduğunu söyledi.
- 'Alternatif çözüm uyuşmazlık yöntemleri'
Cirit, yargıya ilişkin bütün kurumların bütünsel bakış açısıyla değerlendirmesi yapılmadan gerçek anlamda yargı reformundan söz etmenin mümkün olmayacağını vurguladı.
'Yargıtaydaki daire ve üye sayısının artırılmasının hatta bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinin, iş yükü sorununu geçmişte halledemediği gibi bugün de tam olarak halledemeyeceğini iyi anlamamız gerekmektedir.' diyen Cirit, şunları kaydetti:
'Bunun sonucu olarak dosya sayısını azaltmayı başaramadığımız sürece adli kalitenin yükseltilmesine yönelik çalışmaların etkisi oldukça sınırlı kalacaktır. Küresel bir köy haline gelen dünyamızda iletişimin, ulaşımın ve teknolojinin bu denli geliştiği dünyamızda, incelediğimizde tüm ülkelerde 'alternatif çözüm uyuşmazlık yöntemleri’ denilen yöntemler tatbik edilmekte ve bir kısım ihtilafların, önemsiz ihtilafların yargı dışında çözülmesi yapılmaktadır. Örneğin, ABD'nin yargı uygulamasına baktığımızda ceza ihtilaflarının yüzde 95'i herhangi bir davaya kavuşmamaktadır ancak yüzde 5'i bir dava olup mahkeme önüne gelmektedir.
Hukuki ihtilaflarda da aynı şekilde yüzde 75 ve 95 arasında tahkim ve uzlaştırmayla, arabuluculuk yöntemleriyle davalar sonuçlandırılmaktadır.'
Davaların yargı önünden kaçırılmasında ABD'nin çok ileri bir örnek olabileceğini ifade eden Cirit, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bizim düşündüğümüz bir kısım önemsiz davaların yargı dışında çözülmesi, önemli davaların ise yargı içinde çözülmesidir. Bunun için tahkim, arabuluculuk ve uzlaştırma gibi kurumların kurulmasına büyük önem vermekteyiz. 2015 verilerine göre ülkemizde 7 milyon 115 bin 323 ayrı eylem sebebiyle 3 milyon 542 bin 108 soruşturma dosyası açılmış. Yapılan soruşturmalar neticesinde, ilk hazırlık soruşturması sonucunda 3 milyon 219 bin ayrı eylem sebebiyle toplam 1 milyon 469 bin 410 dava dosyası ceza mahkemelerinin önüne gelmiştir. 2015 yılında ön ödeme kapsamı içinde kalan suçların toplam suç sayısına oranı binde bir düzeyinde olup, sadece bin 167 dosya ön ödeme nedeniyle sistem dışına çıkartılabilmiştir.
2015'te uzlaşmayla çözülen dava dosya sayısı 8 bin 485 olup, bu rakam soruşturma dosyasına oranladığında oldukça düşük kalmaktadır. Yine 2015 yılı ilk derece mahkemelerinde 2 milyon 67 bin 109 hukuk davası açılmıştır, bugüne kadar arabuluculukla çözülen dava dosya sayısı 10 bin 602'dir. Bu sayıyı önemsemekle birlikte bunun daha çok geliştirilmesi, yaygınlaşması gerektiğine inanmaktayız.'
- Adalet Akademisi Başkanı Akçil
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil de sözlerine başta Tunceli'deki helikopter kazasında şehit olan Hakim Onur Alan ile tüm şehitlere rahmet dileyerek başladı.
Bölge adliye mahkemeleri kurulmasının ardından iki dereceli yargılama sisteminden üç dereceli yargılama sistemine geçildiğini belirten Akçil, istinaf sisteminin çağdaş hukuk sistemlerinin neredeyse tamamında uygulandığını söyledi.
İstinaf sisteminin doğru düzleme oturması ve verimli uygulanması için sistemin özünün doğru anlaşılmasının önemine değinen Akçil, 'İstinaf sisteminin iyi uygulanması halinde yargı sistemimiz için birçok sorunun çözüleceği, tıkanan sistemin çıkış yolu ve yeni bir umut ışığı olabileceği gibi, verimli uygulanmaması halinde mevcut sorunlara yenilerinin eklenmesi sonucunu da doğurabilecektir.' şeklinde konuştu.
Akçil, Yargıtayın bugüne kadar hem hukuki hem de maddi denetim yapmasının ağır iş yüküne yol açtığını vurgulayarak, 'İstinafın hayata geçmesiyle, iki dereceli yargılama sistemimizin üç dereceli hale gelmiş olması, Yargıtayın iş yükünü azaltacağından ve sonuçta temyiz aşaması kısalacağından uzun yargılamanın önüne geçilmiş olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
İstinaf sisteminin uygulanmasıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından hem maddi hem de hukuki denetim yapılacağını ifade eden Akçil, böylelikle Yargıtayın asli işlevi olan içtihat oluşturma ve hukuki denetim görevlerini daha iyi yerine getirebileceğini ve hukukun gelişimine katkı sağlayabileceğini kaydetti.
- YSK'nın halk oylaması kararı
Konuşmaların ardından çeşitli oturumlarla iki gün devam edecek sempozyuma geçildi.
Bu sırada Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, gazetecilerin YSK'nın halk oylaması kararına ilişkin sorusu üzerine sadece sempozyumla ilgili soruları yanıtlayacağını belirtti.
Cirit, 'Bu konu dışında sizin sorduğunuz sorulara bizim cevap vermemiz şu anda mümkün değil. Bu sınırlı alanla ilgili cevap verebilirim, bunun dışında cevap vermem doğru olmaz. Belli süreçler devam etmektedir, bu süreçler içerisinde bizim herhangi bir şekilde bu konuda bir düşüncemizi ifade etmemizin doğru olmadığı kanaatindeyim.' karşılığını verdi.