TİHAD Başkanı Ertaş Açıklaması
'28 Şubat sürecinde sürekli sosyal linç uygulanıyordu'.
Tekirdağ İmam Hatipliler Derneği (TİHAD) Başkanı Hüseyin Ertaş, '28 Şubat sürecinde sürekli sosyal linç uygulanıyordu.' dedi.
Ertaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde Konya İlahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra direk öğretmen olup atanma imkanları olduğunu ancak din kültürü dahil bütün ilahiyat mezunlarının alımlarının hepsinin durdurulduğunu söyledi.
İmam hatiplerin de dini öğrenerek, devletin müfredatını belirlediği ilahiyatlardan mezun olup yine aynı şekilde çocuklara öğretmek için yola çıkıp öğretmenlik yapmayı beklediklerini fakat bu süreçte kendilerine sürekli sosyal linç uygulandığını ifade eden Ertaş, 28 Şubat süreciyle ilgili, 'Toplumu birbirine kırdırarak bir kesimi yok etmeye çalışılan bir darbeydi.' dedi.
- 'Çocuklara namaz kılmayı öğretmem gerekirken bunu yapmamam istendi'
Din kültürü öğretmeni olarak göreve başladığında derslerde öğrencilere namaz kılmayı öğretmesi gerektiğini ama bunun idareciler tarafından engellenmeye çalışıldığını belirten Ertaş, 'Askerlik bittikten sonra görev almak nasip oldu. Ülke genelinde 200 kişi alındı ben de bunlardan birisiydim. Tekirdağ'da din kültürü öğretmeni olarak göreve başladım. Konumuz namaz, çocuklara namaz kılmayı öğreteceğim, derslerde çocuklara bunu anlatıyorum tarif ediyorum. Bir müddet sonra idari bir yetkili beni çağırarak 'bunları yapmamam gerektiğini, geçiştirmem gerektiğini' söyledi. Kendi işimizi dahi yapamaz hale geldik.' diye konuştu.
Ertaş, o dönem sokakta, kurumlarda hiç rahat olamadıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:
'28 Şubat sürecinde sürekli sosyal linç uygulanıyordu. Bir evimizde rahat ediyorduk. Bu sefer de ne zaman gelip kapımızı çalacaklar diye bekliyorduk. Allah'tan 2002 yılında seçimler oldu. Sağ olsun şimdiki yönetimimiz, Allah başımızdan eksik etmesin, onlar geldikten sonra durdu bu işler. 2002 yılında AK Parti Hükümetinin iktidara gelmesiyle bu süreç sona erdi. Ondan sonra biz rahatladık ve sicilimizdeki cezalar affoldu. 28 Şubat mağdurları geri dönüş yaptı. Bu hükümetin gayreti olmasaydı şimdiki barış ortamını yakalamamız mümkün değildi.'
Kaynak: AA
Ertaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde Konya İlahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra direk öğretmen olup atanma imkanları olduğunu ancak din kültürü dahil bütün ilahiyat mezunlarının alımlarının hepsinin durdurulduğunu söyledi.
İmam hatiplerin de dini öğrenerek, devletin müfredatını belirlediği ilahiyatlardan mezun olup yine aynı şekilde çocuklara öğretmek için yola çıkıp öğretmenlik yapmayı beklediklerini fakat bu süreçte kendilerine sürekli sosyal linç uygulandığını ifade eden Ertaş, 28 Şubat süreciyle ilgili, 'Toplumu birbirine kırdırarak bir kesimi yok etmeye çalışılan bir darbeydi.' dedi.
- 'Çocuklara namaz kılmayı öğretmem gerekirken bunu yapmamam istendi'
Din kültürü öğretmeni olarak göreve başladığında derslerde öğrencilere namaz kılmayı öğretmesi gerektiğini ama bunun idareciler tarafından engellenmeye çalışıldığını belirten Ertaş, 'Askerlik bittikten sonra görev almak nasip oldu. Ülke genelinde 200 kişi alındı ben de bunlardan birisiydim. Tekirdağ'da din kültürü öğretmeni olarak göreve başladım. Konumuz namaz, çocuklara namaz kılmayı öğreteceğim, derslerde çocuklara bunu anlatıyorum tarif ediyorum. Bir müddet sonra idari bir yetkili beni çağırarak 'bunları yapmamam gerektiğini, geçiştirmem gerektiğini' söyledi. Kendi işimizi dahi yapamaz hale geldik.' diye konuştu.
Ertaş, o dönem sokakta, kurumlarda hiç rahat olamadıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:
'28 Şubat sürecinde sürekli sosyal linç uygulanıyordu. Bir evimizde rahat ediyorduk. Bu sefer de ne zaman gelip kapımızı çalacaklar diye bekliyorduk. Allah'tan 2002 yılında seçimler oldu. Sağ olsun şimdiki yönetimimiz, Allah başımızdan eksik etmesin, onlar geldikten sonra durdu bu işler. 2002 yılında AK Parti Hükümetinin iktidara gelmesiyle bu süreç sona erdi. Ondan sonra biz rahatladık ve sicilimizdeki cezalar affoldu. 28 Şubat mağdurları geri dönüş yaptı. Bu hükümetin gayreti olmasaydı şimdiki barış ortamını yakalamamız mümkün değildi.'