Prof. Dr. Ceylan; 'Tarihte Kara Bir Leke 'Hocalı Katliamı'
Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Hocalı katliamının tarihte bir kara leke olduğunu söyledi.
Hocalı katliamının, Azerbaycan-Ermenistan arasında 24 yıldır süren Karabağ sorununun en önemli dönüm noktalarından birisi ve Türklük için unutulmaz kara sayfalardan bir tanesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, “Yukarı Karabağ bölgesinde önemli bir yerleşim merkezi olan Hocalı şehri, önemli bağlantı yolları üzerinde yer alması ve stratejik öneme sahip olması sebebiyle Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında, Ermenilerin Azerbaycan topraklarına saldırısında önemli bir mesele haline gelmiştir. Ermenilerin Hocalı ve çevresinde yaptıkları saldırılar,1988 yılında, Sovyetler dağılmadan önce başlamıştı, ancak 1992’de doruk noktasına ulaştı. Saldırıların en acımasızı Hocalı’ya yapıldı. 25-26 Şubat’ta şehre giren Ermeniler ve Ruslara ait 366.motorize piyade alayı, hiçbir ayırım yapmadan, 106’sı kadın, 63’ü çocuk 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türk’ünü katletti. Binlerce insan, vatanlarını terk etmek zorunda kaldı” dedi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1988 yılında başlayan savaşın 6 yıl sürdüğünü bu süre sonrasında, bir milyona yakın Azeri kendi topraklarında göçmen durumunda yaşamak zorunda kaldığını anlatan Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, “Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal edildi. İşgal, Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararlarda da onaylandı. Bu kararlarda Ermeni kuvvetlerinin Yukarı Karabağ’daki işgale son vermeleri istendi. Ancak Amerika, Rusya gibi devletlerin BM kararlarında çekimser kalmaları, işgalin ortadan kalkmasını engelleyen en önemli faktör oldu.
Bugün, Karabağ sorununun çözümüne yönelik süreç, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çatısı altında oluşturulan Minsk Grubu tarafından yürütülmektedir. Grubun eş başkanlığı görevini ABD, Rusya ve Fransa yürütmekte olup yaklaşık 20 yıldan beri devam eden görüşmelerde bir sonuca varılamamış ve Ermenilerin Karabağ işgali devam etmektedir. Bu işgal, Uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmekte olan Ermenistan’ın soykırımın politikasının en önemli örneklerinden birisidir.
Azerbaycan’ın Ermenistan karşısında ekonomik ve askeri alanlarda giderek güçlenmesi, başta Ermenistan olmak üzere Batılı ülkeleri endişelendirmektedir. Rusya ise, şu an çözümsüzlükten en fazla yararlanan ülke konumunda gözüküyor. Çünkü bu durum, hem Azerbaycan hem de Ermenistan üzerinde nüfuzunun devam etmesini sağladığı gibi Hazar bölgesi enerji ve petrol kaynaklarından elde edeceği menfaatleri noktasında önemli bir kazanç olarak görünmektedir.
Türkiye ise bu konuda Ermenistan’ın uluslararası çeşitli platformlarda gündeme getirdiği sözde soykırım iddialarına da bir karşılık olarak Hocalı katliamı ve Karabağ işgalini kendi meselesi dâhilinde ele almaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Ermenistan ve başta Fransa olmak üzere, destekçisi konumundaki diğer ülkeler nezdinde uluslararası tüm platformlarda Ermenistan’ı işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini istemektedir. Kafkasya’daki kalıcı barışın ancak bu şekilde gerçekleşebileceği unutulmamalıdır.
Son zamanlarda Hocalı’da yapılan katliam dünya kamuoyu tarafından lanetlenmekte ve bu konuda önemli kararlar alınmaktadır. İşte bu önemli kınamalardan birisi de Çek Cumhuriyeti tarafından yapılmıştır. Çek Cumhuriyeti Dış İlişkiler Meclisi, Hocalı’da yapılan katliamı soykırım olarak tanıdı. Yine bu anlamda Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev’in Karabağ ve Azerbaycan toprağının Ermenistan meselesi konusunda duyarlı davranması gelecek Türk Dünyası adına umut vericidir. Umarız ülke olarak Hocalı’ya yapılan bu katliam, diğer dünya ülkeleri tarafından Azeri Türklerine yapılan bir soykırım olarak tanınır ve bu konuda gerekli uluslararası yaptırım kuralları devreye girer” diye konuştu.
Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Güneş Vakfı olarak, Hocalı’da Ermeniler’in Azeri Türklerine karşı yapmış oldukları bu katliamı 25. yıldönümünde şiddetle kınıyor, söz konusu katliamda şehit olan 613 Azerbaycan Türküne Allah’tan rahmet diliyoruz. Ayrıca birçok resmi tatilin bulunduğu ülkemizde Hocalı’da şehit edilen soydaşlarımızı anmak ve unutmamak adına; her yıl’ın 26 Şubat tarihini Hocalı Şehitlerini Anma Ve Milli Yas Günü ilan edilmesini talep ediyoruz.”
Kaynak: İHA
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1988 yılında başlayan savaşın 6 yıl sürdüğünü bu süre sonrasında, bir milyona yakın Azeri kendi topraklarında göçmen durumunda yaşamak zorunda kaldığını anlatan Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, “Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal edildi. İşgal, Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararlarda da onaylandı. Bu kararlarda Ermeni kuvvetlerinin Yukarı Karabağ’daki işgale son vermeleri istendi. Ancak Amerika, Rusya gibi devletlerin BM kararlarında çekimser kalmaları, işgalin ortadan kalkmasını engelleyen en önemli faktör oldu.
Bugün, Karabağ sorununun çözümüne yönelik süreç, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çatısı altında oluşturulan Minsk Grubu tarafından yürütülmektedir. Grubun eş başkanlığı görevini ABD, Rusya ve Fransa yürütmekte olup yaklaşık 20 yıldan beri devam eden görüşmelerde bir sonuca varılamamış ve Ermenilerin Karabağ işgali devam etmektedir. Bu işgal, Uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmekte olan Ermenistan’ın soykırımın politikasının en önemli örneklerinden birisidir.
Azerbaycan’ın Ermenistan karşısında ekonomik ve askeri alanlarda giderek güçlenmesi, başta Ermenistan olmak üzere Batılı ülkeleri endişelendirmektedir. Rusya ise, şu an çözümsüzlükten en fazla yararlanan ülke konumunda gözüküyor. Çünkü bu durum, hem Azerbaycan hem de Ermenistan üzerinde nüfuzunun devam etmesini sağladığı gibi Hazar bölgesi enerji ve petrol kaynaklarından elde edeceği menfaatleri noktasında önemli bir kazanç olarak görünmektedir.
Türkiye ise bu konuda Ermenistan’ın uluslararası çeşitli platformlarda gündeme getirdiği sözde soykırım iddialarına da bir karşılık olarak Hocalı katliamı ve Karabağ işgalini kendi meselesi dâhilinde ele almaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Ermenistan ve başta Fransa olmak üzere, destekçisi konumundaki diğer ülkeler nezdinde uluslararası tüm platformlarda Ermenistan’ı işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini istemektedir. Kafkasya’daki kalıcı barışın ancak bu şekilde gerçekleşebileceği unutulmamalıdır.
Son zamanlarda Hocalı’da yapılan katliam dünya kamuoyu tarafından lanetlenmekte ve bu konuda önemli kararlar alınmaktadır. İşte bu önemli kınamalardan birisi de Çek Cumhuriyeti tarafından yapılmıştır. Çek Cumhuriyeti Dış İlişkiler Meclisi, Hocalı’da yapılan katliamı soykırım olarak tanıdı. Yine bu anlamda Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev’in Karabağ ve Azerbaycan toprağının Ermenistan meselesi konusunda duyarlı davranması gelecek Türk Dünyası adına umut vericidir. Umarız ülke olarak Hocalı’ya yapılan bu katliam, diğer dünya ülkeleri tarafından Azeri Türklerine yapılan bir soykırım olarak tanınır ve bu konuda gerekli uluslararası yaptırım kuralları devreye girer” diye konuştu.
Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Güneş Vakfı olarak, Hocalı’da Ermeniler’in Azeri Türklerine karşı yapmış oldukları bu katliamı 25. yıldönümünde şiddetle kınıyor, söz konusu katliamda şehit olan 613 Azerbaycan Türküne Allah’tan rahmet diliyoruz. Ayrıca birçok resmi tatilin bulunduğu ülkemizde Hocalı’da şehit edilen soydaşlarımızı anmak ve unutmamak adına; her yıl’ın 26 Şubat tarihini Hocalı Şehitlerini Anma Ve Milli Yas Günü ilan edilmesini talep ediyoruz.”