Başbakan Yardımcısı Canikli Açıklaması (2)

'Çok güçlü bir liderimiz var, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Bu liderlik altında Başbakanımız, aynı davaya gönül vermiş iki dava adamı anlayışı çerçevesinde bir sıkıntı olmadan şu anda bu sistem (mevcut yönetim sistemi) yürüyor. O nedenle problem çıkmıyor. Ama çok güçlü bir liderin olmadığı her zaman bu sistemde kaos, kriz, sıkıntı kaçınılmaz' 'Piyasadaki dalgalanmanın sakinleşmesinde, 16 Nisan'da önerdiğimiz modelin çok güçlü, istikrarlı yönetimleri iş başına getirmeyi garanti altına alan bir sistem olduğunun anlaşılmasının büyük bir etkisi olduğunu kabul etmek gerekir' 'Türkiye'nin geleceğinde, sistem, tek başına, güçlü, karar alabilen ve bunları uygulayabilen, çatışma riski ortaya çıkmayan yönetimleri garanti ediyorsa yatırımcı koşa koşa gelir, yatırım yapmakta tereddüt etmez' '300 binden fazla KOBİ'ye, 50 bin liraya kadar faizsiz kredi veriyoruz. Kredi vermeye en küçükten başlayacağız'

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, mevcut yönetim sistemine ilişkin, 'Çok güçlü bir liderimiz var, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Bu liderlik altında Başbakanımız, aynı davaya gönül vermiş iki dava adamı anlayışı çerçevesinde bir sıkıntı olmadan şu anda bu sistem yürüyor. O nedenle problem çıkmıyor. Ama çok güçlü bir liderin olmadığı her zaman bu sistemde kaos, kriz, sıkıntı kaçınılmaz' dedi.

Canikli, 24 TV kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'de, 1982 Anayasası'ndan sonra şu andaki sistem ile yürütülen hükümetlere bakıldığında, mevcut sistemin ne kadar tehlikeli durumlar yarattığının görüldüğünü ifade eden Canikli, bu sistemin kaotik bir ortamın oluşumuna katkı sağladığını kaydetti.

Açıklamalarında örneklere yer veren Canikli, söz konusu sistemde etkili bir yönetimden bahsedilemediğini, hükümetlerin istediği kararları alamadığını, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki çatışmaların ve krizlerin Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmeden önceki dönemlerde yaşandığını söyledi.

Canikli, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizinin, 'Anayasa kitapçığının fırlatılması' çatışmasının ürünü olduğunu belirterek, bu dönemde Cumhurbaşkanının inanılmaz yetkilerinin bulunduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesine ilişkin Anayasa değişikliğinin 2007 yılında yapıldığını anımsatan Canikli, ilk uygulamasının da 2014'te hayata geçirildiğini hatırlattı. Canikli, 'Diyebilirsiniz ki, 'Peki neden şu anda problem olmuyor?' Şu anda problem olmuyor, çünkü çok güçlü bir liderimiz var, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Bu liderlik altında Başbakanımız aynı davaya gönül vermiş iki dava adamı anlayışı çerçevesinde bir sıkıntı olmadan şu anda bu sistem yürüyor. O nedenle problem çıkmıyor. Ama çok güçlü bir liderin olmadığı her zaman bu sistemde kaos, kriz, sıkıntı kaçınılmaz. ' ifadesini kullandı.

- Referandum sürecinin ekonomiye etkisi

Son bir kaç aydan beri para piyasalarında ağırlıklı olmak üzere ekonomide birtakım dalgalanmalar meydana geldiğine dikkati çeken Canikli, döviz piyasasında yukarı yönlü hareketlerin yaşandığını ifade etti.

Canikli, bunun birçok nedeninin bulunduğunu, temel nedeninin küresel faktörler olduğunu dile getirerek, iç dinamiklerin de bu dalgalanmaları tetikleyen boyutunun olduğunu kaydetti. Özellikle hükümete yönelik içeriden ve dışarıdan ekonomik sonuçları hedefleyen sabotajların ve saldırıların da önemli ölçüde etkisinin olduğunun altını çizen Canikli, 'Özellikle uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları vasıtasıyla Türkiye ekonomisi ile ilgili algıyı olumsuza çevirme konusunda çok yoğun bir çaba içerisine girildi.' değerlendirmesinde bulundu.

İki derecelendirme kuruluşunun Türkiye'nin ve Türk bankaları ile reel sektörün notlarını düşürdüğünü hatırlatan Canikli, bu kararların 'bir planın bir parçası' olarak yürüdüğünün görüldüğünü dile getirdi.

