Başbakan Yıldırım, Canlı Yayında
Yıldırım: (1) '(Londra'daki terör saldırısı) Terör herkesin başının belasıdır. Terörü sadece Müslüman ülkelerle zikretmek yapılan en büyük yanlıştır. Terör küresel bir felakettir, insanlığın başının belasıdır' 'Terör konusunda çifte standardı, 'ama'yı, 'fakat'ı bırakmak lazım ve terör konusunda bütün ülkelerin bir araya gelmesi lazım, ortak mücadele yapılması lazım' 'Terör konusunda özellikle gelişmiş ülkeleri, Avrupa'yı, Amerika'yı daha akılcı düşünmeye davet ediyoruz. Buna ihtiyaç var. Eğer siz 'İslami terör', 'İslamcı terörist' diye tanımlama getirirseniz, baştan zaten terörü teşvik edersiniz ve bununla da kalmazsınız, bütün Müslümanları karşınıza alırsınız'
Başbakan Binali Yıldırım, Londra'daki terör saldırısına ilişkin, 'Terör herkesin başının belasıdır. Terörü sadece Müslüman ülkelerle zikretmek yapılan en büyük yanlıştır. Terör küresel bir felakettir, insanlığın başının belasıdır.' dedi.
Elazığ'da bulunan Yıldırım, Kanal 7 ve Ülke TV ortak canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
'Kampanyanız açısından gidişatı nasıl buluyorsunuz, umut verici mi? 'Evet' oyları artıyor mu yoksa sorunlu mu görüyorsunuz?' sorusu üzerine Yıldırım, 'Oyları saymıyoruz da vaziyet iyi. Vatandaşın ilgisi çok iyi. Oyları 16 Nisan akşamı sayacağız ama vatandaşın ilgisi iyi. Selamımıza selamla karşılık veriyor. Bu, bir anlam ifade ediyor. Gönlü, yolu bizimle. 'Türkiye'nin aydınlık yarınları için 'Evet' demeye hazırım.' diyor.' ifadelerini kullandı.
Miting meydanlarına vatandaşların katılımı hatırlatılarak, 'Birkaç seçim geçirdiniz, bir karşılaştırma yaptınız mı?' sorusu üzerine Başbakan Yıldırım, ziyaret ettiği bütün illerde coşkunun çok fazla olduğunu, kalabalığın 1 Kasım seçimlerindeki mitinglerden daha fazla olduğunu belirtti.
Dün Ankara'da düzenlenen 'Uluslararası Hacı Bektaş Veli ve Sultan Nevruz Cem'i Buluşması'nda verdiği mesajların hatırlatılması üzerine Yıldırım, Erzincan'ın bu konuda Türkiye'ye model olduğunu söyledi.
Erzincan'ın Refahiye ilçesinin Kayı Köyü'nde doğduğunu, Hacı Topal Dursun'un oğlu olduğunu hatırlatan Yıldırım, Alevi ile Sünni vatandaşların birlikte yaşadığı, her şeyini paylaştığı bir kültürden geldiğini vurgulayarak, 'Ayrımız gayrımız yok, nitekim adımı koyarken de güzel ahlakından, güzel komşuluğundan etkilenerek o ismi, yani Binali ismini bana koymaya karar vermişler.' dedi.
'Siz isminizi veren komşunuzu tanıdınız mı?' sorusu üzerine Yıldırım, 'Evet, tanıdım. Allah rahmet eylesin.' dedi.
- 'Bu kardeşliği kimse bozamaz'
Alevi ve Sünni vatandaşların arasında hiçbir sorun olmadığına dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
'Son 10-15 yılda Avrupa ülkelerinde Aleviliği, 'Ali'siz Alevilik' daha doğrusu ateizm, din, inanç olmadan bir grup tarafından yapay olarak... Böyle bir çalışma var. Bu çalışmayla Alevi-Sünni kardeşlerimizin arasını açmaya gayret ediyorlar ama bu yürümez. Böyle bir, yüzyılların getirdiği bu kardeşliği kimse bozamaz. Zaman zaman provokasyon denemeleri, kışkırtmalar, Alevi-Sünni kardeşliğini bozmaya yönelik faaliyetler oluyor ama bugüne kadar başarılı olamadılar, bundan sonra olamazlar. 37 yıl sonra yapılmış Nevruz Sultan Cem'i. Dede Garkın Derneği'nin tertiplediği bir etkinlikti, çok güzel oldu. Çok da güzel katılım vardı. Semah merasimi, konuşmalar oldu.'
