Genel Başkan Yapıcıoğlu Bitlis'te
Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, batı ülkelerinde bakanlara yönelik tavırlara değinerek, “Bir diplomatik nezaketsizlikten ziyade uluslararası terbiyesizlik olarak adlandırabileceğimiz, diplomasi tarihinde görülmemiş olaylar yaşandı” dedi.
Bitlis’teki basın mensuplarıyla bir otelin restoranında bir araya gelen Yapıcıoğlu, Hollanda’da yaşanan olayı terbiyesizlik ve rezalet olarak değerlendirdi. Yapıcıoğlu, “Malumunuz son iki gündür Dışişleri Bakanı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının Avrupa gezilerinde önlerine çıkan engeller ve akabinde yaşanan diplomatik kriz mi veya daha doğru bir tabirle diplomatik rezalet mi desek, yaşananlar tam anlamıyla bir rezalettir. Bir diplomatik nezaketsizlikten ziyade uluslararası terbiyesizlik olarak adlandırabileceğimiz, diplomasi tarihinde görülmemiş olaylar yaşandı. Birkaç gün sonra Hollanda’da seçimler var. Bu seçimlerden sonra ihtimal ki Avrupa’daki bu dalga yerini biraz daha serinkanlılığa bırakacaktır. Lakin onlardan farklı bir şey beklemekte doğru bir şey değildir. Malumunuz açıklama yaparken Nazi benzetmesine gönderme yaparak sınır aşıldı, çizgi aşıldı, şeklinde açıklamalar olmuştu. Bizim aslında üzerinde düşünmemiz gereken nokta bence şudur. Hangi sınırdan bahsediliyor ve kim bu sınırları çiziyor. Biz kendimiz iken, biz Allah’u Tealanın bizim için çizdiği hududullaha riayet ederken, biz onların sınırlarını çiziyorduk ve nerede durmaları gerektiğini biz belirliyorduk. Onlarda hadlerini biliyorlardı. Biz kendi ölçülerimizi, kendi çizgilerimizi ve Allah’ın bizim için çizdiği çizgileri çiğnemeye başlayınca, biz kendimiz olmaktan çıkıp onları taklit etmeye başlayınca, onlarda bize efendilik taslamaya başladılar. Buradan çıkışın bir tek yolu vardır, biz aslımıza rücu edersek, biz özümüze, fıtratımıza dönersek ve biz onları kula kulluktan kurtarma amacını taşıyan Allah’ın rabbani kulları olursak, yani bizim çizmiş olduğumuz çizgiye riayet edersek, herkes bundan emin olsun ki sınırları yeniden biz belirleyeceğiz. Kimin nereye kadar hududunun olduğunu biz tayin edeceğiz” diye konuştu.
Referandum sürecini de değerlendiren Yapıcıoğlu, ‘evet’ veya ‘hayır’ı halkı kutuplaştırmadan anlatmak gerektiğini belirterek, “Anayasa değişikliği hazırlıkları yapılırken de maddelerin içeriğinden ziyade şu anda bir sağırlar diyaloğu, kör dövüşü bir tartışmadır gidiyor. Bir taraf ‘bu değişiklik geçmezse bu memleket batacak’ diyor, öbür taraf ise ‘geçerse memlekete diktatörlük gelecek’ diyor. Fakat doğrusu hem ‘evet’ diyenler, hem de ‘hayır’ diyenler çok sağlam gerekçelerle bunu kamuoyuna anlatabilmiş değiller. Gerginleştirici tartışmaların sağlıklı olmadığını biz başından beri söyledik. Toplumu daha fazla kutuplaştırmadan ve daha fazla gerginliklere sebebiyet vermeden ‘evet’ diyenleri de ‘hayır’ diyenleri de sakin bir üslup ile işi abartmadan, milleti birbirine düşürmeden bir kampanya yürütmeleri lazım. Bizler halkın içindeyiz gezdiğimiz yerlerde referandumla ilgili sorularla da karşılaşıyoruz. Çok ilginçtir, biz görüşlerimizi açıklarken halkı kutuplaştırıcı söylemlerden uzak durması gerektiğini söylerken, esnafın biri ‘tepedekiler sakin olursa halkın arasında hiçbir kavga yok. Biz gayet sakiniz’ demişti. Gerçekten de bu bir gerçeği işaret ediyordu. Halk sakindir veya sakince tartışıyor, sandığa gidip oyunu kullanacağı günü bekliyor. Ama siyasetin tepesinde gerginlik var, belki bu Hollanda’daki olaydan sonra gerginliğin dozajı biraz düşer. Dışarıdan bir saldırı olunca, malum içerideki bazı çekişmeler bir dönem için ertelenebilir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Referandum sürecini de değerlendiren Yapıcıoğlu, ‘evet’ veya ‘hayır’ı halkı kutuplaştırmadan anlatmak gerektiğini belirterek, “Anayasa değişikliği hazırlıkları yapılırken de maddelerin içeriğinden ziyade şu anda bir sağırlar diyaloğu, kör dövüşü bir tartışmadır gidiyor. Bir taraf ‘bu değişiklik geçmezse bu memleket batacak’ diyor, öbür taraf ise ‘geçerse memlekete diktatörlük gelecek’ diyor. Fakat doğrusu hem ‘evet’ diyenler, hem de ‘hayır’ diyenler çok sağlam gerekçelerle bunu kamuoyuna anlatabilmiş değiller. Gerginleştirici tartışmaların sağlıklı olmadığını biz başından beri söyledik. Toplumu daha fazla kutuplaştırmadan ve daha fazla gerginliklere sebebiyet vermeden ‘evet’ diyenleri de ‘hayır’ diyenleri de sakin bir üslup ile işi abartmadan, milleti birbirine düşürmeden bir kampanya yürütmeleri lazım. Bizler halkın içindeyiz gezdiğimiz yerlerde referandumla ilgili sorularla da karşılaşıyoruz. Çok ilginçtir, biz görüşlerimizi açıklarken halkı kutuplaştırıcı söylemlerden uzak durması gerektiğini söylerken, esnafın biri ‘tepedekiler sakin olursa halkın arasında hiçbir kavga yok. Biz gayet sakiniz’ demişti. Gerçekten de bu bir gerçeği işaret ediyordu. Halk sakindir veya sakince tartışıyor, sandığa gidip oyunu kullanacağı günü bekliyor. Ama siyasetin tepesinde gerginlik var, belki bu Hollanda’daki olaydan sonra gerginliğin dozajı biraz düşer. Dışarıdan bir saldırı olunca, malum içerideki bazı çekişmeler bir dönem için ertelenebilir” şeklinde konuştu.