'Duyum Aldık Ama Değerlendirilmedi'
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 85 sanıklı davada savunması alınan dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Metin Yıldız, Coşkun İğci aracılığıyla cinayetten 6 ay önce elde ettikleri 'Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldürmeyi planladığı' bilgisini, Trabzon İl Jandarma Komutanı'na ilettiğini ancak bu bilgiyle ilgili bir değerlendirme yapılmadığını öne sürdü Tutuklu sanık Yıldız: 'Yasin Hayal'in ve 34 kişinin bu eylemi gerçekleştireceği kesindi. İstihbarat kusuru vardır, bunun bir mazereti yok' 'Yasin Hayal ile ilgili istihbarat şubede kayıtlı tek bilgi; McDonalds'a koyduğu patlayıcıydı. Benden önce Hayal ile ilgili hiçbir bilgi yoktu. Cinayetten sonra cumhuriyet savcılığı ve kayıtlardan araştırdılar, Hayal'in daha önce katıldığı eylemler ortaya çıktı. Birçok suç işlediğini gördüm. Bu haberler alınabilse, belki daha farkla tedbirler alınabilirdi, iş ciddiye alınabilirdi' 'Haber kayıt formunu (Dink'in öldürüleceği bilgisi yer alan duyum) bildirme yetkim yok. Bildirilmesi için teklif ettim. Komutan, 'hazırlayıp getir' demediği için kendi başıma bildiremezdim. Bana, 'yapma' demedi, bir şey söylemedi'
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunması alınan tutuklu sanık Yıldız, Dink cinayetinden 5 ay önce dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'e hitaben, "Arkadaşların elde ettikleri önemli bilgiler var. Yasin Hayal, Hrant Dink isimli gazeteciyi öldürmeyi planlamış" dediğini ve Öz'ün de kendisine "sonra görüşelim" cevabını verdiğini söyledi.
Öz ile görüştüğü istihbarat brifinginde jandarma istihbarat görevlileri Gazi Günay, Okan Şimşek ve Veysel Şahin'in de olduğunu aktaran Yıldız, komutan Ali Öz'ün bu konuyla ilgili kendilerine herhangi bir talimat vermediğini ve toplantıya katılanların tamamının bu bilgiyi doğruladığını savundu.
- "Ali Öz'e, Coşkun İğci'nin verdiği bilgileri düzgünce izah ettim"
Yıldız, kendisine verilen bilgiyi toplantıda dile getirdiğini ve ertesi gün, not aldığı küçük bir kağıtla komutanı Ali Öz'ün odasına girdiğini anlatarak, "Söylenen bilgileri tamamen, düzgünce izah ettim. 'Bilgileri kim verdi?' dedi. 'TMO'da görevli Coşkun İğci isimli şahıs, Veysel Şahin'in tanıdığı kişi' dedim. 'Tamam, baksınlar o zaman' dedi. 'İstihbarat çalışmasına devam edilecek, başka emriniz var mı?' diye sordum. Tekrar emir vermedi, 'sonra emir veririm' şeklinde beyanı oldu. Odasından dışarı çıktıktan sonra Ali Oğuz Çağlar'a da köftecide otururken aldığımız duyumdan bahsettim." ifadelerini kullandı.
Duyum aldıkları dönemin Trabzon'da suçların en fazla arttığı dönem olduğunu söyleyen Yıldız, Dink'in öldürüleceği bilgisini komutana ilettikten sonra emir beklediğini ve diğer görevlerine yoğunlaştığını, ek görevleri nedeniyle ilettiği bilgiyi takip edemediğini ve bu konuda komutanından bir emir, talimat almadığını dile getirdi.
Cinayetin ardından Okan Şimşek'in kendisini arayıp bilgi verdiğini ve televizyona baktığında cinayeti öğrendiğini söyleyen Metin Yıldız, "Ben de komutana söyledim. Moralimiz çok bozuldu, elimiz kolumuz bağlandı ve iş yerime döndüm." dedi.
- "Yasin Hayal'in bu eylemi gerçekleştireceği kesindi"
Cinayet faili Samast'ın babasının Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek cinayeti oğlunun işlediği yönünde bilgi verdiğini ve bu yönde ihbar alındığını da aktaran Yıldız, şöyle devam etti:
"İl Jandarma Komutanı, beni bütün bildiklerimi paylaşmam için il emniyet müdürlüğüne yönlendirdi. Ben de gittim. Emniyet şube müdürleri oturuyordu. İstanbul'dan gelenler de vardı sanırım. Bilgi paylaşmak maksadıyla Yasin Hayal ve üç-dört arkadaşıyla ilgili konuşuyorlardı. Yasin Hayal'in gözaltına alınacağını söylemişlerdi. Çok daha fazla bilgi vardı ellerinde.