Alevi öğretisiyle Sünni öğretisi arasında hiçbir farklılık olmadığının altını çizen Yıldırım, 'Allah'ımız bir, Peygamberimiz bir. Hazreti Ali, onların da, bizim de. Ehlibeyt, Peygamberimizin ailesi. Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin Efendimiz keza aynı. Türkiye'de Yezid ismini koyan var mı; ama Ali, Binali, Hasan, Hüseyin, Mehmet. Bu isimler çok yaygın koyuluyor, bunlar bizim ortak değerlerimiz. Bunlar üzerinden kutuplaşma, ayrıştırma yapmaya çalışmayı, bizim inancımıza karşı adeta bir girişim olarak algılamak lazım.' diye konuştu.
'Kerbela'yı da, Sivas'ı da, Başbağları da yapan aynı provokasyondur, aynı çarpık zihniyettir.' diyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bizi birbirimize düşürmeye, olmayan bir düşmanlığı yapay olarak üretmeye çalışıyorlar. Buna karşı uyanık olmamız lazım. Aşık Veysel'in ne güzel deyişleri var, 'Ne Alevisi-Sünnisi değil miyiz hep bir kardeş. Bizi yakar bizim ateş. Söndürmektir çaresi.' Yani mezhep, inanç işlerinden bir tartışma başlatırsak, bunun sonunu alamayız. Avrupa'yı hatırlayın, sadece Almanya'da 12-13 milyon insan, mezhep savaşlarında yok oldu gitti. Yüzyıl sürdü. Onun için Allah'a giden yollar, bütün nefislerin, bütün nefes alıp verenlerin sayısı kadar. Bir tane yol yok. Kimse 'Benim yolum doğrudur.' diyemez. Mühim olan yolun Allah'a gitmesi, yaradana gitmesidir. Ağzımıza geldiği zaman işin şekli değişiyor, yanlış bir yere gidiyor.'
- Londra'daki terör saldırısı
Londra'daki terör saldırısına ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, 'Olay yerel saatte 2.35 civarında. Bizim saatte tabii daha geç saatte. Böyle bir hadise var. İngiliz polisi, ilk bilgilere göre bunu bir terör saldırısı olarak değerlendiriyor. Bizim de haber sitelerinden, haber merkezlerinden edindiğimiz ilk bilgiler, bir kalabalığın üzerine aracını sürdüğü ve bir kadının hayatını kaybettiği, 4'ü ağır olmak üzere toplam 12 yaralı olduğu. Daha sonra bir olay daha oluyor. Değerlendirilen, aynı olayı yapan, arabadan bu sefer iniyor, bıçakla saldırmaya çalışıyor. O arada da etkisiz hale getiriliyor.' açıklamasında bulundu.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Böyledir, değildir detayları henüz bilmiyoruz ama burada şuna dikkat çekmek lazım, terör herkesin başının belasıdır. Sadece terörü Müslüman ülkelerle zikretmek yapılan en büyük yanlıştır. Terör küresel bir felakettir, insanlığın başının belasıdır. İstanbul ne kadar güvenliyse, Londra da o kadar güvenlidir. Ankara ne kadar güvenliyse, Paris de o kadar güvenlidir. Riyad ne kadar güvenliyse, Konya da o kadar güvenlidir. Terör konusunda çifte standardı, 'ama'yı, 'fakat'ı bırakmak lazım ve terör konusunda bütün ülkelerin bir araya gelmesi lazım, ortak mücadele yapılması lazım. Bugünlerde DEAŞ terörüne 'İslamist terörizm' diyorlar. Bu bizim kanımıza dokunuyor. İslam diniyle terör asla birlikte zikredilemez, böyle bir şey olmaz. Bizim dinimiz barış dini, kardeşlik dini, yani her terör olayını yapanları Müslümanlara, İslamiyete mal etmek işin başından beri çifte standart anlamına gelir.'
