Atatürk Havalimanındaki Terör Saldırına İlişkin İddianame Kabul Edildi
Atatürk Havalimanında 45 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısıyla ilgili 46 kişi hakkında 46 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamede zanlıların birinden İstanbul’daki metro hattını gösteren ve bazı bölümlerin işaretlendiği bir haritanın ele geçirildiği belirtildi.
Terör örgütü DEAŞ’ın Atatürk Havalimanında 28 Haziran 2016 tarihinde düzenlediği 45 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili 46 kişi hakkında “silahlı terör örgütünü üye olmak”, “terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”, “ tasarlayarak adam öldürme”, “tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs etme”, “nitelikli mala zarar verme” suçlarından 46 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 2 bin 132 yıldan 3 bin 342 yıl kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlenmişti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydemir tarafından hazırlanan 257 sayfalık iddianame Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
"Benimle pazarlık yapmaya kalktılar"
Olay günü, şüphelileri havalimanına getiren taksi şoförünün ifadesine yer verilen iddianamede, şahısların şoförle pazarlık yapmak istedikleri belirtildi. İddianamede taksi şoförünün, "Uzun boylu montlu şahısların bir tanesinin elinde askeri çanta ve su bulunan şahıs ile elinde küçük el çantası ve su bulunan şahıslar taksinin arkasına bindi. Şahıslar aksanlı bir şekilde Türkçe konuşarak ’Airporta kaça götürürsün’ dediler. ’Ben de 40 TL diye yanıt verdim. Benimle pazarlık yapmaya kalktılar. Ben de ’ancak kurtarır’ deyince ’tamam’ dediler. Hemen akabinde havalimanına doğru gittim" ifadelerine yer verildi.
‘Kimliğini göstereceğini düşündüm’
İddianamede olay günü havalimanında görevli polis memurlarının da ifadesi yer aldı. Polis memurlarında birinin, whatsapp’tan gelen fotoğraf üzerine şüpheliyi fark edip yanına gittiğini söyleyerek, “Şahıs dış hatlar gidiş katı otoparkında olan asansöre yöneldi. Bu esnada ben cüzdanımı çıkartarak şahısa polis olduğumu söyledim ve şahısa kimliğini sordum. Şahıs bana ’kimlik mi’ diye söyleyince ben de ‘Evet’ dedim. O esnada omzunda asılı bulunan çantaya elini sokarak kimliğini çıkartacağını düşündüğüm sırada çantadan tabanca çıkardı ve üzerime ateş etti. Bana 3 el ateş edildiğini hatırlıyorum" dediği iddianamede yer aldı.
‘Çevreye ateş açıyordu, bunu yaparken de gülümsüyordu’
Atatürk havalimanında görevli bir diğer polis memurunun ifadesi ise şu şekilde yer aldı:
"Ben ateş etmeye fırsat bulamadan şahıslar ateş açmaya başlamışlardı. Şahıslardan birisi benim silah çektiğimi görünce silahın namlusunu bana doğrulttu ve ateş açtı. Hatla gelen mermi çekirdeğinin kulağımın hemen yanından geçtiğini hissettim ve o anki refleksle kendimi yere attım. İlk etapta vurulduğumu zannettim. Şüpheli şahıs da böyle zannetmiş olacak ki bana doğru ateş etmeyi kesti ve koşarak uzaklaştı. Zaten ateş ederken de koşuyorlardı. Çevreye gelişigüzel ateş açıyordu ve bunu yaparken de gülümsüyordu"
’Jamal’ lakaplı Djamel Slımanı adlı şüphelinin telefonunda yapılan inceleme raporları da dosyaya girerek, Slımanı’nın telefonunda DAEŞ militanlarının çatışma bölgesine nasıl nakil edileceği, Toplanma merkezlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiği, çatışma bölgesindeki parasal giderler, kişi başı düşen harcamalara ilişkin konuşmaların bulunduğu, ses dosyalarının tespit edildiği kaydedildi.
Keşif yapıp metroyla ayrılmışlar
İddianamede şüphelilerin, havalimanından alınan kamera görüntülerinde olay gününden önce Atatürk Havalimanına geldikleri keşif yaptıktan sonra metro ile Atatürk Havalimanından ayrıldıkları ifade edildi. Canlı bomba Vadım Osmanov ile kimliği tespit edilemeyen diğer canlı bombalı saldırganla görüşmelerini cep ve ankesörlü telefonla gerçekleştirdiği anlatıldı. Yine iddianamede, şahıslara ait cep telefonlarının genellikle Sultangazi ve Fatih’te sinyal verdiği vurgulandı.
Şahıslara ait telefonların baz istasyon sinyalleri incelendiğinde saldırıyı gerçekleştiren şahısların sürekli telefonda görüştükleri belirtilen iddianamede, İstanbul’da ‘Muhadjırun’ isimli bir İslam eğitim merkezi bulunduğuna, söz konusu merkezin militan başlangıç eğitimi verdiğine, Suriye’ye eleman aktarımı yaptığı ve terör örgütlerini desteklemek için fon birikimi topladığına, Vadim Osmanov’un adı geçen örgütle bağlantılı olduğuna dikkat çekildi.
‘Sıkı bir emanet kimse bilmesin’
İddianemede, şüpheli Arthur Tengizov’un cep telefonunda yapılan incelemede ele geçirilen örgütsel görüşmeleri içeren ses dosyalarında, DAEŞ militanlarına ait fotoğraflardan bahsedildiği, militanlar ile nasıl irtibat kurulacağı, konuşmanın gizli kalması gerektiği, konuşmayı yapan kişinin isminin geçmemesi hususunda ’sıkı bir emanet kimse bilmesin’ şeklinde, ısrarcı olduğuna değinildi.
