'Mozaik Sanatı' İle Stres Atıyor
Ordu'da, avukat Mustafa Serhat Tuna, iş yorgunluğunun ve stresin üstesinden yaptığı mozaik tablolarla geliyor Mermer, traverten, cam mozaik, fayans gibi malzemeler kullanan Tuna, çeşitli renklerle kent kültürünü yansıtan ve insan yaşamını konu edinen tablolar yapıyor Tuna: 'Zevkli bir uğraş. Kendiniz yaptığınız için çok dinlendirici ve keyifli bir sanat dalı'
EYÜP ELEVÜLÜ - Ordulu avukat Mustafa Serhat Tuna, hayatı boyunca uğraştığı farklı iş kolları sonrası başladığı 'mozaik sanatı' ile stres atıyor.
Altınordu ilçesinde ailesiyle yaşayan 54 yaşındaki Tuna, 29 senedir avukatlık mesleğini sürdürüyor. Daha önce Ordu Kent Konseyi Engelliler Meclis Başkanlığı ve Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Antrenörlüğü de yapan Tuna, 2 yıldır mozaik sanatı ile ilgileniyor.
Mozaik sanatına uzun süredir ilgi duyan ancak iş yoğunluğu nedeniyle bir türlü zaman bulamayan Tuna, internet üzerinden sanatın nasıl yapıldığını öğrendi.
Mozaik sanatında kullanılan mermer, traverten, cam mozaik, fayans gibi malzemelerin bir kısmını Ordu'dan temin eden Tuna, malzemelerin büyük bir bölümünü internetten sipariş yoluyla alıyor.
Engelli oğlunun ve vefat eden babasının portresini yaparak sanata adım atan Tuna, kentin tarihi ve kültürünü Menekşe Sokağı tablosuna yansıttı. Osmanlı döneminden bugüne birçok objeyi ve yaşam hikayesini tablolaştıran Tuna, bugüne kadar 21 tablo yaptı.
Sergi açmayı planlayan Tuna, uzun yıllar süren iş yaşantısının yorgunluğunu akşam evine geldiğinde işlediği sanat sayesinde atarak dinleniyor.
Mustafa Serhat Tuna, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hazine avukatlığı yaptığını ve hareketli bir iş içerisinde bulunduğunu söyledi.
Fiziksel engelli bir oğlu olduğunu ifade eden Tuna, bu nedenle Ordu Kent Konseyi Engelliler Meclis Başkanlığı ile Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Antrenörlüğü başta olmak üzere engellilerle ilgili faaliyetlerde bulunduğunu anlattı.
Avukatlık dışında diğer faaliyetleri artık sürdürmediğini dile getiren Tuna, 'Oğlumun hayatındaki birçok şey düzene girdikten sonra eskiden beri heves ettiğim bir hobi merakım vardı, bunu gerçekleştirme fırsatı buldum. Bu mozaik sanatı çok zor çünkü Ordu'da bunu yapan kimse yok.' dedi.
- 'Eve geldiğinizde böyle bir uğraş aslında olağanüstü keyifli'
Tuna, malzemeleri bulmakta zorluklar yaşadığını belirterek, doğal taş, mermer, dere çakılı, traverten, cam, fayans gibi malzemeler kullanıldığını bildirdi.
Kendi başına öğrendiği bir sanat ile uğraştığı için mutlu olduğunu vurgulayan Tuna, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Zevkli bir uğraş. Kendiniz yaptığınız için çok dinlendirici ve keyifli bir sanat dalı. Mesleğim gereği hayli stresli, yoğun bir iş yapıyoruz. Sürekli sorun çözen, düğüm olmuş şeylerle uğraşılan bir meslek. Bu da yıpratıcı ve zorlayıcı. Her şey günlük ve zamanında kaçmaması gereken durumları düşünerek çalışıyorsunuz. Bu ortamda eve geldiğinizde böyle bir uğraş aslında olağanüstü keyifli. Bir hobi için 'fırsat, zaman, mekan bulamıyorum' diyenlere de seslenmek istiyorum. İstenirse bulunabiliyor bir şekilde. Ben özel bir mekanda değil, doğrudan evimin içinde çalışıyorum.'
'Bunu ben yaptım.' demenin insana keyif verdiğine işaret eden Tuna, ortaya çıkan tabloya bakanların 'çok güzel olmuş' dediğinde yapılan işin her şeye değdiğini aktardı.
Tuna, iki yıl önce başladığı mozaik sanatında 21. çalışmasını gerçekleştirdiğini ve olabildiğince farklı görselleri yapmayı istediğini belirtti.
- Çalışmalarında hikayelere yer veriyor
Çalışmalarının hepsinde farklı hikayeler ve mesajlar olduğuna dikkati çeken Tuna, şunları kaydetti:
'Kaleci olan çocuğumuzun bir bacağı yok ve koltuk değneklerini kale yapmış olarak resmetmeye çalışıyorum. Birçok insan baktığında tek bacağıyla diğer engelli olmayan çocuklarla top oynamaya çalışan bir çocuk görünce hüzünlenebilir ama şu da bilinmelidir ki birçok kişi de onun durumunda olmayı özleyebiliyor. Tekerlekli sandalye kullanan ya da çok daha ağır durumda olan insanlar da var. Ben o engelli çocukların, engelli olmayan çocuklarla hayata katılma arzusunu göstermek istedim.'
