AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı Açıklaması
'Bugün Anayasa Mahkemesine gitmeyeceklerini söylüyorlar. Peki bütün bu süre içinde, Mecliste bütün o gerilimleri yaratmaya dönük stratejileri de doğuran, oy veren milletvekillerini taciz eden, Anayasa Mahkemesi için delil biriktirme kastıyla gerilimi artıran o yaklaşımların manası neydi' 'Biz esasen her partiden, bu değişiklik teklifine 'evet' gelebileceğini düşünüyoruz. O bakımdan 16 Nisan'daki referanduma ilişkin herhangi bir kaygımız, bir endişemiz yok'
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP'nin, anayasa değişikliğiyle ilgili Anayasa Mahkemesine başvurmama kararına ilişkin, 'Bugün Anayasa Mahkemesine gitmeyeceklerini söylüyorlar. Peki bütün bu süre içinde, Mecliste bütün o gerilimleri yaratmaya dönük stratejileri de doğuran, oy veren milletvekillerini taciz eden, Anayasa Mahkemesi için delil biriktirme kastıyla gerilimi artıran o yaklaşımların manası neydi?' dedi.
Bostancı, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesi parti genel merkezi önünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
'Anayasa değişikliği referandumunda 'hayır' oyu vereceklerin, teröristlerle eş değer görüldüğü' yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine Bostancı, 'Biz 'hayır' verenleri herhangi bir şekilde terörle eşitlemedik. Böyle bir tavrımız olmadı. Bu halk oylamasına ilişkin, ona temel teşkil eden anayasa değişiklik teklifi Mecliste de görüşüldü. 'Evet' verenler oldu, 'hayır' verenler oldu. Hiçbir biçimde böyle bir yaklaşımımız olmadı. Bu, hayırcıları kolonize etme kastına yönelik, onların tahrik edilmesi üzerinden yürütülen bir algı propagandası. Bazı ifadelere, beyanlara atıf yapılıyor, Sayın Cumhurbaşkanımızın beyanına mesela. Oradan kesinlikle öyle bir anlam çıkmaz ama kendinizi zorlarsanız ve öyle okuma gayreti içinde davranır, bundan da siyasi enerji çıkarmak isterseniz bu, bir algı operasyonudur, başka bir şey değildir.' ifadelerini kullandı.
'Meşru zeminlerde 'evet' veren de 'hayır' veren de bu memleketin evladıdır, saygıdeğerdir. Bizim başka türlü bir tavrımız olmaz.' diyen Bostancı, AK Parti'nin 14 yıllık tarihinin, bunun kanıtı olduğunu belirtti.
AK Parti'nin 14 yıllık pratiğinin, muhalefetiyle, iktidarıyla bunları ebedi ve bütün gören siyasi bir anlayış olduğunu söyleyen Bostancı, 'Burada atıf yapılan şudur; birtakım terör örgütleri 'hayır' çıkması yönünde bir tavır içindedirler, bunlara yönelik bir dikkat çekmedir. Elbette gerekçeler farklıdır, terör örgütünün gerekçesi farklıdır, 'hayır' vermeyi düşünen vatandaşlarımızın gerekçeleri farklıdır ama terör örgütlerinin adeta koro halinde, böyle 'hayır' çizgisinde bulunmalarına yönelik bir dikkat çekmedir, bir kasıt yoktur.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Öyle bir tavrımız yok'
Bostancı, bir gazetecinin, 'asıl tepkinin CHP ve HDP'nin teröristlerle eş değer görülmesine olduğu' yönündeki ifadeleri üzerine şunları kaydetti:
'Hepsi aynı safta, aynı kategoride, aynı genetik kodda unsurlar değil elbette. Cumhuriyet Halk Partisi de Halkların Demokratik Partisi de meşru zeminlerde teşekkül eden siyasi iradeler. Eleştirilerimiz olabilir, değerlendirmelerimiz olabilir ama meşru siyasi partiler ve onlara gönül vermiş insanlar var. 14 yıllık siyasi hayatında bu memleketin birliğine, bütünlüğüne yönelik bir akılla davranmış AK Parti'nin böyle bir yaklaşım içinde bulunacağını düşünmek çok abartılı, çok kabul edilemez bir iddia olur. Öyle bir tavrımız yok.'
