Çocuklarda Bahar Hastalıklarına Dikkat
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Recep Yaver, bahar mevsiminde hava değişimlerine, virüslere ve polenlere bağlı olarak çocukları etkileyen hastalıkların daha çok ortaya çıktığını belirterek, ebeveynlere dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.
Tekirdağ Özel Star Medica Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Recep Yaver, Bahar mevsiminin gelmesiyle beraber çocuklarda bazı hastalıkların daha sık görüldüğünü belirterek, "Bunların içinde en önemlileri mevsimsel alerjik rinit ve astım gibi alerjik hastalıklardır. Ayrıca krup, nezle ve farenjit, bronşiolit gibi çoğunlukta virüslerin neden olduğu üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, çocukluk çağında görülen döküntülü hastalıklar ve yine virüslere bağlı ishallere de bahar aylarında hayli sık rastlanır" dedi.
Yine bu dönemde astıma bağlı kronik öksürük, gece öksürüğü ve solunum sıkıntılarının da artış gösterdiğini anlatan Dr. Recep Yaver, "Ayrıca göz nezlesi olarak bilinen allerjik konjonktivit de bahar aylarında sıklığı artan hastalıklardandır. Genellikle alerjik rinitle birlikte görülmektedir. Gözlerde kızarıklık, sulanma, yanma ve ve batma hissi alerjik konjonktivitin belirtileridir. İltihaplı göz akıntıları enfeksiyon belirtisi olabilir. Mutlaka göz doktoru tarafından görülmelidir. Küçük çocuklarda görülen ve viral bir hastalık olan krup da, bu dönemde görülen ve ilerlemesi durumunda ağır solunum sıkıntısına neden olabilen bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Virüsler bu hastalığın etkenleridir. 2-3 günlük burun akıntısı, ses kısıklığı ve hafif ateşi takiben havlar tarzda öksürükle ortaya çıkar. Nefes alma sırasında hırıltı şeklinde solunum sıkıntısına ilerleyebilir. Bazen alerjik bir reaksiyon olarak aniden de ortaya çıkabilir. Bu dönemde hastanelerin acil servislerine başvuruların sık nedenlerinden birisi kruptur" diye konuştu.
"Belirtiler nezle ile karışabilir"
Uzm. Dr. Recep Yaver, bahar mevsiminde görülen alerjik hastalıkların başında ‘saman nezlesi’ olarak bilinen alerjik rinit hastalığının geldiğini belirterek, "Alerjik rinit, bahar aylarının başlamasıyla beraber ağaç polenlerini ortaya çıkması sonucu görülen bir hastalıktır. Belirtiler nezle ile karışabilir. Ancak alerjik rinitte burunda kaşıntı, hapşırık, gözlerde sulanma ve kaşıntı hissi belirgindir. Çocuğun avuç içiyle burnunu yukarıya doğru kaşıdığı gözlenir. Virüslere bağlı nezle genellikle bir haftada iyileşirken alerjik rinit bahar ayları boyunca devam eder" ifadelerini kullandı.
"Ateşi varsa doktora başvurulmalı"
Alerjik hastalıkların tanısının çeşitli kan testleri ve allerjik cilt testleri ile konulabileceğini anlatan Uzm. Dr. Recep Yaver, "Alerjinin en iyi tedavisi alerjenden kaçınmaktır. Ancak mümkün olmaması halinde hafif şikayetleri olan hastalarda antihistaminikler, daha ciddi ve inatçı vakalarda burun yolundan uygulanan steroidler kullanılmaktadır. Astımda ise inhalasyon yoluyla alınan steroidler ve bronş genişletici ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar çeşitli yan etkileri olan ilaçlardır ve mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bir haftanın sonunda devam eden balgamlı öksürük, koyu renkli burun akıntısı ve yüksek ateş durumlarında mutlaka doktora başvurulması gerekir. Tedavi edilmeyen hastalarda kronik sinüzit oluşumu en önemli komplikasyonlardan biridir. Burun içinde polipler de oluşabilmektedir. Alerjik rinitli hastaların yüzde 40’a yakın bir kısmında astım, astımlıların da yaklaşık yüzde 80’inde allerjik rinit de görülmektedir. Yine bu hastalarda kronik allerjik iltihabi reaksiyona bağlı olarak geniz eti büyümesi, buna bağlı olarak orta kulakta sıvı birikmesi, orta kulak iltihabı, bunlara bağlı işitme kayıpları gece horlamaları ve uykuda solunum durması gibi komplikasyonlar gelişebilir. Gece uykularının bozulması sonucu çocuğun okul başarısında düşme ve kronik yorgunluk belirtileri de gözlenir" dedi.
