Cumhurbaşkanlığı Sistemi Kumluca'da Konuşuldu
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kumluca’da düzenlediği Yeni Türkiye Buluşmaları Konferansı’nda anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi konuşuldu.
Yeni yönetim sisteminin masaya yatırıldığı konferansa Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, AK Parti Kumluca ilçe Başkanı Arif Yavuzer, Antalya Büyükşehir Kumluca Koordinatörü Yusuf Evran, Kumluca Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Girgin, Kumluca Devlet Hastanesi Başhekimi Ayşegül Alkan ve çok sayıda vatandaş izledi.
Sistemi iyi anlamalıyız
Siyaset Bilimci Kürşat Birinci, teklif edilen yeni anayasa değişikliğindeki 18 maddenin içeriğinin çok iyi anlaşılması gerektiğini anlattı. Birinci, “Aklı başında bir kimse maddeleri okuduğunda, soğukkanlı değerlendirmeler yaptığında, meselenin bir rejim değişimini önermediğini, parlamentoyu ortadan kaldırmadığını anlayabilir. Teklif edilen cumhurbaşkanlığı sistemi, yürütmenin yani cumhurbaşkanının sorgulanamaz denetlenemez olmadığını gösteriyor. Ama yine de biz eleştirileri anlamak zorundayız neden hayır dediklerini anlamak zorundayız ki biz neden evet tarafındayız, Türkiye’nin neden Evet’e ihtiyacı var anlatabilmeliyiz” dedi.
Rejim değişikliğinden bahsetmiyoruz
Anayasa değişikliği ile Türkiye’de bir rejim değişikliğinin söz konusu olmadığını ifade eden Siyaset Bilimci Arda Akçiçek de şunları söyledi: “Yürütme ya da yasama yetkilerini kullanacak organlar egemenliğin kaynağını milletten alıyorsa ve bu anayasa değişikliği Türkiye Cumhuriyeti anayasasının rejimi belirleyen maddeleri değiştirmiyorsa aslında rejim değişikliğinden bahsedemiyoruz. Bu anayasa değişikliği de bunu içermiyor. Anayasa değişikliğinin mecliste nitelikli bir çoğunlukta geçmemesi bir anlamda iyi oldu. Çünkü önemli bir değişikliğin halkın huzuruna girmesi, bir anlamda bizim bahsettiğimiz egemenliği pekiştiren bir durum oldu. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesini pekiştiren bir değişiklik teklifi halka sunulmuş oldu.”
Halk siyasilere güveniyor
Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz ise, Türk siyasi tarihinde yaşanan darbe ve krizlere dikkat çekerek, “Milletin seçme hakkından korkan bir grup var. Bunlar bu çoğunluğun seçim hakkını bölmek parçalamak için cumhurbaşkanıyla başbakanı ayrı ayrı oluşturmaya çalıştı. O seçilen başbakanı hareket edemez hale getirmek için de cumhurbaşkanını her seferinde askeri birer bürokrat olarak planladılar. 27 Mayıs darbesinden sonra zaten dikkat edin ne zaman bir cumhurbaşkanlığı seçimi olsa o zaman bir kriz yaşanır. Ne zaman siyasetçi seçilmiş bir kişi cumhurbaşkanı olmak istese ona müthiş bir hücum başlatılıyor. 10 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanı seçildiğinde öncesi ve sonrasında yaşananları hatırlıyoruz. Şimdi buna karşı bizim milletimiz meşru makul yol ve yöntemler ile mücadele ediyor ve siyasetçilerimizi izliyor” diye konuştu.