- 'Rezervasyonlar var ama azalma var'
Bazı ülkelerin, Türkiye'nin güvenli olmadığı gerekçesiyle turizme yönelik çağrılarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Yıldırım, otellere rezervasyonlarda azalma olduğunu belirtti.
Durumun, güvenlikten ziyade ticari olduğuna dikkat çeken Yıldırım, 'Türkiye, turizmde çok iyi konumda, açık ara birçok ülkeden önde, çok büyük gelişme kaydediyor. Hazır, terör de iyi bir malzeme, bunu kullanarak maalesef kafa karıştırıyorlar. 'Güvenli değil' diyorlar, 'Giderseniz risk size ait.' diyorlar, bazısı 'Gitmeyin.' diyor. Bunların hepsi bir oyun, oyunun birer parçası.' dedi.
Yüzde yüz güvende olan bir ülkenin olmadığını vurgulayan Yıldırım, 'Teröre karşı ben iddialıyım. Bizde terör olmaz. Bizde hiçbir olay olmaz.' diyen ülkenin doğruyu söylemediğini belirtti.
- 'Gelişmiş ülkeleri akılcı davranmaya davet ediyoruz'
Başbakan Yıldırım, Avrupa ülkelerinin kısıtlamalarına işaret ederek, şunları kaydetti:
'Giriş çıkışları kısıtlıyorlar, bagajları kontrol ediyorlar, envaiçeşit eziyetler yapıyorlar. Oralarda terör artık paranoyaya dönüşmüş vaziyette. Her şeyden endişeleniyorlar, korkuyorlar. Abartılı bir şekilde yapıyorlar. Yine olur mu? Oluyor.
Bir kere kendini yok etmeyi kafaya koymuş bir adama ne yapacaksınız? Paris'te TIR'ı kalabalığın içine sürdü, Almanya'da aynısını yaptı. Bizde oldu, canlı bomba patlattı. Onlarca insanın hayatına mal oldu. Onun için bu terör konusunda özellikle gelişmiş ülkeleri, Avrupa'yı, Amerika'yı daha akılcı düşünmeye davet ediyoruz. Buna ihtiyaç var. Eğer siz 'İslami terör', 'İslamcı terörist' diye tanımlama getirirseniz, baştan zaten terörü teşvik edersiniz ve bununla da kalmazsınız, bütün Müslümanları karşınıza alırsınız. 1-2 milyar insanı karşınıza almak ne demek. Küresel barışı kiminle sağlayacaksınız. Böyle bir şey olmaz.'
(Sürecek)
Kaynak: AA
Elazığ'da bulunan Yıldırım, Kanal 7 ve Ülke TV ortak canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
'Kampanyanız açısından gidişatı nasıl buluyorsunuz, umut verici mi? 'Evet' oyları artıyor mu yoksa sorunlu mu görüyorsunuz?' sorusu üzerine Yıldırım, 'Oyları saymıyoruz da vaziyet iyi. Vatandaşın ilgisi çok iyi. Oyları 16 Nisan akşamı sayacağız ama vatandaşın ilgisi iyi. Selamımıza selamla karşılık veriyor. Bu, bir anlam ifade ediyor. Gönlü, yolu bizimle. 'Türkiye'nin aydınlık yarınları için 'Evet' demeye hazırım.' diyor.' ifadelerini kullandı.
Miting meydanlarına vatandaşların katılımı hatırlatılarak, 'Birkaç seçim geçirdiniz, bir karşılaştırma yaptınız mı?' sorusu üzerine Başbakan Yıldırım, ziyaret ettiği bütün illerde coşkunun çok fazla olduğunu, kalabalığın 1 Kasım seçimlerindeki mitinglerden daha fazla olduğunu belirtti.
Dün Ankara'da düzenlenen 'Uluslararası Hacı Bektaş Veli ve Sultan Nevruz Cem'i Buluşması'nda verdiği mesajların hatırlatılması üzerine Yıldırım, Erzincan'ın bu konuda Türkiye'ye model olduğunu söyledi.
