Maliye Bakanı Ağbal Açıklaması 'Reformlara Kan Verecek Ülkeyi Yukarıya Taşıyacak Esas Reform, Yönetim Sistemi Reformudur'
Ekonomi Bakanı Nağci Ağbal, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) Tekirdağ’da düzenlenen 95. Genel İdare Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Önümüzdeki süreçte reformların reformu olan, reformlara hayat verecek, reformlara kan verecek, ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform yönetim sistemi reformudur” dedi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde bir hotelde düzenlenen toplantıya, Bakan Ağbal’ın yanısıra, Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer Arslan ile AK Parti İl Başkanı Cüneyt Yüksel, AK Parti Milletvekilleri Mustafa Yel, Ayşe Doğan, Metin Akgün ile MÜSİAD üyesi iş adamları katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Ağbal, AK Parti hükümetlerinin son 14 yılda Türkiye’de çok güzel işler yaptığına vurgu yaparak, “AK Parti son 14 yıldır çok güzel işler yaptı. İçinde bulunduğumuz son 2 yılda da gerçekten güzel işler yaptık. Bütün sıkıntılara rağmen, bütün badirelere rağmen gerçekten çok önemli icraatları çok önemli reformları bu dönemde yaptık. Özellikle son bir yıl içerisinde, ekonomide ekonomiye can verecek, kan verecek, ekonominin damarlarını açacak, damarlarını gevşetecek önemli düzenlemeleri de, kararları da hayata geçirdik. Türkiye ekonomisinin ileriye dönük veya içinde bulunduğu dönemi itibariyle gelişmesini belirleyen en önemli faktörlerin tabi ki başında, küresel ekonomideki gelişmeler yer alıyor. O açıdan baktığımızda, tabi ki hepimiz neredeyse bütün sunumlarda küresel ekonomide özellikle global kriz sonrası meydana gelen büyümedeki aşağı yönlü trendi ifade ediyoruz. Gerçekten 2009 küresel krizi, dünya ekonomisi için gerçekten bir kırılma noktası oldu. Daha önceki döneme kıyasla bütün ülkelerde yani gelişmiş ülkelerde, gelişmekte olan ülkelerde ve genel olarak dünya ekonomisinde aşağı yönlü bir büyüme trendini hep beraber görüyoruz” dedi.
“Türkiye küresel ticaretten daha fazla kazanan bir ülke olacak”
Bakan Ağbal, konuşmasının devamında, 2016 yılının dünya için kötü bir yıl olduğunu anlatarak, “Küresel büyümenin 2009 sonrası en düşük olduğu bir yılı geride bıraktık. Ama şu andaki yapılan tahminlere baktığımızda, 2017-18 yılları için daha olumlu bir performansın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Bu tabi ki bizim için de son derece olumlu. Önümüzdeki döneme baktığımız zaman fırsatlar da var riskler de var. İmkanlar da var sıkıntılar da var. Bunlar nedir diye baktığımızda büyüme oranlarının ileriye dönük olarak ılımlı bir tempoda gidecek olması Türkiye için büyük bir fırsat. Çünkü Türkiye küresel ticarette daha fazla pay alan, küresel ticaretten daha fazla kazanan bir ülke olacak. Onun için ülkenin global ekonominin genel olarak büyümesi bizim için iyi. Yine küresel ticaretin önümüzdeki dönemde daha da büyümesini bekliyoruz. İhracatımızın yarısını biliyorsunuz Avrupa birliği ülkelerine yapıyoruz. Özellikle 2013’ten sonra başlayan yeni bir grafik var. Avrupa ekonomilerinde normalleşme, istihdamda artış ve ekonomik büyümede bir toparlanma gözüküyor. Önümüzdeki yıllarda inşallah Türkiye olarak bunlardan istifade edeceğiz” diye konuştu.
“Türkiye’nin önünde yapılması gereken, atılması gereken birçok yapısal reform var”
Gelecek dönemde dünya siyaseti ve para politikalarına bağlı olarak bazı sıkıntılar yaşanabileceğine değinen Bakan Ağbal, “Önümüzdeki dönemde risklerimiz neler? ABD’de yeni bir yönetim geldi. Şu anda en büyük sıkıntılardan bir tanesi, bu yeni yönetimin uygulayacağı ekonomi politikalarının maliye politikalarının, para politikalarının yönü, istikameti, derinliği ne olacak. Küresel ticarete Trump’ın getirdiği yeni yaklaşımlar küresel ticareti ve dünya büyümesini nasıl etkileyecek şu anda bütün gözler Amerika birleşik Devletleri"ndeki ekonomi politikasındaki belirsizliğe odaklanmış duruyor. Gerek ABD’de gerekse AB’de merkez bankaları üzerinde önümüzdeki dönemde daha fazla baskı olacak. Ne yönde, tabi ki parasal sıkılaşma yönünde. Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletlerinde zaten bir sıkılaşma başladı, artık 2017 yılında en az 3 faiz arttırımı bekliyoruz, Mart ayında da böyle bir beklenti önümüzde. Avrupa birliği ekonomilerinde de olumlu performans tabi ki para politikasında bir sıkılaştırma beklentisini de yukarıya çekiyor. Birçok ülkenin yüksek borçluluğu var, bu ülkelerin büyüme oranları üzerinde baskı meydana getiriyor. Türkiye’nin önünde yapılması gereken, atılması gereken birçok yapısal reform var, ama bizim bunları atmak için mutlaka güçlü bir siyasi desteğe ihtiyacımız var bu açıdan yapısal reformlar gittikçe önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.
“Ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform, yönetim sistemi reformudur”
Türkiye’nin gelecekte dünya ülkeleri arasında önemli noktalarda olabilmesi için büyük reformlar yapılması gerektiğini aktaran Bakan Ağbal, “Türkiye’yi ileriye taşıyacak ekonomide, siyasette jeopolitikte süper lige taşıyacak önemli reformlara ihtiyacımız var. Onun için de diyoruz ki, Türkiye’yi gerçekten yukarıya sıçratacak bir tane önemli reform var. Bu bir reform o kadar önemli bir reform ki, bütün diğer önemli reformları arkasından getirecek. Bu reform yapılırsa diğerler reformlar imkanlı hale gelecek. Yoksa, birileri diğer taraftan sürekli engellemeye çalışacak. Biz bir taraftan bu engellemeye çalışanlara karşı sürekli tetikte olacağız, sürekli hep beraber bir tedirginlik içerisinde olacağız. Onun için önümüzdeki süreçte reformların reformu olan reformlara hayat verecek, reformlara kan verecek ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform yönetim sistemi reformudur diyoruz. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir diyoruz. Bu o kadar önemli ki, yani bugün ülkelerin kalkınma hikayelerini geriye dönük baktığınız zaman o ülkelerdeki yönetim sisteminin o ülkenin tarihine, geçmişine, fıtratına, uygun olup olmamasına göre ülkeler ya geri kalıyorlar ya da ilerliyorlar. Onun için, Türkiye’deki mevcut sistem bizim tarihimizle, geçmişimizle, geleceğimizle doku uyuşmazlığı var. Onun için bu doku uyuşmazlığına son verip, kendi dokumuza uygun, kendi fıtratımıza uygun kendi geleceğimize uygun, yepyeni bir reformu yani yönetim sistemi reformunu hayata geçirmemiz gerekiyor. Demokrasi, hepimizin olmazsa olmazı. Demokrasiyi güçlendireceğiz. Son 14 yılda atılan demokrasi adımları, Türkiye’yi büyüttü, güçlendirdi. Bütün demokrasi dışı çabalara rağmen, bütün demokrasi karşıtlarına rağmen, Türkiye demokrasi liginde üst sıralara tırmandı. Ekonomide köklü değişimi mutlaka hayata geçirmemiz lazım. Uzun vadeli global trendlere bakıldığında Türkiye’de Tekirdağ’da Çorlu’da eğer ileride daha da büyüyeceksek, gelişeceksek, mevcut yaptığımız işleri yaptığımız gibi yapmayı bırakıp yeni işleri yeni yollarla yapmamız lazım. Yani ekonominin ayarını baştan sona değiştirmemiz lazım. Ekonominin klasmanını yukarı taşımamız lazım. Bunun için de diyoruz ki araştırma-geliştirme-inovasyon, ekonomide her bakımdan bir zihniyet dönüşümü olması gerekiyor” diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, parlamenter sistemin sürdürülebilir olmadığını savunarak konuşmasına şu ifadeler ile devam etti:
“Mevcut sistem sürdürülebilir değil, bunun sıkıntılarını sancıların her gün yaşıyoruz. Bunu içimizde hissediyoruz. Bunu mecliste, hükümette, dış politikada görüyoruz. Sistem artık yeni Türkiye’nin istemlerine uygun değil. Sürdürülebilir olmadığı zaten oluşturduğu tedirginliklerden sıkıntılardan belli. Bir kere bu, Türkiye’ye geçmişe dönük olarak baktığınızda mevcut sistem gerçekten hükümet olmada, meclis olmada, temsil kabiliyeti bakımından yetersiz. Hatırlayın 90’lı yılları, yüzde 20’ler seviyesindeki oylarla iktidar oldular, Türkiye artık bunu hakketmiyor. Türkiye temsilde güçlü bir temsil istiyor. Yani, demokrasi temsille güçlenecek. Onun için mutlaka bunu yapmamız lazım.”
