Tarihi Lezzetin Tanıtımına 'Vali Dopingi'
Unutulan Osmanlı tatlarından sütlü deva, Edirne Valisi Günay Özdemir'in teşvikiyle uzun yıllar sonra damaklarla buluştu Sütlü devayı yeniden üretim listesine alan Meriç: 'Edirne Valimiz Günay Özdemir sesimizi işitti ve kulak verdi. Kendisine teşekkür ediyoruz. Valimiz tarihin sayfasını kaldırdı. Ben tek başıma bağırıyordum ama sayın Valim elimizden bir tuttu, bugün dünyanın dört bir yanına sütlü devayı tanıttı'
CİHAN DEMİRCİ - Unutulan Osmanlı tatlarından sütlü deva, Edirne Valisi Günay Özdemir'in teşvikiyle uzun yıllar sonra yeniden damaklarla buluştu.
Yumurtanın akı, sahlep ve bal karışımının, misk-i amber, tarçın, karanfil, zencefil, yenibahar gibi 41 çeşit baharattan oluşan Osmanlı'dan günümüze kadar gelen damak tadı Deva-i Misk helvası ile karışımı sonrası ortaya çıkan sahlep kıvamındaki şifalı içecek, yıllar sonra Edirne ayazlarında içenlerin içini ısıtmaya başladı.
Vali Özdemir'in teşvikiyle yeniden sütlü deva üretimine başlayan şekerlemeci Arif Meriç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deva-i misk helvasının ve onun şifalı lezzet yoldaşı sütlü devanın Osmanlı'dan miras kalan bir tat olduğunu söyledi.
Sütlü devanın geçmişte akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği 15. yüzyılda şifahanelerde hastalara ikram edildiğinin bilindiğini anlatan Meriç, 'Atalarımız deva-i miski sütle karıştırarak tedavide de kullanırdı. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesinde akıl ve ruh hastaları su ile tedavi edilirken onların mutlu olmaları için bu tat verilirdi. Atalarımız büyük bir merhale katetmiş sütlü deva ile büyük bir hakikat meydana çıkmıştır.' dedi.
-'Pehlivanlarda yer ve içerdi'
Geçmişte daha çetin geçen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne çıkan pehlivanların da hem deva-i misk hem de sütlü devayı yanlarından ayırmadıklarının söylencelerde yer aldığını vurgulayan Meriç, şu değerlendirmede bulundu:
'Edirne'de 655 yıl yağlı güreşler düzenlendi. Pehlivanlar, 'Zembil, içindekini sen bil' demiş. Bunun manası her bir pehlivan evinden çıkarken zembilini alır içine de devayı koyar. Deva ile sütü karıştırarak ortaya bir sahlep türü çıkarır ve enerji vermesi için içerdi. Biz bu ürünü anlatıyorduk, ancak sesimizi duyuramıyorduk. Edirne Valimiz Günay Özdemir sesimizi işitti ve kulak verdi. Kendisine teşekkür ediyoruz. Valimiz tarihin sayfasını kaldırdı. Ben tek başıma bağırıyordum ama sayın Valim elimizden bir tuttu bugün dünyanın dört bir yanına sütlü devayı tanıttı. Valimiz, Kültür ve Turizm Müdürümüz Ahmet Hacıoğlu buna el atınca sütlü devamız daha da tanındı.'
-'Çocuklara sütlü deva içirin'
Meriç, sahlebin tek yönlü vitamine sahip olduğunu, sütlü devanın ise içerisindeki doğal süt, bal, yumurta ve baharatlarla vitamin deposu olduğunun altını çizdi.
Osmanlı'dan gelen tariflerin hastalıklar için hem şifa hemde doğal gıda olduğunu aktaran Meriç, 'Çocukların sağlıklı şekilde büyümesi için doğal gıdalarla besleyin. Sütlerine kakao, şeker, çikolata gibi yapay karışımlar koymayın. Çocuklara sütlü deva içirin. Osmanlının ilim adamları bunu test etmiş uygulamış. Bu dönemde de test edilsin uygulansın. Sütlü devanın ne kadar faydalı olduğunu göreceksiniz. Bugüne kadar ikram ettiklerimiz hem heyecanlandıklarını hem de kalbe huzur verdiğini söyledi.' diye konuştu.