- 'PYD bizim için terör örgütüdür'
Rusya'nın başkenti Moskova'da yarın düzenlenecek bir toplantıya, PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin de davet edilmesini nasıl değerlendirdiği sorulan Bostancı, 'PYD bizim için terör örgütüdür. Biz, Ortadoğu'da, o karmaşık denklemin içinde farklı ülkelerle çeşitli işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Rusya da bizim Suriye'deki yaklaşımımız çerçevesinde iş birliği yaptığımız ülkelerden biri. Hiçbir iş birliği yaptığımız ülkeyle Ortadoğu denklemi içinde tam bir mutabakat içinde değiliz, onlar da bizimle değil. Mümkün olana bakarız, zaten siyaset özü itibarıyla odur.' diye konuştu.
PYD'nin bir terör örgütü olmasının, Türkiye için iddia değil nesnel gerçeklik olduğunu vurgulayan Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
'PYD ile PKK arasındaki bağlantı herkes tarafından biliniyor, kimse için sır değil. Dolayısıyla PYD ile kurulacak olan ilişkilerin, teröre karşı olma noktasında meşru bir duruşa sahip olan ülkeler bakımından nasıl bir problem doğuracağı kendi takdirlerindedir ama bizim tavrımız son derece açıktır. Rusya ve İran'la Suriye'ye yönelik, orada ateşkese ve nihayet iç savaşın bitirilmesine, barışın tesisine yönelik çok anlamlı bir iş birliği gerçekleşiyor. Amerika da bu işin bir tarafında. Ümit ederiz bunlar netice verir. Bizim derdimiz, kimsenin kanı akmasın. İnsanların farklı inançları, yaklaşımları, etnik kimlikleri olur. Bu dünya bütün renkleriyle insanların barış içinde yaşaması gereken bir dünya. Bu tür kimlikler üzerinden tahrikkar siyasetlerle istikrarsızlık yaratmak, birilerinin işine gelir ama bölge ülkelerinin işine gelmez. Bizim yaklaşımımız budur.'
- 'Hangi beyanınıza inanmak lazım'
CHP'nin, anayasa değişikliğiyle ilgili Anayasa Mahkemesine başvurmama kararının hatırlatılması üzerine Bostancı, şunları ifade etti:
'Bunu her şeyden önce ilginç bulurum çünkü Meclisteki, komisyondaki görüşmelerde, tutanaklara da gidin bakın, sürekli olarak Anayasa Mahkemesine gitmeye yönelik beyan, yaklaşım, CHP'nin temel yaklaşımı oldu. Bugün Anayasa Mahkemesine gitmeyeceklerini söylüyorlar. Peki bütün bu süre içinde, Mecliste bütün o gerilimleri yaratmaya dönük stratejileri de doğuran, oy veren milletvekillerini taciz eden, Anayasa Mahkemesi için delil biriktirme kastıyla gerilimi artıran o yaklaşımların manası neydi? Niye o kadar 'Anayasa Mahkemesine gideceğiz.' beyanlarında bulundunuz ve şimdi gitmeyeceğinizi söylüyorsunuz?
Bu süre içinde 18 maddeyi okudunuz, anayasaya uygun olduğunu mu gördünüz yoksa Anayasa Mahkemesinde yapı mı değişti? Anayasa Mahkemesine ilişkin eleştirileriniz vardı, Anayasa Mahkemesinin üyeleri değişti de gitmeme kararı mı aldınız yoksa başka hangi neden? Bir siyasi partinin tutarlılığı bakımından başlangıçta 'Gideceğiz' deyip, buna yönelik bir stratejiyle Meclis çalışmalarında gerilimi artırıcı yaklaşımlara sahip olması, buna ilişkin bir birikim yapması, sürekli anayasa aykırılığı dile getirmesi sonra da 'Gitmeyeceğiz' demesi... Hangi beyanınıza inanmak lazım. Sonuçta siyasi partiler her gün yeni bir ilhamla yeni tavırlar belirlemek durumunda olan kurumlar değil inandırıcılıkları sorgulanır. O bakımdan bir problemdir, yoksa gitmemelerinden biz pozisyon itibarıyla memununuz.'
