Belçika'da Türk Kökenli Siyasetçiden, Avrupa Siyasetine Eleştiri
Belçika’da Schaerbeek Belediye Başkanı Türk kökenli Sait Köse, son günlerde Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı tavır alan Avrupa siyasetini eleştirdi.
Avrupa’ya başkentlik yapan Brüksel’in Türk mahallesini barındıran Schaerbeek Belediyesi’nde 2000 yılından bu yana üç dönemdir Belediye Başkanı olarak görev yapan Türk kökenli Sait Köse, son günlerde Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı tavır alan Avrupa siyasetini eleştirdi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Sait Köse, AB’nin yaptıklarını tutarsızlık olduğuna değindi ve Türkiye’deki referandum öncesi Türkiyeli siyasetçilere izin verilmeyerek ortaya iki vitesli bir demokrasi meydana geldiğini savundu.
“İKİ VİTESLİ DEMOKRASİ"
Avrupa’nın yaptığında bir tutarsızlık olduğunu belirten Sait Köse, konuşmasında “Biz diyoruz ki, Avrupa Birliği ve Avrupa demokrasinin lokomotifi. Öyleyse her zaman öncü olmaları gerekiyor. Öyle gerekiyorken, Avrupa’da Türkiye’deki referandumla ilgili yapılacak mitinglerin bazılarını iptal ediyorlar, bazılarına seslenmiyorlar, bazı görüşlere, evet veya hayır çok önemli değil ama bazı görüşlere izin veriyorlar, bazılarına izin vermiyorlar. Sanki böyle bir tutarsızlık var ve katalogdan seçer gibi “Sen miting yap, sen konuş, sen konuşma” der gibi bir halleri var. Bunu ben çok demokratik bulmuyorum. Bir de madalyonun öbür yüzü var. Diyorlar ki, “Herkes kendi memleketinde siyasetini yapsın, buraya gelmesinler.” Sonuçta demokrasi var, oy kullanacak bu insanlar. Bu insanlarında bilgilendirilmeleri gerekiyor. Aynı şekilde, Avrupa’da seçimlerde önce biz bunu çok yaşadık, çok gördük. Belçikalı siyasetçiler, Türkiye’ye gidiyorlar ve Türkiye’deki Belçikalı seçmenden, tatil dönemlerinde özellikle, oy istiyorlar. İki vitesli bir demokrasi oluyor. Bu da hiç hoş değil.” ifadelerine yer verdi.”
“TÜRKİYE’DEN GELEN SİYASETÇİLER BURANIN İÇ SİYASETİNE MÜDAHALEDE BULUNMUYOR"
Türkiye’den Avrupa’ya gelen siyasetçilerin Avrupa’nın iç siyasetine karışmak amacıyla gelmediğine değinen Sait Köse, “Çünkü sonuçta seçimler Türkiye’de olacak ve Türkiye’deki referandumla alakalı bir oylama yapılacak. Türkiye’den gelen Türk siyasilere burada Avrupa’nın ve özellikle Almanya’nın iç siyasetine herhangi bir müdahalede bulunmuyorlar. Bu sadece bilgilendirme toplantıları. Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Kaldı ki, bugün ülkeler hep birbirlerine bağlı. Avrupa Birliği büyük bir ülke oluşturmak istiyordu. Tabi bunda da çok başarılı olunmadı. Ama ister istemez öbürünün iç siyasetine karışmak zorunda. O yüzden Dışişleri Bakanlığı yapılmış. O yüzden büyükelçiler var. bu da gayet doğal.” diye konuştu.
PKK konusunda Avrupa’nın yine çifte standart uyguladığını anımsatan Sait Köse, yine iki vitesli demokrasi konusuna vurgu yaparak, terör olayları konusunda iki vitesli izlenim ve yaptırımların uygulandığına dikkat çekti.
Köse, “Bugün dünyada terör örgütleri belli. Bunları listesi var. O listede bulunan terör örgütlerine hiçbir şekilde, kim olursa olsun, PKK olsun, diğerleri olsun hiçbir şekilde izin ve müsamaha verilmemeli.” dedi.
“BELÇİKALI SİYASETÇİLER OY İÇİN TÜRKİYE’YE GİDİYOR"
Türkiye’deki siyasetçilerin oy için Avrupa’nın birçok ülkesine geldiklerini ve bu yüzden eleştirildiklerinin altını çizen Türk kökenli Belediye Başkan Yardımcısı, Belçikalı siyasetçilerin yaz döneminde Türkiye’ye gittiklerini ve orada oy istediklerini hatırlattı.