Eve ya da iş yerine gelen arkadaşlarının tabloları beğendiğini ve almak isteyenlerin olduğunu söyleyen Tuna, şu anki en büyük isteğinin yakın bir zamanda sergi açmak olduğunu dile getirdi.
Kaynak: AA
Altınordu ilçesinde ailesiyle yaşayan 54 yaşındaki Tuna, 29 senedir avukatlık mesleğini sürdürüyor. Daha önce Ordu Kent Konseyi Engelliler Meclis Başkanlığı ve Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Antrenörlüğü de yapan Tuna, 2 yıldır mozaik sanatı ile ilgileniyor.
Mozaik sanatına uzun süredir ilgi duyan ancak iş yoğunluğu nedeniyle bir türlü zaman bulamayan Tuna, internet üzerinden sanatın nasıl yapıldığını öğrendi.
Mozaik sanatında kullanılan mermer, traverten, cam mozaik, fayans gibi malzemelerin bir kısmını Ordu'dan temin eden Tuna, malzemelerin büyük bir bölümünü internetten sipariş yoluyla alıyor.
Engelli oğlunun ve vefat eden babasının portresini yaparak sanata adım atan Tuna, kentin tarihi ve kültürünü Menekşe Sokağı tablosuna yansıttı. Osmanlı döneminden bugüne birçok objeyi ve yaşam hikayesini tablolaştıran Tuna, bugüne kadar 21 tablo yaptı.
Sergi açmayı planlayan Tuna, uzun yıllar süren iş yaşantısının yorgunluğunu akşam evine geldiğinde işlediği sanat sayesinde atarak dinleniyor.
Mustafa Serhat Tuna, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hazine avukatlığı yaptığını ve hareketli bir iş içerisinde bulunduğunu söyledi.
Fiziksel engelli bir oğlu olduğunu ifade eden Tuna, bu nedenle Ordu Kent Konseyi Engelliler Meclis Başkanlığı ile Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Antrenörlüğü başta olmak üzere engellilerle ilgili faaliyetlerde bulunduğunu anlattı.
Avukatlık dışında diğer faaliyetleri artık sürdürmediğini dile getiren Tuna, 'Oğlumun hayatındaki birçok şey düzene girdikten sonra eskiden beri heves ettiğim bir hobi merakım vardı, bunu gerçekleştirme fırsatı buldum. Bu mozaik sanatı çok zor çünkü Ordu'da bunu yapan kimse yok.' dedi.
- 'Eve geldiğinizde böyle bir uğraş aslında olağanüstü keyifli'
Tuna, malzemeleri bulmakta zorluklar yaşadığını belirterek, doğal taş, mermer, dere çakılı, traverten, cam, fayans gibi malzemeler kullanıldığını bildirdi.
Kendi başına öğrendiği bir sanat ile uğraştığı için mutlu olduğunu vurgulayan Tuna, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Zevkli bir uğraş. Kendiniz yaptığınız için çok dinlendirici ve keyifli bir sanat dalı. Mesleğim gereği hayli stresli, yoğun bir iş yapıyoruz. Sürekli sorun çözen, düğüm olmuş şeylerle uğraşılan bir meslek. Bu da yıpratıcı ve zorlayıcı. Her şey günlük ve zamanında kaçmaması gereken durumları düşünerek çalışıyorsunuz. Bu ortamda eve geldiğinizde böyle bir uğraş aslında olağanüstü keyifli. Bir hobi için 'fırsat, zaman, mekan bulamıyorum' diyenlere de seslenmek istiyorum. İstenirse bulunabiliyor bir şekilde. Ben özel bir mekanda değil, doğrudan evimin içinde çalışıyorum.'
'Bunu ben yaptım.' demenin insana keyif verdiğine işaret eden Tuna, ortaya çıkan tabloya bakanların 'çok güzel olmuş' dediğinde yapılan işin her şeye değdiğini aktardı.
Tuna, iki yıl önce başladığı mozaik sanatında 21. çalışmasını gerçekleştirdiğini ve olabildiğince farklı görselleri yapmayı istediğini belirtti.
- Çalışmalarında hikayelere yer veriyor
Çalışmalarının hepsinde farklı hikayeler ve mesajlar olduğuna dikkati çeken Tuna, şunları kaydetti:
'Kaleci olan çocuğumuzun bir bacağı yok ve koltuk değneklerini kale yapmış olarak resmetmeye çalışıyorum. Birçok insan baktığında tek bacağıyla diğer engelli olmayan çocuklarla top oynamaya çalışan bir çocuk görünce hüzünlenebilir ama şu da bilinmelidir ki birçok kişi de onun durumunda olmayı özleyebiliyor. Tekerlekli sandalye kullanan ya da çok daha ağır durumda olan insanlar da var. Ben o engelli çocukların, engelli olmayan çocuklarla hayata katılma arzusunu göstermek istedim.'
Eve ya da iş yerine gelen arkadaşlarının tabloları beğendiğini ve almak isteyenlerin olduğunu söyleyen Tuna, şu anki en büyük isteğinin yakın bir zamanda sergi açmak olduğunu dile getirdi.