Sağlık-Sen'den 8 Mart Açıklaması

Ensarioğlu, açıklamasında, dünya genelinde çok çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından kadınların karşılaştığı sorunların ve ayrımcılıkların giderilmesi için çeşitli çalışmalar yapıldığını belirterek, “Ancak hala kadınlara yönelik fiziki şiddet ve psikolojik baskının en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla önlenememiş olması insanlık için büyük bir trajedidir. Kadınların maruz bırakıldığı şiddet, cinayet, taciz, ve benzeri olayların varlığı bizi biz yapan değerlerden uzaklaştığımızı ve hala bu konuda gereken çabayı ortaya koyamadığımızı gösterir. Kadınlar medeniyetin anahtarıdır. Bu nedenle sağlam bir gelecek ve medeniyetin teminatı için kadınlara gerek toplumda gerekse çalışma hayatında hak ettiği değerin verilmesi gerekir. Baş tacımız kadınlarımızın siyasi ve sosyal bilincinin gelişmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal alanda daha aktif yer almalarına dönük elimizden geleni yapmalıyız” dedi.

Dünyada sağlık çalışanlarının yüzde 75’inin kadın olduğuna dikkat çeken Ensarioğlu, “Üyelerimizin ve hizmet kolu çalışanlarımızın yüzde 60’ını kadınlardan oluşuyor. Kadın istihdamında yaşanan bu artış memnuniyet verici. 2006 yılında çalışan kadın sayısının yüzde 23,6 iken 2016 yılında yüzde 33’e ulaştı. Kadınların iş gücüne katılmasının memnuniyet vermesine karşın, iş hayatına girdiklerinde mobbing, taciz, ağır çalışma şartları, ucuz işgücü olarak görülmeleri gibi sorunlar karşılarına çıkıyor. Kadınlarımızın çalışma hayatına teşvik edilmesi kadar, çalışma hayatında karşılaştıkları sorunların da giderilmesi için çaba göstermeliyiz” diye konuştu.

Sendika olarak da kadın çalışanlara yönelik elde ettikleri kazanımlara yenilerini eklemeyi sürdüreceklerini anlatan Ensarioğlu, “Kadın çalışanlara ve istihdamına yönelik 6 yıl önce yapılan referandumdaki değişiklikle anayasal güvence altına alınan “kadınların pozitif ayrımcılığına ilişkin” düzenlemeyi önemsiyoruz. Kadınların çalışma hayatında ve sosyal yaşamda sorunları çözülürken; “kadınların da bu sürecin bir paydaşı olmasını arzu ediyor, doğal kadın haklarının, kendilerine bir lütufmuş gibi verilmesini değil, o hakkın teslim edilmesini istiyoruz. Kadın hak ve özgürlükleri müzakere konusu olamaz. 8 Mart Dünya kadınlar gününün; kadınlar ve hakları konusunda düşünmek, sorgulamak ve gerekli adımları atmak için bir fırsat olarak değerlendirilmesini umuyorum. Bu vesileyle, bu gün, tüm kadınlarımıza gerek çalışma hayatında gerek ev hayatındaki fedakarlıkları, kahramanlıkları ve duyarlılıkları için teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.