Yoğun Bakım Yatak Sıkıntısına 'Tek Çatı' Önerisi
Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Cömert: 'Hastanelerde yoğun bakım üniteleri tek çatı altında toplanmalı ve yoğun bakım ana dal olmalıdır. Neredeyse her ana dalın kendine ait yoğun bakım ünitesi açılmaktadır. Aşırı parçalanmışlık, yönetimi güçleştirmekte insan ve altyapı kaynak kullanımını olumsuz yönde etkilemektedir' 'Yoğun bakım ünitelerine yaşamın son dönemine gelmiş hastalar, ne kadar ağır olurlarsa olsunlar yatırılmamalıdır'
DUYGU YENER - Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Bilgin Cömert, bazı hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yaşanan sıkıntıların, ünitelerin tek çatı altında toplanmasıyla çözülebileceği önerisinde bulundu.
Prof. Dr. Cömert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de yoğun bakım yataklarına yoğun bakım endikasyonu olmayan hastaların çeşitli nedenlerle yatırılması nedeniyle yoğun bakım ünitelerinde sıkıntıların yaşandığını söyledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Türkiye'de yoğun bakım yatak sayısında eksiklik bulunmadığı ve temel sorunun yoğun bakım ünitelerinin doğru kullanılmadığı yönündeki açıklamalarına katıldıklarını dile getiren Cömert, yoğun bakım ünitelerinin doğru kullanılmayarak, istismar edildiğini savundu.
Yoğun bakım ünitelerinin yoğun bakımda sunulan ileri teknoloji temelli bakım ve destek tedavilerden yarar görecek özellikteki ağır hastaların yatırılmaları gereken üniteler olduğunu vurgulayan Cömert, şöyle devam etti:
'Yoğun bakım ünitelerine yaşamın son dönemine gelmiş hastalar, ne kadar ağır olurlarsa olsunlar yatırılmamalıdır. Örneğin, ağır ve geri dönüşümsüz nörolojik sorunları olan hastalar, yaygın ve tedavi seçeneği kalmamış, iyileşme ihtimali kesin olmayan kanser hastaları yoğun bakım ünitelerinde izlenmemelidir. Bu hastaların bakımları örneğin, palyatif bakım üniteleri gibi farklı birimlerde verilmelidir veya evde bakım hizmetleri geliştirilmelidir.'
- Yoğun bakım 'ana dal' olmalı
Cömert, yoğun bakımda çalışan hekimler üzerinde de ciddi baskılar olduğunu belirterek, 'Bir cerrah hastayı ameliyat etmeme, bir onkolog tedavi vermeme kararı verebilmekte, hatta bir acil tıp uzmanı triaj kararını bağımsız verebilmekte ancak bir yoğun bakım hekiminin bunları yapma hakkı bulunmamaktadır. Yoğun bakım yataklarına acil tıp servislerinden, 112 komuta servislerinden uygun triaj yapılmadan yatışlar yapılmakta yatak doluluk oranları çok yüksek olunca da daha uygun hastaların yatışları yapılamamakta, yatışlarda gecikmeler olmaktadır.' ifadesini kullandı.
Sağlık Bakanlığının yaptığı bir çalışmada yoğun bakım yataklarının yaklaşık yüzde 20'sinin uygun kullanılmadığı sonucuna varıldığını anımsatan Cömert, yoğun bakımların uygun kullanım kriterleri ile sadece yatış değil, çıkış kriterlerinin de belirlenmesi uygun olacağını, yoğun bakım sürelerinde kalma süresinin uzun olduğunu bildirdi.
Yoğun bakım ünitelerinin ve yataklarının özel hastane, üniversite ve devlet hastaneleri arasında dağılımında ve niteliklerinde de sorunlar olduğuna dikkati çeken Cömert, toplam 31 bin yatağın yüzde 43'ünün özel hastanelerde, yüzde 40'ının devlet hastanelerinde, yüzde 17'sinin üniversite hastanelerinde bulunduğunu vurguladı.
Cömert, hastanelerde her ana dalın kendine ait yoğun bakım ünitesinin açıldığını belirterek, şunları kaydetti:
'Hastanelerde yoğun bakım üniteleri tek çatı altında toplanmalı ve yoğun bakım ana dal olmalıdır. Neredeyse her ana dalın kendine ait yoğun bakım ünitesi açılmaktadır. Aşırı parçalanmışlık, yönetimi güçleştirmekte insan ve altyapı kaynak kullanımını olumsuz yönde etkilemektedir.