Muhtemel saldırı planları
İddianamede, muhtemel saldırı planlamalarına da değinilerek bir zanlının üzerinden İstanbul’daki metro hattını gösteren Zeytinburnu, GrandBazaar, Eminönü, Taksim, Sultanahmet ve Dünya Ticaret Merkezi (Atatürk Havalimanı) isimli bölgelerin daire içerisine alındığı bir harita bulunduğu belirtildi.
Kaynak: İHA
"Benimle pazarlık yapmaya kalktılar"
Olay günü, şüphelileri havalimanına getiren taksi şoförünün ifadesine yer verilen iddianamede, şahısların şoförle pazarlık yapmak istedikleri belirtildi. İddianamede taksi şoförünün, "Uzun boylu montlu şahısların bir tanesinin elinde askeri çanta ve su bulunan şahıs ile elinde küçük el çantası ve su bulunan şahıslar taksinin arkasına bindi. Şahıslar aksanlı bir şekilde Türkçe konuşarak ’Airporta kaça götürürsün’ dediler. ’Ben de 40 TL diye yanıt verdim. Benimle pazarlık yapmaya kalktılar. Ben de ’ancak kurtarır’ deyince ’tamam’ dediler. Hemen akabinde havalimanına doğru gittim" ifadelerine yer verildi.
‘Kimliğini göstereceğini düşündüm’
İddianamede olay günü havalimanında görevli polis memurlarının da ifadesi yer aldı. Polis memurlarında birinin, whatsapp’tan gelen fotoğraf üzerine şüpheliyi fark edip yanına gittiğini söyleyerek, “Şahıs dış hatlar gidiş katı otoparkında olan asansöre yöneldi. Bu esnada ben cüzdanımı çıkartarak şahısa polis olduğumu söyledim ve şahısa kimliğini sordum. Şahıs bana ’kimlik mi’ diye söyleyince ben de ‘Evet’ dedim. O esnada omzunda asılı bulunan çantaya elini sokarak kimliğini çıkartacağını düşündüğüm sırada çantadan tabanca çıkardı ve üzerime ateş etti. Bana 3 el ateş edildiğini hatırlıyorum" dediği iddianamede yer aldı.
‘Çevreye ateş açıyordu, bunu yaparken de gülümsüyordu’
Atatürk havalimanında görevli bir diğer polis memurunun ifadesi ise şu şekilde yer aldı:
"Ben ateş etmeye fırsat bulamadan şahıslar ateş açmaya başlamışlardı. Şahıslardan birisi benim silah çektiğimi görünce silahın namlusunu bana doğrulttu ve ateş açtı. Hatla gelen mermi çekirdeğinin kulağımın hemen yanından geçtiğini hissettim ve o anki refleksle kendimi yere attım. İlk etapta vurulduğumu zannettim. Şüpheli şahıs da böyle zannetmiş olacak ki bana doğru ateş etmeyi kesti ve koşarak uzaklaştı. Zaten ateş ederken de koşuyorlardı. Çevreye gelişigüzel ateş açıyordu ve bunu yaparken de gülümsüyordu"
’Jamal’ lakaplı Djamel Slımanı adlı şüphelinin telefonunda yapılan inceleme raporları da dosyaya girerek, Slımanı’nın telefonunda DAEŞ militanlarının çatışma bölgesine nasıl nakil edileceği, Toplanma merkezlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiği, çatışma bölgesindeki parasal giderler, kişi başı düşen harcamalara ilişkin konuşmaların bulunduğu, ses dosyalarının tespit edildiği kaydedildi.
Keşif yapıp metroyla ayrılmışlar
İddianamede şüphelilerin, havalimanından alınan kamera görüntülerinde olay gününden önce Atatürk Havalimanına geldikleri keşif yaptıktan sonra metro ile Atatürk Havalimanından ayrıldıkları ifade edildi. Canlı bomba Vadım Osmanov ile kimliği tespit edilemeyen diğer canlı bombalı saldırganla görüşmelerini cep ve ankesörlü telefonla gerçekleştirdiği anlatıldı. Yine iddianamede, şahıslara ait cep telefonlarının genellikle Sultangazi ve Fatih’te sinyal verdiği vurgulandı.
Şahıslara ait telefonların baz istasyon sinyalleri incelendiğinde saldırıyı gerçekleştiren şahısların sürekli telefonda görüştükleri belirtilen iddianamede, İstanbul’da ‘Muhadjırun’ isimli bir İslam eğitim merkezi bulunduğuna, söz konusu merkezin militan başlangıç eğitimi verdiğine, Suriye’ye eleman aktarımı yaptığı ve terör örgütlerini desteklemek için fon birikimi topladığına, Vadim Osmanov’un adı geçen örgütle bağlantılı olduğuna dikkat çekildi.
‘Sıkı bir emanet kimse bilmesin’
İddianemede, şüpheli Arthur Tengizov’un cep telefonunda yapılan incelemede ele geçirilen örgütsel görüşmeleri içeren ses dosyalarında, DAEŞ militanlarına ait fotoğraflardan bahsedildiği, militanlar ile nasıl irtibat kurulacağı, konuşmanın gizli kalması gerektiği, konuşmayı yapan kişinin isminin geçmemesi hususunda ’sıkı bir emanet kimse bilmesin’ şeklinde, ısrarcı olduğuna değinildi.
Muhtemel saldırı planları
İddianamede, muhtemel saldırı planlamalarına da değinilerek bir zanlının üzerinden İstanbul’daki metro hattını gösteren Zeytinburnu, GrandBazaar, Eminönü, Taksim, Sultanahmet ve Dünya Ticaret Merkezi (Atatürk Havalimanı) isimli bölgelerin daire içerisine alındığı bir harita bulunduğu belirtildi.