- 'Siyasal sınırlarla örtüşmeyebilir'
'Referandum sürecinde HDP tabanından da 'evet' oyu çıkabileceği' yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Bostancı, 'Parti tabanlarının bir eğilimleri var elbette ama onun dışında insanlar nasıl davranır, kişisel olarak ne düşünür. Bu, esasen bir seçim değil anayasa değişikliğine yönelik bir teklif. Bir kısım insanlar siyasi asabiyyetler istikametinde oy kullanabilir, bir kısım insanlar değişiklik teklifini okurlar, bunun memleket, millet için faydalı olduğunu görüp ona göre oy kullanabilirler veya itirazları vardır, ona göre oy kullanabilirler. Çok siyasal sınırlarla örtüşmeyebilir. Her partiden biz esasen bu değişiklik teklifine 'evet' gelebileceğini düşünüyoruz. O bakımdan da 16 Nisan'daki referanduma ilişkin herhangi bir kaygımız, bir endişemiz yok.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Bostancı, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesi parti genel merkezi önünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
'Anayasa değişikliği referandumunda 'hayır' oyu vereceklerin, teröristlerle eş değer görüldüğü' yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine Bostancı, 'Biz 'hayır' verenleri herhangi bir şekilde terörle eşitlemedik. Böyle bir tavrımız olmadı. Bu halk oylamasına ilişkin, ona temel teşkil eden anayasa değişiklik teklifi Mecliste de görüşüldü. 'Evet' verenler oldu, 'hayır' verenler oldu. Hiçbir biçimde böyle bir yaklaşımımız olmadı. Bu, hayırcıları kolonize etme kastına yönelik, onların tahrik edilmesi üzerinden yürütülen bir algı propagandası. Bazı ifadelere, beyanlara atıf yapılıyor, Sayın Cumhurbaşkanımızın beyanına mesela. Oradan kesinlikle öyle bir anlam çıkmaz ama kendinizi zorlarsanız ve öyle okuma gayreti içinde davranır, bundan da siyasi enerji çıkarmak isterseniz bu, bir algı operasyonudur, başka bir şey değildir.' ifadelerini kullandı.
'Meşru zeminlerde 'evet' veren de 'hayır' veren de bu memleketin evladıdır, saygıdeğerdir. Bizim başka türlü bir tavrımız olmaz.' diyen Bostancı, AK Parti'nin 14 yıllık tarihinin, bunun kanıtı olduğunu belirtti.
AK Parti'nin 14 yıllık pratiğinin, muhalefetiyle, iktidarıyla bunları ebedi ve bütün gören siyasi bir anlayış olduğunu söyleyen Bostancı, 'Burada atıf yapılan şudur; birtakım terör örgütleri 'hayır' çıkması yönünde bir tavır içindedirler, bunlara yönelik bir dikkat çekmedir. Elbette gerekçeler farklıdır, terör örgütünün gerekçesi farklıdır, 'hayır' vermeyi düşünen vatandaşlarımızın gerekçeleri farklıdır ama terör örgütlerinin adeta koro halinde, böyle 'hayır' çizgisinde bulunmalarına yönelik bir dikkat çekmedir, bir kasıt yoktur.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Öyle bir tavrımız yok'
Bostancı, bir gazetecinin, 'asıl tepkinin CHP ve HDP'nin teröristlerle eş değer görülmesine olduğu' yönündeki ifadeleri üzerine şunları kaydetti:
'Hepsi aynı safta, aynı kategoride, aynı genetik kodda unsurlar değil elbette. Cumhuriyet Halk Partisi de Halkların Demokratik Partisi de meşru zeminlerde teşekkül eden siyasi iradeler. Eleştirilerimiz olabilir, değerlendirmelerimiz olabilir ama meşru siyasi partiler ve onlara gönül vermiş insanlar var. 14 yıllık siyasi hayatında bu memleketin birliğine, bütünlüğüne yönelik bir akılla davranmış AK Parti'nin böyle bir yaklaşım içinde bulunacağını düşünmek çok abartılı, çok kabul edilemez bir iddia olur. Öyle bir tavrımız yok.'
- 'PYD bizim için terör örgütüdür'
Rusya'nın başkenti Moskova'da yarın düzenlenecek bir toplantıya, PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin de davet edilmesini nasıl değerlendirdiği sorulan Bostancı, 'PYD bizim için terör örgütüdür. Biz, Ortadoğu'da, o karmaşık denklemin içinde farklı ülkelerle çeşitli işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Rusya da bizim Suriye'deki yaklaşımımız çerçevesinde iş birliği yaptığımız ülkelerden biri. Hiçbir iş birliği yaptığımız ülkeyle Ortadoğu denklemi içinde tam bir mutabakat içinde değiliz, onlar da bizimle değil. Mümkün olana bakarız, zaten siyaset özü itibarıyla odur.' diye konuştu.