Canikli, bu sabotajlara karşı bazı tedbirler alındığını vurgulayarak, 'Bu dalgalanmaların sakinleşmesinde ve bizim dip noktadan çıkışımızda birçok faktör etkili oldu. Özellikle Merkez Bankası'nın aldığı rasyonel kararlar ve başka atılan adımlar gibi... Ama bir de piyasadaki dalgalanmanın sakinleşmesinde, 16 Nisan'da önerdiğimiz modelin çok güçlü, istikrarlı yönetimleri her zaman iş başına getirmeyi garanti altına alan bir sistem olduğunun anlaşılmasının büyük bir etkisi olduğunu kabul etmek gerekir.' diye konuştu.

Ekonomide beklentileri en çok etkileyen hususun siyasi alandaki istikrar ya da istikrarsızlık öngörüleri olduğunu belirten Canikli, yönetimde bir belirsizlik ve istikrarsızlık söz konusu ise yatırımcının yatırım planlarını askıya aldığına, tüketicinin de tüketim talebini ertelediğine işaret etti.

Canikli, gelecek olan yönetimin nasıl bir para ve maliye politikası uygulayacağını bilemediğinde yatırımcının yatırım kararı alamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

'Bu belirsizlik söz konusu ise bu ekonomiyi olumsuz yönde etkiler, makro dengeleri bozar, tahrip eder ve ekonomideki en büyük zararı bu istikrarsızlık ve belirsizlik verir. Tam tersi olursa, Türkiye'nin geleceğinde, sistem, tek başına, güçlü, karar alabilen ve bunları uygulayabilen, çatışma riski ortaya çıkmayan yönetimleri garanti ediyorsa yatırımcı koşa koşa gelir, yatırım yapmakta tereddüt etmez. Yatırımcı, son 14 yıldır Türkiye'yi yöneten ekonomiye damga vuran anlayışın, örnek olarak 10-15 yıl daha iktidarda kalacağını düşünüyorsa, politikalarımızı bildiği ve bunları olumlu olarak değerlendirdiği için yatırım yapabilir. Ama özellikle mevcut sistemin belirsizlik üretmesi potansiyeli nedeniyle Türkiye'nin geleceğine kimse yatırım yapmaz.'

- 'Marjinal partilerin önerilen yönetimde göreve gelme ihtimali yok'

Önerilen sistemin her zaman güçlü yönetimi garanti altına aldığının altını çizen Canikli, milletin büyük çoğunluğu tarafından reddedilen karşı çıkılan marjinal siyasi partilerin önerilen yönetimde hiç bir şekilde göreve gelme ihtimallerinin bulunmadığını söyledi.

Canikli, 'Deniliyor ki, 'Recep Tayyip Erdoğan için tamam güzel ama ondan sonra başka birisi, mesela Kılıçdaroğlu gelirse ne olur?' deniyor. Öyle bir şey söz konusu değil, bu sistemde Kılıçdaroğlu ya da millete tepeden bakan, milletin inancı ile alay eden siyasi partilerin ve kişilerin bu dönemde iktidara gelmesi mümkün. Bakın 7 Haziran seçimlerinden sonra az kalsın Kılıçdaroğlu'nun da içinde olacağı bir koalisyon hükümeti kurulacaktı, Cumhurbaşkanımızın müdahalesi olmasaydı. Önerdiğimiz modelde sistemde buna benzer hiçbir arızanın olması söz konusu değil.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Nefes alan her firma imkanlardan faydalanacak'

Canikli, 300 binden fazla KOBİ'ye, 50 bin liraya kadar faizsiz, 1 yıl ödemesiz, 3 yıl vadeli kredi vereceklerine dikkati çekerek, kredi vermeye en küçükten başlayacaklarını söyledi.

Kredi mekanizmasının reel sektörde de işlediğine işaret eden Canikli, Kredi Garanti Fonu kefaleti ile 250 milyar liralık bir kredi alanı oluşturduklarını, bunun da bankalar üzerinden kullanılabileceğini anımsattı.

Canikli, burada, özellikle son gelişmeler nedeniyle finansman desteğinde sıkıntı yaşayan firmaların tamamına nakit desteği vermeyi amaçladıklarını vurgulayarak, 'Nefes alan, hayat emaresi olan her firma bu imkandan faydalanacak.' dedi.

(Bitti)
Kaynak: AA