Köse konuşmasında, “Siyasetçiler meydanlarda, gündelik olayların dışına çıkıyorlar ve insanlardan oy almaya gidiyorlar. Belçika’da da, Türkiye’de de, Almanya’da da Amerika’da da değişmez. Biz öyle bir hisse kapılıyoruz ki, “Belçikalılar bize o dönemlerde çok yaklaşıyorlar ve sonra unutuyorlar” diye. Aslında sadece Belçikalılar böyle değil. Bütün seçilmişler seçim dönemlerinde daha çok halkın arasında olmak zorundalar. Bunun yanında mutlaka kendi görevleri var. seçilmişse daha önce, o günlerde görevlerini biraz kenara bırakmak zorunda kalıyorlar. Halkta da bir algı oluşuyor. “Seçim döneminde bizi görüyorlar, sonra bizi unutuyorlar” diye. Halbuki bu doğru bir algı değil.” dedi.
“TÜRKİYE SİYASETİ DAHA HEYECANLI"
Avrupalı Türklerin Türkiye siyasetine daha çok önem vermelerini doğal karşıladığını belirten Sait Köse, sakin bir görünüme sahip olan Belçika siyasetinin aksine Türkiye siyasetinin daha sıcak ve daha heyecanlı olduğu belirtti.
Başka ülkelerdeki sorunların bu ülkeye taşınmaması gerektiğinin de önemli olduğunu ifade eden Sait Köse, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:
“Çünkü burada farklı topluluklardan insanlar yaşıyor. Bunların barış içinde, kardeşlik içinde, huzur içinde yaşamalarını istiyorsak, o ülkelerde olan sorunları buraya taşımamalı. Sosyal medya dediğimiz bir algı var, medya var, medyada, izlediklerini televizyon kanallarında, paylaşım yaptıkları sosyal paylaşım sayfalarında hangi konular daha çok işleniyorsa, hangi konular daha ön plandaysa ister istemez insanların beyinleri oraya odaklanıyor. Bu da çok doğal. Kaldı ki, şu da var. Türkiye’de siyaset daha araretli ve ateşli. Tırnak içerisinde daha eğlenceli diyebilirim. Burada biraz daha monoton geçiyor. Burada meydanlarda miting olmuyor. Belçika’da meydanlarda miting olduğunu ben hiç görmedim ama bir kez biz 2012 yılında burada Schaerbeek’te yaptık. Ama genelde burada böyle küçük toplantılar, küçük konferanslar veya mektupla, faklı iletişim ağlarıyla insanlara ulaşılmaya çalışılıyor. Türkiye’de seçimler çok çok daha heyecanlı olduğu için ister istemez bizim insanımızın beyni oraya doğru kayıyor.” dedi.
(Cafer Yıldırımer/İHA)
Kaynak: İHA
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Sait Köse, AB’nin yaptıklarını tutarsızlık olduğuna değindi ve Türkiye’deki referandum öncesi Türkiyeli siyasetçilere izin verilmeyerek ortaya iki vitesli bir demokrasi meydana geldiğini savundu.
“İKİ VİTESLİ DEMOKRASİ"
Avrupa’nın yaptığında bir tutarsızlık olduğunu belirten Sait Köse, konuşmasında “Biz diyoruz ki, Avrupa Birliği ve Avrupa demokrasinin lokomotifi. Öyleyse her zaman öncü olmaları gerekiyor. Öyle gerekiyorken, Avrupa’da Türkiye’deki referandumla ilgili yapılacak mitinglerin bazılarını iptal ediyorlar, bazılarına seslenmiyorlar, bazı görüşlere, evet veya hayır çok önemli değil ama bazı görüşlere izin veriyorlar, bazılarına izin vermiyorlar. Sanki böyle bir tutarsızlık var ve katalogdan seçer gibi “Sen miting yap, sen konuş, sen konuşma” der gibi bir halleri var. Bunu ben çok demokratik bulmuyorum. Bir de madalyonun öbür yüzü var. Diyorlar ki, “Herkes kendi memleketinde siyasetini yapsın, buraya gelmesinler.” Sonuçta demokrasi var, oy kullanacak bu insanlar. Bu insanlarında bilgilendirilmeleri gerekiyor. Aynı şekilde, Avrupa’da seçimlerde önce biz bunu çok yaşadık, çok gördük. Belçikalı siyasetçiler, Türkiye’ye gidiyorlar ve Türkiye’deki Belçikalı seçmenden, tatil dönemlerinde özellikle, oy istiyorlar. İki vitesli bir demokrasi oluyor. Bu da hiç hoş değil.” ifadelerine yer verdi.”