Daha sonra istihbarat unsur komutanları Okan Şimşek, Gazi Günay, Hüseyin Yılmaz ve Veysel Şahin toplanıp beni çağırdılar. Askeri gazinodaki odamda buluştuk. Gazi Günay, 156 jandarma harekat merkezine yapılan ihbarın içeriğini de getirdi. Cinayetten sonra edinilen bilgiler, haber kayıt bildirim formu üzerine eklendi. Okan'a, 'ilk söylediğinde bu kadar bilgi yoktu' dedim. 'Yasin Hayal'e para gönderildiği gibi bilgileri ben size söyledim, siz de ilettiniz' dedi. Ben de 'bu kadar teferruatlı olduğunu hatırlamadım' diye söyledim. Çünkü yazılı bilgi değildi, bilgiler havada kaldı. Yasin Hayal'in ve 3-4 kişinin bu eylemi gerçekleştireceği kesindi. İstihbarat kusuru vardır, bunun bir mazereti yok."
- "Ali Öz'e, küçük bilgi notu şeklinde arz ettim"
Yıldız, hazırladıkları haber kayıt formunu Gazi Günay'ın üst komutanlığa gönderdiği bilgisini vererek, elde edilen bilgilerin yazıldığı "görev sonuç raporu" ile üst komutanlığa gönderilen "haber kayıt formu" arasındaki farkları anlattı.
Komutanları Ali Öz'ün, "Coşkun İğci'den alınan bilgiyle ilgili hazırlanan görev sonuç raporunun neden kendisine arz edilmediği" şeklinde bir soru sorduğunu belirten Yıldız, "Bu bilgiyi akşam saatlerinde aldığım için, küçük bir kağıda yazmıştım ve kendisine okudum odamda. Küçük bir bilgi notu şeklinde arzım var. İsterse tabii ki bulup getirmeye mecburuz, komutandır." dedi.
Yıldız, Hrant Dink'e eylem yapılacağı bilgisinin sadece istihbarat şube bilgisi olmadığını, ortak çalışmayı, koordine olmayı gerektirecek bir bilgi olduğunu ifade ederek, "Diğer unsurlar bu bilgilere eklemeler yapabilir. Yasin Hayal ile ilgili istihbarat şubede kayıtlı tek bilgi, McDonalds'a koyduğu patlayıcıydı. Benden önce Hayal ile ilgili hiçbir bilgi yoktu. Bilgisayarın göçtüğü söylenmişti ve bilgi sunulmamıştı. Cinayetten sonra cumhuriyet savcılığı ve kayıtlardan araştırdılar, Hayal'in daha önce katıldığı eylemler ortaya çıktı. Bunlarla ilgili bilgim yoktu. Birçok suç işlediğini gördüm. Bu haberler alınabilse, belki daha farkla tedbirler alınabilirdi, iş ciddiye alınabilirdi. Edindiğimiz bilgilere ilave olarak, Yasin Hayal'in papazı dövdüğü, başbakanın uçağına bomba koyduğu, Çeçenistan'a gittiği bilgiler, cinayetten sonra öğrendiğim bilgilerdir." diye konuştu.
- "İl jandarma komutanı sorumlu kılınmıştır"
Haber kayıt formu içindeki bilgiyi sonuçta başka bir birime ve üst komutanlığa gönderdiğini ileri süren Yıldız, "Parafım var, imzam var. Bu imza da şu mesajı içeriyor; 'bu bilgiye göre operasyon yapabilirsin, tedbir alabilirsin.' Bununla ilgili de zaten il jandarma komutanı sorumlu kılınmıştır." değerlendirmesini yaptı.
Görevli olduğu istihbarat şubenin suç öncesi bilgiyi 6 ay önce aldığını ve kolluk amirine bildirdiğini anlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilgi değerlendirilmemiş, alınmamış olsa istihbarat şube sorumlu olabilirdi ama bizim görevimiz, bilgiyi almak. En azından, 'suçun aydınlanması için değerlendirin' şeklinde kolluk amirine teklif eden yine benim. Görev sonuç kağıdı, en kısa sürede istihbarat müdüründen çıkmak zorunda. Haber kayıt bilgi formunun çekilmesine aracılık ettim, iyi niyetli olarak. Haber kayıt bildirim formunda yer alan bilgiler, Okan Şimşek ve Veysel Şahin'den alınan bilgilerin toplamıdır. Haber kaynağından alınan bilgi, ham bilgidir. Ogün Samast'ın cinayeti işlediği bilgisi basına çıktıktan sonra, söz konusu forma, bu bilgiyi de ekledik. Daha önce Samast'ın ismini bilmiyorduk. Kabaca hazırladığımız formu, İl Jandarma Komutanı'na okudum."
- "İlk haber kayıt formunu bildirme yetkim yoktu"
Tutuklu sanık Metin Yıldız, 20 Ocak 2007 tarihli haber kayıt bildirim formunu göndermek için İl Jandarma Komutanı'ndan yetki aldığını vurgulayarak, cinayetten 6 ay önce, temmuz ayında elde ettikleri bilgiyi yetkisi olmadığı için gönderemediğini ve jandarma komutanının imzası olmayan haber kayıt formunu istihbarat müdürünün gönderme yetkisinin olmadığını söyledi. Yıldız, "Bildirme yetkim yok. Bildirilmesi için teklif ettim. Komutan, 'hazırlayıp getir' demediği için kendi başıma bildiremezdim. Bana, 'yapma' demedi, bir şey söylemedi." dedi.
