Eğitim Bir Sen'den Eğitim Sen'e Cevap Açıklaması
Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel’in çocuk cinsel istismarı raporu açıklamasında sendikalarına yönelik iddiaları üzerine bir açıklama yaptı.
Cinsel istismar konusunun tüm toplumda olduğu gibi sendikalarının da hassasiyetle yaklaştığı bir durum olduğunu vurgulayan Öner, "Bu konuda sendikamızın duruşu nettir. Cinsel istismarda bulunduğu sabit görülen her kim olursa olsun, hak ettiği muameleyi görmeli, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.” dedi.
Bu ve benzeri durumlarda suçun ve cezanın şahsiliği ilkesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Öner şunları söyledi: “Biz Eğitim-Bir-Sen olarak bu ve benzeri suçları işlediği tespit edilenleri sendikamızda barındırmayız. Buna müsaade etmemiz söz konusu olamaz. Barındırmadığımızı da geçmişteki olaylarda ortaya koyduk. Gereken disiplin işlemlerini uygulayarak kurumumuzdan bağını kestik. Kendisi de bazı suçlamalarla açıkta bulunan bir sendika başkanının, suçun ve cezanın şahsiliği ilkesini, masumiyet karinesini en iyi bilmesi gereken kişi olarak, duyuma dayalı ve tam durumdan emin olmayarak nitelendirdiği iddiaları kurumlarla bağdaştırmak suretiyle açıklamalarda bulunmasını etik bulmuyor ve bir anlam veremiyoruz. Demirci ilçesinde ortaya atılan iddia hakkında idari ve adli açıdan soruşturmasının henüz tamamlanmadığının bilinmesini ve bu konuda kanaat belirtmenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca Demirci’de bu iddia ortaya atıldığında kendisinin şube başkanı olduğu Eğitim Sen’in İlçe Temsilcisinin de imzası bulunan dört sendikanın yaptığı ortak basın açıklamasıyla ’kötü örnekler ve iddialar üzerinden öğretmenlik mesleğinin karalandığı ve kurumlarda hata yapan kişilerin suçunun tüm kuruma mal edilemeyeceği" noktasında net bir duruş ortaya koymuşlardı. Bu noktada unutkanlığın ve akıl tutulmasının yaşandığını düşünüyoruz. Şahsi ve kesinleşmemiş iddialarla gerçekleştirilen, kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan bu türden açıklamalarla kurumları karalamayı, kendisinin de mensubu olduğu eğitim camiasını itibarsızlaştırmayı doğru bulmuyor ve bu hususu kamu vicdanının takdirine bırakıyoruz."
Kaynak: İHA
Bu ve benzeri durumlarda suçun ve cezanın şahsiliği ilkesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Öner şunları söyledi: “Biz Eğitim-Bir-Sen olarak bu ve benzeri suçları işlediği tespit edilenleri sendikamızda barındırmayız. Buna müsaade etmemiz söz konusu olamaz. Barındırmadığımızı da geçmişteki olaylarda ortaya koyduk. Gereken disiplin işlemlerini uygulayarak kurumumuzdan bağını kestik. Kendisi de bazı suçlamalarla açıkta bulunan bir sendika başkanının, suçun ve cezanın şahsiliği ilkesini, masumiyet karinesini en iyi bilmesi gereken kişi olarak, duyuma dayalı ve tam durumdan emin olmayarak nitelendirdiği iddiaları kurumlarla bağdaştırmak suretiyle açıklamalarda bulunmasını etik bulmuyor ve bir anlam veremiyoruz. Demirci ilçesinde ortaya atılan iddia hakkında idari ve adli açıdan soruşturmasının henüz tamamlanmadığının bilinmesini ve bu konuda kanaat belirtmenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca Demirci’de bu iddia ortaya atıldığında kendisinin şube başkanı olduğu Eğitim Sen’in İlçe Temsilcisinin de imzası bulunan dört sendikanın yaptığı ortak basın açıklamasıyla ’kötü örnekler ve iddialar üzerinden öğretmenlik mesleğinin karalandığı ve kurumlarda hata yapan kişilerin suçunun tüm kuruma mal edilemeyeceği" noktasında net bir duruş ortaya koymuşlardı. Bu noktada unutkanlığın ve akıl tutulmasının yaşandığını düşünüyoruz. Şahsi ve kesinleşmemiş iddialarla gerçekleştirilen, kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan bu türden açıklamalarla kurumları karalamayı, kendisinin de mensubu olduğu eğitim camiasını itibarsızlaştırmayı doğru bulmuyor ve bu hususu kamu vicdanının takdirine bırakıyoruz."