PYD'nin bir terör örgütü olmasının, Türkiye için iddia değil nesnel gerçeklik olduğunu vurgulayan Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
'PYD ile PKK arasındaki bağlantı herkes tarafından biliniyor, kimse için sır değil. Dolayısıyla PYD ile kurulacak olan ilişkilerin, teröre karşı olma noktasında meşru bir duruşa sahip olan ülkeler bakımından nasıl bir problem doğuracağı kendi takdirlerindedir ama bizim tavrımız son derece açıktır. Rusya ve İran'la Suriye'ye yönelik, orada ateşkese ve nihayet iç savaşın bitirilmesine, barışın tesisine yönelik çok anlamlı bir iş birliği gerçekleşiyor. Amerika da bu işin bir tarafında. Ümit ederiz bunlar netice verir. Bizim derdimiz, kimsenin kanı akmasın. İnsanların farklı inançları, yaklaşımları, etnik kimlikleri olur. Bu dünya bütün renkleriyle insanların barış içinde yaşaması gereken bir dünya. Bu tür kimlikler üzerinden tahrikkar siyasetlerle istikrarsızlık yaratmak, birilerinin işine gelir ama bölge ülkelerinin işine gelmez. Bizim yaklaşımımız budur.'
- 'Hangi beyanınıza inanmak lazım'
CHP'nin, anayasa değişikliğiyle ilgili Anayasa Mahkemesine başvurmama kararının hatırlatılması üzerine Bostancı, şunları ifade etti:
'Bunu her şeyden önce ilginç bulurum çünkü Meclisteki, komisyondaki görüşmelerde, tutanaklara da gidin bakın, sürekli olarak Anayasa Mahkemesine gitmeye yönelik beyan, yaklaşım, CHP'nin temel yaklaşımı oldu. Bugün Anayasa Mahkemesine gitmeyeceklerini söylüyorlar. Peki bütün bu süre içinde, Mecliste bütün o gerilimleri yaratmaya dönük stratejileri de doğuran, oy veren milletvekillerini taciz eden, Anayasa Mahkemesi için delil biriktirme kastıyla gerilimi artıran o yaklaşımların manası neydi? Niye o kadar 'Anayasa Mahkemesine gideceğiz.' beyanlarında bulundunuz ve şimdi gitmeyeceğinizi söylüyorsunuz?
Bu süre içinde 18 maddeyi okudunuz, anayasaya uygun olduğunu mu gördünüz yoksa Anayasa Mahkemesinde yapı mı değişti? Anayasa Mahkemesine ilişkin eleştirileriniz vardı, Anayasa Mahkemesinin üyeleri değişti de gitmeme kararı mı aldınız yoksa başka hangi neden? Bir siyasi partinin tutarlılığı bakımından başlangıçta 'Gideceğiz' deyip, buna yönelik bir stratejiyle Meclis çalışmalarında gerilimi artırıcı yaklaşımlara sahip olması, buna ilişkin bir birikim yapması, sürekli anayasa aykırılığı dile getirmesi sonra da 'Gitmeyeceğiz' demesi... Hangi beyanınıza inanmak lazım. Sonuçta siyasi partiler her gün yeni bir ilhamla yeni tavırlar belirlemek durumunda olan kurumlar değil inandırıcılıkları sorgulanır. O bakımdan bir problemdir, yoksa gitmemelerinden biz pozisyon itibarıyla memununuz.'
- 'Siyasal sınırlarla örtüşmeyebilir'
'Referandum sürecinde HDP tabanından da 'evet' oyu çıkabileceği' yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Bostancı, 'Parti tabanlarının bir eğilimleri var elbette ama onun dışında insanlar nasıl davranır, kişisel olarak ne düşünür. Bu, esasen bir seçim değil anayasa değişikliğine yönelik bir teklif. Bir kısım insanlar siyasi asabiyyetler istikametinde oy kullanabilir, bir kısım insanlar değişiklik teklifini okurlar, bunun memleket, millet için faydalı olduğunu görüp ona göre oy kullanabilirler veya itirazları vardır, ona göre oy kullanabilirler. Çok siyasal sınırlarla örtüşmeyebilir. Her partiden biz esasen bu değişiklik teklifine 'evet' gelebileceğini düşünüyoruz. O bakımdan da 16 Nisan'daki referanduma ilişkin herhangi bir kaygımız, bir endişemiz yok.' ifadelerini kullandı.