Yoğun bakım olan ve hatta tam kapasiteli üçüncü basamak ünite olarak ruhsatlı birçok ünite bulunmakta bu durum sayıyı artırmakta ancak birçok üniteye genel yoğun bakım hastası yatırılamamaktadır. Öncelikle hastanelerde yoğun bakım üniteleri tek çatı altında toplanabilirse ve hatta yoğun bakım bir ana dal olup, yoğun bakım uzmanlarının tam zamanlı çalışmaları sağlanabilirse, bilimsel triaj ilkeleri doğrultusunda, yatak kullanım sorunu büyük oranda çözüme kavuşacaktır.'
Kaynak: AA
Prof. Dr. Cömert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de yoğun bakım yataklarına yoğun bakım endikasyonu olmayan hastaların çeşitli nedenlerle yatırılması nedeniyle yoğun bakım ünitelerinde sıkıntıların yaşandığını söyledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Türkiye'de yoğun bakım yatak sayısında eksiklik bulunmadığı ve temel sorunun yoğun bakım ünitelerinin doğru kullanılmadığı yönündeki açıklamalarına katıldıklarını dile getiren Cömert, yoğun bakım ünitelerinin doğru kullanılmayarak, istismar edildiğini savundu.
Yoğun bakım ünitelerinin yoğun bakımda sunulan ileri teknoloji temelli bakım ve destek tedavilerden yarar görecek özellikteki ağır hastaların yatırılmaları gereken üniteler olduğunu vurgulayan Cömert, şöyle devam etti:
'Yoğun bakım ünitelerine yaşamın son dönemine gelmiş hastalar, ne kadar ağır olurlarsa olsunlar yatırılmamalıdır. Örneğin, ağır ve geri dönüşümsüz nörolojik sorunları olan hastalar, yaygın ve tedavi seçeneği kalmamış, iyileşme ihtimali kesin olmayan kanser hastaları yoğun bakım ünitelerinde izlenmemelidir. Bu hastaların bakımları örneğin, palyatif bakım üniteleri gibi farklı birimlerde verilmelidir veya evde bakım hizmetleri geliştirilmelidir.'
- Yoğun bakım 'ana dal' olmalı
Cömert, yoğun bakımda çalışan hekimler üzerinde de ciddi baskılar olduğunu belirterek, 'Bir cerrah hastayı ameliyat etmeme, bir onkolog tedavi vermeme kararı verebilmekte, hatta bir acil tıp uzmanı triaj kararını bağımsız verebilmekte ancak bir yoğun bakım hekiminin bunları yapma hakkı bulunmamaktadır. Yoğun bakım yataklarına acil tıp servislerinden, 112 komuta servislerinden uygun triaj yapılmadan yatışlar yapılmakta yatak doluluk oranları çok yüksek olunca da daha uygun hastaların yatışları yapılamamakta, yatışlarda gecikmeler olmaktadır.' ifadesini kullandı.
Sağlık Bakanlığının yaptığı bir çalışmada yoğun bakım yataklarının yaklaşık yüzde 20'sinin uygun kullanılmadığı sonucuna varıldığını anımsatan Cömert, yoğun bakımların uygun kullanım kriterleri ile sadece yatış değil, çıkış kriterlerinin de belirlenmesi uygun olacağını, yoğun bakım sürelerinde kalma süresinin uzun olduğunu bildirdi.
Yoğun bakım ünitelerinin ve yataklarının özel hastane, üniversite ve devlet hastaneleri arasında dağılımında ve niteliklerinde de sorunlar olduğuna dikkati çeken Cömert, toplam 31 bin yatağın yüzde 43'ünün özel hastanelerde, yüzde 40'ının devlet hastanelerinde, yüzde 17'sinin üniversite hastanelerinde bulunduğunu vurguladı.
Cömert, hastanelerde her ana dalın kendine ait yoğun bakım ünitesinin açıldığını belirterek, şunları kaydetti:
'Hastanelerde yoğun bakım üniteleri tek çatı altında toplanmalı ve yoğun bakım ana dal olmalıdır. Neredeyse her ana dalın kendine ait yoğun bakım ünitesi açılmaktadır. Aşırı parçalanmışlık, yönetimi güçleştirmekte insan ve altyapı kaynak kullanımını olumsuz yönde etkilemektedir.
Yoğun bakım olan ve hatta tam kapasiteli üçüncü basamak ünite olarak ruhsatlı birçok ünite bulunmakta bu durum sayıyı artırmakta ancak birçok üniteye genel yoğun bakım hastası yatırılamamaktadır. Öncelikle hastanelerde yoğun bakım üniteleri tek çatı altında toplanabilirse ve hatta yoğun bakım bir ana dal olup, yoğun bakım uzmanlarının tam zamanlı çalışmaları sağlanabilirse, bilimsel triaj ilkeleri doğrultusunda, yatak kullanım sorunu büyük oranda çözüme kavuşacaktır.'