"Çocuğunuzu terletmeyin"
Enfeksiyon hastalıklarının, genellikle hava sıcaklıklarında ani değişme dönemlerinde ortaya çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Recep Yaver, "Bu dönemde çocuğun sıcaklığa uygun olarak giydirilmesi gerekir. Terleten kıyafetlerden kaçınılmalı, gerekirse terli giysiler sık sık kuru giysilerle değiştirilmelidir. El yıkamak her dönemde enfeksiyonlardan korunmanın en basit ve en etkili yollarından biridir. Eve geldiğimizde önce ellerimizi ve yüzümüzü yıkayıp sonra çocuklarımızla temas etmeliyiz. Okula giden büyük çocuklar, küçük kardeşlerine enfeksiyon taşımaktadırlar. Çocuklara sık sık el yıkamaları gerektiğini hatırlatmalıyız. Bizler de burun akıntısı, kırıklık ve hapşırık gibi hastalık belirtileri hissettiğimizde maske takarak çocuklarımıza enfeksiyon bulaşmasını önleyebiliriz. Alerjiden korunmanın en iyi yolu ise alerjenden yani polenlerden ve yıl boyunca ev tozlarından korunmaktır. Bu dönemde bu tür alerjileri olan kişiler dışarıya çıkmaktan kaçınmalıdırlar. Antihistaminikler de alerji semptomlarının engellenmesinde faydalı olabilir" diye konuştu.
"Yoğurt yedirin"
İyi ve dengeli beslenmenin her dönemde bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayacağını anlatan Tekirdağ Özel Star Medica Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Recep Yaver, "Yoğurt gibi besinler, içerdiği probiyotikler sayesinde barsak florasını güçlendirir. Başta ishaller olmak üzere pek çok enfeksiyon hastalığından korunmayı sağlar. C vitamini de bağışıklık sitemini güçlendirir. Taze meyve ve sebzeler önemli C vitamini kaynaklarıdır. Yine çeşitli vitamin preparatları da C vitamini desteği sağlamaktadır. D vitamini de enfeksiyonlardan korunmayı sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir. Güneşli havalarda güneşten hem kendimizi hem çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz. Günde yarım saat güneşten direkt olarak faydalanmalıyız. Havalandırması iyi olmayan, kapalı ve büyük alışveriş merkezleri yerine temiz havada dolaşmayı tercih etmeliyiz. Böyle yerlerden, çok kalabalık olması nedeniyle, hafta sonları özellikle çocuklarımızı uzak tutmalıyız. Egzersiz bağışıklık sistemini desteklediğinden temiz havada yürüyüş, bisiklete binmek gibi aktivitelere çocukları yönlendirmeliyiz. Tabii ki terledikten sonra giysilerini değiştirmek gerekir" dedi.
Kaynak: İHA
Yine bu dönemde astıma bağlı kronik öksürük, gece öksürüğü ve solunum sıkıntılarının da artış gösterdiğini anlatan Dr. Recep Yaver, "Ayrıca göz nezlesi olarak bilinen allerjik konjonktivit de bahar aylarında sıklığı artan hastalıklardandır. Genellikle alerjik rinitle birlikte görülmektedir. Gözlerde kızarıklık, sulanma, yanma ve ve batma hissi alerjik konjonktivitin belirtileridir. İltihaplı göz akıntıları enfeksiyon belirtisi olabilir. Mutlaka göz doktoru tarafından görülmelidir. Küçük çocuklarda görülen ve viral bir hastalık olan krup da, bu dönemde görülen ve ilerlemesi durumunda ağır solunum sıkıntısına neden olabilen bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Virüsler bu hastalığın etkenleridir. 2-3 günlük burun akıntısı, ses kısıklığı ve hafif ateşi takiben havlar tarzda öksürükle ortaya çıkar. Nefes alma sırasında hırıltı şeklinde solunum sıkıntısına ilerleyebilir. Bazen alerjik bir reaksiyon olarak aniden de ortaya çıkabilir. Bu dönemde hastanelerin acil servislerine başvuruların sık nedenlerinden birisi kruptur" diye konuştu.
"Belirtiler nezle ile karışabilir"
Uzm. Dr. Recep Yaver, bahar mevsiminde görülen alerjik hastalıkların başında ‘saman nezlesi’ olarak bilinen alerjik rinit hastalığının geldiğini belirterek, "Alerjik rinit, bahar aylarının başlamasıyla beraber ağaç polenlerini ortaya çıkması sonucu görülen bir hastalıktır. Belirtiler nezle ile karışabilir. Ancak alerjik rinitte burunda kaşıntı, hapşırık, gözlerde sulanma ve kaşıntı hissi belirgindir. Çocuğun avuç içiyle burnunu yukarıya doğru kaşıdığı gözlenir. Virüslere bağlı nezle genellikle bir haftada iyileşirken alerjik rinit bahar ayları boyunca devam eder" ifadelerini kullandı.