“TÜRKİYE’DEN GELEN SİYASETÇİLER BURANIN İÇ SİYASETİNE MÜDAHALEDE BULUNMUYOR"
Türkiye’den Avrupa’ya gelen siyasetçilerin Avrupa’nın iç siyasetine karışmak amacıyla gelmediğine değinen Sait Köse, “Çünkü sonuçta seçimler Türkiye’de olacak ve Türkiye’deki referandumla alakalı bir oylama yapılacak. Türkiye’den gelen Türk siyasilere burada Avrupa’nın ve özellikle Almanya’nın iç siyasetine herhangi bir müdahalede bulunmuyorlar. Bu sadece bilgilendirme toplantıları. Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Kaldı ki, bugün ülkeler hep birbirlerine bağlı. Avrupa Birliği büyük bir ülke oluşturmak istiyordu. Tabi bunda da çok başarılı olunmadı. Ama ister istemez öbürünün iç siyasetine karışmak zorunda. O yüzden Dışişleri Bakanlığı yapılmış. O yüzden büyükelçiler var. bu da gayet doğal.” diye konuştu.
PKK konusunda Avrupa’nın yine çifte standart uyguladığını anımsatan Sait Köse, yine iki vitesli demokrasi konusuna vurgu yaparak, terör olayları konusunda iki vitesli izlenim ve yaptırımların uygulandığına dikkat çekti.
Köse, “Bugün dünyada terör örgütleri belli. Bunları listesi var. O listede bulunan terör örgütlerine hiçbir şekilde, kim olursa olsun, PKK olsun, diğerleri olsun hiçbir şekilde izin ve müsamaha verilmemeli.” dedi.
“BELÇİKALI SİYASETÇİLER OY İÇİN TÜRKİYE’YE GİDİYOR"
Türkiye’deki siyasetçilerin oy için Avrupa’nın birçok ülkesine geldiklerini ve bu yüzden eleştirildiklerinin altını çizen Türk kökenli Belediye Başkan Yardımcısı, Belçikalı siyasetçilerin yaz döneminde Türkiye’ye gittiklerini ve orada oy istediklerini hatırlattı.
Köse konuşmasında, “Siyasetçiler meydanlarda, gündelik olayların dışına çıkıyorlar ve insanlardan oy almaya gidiyorlar. Belçika’da da, Türkiye’de de, Almanya’da da Amerika’da da değişmez. Biz öyle bir hisse kapılıyoruz ki, “Belçikalılar bize o dönemlerde çok yaklaşıyorlar ve sonra unutuyorlar” diye. Aslında sadece Belçikalılar böyle değil. Bütün seçilmişler seçim dönemlerinde daha çok halkın arasında olmak zorundalar. Bunun yanında mutlaka kendi görevleri var. seçilmişse daha önce, o günlerde görevlerini biraz kenara bırakmak zorunda kalıyorlar. Halkta da bir algı oluşuyor. “Seçim döneminde bizi görüyorlar, sonra bizi unutuyorlar” diye. Halbuki bu doğru bir algı değil.” dedi.
“TÜRKİYE SİYASETİ DAHA HEYECANLI"
Avrupalı Türklerin Türkiye siyasetine daha çok önem vermelerini doğal karşıladığını belirten Sait Köse, sakin bir görünüme sahip olan Belçika siyasetinin aksine Türkiye siyasetinin daha sıcak ve daha heyecanlı olduğu belirtti.
Başka ülkelerdeki sorunların bu ülkeye taşınmaması gerektiğinin de önemli olduğunu ifade eden Sait Köse, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:
“Çünkü burada farklı topluluklardan insanlar yaşıyor. Bunların barış içinde, kardeşlik içinde, huzur içinde yaşamalarını istiyorsak, o ülkelerde olan sorunları buraya taşımamalı. Sosyal medya dediğimiz bir algı var, medya var, medyada, izlediklerini televizyon kanallarında, paylaşım yaptıkları sosyal paylaşım sayfalarında hangi konular daha çok işleniyorsa, hangi konular daha ön plandaysa ister istemez insanların beyinleri oraya odaklanıyor. Bu da çok doğal. Kaldı ki, şu da var. Türkiye’de siyaset daha araretli ve ateşli. Tırnak içerisinde daha eğlenceli diyebilirim. Burada biraz daha monoton geçiyor. Burada meydanlarda miting olmuyor. Belçika’da meydanlarda miting olduğunu ben hiç görmedim ama bir kez biz 2012 yılında burada Schaerbeek’te yaptık. Ama genelde burada böyle küçük toplantılar, küçük konferanslar veya mektupla, faklı iletişim ağlarıyla insanlara ulaşılmaya çalışılıyor. Türkiye’de seçimler çok çok daha heyecanlı olduğu için ister istemez bizim insanımızın beyni oraya doğru kayıyor.” dedi.
(Cafer Yıldırımer/İHA)