Sütlü deva, yurt içi ve yurt dışından isteyenlere kargo aracılığıyla litresi 55 lira karşılığında gönderiliyor.
Kaynak: AA
Yumurtanın akı, sahlep ve bal karışımının, misk-i amber, tarçın, karanfil, zencefil, yenibahar gibi 41 çeşit baharattan oluşan Osmanlı'dan günümüze kadar gelen damak tadı Deva-i Misk helvası ile karışımı sonrası ortaya çıkan sahlep kıvamındaki şifalı içecek, yıllar sonra Edirne ayazlarında içenlerin içini ısıtmaya başladı.
Vali Özdemir'in teşvikiyle yeniden sütlü deva üretimine başlayan şekerlemeci Arif Meriç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deva-i misk helvasının ve onun şifalı lezzet yoldaşı sütlü devanın Osmanlı'dan miras kalan bir tat olduğunu söyledi.
Sütlü devanın geçmişte akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği 15. yüzyılda şifahanelerde hastalara ikram edildiğinin bilindiğini anlatan Meriç, 'Atalarımız deva-i miski sütle karıştırarak tedavide de kullanırdı. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesinde akıl ve ruh hastaları su ile tedavi edilirken onların mutlu olmaları için bu tat verilirdi. Atalarımız büyük bir merhale katetmiş sütlü deva ile büyük bir hakikat meydana çıkmıştır.' dedi.
-'Pehlivanlarda yer ve içerdi'
Geçmişte daha çetin geçen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne çıkan pehlivanların da hem deva-i misk hem de sütlü devayı yanlarından ayırmadıklarının söylencelerde yer aldığını vurgulayan Meriç, şu değerlendirmede bulundu:
'Edirne'de 655 yıl yağlı güreşler düzenlendi. Pehlivanlar, 'Zembil, içindekini sen bil' demiş. Bunun manası her bir pehlivan evinden çıkarken zembilini alır içine de devayı koyar. Deva ile sütü karıştırarak ortaya bir sahlep türü çıkarır ve enerji vermesi için içerdi. Biz bu ürünü anlatıyorduk, ancak sesimizi duyuramıyorduk. Edirne Valimiz Günay Özdemir sesimizi işitti ve kulak verdi. Kendisine teşekkür ediyoruz. Valimiz tarihin sayfasını kaldırdı. Ben tek başıma bağırıyordum ama sayın Valim elimizden bir tuttu bugün dünyanın dört bir yanına sütlü devayı tanıttı. Valimiz, Kültür ve Turizm Müdürümüz Ahmet Hacıoğlu buna el atınca sütlü devamız daha da tanındı.'
-'Çocuklara sütlü deva içirin'
Meriç, sahlebin tek yönlü vitamine sahip olduğunu, sütlü devanın ise içerisindeki doğal süt, bal, yumurta ve baharatlarla vitamin deposu olduğunun altını çizdi.
Osmanlı'dan gelen tariflerin hastalıklar için hem şifa hemde doğal gıda olduğunu aktaran Meriç, 'Çocukların sağlıklı şekilde büyümesi için doğal gıdalarla besleyin. Sütlerine kakao, şeker, çikolata gibi yapay karışımlar koymayın. Çocuklara sütlü deva içirin. Osmanlının ilim adamları bunu test etmiş uygulamış. Bu dönemde de test edilsin uygulansın. Sütlü devanın ne kadar faydalı olduğunu göreceksiniz. Bugüne kadar ikram ettiklerimiz hem heyecanlandıklarını hem de kalbe huzur verdiğini söyledi.' diye konuştu.
Sütlü deva, yurt içi ve yurt dışından isteyenlere kargo aracılığıyla litresi 55 lira karşılığında gönderiliyor.