Bakan Ağbal’ın konuşmasının ardından, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer Arslan tarafından Bakan Ağbal’a adına ekilmiş fidan sertifikası ve Arapça ‘Allah’ lafzının bulunduğu tabela hediye edildi. Daha sonra organizasyona destek veren iş adamlarına plaket takdim edilmesiyle program sona erdi.
Kaynak: İHA
Toplantıda konuşan Bakan Ağbal, AK Parti hükümetlerinin son 14 yılda Türkiye’de çok güzel işler yaptığına vurgu yaparak, “AK Parti son 14 yıldır çok güzel işler yaptı. İçinde bulunduğumuz son 2 yılda da gerçekten güzel işler yaptık. Bütün sıkıntılara rağmen, bütün badirelere rağmen gerçekten çok önemli icraatları çok önemli reformları bu dönemde yaptık. Özellikle son bir yıl içerisinde, ekonomide ekonomiye can verecek, kan verecek, ekonominin damarlarını açacak, damarlarını gevşetecek önemli düzenlemeleri de, kararları da hayata geçirdik. Türkiye ekonomisinin ileriye dönük veya içinde bulunduğu dönemi itibariyle gelişmesini belirleyen en önemli faktörlerin tabi ki başında, küresel ekonomideki gelişmeler yer alıyor. O açıdan baktığımızda, tabi ki hepimiz neredeyse bütün sunumlarda küresel ekonomide özellikle global kriz sonrası meydana gelen büyümedeki aşağı yönlü trendi ifade ediyoruz. Gerçekten 2009 küresel krizi, dünya ekonomisi için gerçekten bir kırılma noktası oldu. Daha önceki döneme kıyasla bütün ülkelerde yani gelişmiş ülkelerde, gelişmekte olan ülkelerde ve genel olarak dünya ekonomisinde aşağı yönlü bir büyüme trendini hep beraber görüyoruz” dedi.
“Türkiye küresel ticaretten daha fazla kazanan bir ülke olacak”
Bakan Ağbal, konuşmasının devamında, 2016 yılının dünya için kötü bir yıl olduğunu anlatarak, “Küresel büyümenin 2009 sonrası en düşük olduğu bir yılı geride bıraktık. Ama şu andaki yapılan tahminlere baktığımızda, 2017-18 yılları için daha olumlu bir performansın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Bu tabi ki bizim için de son derece olumlu. Önümüzdeki döneme baktığımız zaman fırsatlar da var riskler de var. İmkanlar da var sıkıntılar da var. Bunlar nedir diye baktığımızda büyüme oranlarının ileriye dönük olarak ılımlı bir tempoda gidecek olması Türkiye için büyük bir fırsat. Çünkü Türkiye küresel ticarette daha fazla pay alan, küresel ticaretten daha fazla kazanan bir ülke olacak. Onun için ülkenin global ekonominin genel olarak büyümesi bizim için iyi. Yine küresel ticaretin önümüzdeki dönemde daha da büyümesini bekliyoruz. İhracatımızın yarısını biliyorsunuz Avrupa birliği ülkelerine yapıyoruz. Özellikle 2013’ten sonra başlayan yeni bir grafik var. Avrupa ekonomilerinde normalleşme, istihdamda artış ve ekonomik büyümede bir toparlanma gözüküyor. Önümüzdeki yıllarda inşallah Türkiye olarak bunlardan istifade edeceğiz” diye konuştu.
“Türkiye’nin önünde yapılması gereken, atılması gereken birçok yapısal reform var”
Gelecek dönemde dünya siyaseti ve para politikalarına bağlı olarak bazı sıkıntılar yaşanabileceğine değinen Bakan Ağbal, “Önümüzdeki dönemde risklerimiz neler? ABD’de yeni bir yönetim geldi. Şu anda en büyük sıkıntılardan bir tanesi, bu yeni yönetimin uygulayacağı ekonomi politikalarının maliye politikalarının, para politikalarının yönü, istikameti, derinliği ne olacak. Küresel ticarete Trump’ın getirdiği yeni yaklaşımlar küresel ticareti ve dünya büyümesini nasıl etkileyecek şu anda bütün gözler Amerika birleşik Devletleri"ndeki ekonomi politikasındaki belirsizliğe odaklanmış duruyor. Gerek ABD’de gerekse AB’de merkez bankaları üzerinde önümüzdeki dönemde daha fazla baskı olacak. Ne yönde, tabi ki parasal sıkılaşma yönünde. Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletlerinde zaten bir sıkılaşma başladı, artık 2017 yılında en az 3 faiz arttırımı bekliyoruz, Mart ayında da böyle bir beklenti önümüzde. Avrupa birliği ekonomilerinde de olumlu performans tabi ki para politikasında bir sıkılaştırma beklentisini de yukarıya çekiyor. Birçok ülkenin yüksek borçluluğu var, bu ülkelerin büyüme oranları üzerinde baskı meydana getiriyor. Türkiye’nin önünde yapılması gereken, atılması gereken birçok yapısal reform var, ama bizim bunları atmak için mutlaka güçlü bir siyasi desteğe ihtiyacımız var bu açıdan yapısal reformlar gittikçe önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.
“Ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform, yönetim sistemi reformudur”
Türkiye’nin gelecekte dünya ülkeleri arasında önemli noktalarda olabilmesi için büyük reformlar yapılması gerektiğini aktaran Bakan Ağbal, “Türkiye’yi ileriye taşıyacak ekonomide, siyasette jeopolitikte süper lige taşıyacak önemli reformlara ihtiyacımız var. Onun için de diyoruz ki, Türkiye’yi gerçekten yukarıya sıçratacak bir tane önemli reform var. Bu bir reform o kadar önemli bir reform ki, bütün diğer önemli reformları arkasından getirecek. Bu reform yapılırsa diğerler reformlar imkanlı hale gelecek. Yoksa, birileri diğer taraftan sürekli engellemeye çalışacak. Biz bir taraftan bu engellemeye çalışanlara karşı sürekli tetikte olacağız, sürekli hep beraber bir tedirginlik içerisinde olacağız. Onun için önümüzdeki süreçte reformların reformu olan reformlara hayat verecek, reformlara kan verecek ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform yönetim sistemi reformudur diyoruz. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir diyoruz. Bu o kadar önemli ki, yani bugün ülkelerin kalkınma hikayelerini geriye dönük baktığınız zaman o ülkelerdeki yönetim sisteminin o ülkenin tarihine, geçmişine, fıtratına, uygun olup olmamasına göre ülkeler ya geri kalıyorlar ya da ilerliyorlar. Onun için, Türkiye’deki mevcut sistem bizim tarihimizle, geçmişimizle, geleceğimizle doku uyuşmazlığı var. Onun için bu doku uyuşmazlığına son verip, kendi dokumuza uygun, kendi fıtratımıza uygun kendi geleceğimize uygun, yepyeni bir reformu yani yönetim sistemi reformunu hayata geçirmemiz gerekiyor. Demokrasi, hepimizin olmazsa olmazı. Demokrasiyi güçlendireceğiz. Son 14 yılda atılan demokrasi adımları, Türkiye’yi büyüttü, güçlendirdi. Bütün demokrasi dışı çabalara rağmen, bütün demokrasi karşıtlarına rağmen, Türkiye demokrasi liginde üst sıralara tırmandı. Ekonomide köklü değişimi mutlaka hayata geçirmemiz lazım. Uzun vadeli global trendlere bakıldığında Türkiye’de Tekirdağ’da Çorlu’da eğer ileride daha da büyüyeceksek, gelişeceksek, mevcut yaptığımız işleri yaptığımız gibi yapmayı bırakıp yeni işleri yeni yollarla yapmamız lazım. Yani ekonominin ayarını baştan sona değiştirmemiz lazım. Ekonominin klasmanını yukarı taşımamız lazım. Bunun için de diyoruz ki araştırma-geliştirme-inovasyon, ekonomide her bakımdan bir zihniyet dönüşümü olması gerekiyor” diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, parlamenter sistemin sürdürülebilir olmadığını savunarak konuşmasına şu ifadeler ile devam etti:
“Mevcut sistem sürdürülebilir değil, bunun sıkıntılarını sancıların her gün yaşıyoruz. Bunu içimizde hissediyoruz. Bunu mecliste, hükümette, dış politikada görüyoruz. Sistem artık yeni Türkiye’nin istemlerine uygun değil. Sürdürülebilir olmadığı zaten oluşturduğu tedirginliklerden sıkıntılardan belli. Bir kere bu, Türkiye’ye geçmişe dönük olarak baktığınızda mevcut sistem gerçekten hükümet olmada, meclis olmada, temsil kabiliyeti bakımından yetersiz. Hatırlayın 90’lı yılları, yüzde 20’ler seviyesindeki oylarla iktidar oldular, Türkiye artık bunu hakketmiyor. Türkiye temsilde güçlü bir temsil istiyor. Yani, demokrasi temsille güçlenecek. Onun için mutlaka bunu yapmamız lazım.”
Bakan Ağbal’ın konuşmasının ardından, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer Arslan tarafından Bakan Ağbal’a adına ekilmiş fidan sertifikası ve Arapça ‘Allah’ lafzının bulunduğu tabela hediye edildi. Daha sonra organizasyona destek veren iş adamlarına plaket takdim edilmesiyle program sona erdi.