Haber kayıt formunun gönderilme maksadının suçların tespitine yönelik olduğunu ve suç kapatmanın hedeflenmediğini savunan Yıldız, "Cinayetten 6 ay önce Coşkun İğci'den alınan bilgiyi gizleyecek olsam, haber kayıt formu gönderilmesini neden sağlayayım? İstihbarat zafiyetini gizlemek için verdiğim iddiası doğru değil. Çünkü ortada istihbarat zafiyeti yok. Zaten 6 ay öncesinden bilgi alınmıştır ancak bilgi değerlendirilmemiştir. Bunun nedeni de ben değilim. Hiç gönderilmeseydi bana böyle bir soru sorulmayacaktı." ifadesini kullandı.
- "Gereksiz bir sahtecilik yapılmıştır"
Cinayetten sonra, 20 Ocak 2007'de hazırlanan görev sonuç raporunun kendisi için hiçbir anlamının olmadığını ve gereksiz bir sahtecilik yapıldığını öne süren Yıldız, "Çünkü görev sonuç raporu, haber kayıt formunun doğru ve yanlışlığını tespit etmiyor. Bir hafta sonra düzenlenmiştir. Görev sonuç raporunu düzenlemekle yükümlü olanlar sahaya gidenlerdir. Hazırlamakta ben yükümlü değilim. Benim için hukuki bir anlam ifade etmez." değerlendirmesinde bulundu.
Coşkun İğci'nin tehdit edildiği iddialarıyla ilgili de savunma yapan Metin Yıldız, Dink cinayetinden 3 gün sonra, pazartesi sabahı İl Jandarma Komutanlığı Harekat Merkezi'nde asayiş brifingi yapıldığını ve brifinge doğru yürürken Ali Öz ile konuştuklarını belirterek, "Komutan Öz, bana, 'Coşkun İğci Pelitli'de mi oturuyor? Pelitli sıkıntılı yer, İğci'nin bilgi verdiğini öğrenirlerse bir şey yapmasınlar ona. Okan gitsin konuşsun' gibi şeyler söyledi. Toplantıdan sonra kendisi konuyu açmadı. 'Okan, emrettiğiniz gibi Coşkun İğci ile görüşsün mü?' dedim, tasdik etti ve 'sağda, solda konuşmasın' diye söyledi. Okan da İğci'ye 3 personel olarak nasihatte bulunduklarını beyan etmiştir. Tehdit maksadıyla gitmediklerini ben de biliyorum. Tehdit değil nasihatte bulunduklarına yönelik ifadeleri var." ifadelerini kullandı.
- "Komutanımın emriyle o ifadeyi verdim"
Cinayetten sonra idari soruşturma gereği müfettişlerin Trabzon'a geldiği günlerde Veysel Şahin'in kendisine geldiğini anlatan Yıldız, "Veysel Şahin, 'Ali Öz'ün kendisini odaya çağırdığı, İğci'nin bilgileri cinayetten sonra verdiğine yönelik müfettişlere ifade vermesi gerektiğini söylediğini' anlattı bana. Ertesi gün konuyu Ali Öz'e açtım. O da 'Veysel'e emir verdim, o şekilde ifade versinler' dedi. Veysel Şahin bana, 'komutan ne yaparsa onu yapacağız' dedi." diye konuştu.
Bu meseleyi istihbarat toplantısında dile getirdiğini ve İl Jandarma Komutanlığı'nda cinayet duyumunu Ali Öz'e aktardığını bilmeyen kimsenin kalmadığını söyleyen Yıldız, savunmasını şöyle tamamladı:
"Mesele nasıl kapatılacak belli değildi. Coşkun İğci'nin ifadesinin alınacağı kesindi zaten. Evet kanunsuz bir emir yerine getirilmemeli, farkındayım. Hata yaptığımı da söylüyorum. O dönem tecrübesizliğim ve acemiliğim var. Eşimle ilgili sağlık problemleri vardı. Ali Öz gerekli kolaylığı sağlamıştı bana, ona gönül borcum oldu.
İfademi müfettiş Şükrü Yıldız aldı. 'Trabzon Emniyeti görevini çok iyi yaptı. Görevini yapmayan sen ve istihbarat şubesidir' demişti. Bu lafı hiç unutmuyorum. Komutanımın emriyle o ifadeyi verdim. Belki günü kurtardım ama Coşkun İğci ifade verecekti zaten. Yanlış bilgi verdiğimiz ileride ortaya çıkacaktı, bunu da biliyordum. Sonra Ali Öz tayin için dilekçe yazmamızı istedi. Gazi, Okan ve Veysel ile birlikte il dışına tayinimiz çıktı. Müfettiş ifadesinden sonra da aktif hiçbir görevim olmadı."
Yıldız'ın savunmasının ardından duruşma, devam ediyor.