Erzincan'ın Refahiye ilçesinin Kayı Köyü'nde doğduğunu, Hacı Topal Dursun'un oğlu olduğunu hatırlatan Yıldırım, Alevi ile Sünni vatandaşların birlikte yaşadığı, her şeyini paylaştığı bir kültürden geldiğini vurgulayarak, 'Ayrımız gayrımız yok, nitekim adımı koyarken de güzel ahlakından, güzel komşuluğundan etkilenerek o ismi, yani Binali ismini bana koymaya karar vermişler.' dedi.
'Siz isminizi veren komşunuzu tanıdınız mı?' sorusu üzerine Yıldırım, 'Evet, tanıdım. Allah rahmet eylesin.' dedi.
- 'Bu kardeşliği kimse bozamaz'
Alevi ve Sünni vatandaşların arasında hiçbir sorun olmadığına dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
'Son 10-15 yılda Avrupa ülkelerinde Aleviliği, 'Ali'siz Alevilik' daha doğrusu ateizm, din, inanç olmadan bir grup tarafından yapay olarak... Böyle bir çalışma var. Bu çalışmayla Alevi-Sünni kardeşlerimizin arasını açmaya gayret ediyorlar ama bu yürümez. Böyle bir, yüzyılların getirdiği bu kardeşliği kimse bozamaz. Zaman zaman provokasyon denemeleri, kışkırtmalar, Alevi-Sünni kardeşliğini bozmaya yönelik faaliyetler oluyor ama bugüne kadar başarılı olamadılar, bundan sonra olamazlar. 37 yıl sonra yapılmış Nevruz Sultan Cem'i. Dede Garkın Derneği'nin tertiplediği bir etkinlikti, çok güzel oldu. Çok da güzel katılım vardı. Semah merasimi, konuşmalar oldu.'
Alevi öğretisiyle Sünni öğretisi arasında hiçbir farklılık olmadığının altını çizen Yıldırım, 'Allah'ımız bir, Peygamberimiz bir. Hazreti Ali, onların da, bizim de. Ehlibeyt, Peygamberimizin ailesi. Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin Efendimiz keza aynı. Türkiye'de Yezid ismini koyan var mı; ama Ali, Binali, Hasan, Hüseyin, Mehmet. Bu isimler çok yaygın koyuluyor, bunlar bizim ortak değerlerimiz. Bunlar üzerinden kutuplaşma, ayrıştırma yapmaya çalışmayı, bizim inancımıza karşı adeta bir girişim olarak algılamak lazım.' diye konuştu.
'Kerbela'yı da, Sivas'ı da, Başbağları da yapan aynı provokasyondur, aynı çarpık zihniyettir.' diyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bizi birbirimize düşürmeye, olmayan bir düşmanlığı yapay olarak üretmeye çalışıyorlar. Buna karşı uyanık olmamız lazım. Aşık Veysel'in ne güzel deyişleri var, 'Ne Alevisi-Sünnisi değil miyiz hep bir kardeş. Bizi yakar bizim ateş. Söndürmektir çaresi.' Yani mezhep, inanç işlerinden bir tartışma başlatırsak, bunun sonunu alamayız. Avrupa'yı hatırlayın, sadece Almanya'da 12-13 milyon insan, mezhep savaşlarında yok oldu gitti. Yüzyıl sürdü. Onun için Allah'a giden yollar, bütün nefislerin, bütün nefes alıp verenlerin sayısı kadar. Bir tane yol yok. Kimse 'Benim yolum doğrudur.' diyemez. Mühim olan yolun Allah'a gitmesi, yaradana gitmesidir. Ağzımıza geldiği zaman işin şekli değişiyor, yanlış bir yere gidiyor.'