"Ateşi varsa doktora başvurulmalı"
Alerjik hastalıkların tanısının çeşitli kan testleri ve allerjik cilt testleri ile konulabileceğini anlatan Uzm. Dr. Recep Yaver, "Alerjinin en iyi tedavisi alerjenden kaçınmaktır. Ancak mümkün olmaması halinde hafif şikayetleri olan hastalarda antihistaminikler, daha ciddi ve inatçı vakalarda burun yolundan uygulanan steroidler kullanılmaktadır. Astımda ise inhalasyon yoluyla alınan steroidler ve bronş genişletici ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar çeşitli yan etkileri olan ilaçlardır ve mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bir haftanın sonunda devam eden balgamlı öksürük, koyu renkli burun akıntısı ve yüksek ateş durumlarında mutlaka doktora başvurulması gerekir. Tedavi edilmeyen hastalarda kronik sinüzit oluşumu en önemli komplikasyonlardan biridir. Burun içinde polipler de oluşabilmektedir. Alerjik rinitli hastaların yüzde 40’a yakın bir kısmında astım, astımlıların da yaklaşık yüzde 80’inde allerjik rinit de görülmektedir. Yine bu hastalarda kronik allerjik iltihabi reaksiyona bağlı olarak geniz eti büyümesi, buna bağlı olarak orta kulakta sıvı birikmesi, orta kulak iltihabı, bunlara bağlı işitme kayıpları gece horlamaları ve uykuda solunum durması gibi komplikasyonlar gelişebilir. Gece uykularının bozulması sonucu çocuğun okul başarısında düşme ve kronik yorgunluk belirtileri de gözlenir" dedi.
"Çocuğunuzu terletmeyin"
Enfeksiyon hastalıklarının, genellikle hava sıcaklıklarında ani değişme dönemlerinde ortaya çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Recep Yaver, "Bu dönemde çocuğun sıcaklığa uygun olarak giydirilmesi gerekir. Terleten kıyafetlerden kaçınılmalı, gerekirse terli giysiler sık sık kuru giysilerle değiştirilmelidir. El yıkamak her dönemde enfeksiyonlardan korunmanın en basit ve en etkili yollarından biridir. Eve geldiğimizde önce ellerimizi ve yüzümüzü yıkayıp sonra çocuklarımızla temas etmeliyiz. Okula giden büyük çocuklar, küçük kardeşlerine enfeksiyon taşımaktadırlar. Çocuklara sık sık el yıkamaları gerektiğini hatırlatmalıyız. Bizler de burun akıntısı, kırıklık ve hapşırık gibi hastalık belirtileri hissettiğimizde maske takarak çocuklarımıza enfeksiyon bulaşmasını önleyebiliriz. Alerjiden korunmanın en iyi yolu ise alerjenden yani polenlerden ve yıl boyunca ev tozlarından korunmaktır. Bu dönemde bu tür alerjileri olan kişiler dışarıya çıkmaktan kaçınmalıdırlar. Antihistaminikler de alerji semptomlarının engellenmesinde faydalı olabilir" diye konuştu.
"Yoğurt yedirin"
İyi ve dengeli beslenmenin her dönemde bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayacağını anlatan Tekirdağ Özel Star Medica Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Recep Yaver, "Yoğurt gibi besinler, içerdiği probiyotikler sayesinde barsak florasını güçlendirir. Başta ishaller olmak üzere pek çok enfeksiyon hastalığından korunmayı sağlar. C vitamini de bağışıklık sitemini güçlendirir. Taze meyve ve sebzeler önemli C vitamini kaynaklarıdır. Yine çeşitli vitamin preparatları da C vitamini desteği sağlamaktadır. D vitamini de enfeksiyonlardan korunmayı sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir. Güneşli havalarda güneşten hem kendimizi hem çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz. Günde yarım saat güneşten direkt olarak faydalanmalıyız. Havalandırması iyi olmayan, kapalı ve büyük alışveriş merkezleri yerine temiz havada dolaşmayı tercih etmeliyiz. Böyle yerlerden, çok kalabalık olması nedeniyle, hafta sonları özellikle çocuklarımızı uzak tutmalıyız. Egzersiz bağışıklık sistemini desteklediğinden temiz havada yürüyüş, bisiklete binmek gibi aktivitelere çocukları yönlendirmeliyiz. Tabii ki terledikten sonra giysilerini değiştirmek gerekir" dedi.