- Londra'daki terör saldırısı
Londra'daki terör saldırısına ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, 'Olay yerel saatte 2.35 civarında. Bizim saatte tabii daha geç saatte. Böyle bir hadise var. İngiliz polisi, ilk bilgilere göre bunu bir terör saldırısı olarak değerlendiriyor. Bizim de haber sitelerinden, haber merkezlerinden edindiğimiz ilk bilgiler, bir kalabalığın üzerine aracını sürdüğü ve bir kadının hayatını kaybettiği, 4'ü ağır olmak üzere toplam 12 yaralı olduğu. Daha sonra bir olay daha oluyor. Değerlendirilen, aynı olayı yapan, arabadan bu sefer iniyor, bıçakla saldırmaya çalışıyor. O arada da etkisiz hale getiriliyor.' açıklamasında bulundu.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Böyledir, değildir detayları henüz bilmiyoruz ama burada şuna dikkat çekmek lazım, terör herkesin başının belasıdır. Sadece terörü Müslüman ülkelerle zikretmek yapılan en büyük yanlıştır. Terör küresel bir felakettir, insanlığın başının belasıdır. İstanbul ne kadar güvenliyse, Londra da o kadar güvenlidir. Ankara ne kadar güvenliyse, Paris de o kadar güvenlidir. Riyad ne kadar güvenliyse, Konya da o kadar güvenlidir. Terör konusunda çifte standardı, 'ama'yı, 'fakat'ı bırakmak lazım ve terör konusunda bütün ülkelerin bir araya gelmesi lazım, ortak mücadele yapılması lazım. Bugünlerde DEAŞ terörüne 'İslamist terörizm' diyorlar. Bu bizim kanımıza dokunuyor. İslam diniyle terör asla birlikte zikredilemez, böyle bir şey olmaz. Bizim dinimiz barış dini, kardeşlik dini, yani her terör olayını yapanları Müslümanlara, İslamiyete mal etmek işin başından beri çifte standart anlamına gelir.'
- 'Rezervasyonlar var ama azalma var'
Bazı ülkelerin, Türkiye'nin güvenli olmadığı gerekçesiyle turizme yönelik çağrılarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Yıldırım, otellere rezervasyonlarda azalma olduğunu belirtti.
Durumun, güvenlikten ziyade ticari olduğuna dikkat çeken Yıldırım, 'Türkiye, turizmde çok iyi konumda, açık ara birçok ülkeden önde, çok büyük gelişme kaydediyor. Hazır, terör de iyi bir malzeme, bunu kullanarak maalesef kafa karıştırıyorlar. 'Güvenli değil' diyorlar, 'Giderseniz risk size ait.' diyorlar, bazısı 'Gitmeyin.' diyor. Bunların hepsi bir oyun, oyunun birer parçası.' dedi.
Yüzde yüz güvende olan bir ülkenin olmadığını vurgulayan Yıldırım, 'Teröre karşı ben iddialıyım. Bizde terör olmaz. Bizde hiçbir olay olmaz.' diyen ülkenin doğruyu söylemediğini belirtti.
- 'Gelişmiş ülkeleri akılcı davranmaya davet ediyoruz'
Başbakan Yıldırım, Avrupa ülkelerinin kısıtlamalarına işaret ederek, şunları kaydetti:
'Giriş çıkışları kısıtlıyorlar, bagajları kontrol ediyorlar, envaiçeşit eziyetler yapıyorlar. Oralarda terör artık paranoyaya dönüşmüş vaziyette. Her şeyden endişeleniyorlar, korkuyorlar. Abartılı bir şekilde yapıyorlar. Yine olur mu? Oluyor.
Bir kere kendini yok etmeyi kafaya koymuş bir adama ne yapacaksınız? Paris'te TIR'ı kalabalığın içine sürdü, Almanya'da aynısını yaptı. Bizde oldu, canlı bomba patlattı. Onlarca insanın hayatına mal oldu. Onun için bu terör konusunda özellikle gelişmiş ülkeleri, Avrupa'yı, Amerika'yı daha akılcı düşünmeye davet ediyoruz. Buna ihtiyaç var. Eğer siz 'İslami terör', 'İslamcı terörist' diye tanımlama getirirseniz, baştan zaten terörü teşvik edersiniz ve bununla da kalmazsınız, bütün Müslümanları karşınıza alırsınız. 1-2 milyar insanı karşınıza almak ne demek. Küresel barışı kiminle sağlayacaksınız. Böyle bir şey olmaz.'
(Sürecek)