İzmir'de 'Kudüs Gecesi'
MemurSen Genel Başkanı Yalçın: 'Cüneydi gibi ümmetin ayakta kalan nöbetçisi Türkiye, ümmetin de sigortasıdır. Sizler ve bizler ümmetin bütün fertleri son kişi kalana kadar mücadele edeceğiz ve dünya bir araya gelse Kudüs’ü bizden çalamayacaktır' İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Yıldırım: 'Siyonistler, Kudüs’te olduğu için onların anlayışı hakim. Bu yüzden Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve Keşmir’de kan ve zulüm var. Zulmün bitmesi için Kudüs’ün Müslümanlarca yönetilmesi ve adaletin uygulanması gerekiyor'
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye'nin çok sayıda İsrail askeri tarafından gözleri bağlı şekilde götürülürken çekilen fotoğrafıyla adeta Kudüs direnişinin sembolü olan 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi gibi ümmetin ayakta kalan nöbetçisi olduğunu belirterek, "Sizler ve bizler ümmetin bütün fertleri son kişi kalana kadar mücadele edeceğiz ve dünya bir araya gelse Kudüs’ü bizden çalamayacaktır." dedi.
Yalçın, İzmir Kudüs Platformu tarafından Alsancak Atatürk Spor Kompleksi’nde düzenlenen "Kudüs Gecesi"nde yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendi imzası ve rızası ile Kudüs'ü Müslümanlardan alıp İsrail'e peşkeş çekmeye çalıştığını belirterek, Trump'ın bu girişiminin Kudüs'ü Müslümanların elinden almaya yetmeyeceğini, Müslümanların tek kişi kalana kadar Kudüs mücadelesini sürdüreceğini söyledi.
Çok sayıda İsrail askeri tarafından gözleri bağlı şekilde götürülürken çekilen fotoğrafıyla Kudüs direnişinin sembolü olan 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi’nin 7 kardeşinin en büyüğü ve evinin tek gelir kapısı olduğunu dile getiren Yalçın, "Cüneydi, şu anda içeride bir onur mücadelesi veriyor. Cüneydi gibi ümmetin ayakta kalan nöbetçisi Türkiye, ümmetin de sigortasıdır. Sizler ve bizler ümmetin bütün fertleri son kişi kalana kadar mücadele edeceğiz ve dünya bir araya gelse Kudüs’ü bizden çalamayacaktır." ifadesini kullandı.
Yalçın, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki oylama öncesi ülkeleri finansal desteği kesmekle tehdit ettiğini anımsatarak, "İlk işleri parayla dünyayı satın alabileceklerine inanmaktı. Bunu daha önce de denediler. Sultan Abdülhamid'e biz sizin borçlarınızı ödeyelim, bize oradan toprak verin dediler. Kanla alınan toprak parayla satılmaz deyip onları kovduk. ABD de BM’de parayla ülkeleri satın alamadı ve oylama sonucunda burun üstü çakıldı. ABD adeta BM'de bir Osmanlı tokadı yedi." diye konuştu.
Türkiye'nin Kudüs konusundaki dik duruşu ile dünyadaki Müslüman ülkelere cesaret verdiğini vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:
"Türkiye cesaretin bulaşıcı olduğunu gösterdi. Ümmetin ayağa kalkış işaretini verdi. Bu ülkede 1997’de bir Kudüs mitingi yapıldı. Ardından 28 Şubat süreci geldi. Şimdi yine bir Kudüs gecesindeyiz ama bir daha darbe yapacak güçleri kalmadı, Türkiye bu darbe yapacaklardan, bağırsaklarından temizledi. Dünden daha güçlüyüz. Türkiye’nin onurlu duruşu diğerlerinin ayağa kalkışına vesile oldu. Kudüs davasına sadık kalırsak, Kudüs bizi kurtaracak, biz Kudüs'ü değil. Bu tembellikten ve uyuşukluktan ümmet çıkacak. BM’de kimse böyle bir fotoğrafı hayal edemezdi. Ümmetin nöbetçileri olduğumuzu bilmeliyiz."
- "Zulmün bitmesi için Kudüs’ün Müslümanlarca yönetilmesi gerekiyor"
İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım da geçmişten bu yana Kudüs’ün kimin elindeyse dünyayı onun yönettiği anlayışının hakim olduğunu ifade etti.
Şu anda Kudüs’ün siyonistlerin elinde olduğuna işaret eden Yıldırım. “Siyonistler, Kudüs’te olduğu için onların anlayışı hakim. Bu yüzden Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve Keşmir’de kan ve zulüm var. Zulmün bitmesi için Kudüs’ün Müslümanlarca yönetilmesi ve adaletin uygulanması gerekiyor. Biz kimsenin dinine karışmayız. Hatta diğer dinlerin ibadethanelerini koruruz. Oranın bütün dinlerin kutsal şehri olduğunu biliriz. Kudüs Müslümanların eline geçtiğinde diğer dinden kişiler Müslümanların adaletine sığınmış ve karşılık bulmuşlardır.” diye konuştu.
- "Osmanlı'nın yıkılışı Filistin'den başladı"
Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak ise Kudüs’ün Türkiye’nin tarih davası olduğunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kudüs’ten başlayarak yıkıldığını ifade etti.
Dilipak, İngilizlerin Filistin’den başlayarak Orta Doğu’yu karıştırmaya başladığı dile getirerek, “Biz bir imparatorluğu orada kaybettik. Yiğit düştüğü yerden kalkar, kalkışımız da buradan olacaktır. Kudüs düşerse Arz’ı Mev’ut içinde bizim de topraklarımız var. Bu olursa Filistin’in ve Suriye’nin başına gelen sizin de başınıza gelir. Bu yüzden Filistin ve Suriye bizim de davamızdır.” ifadesini kullandı.
İnsan ve Medeniyet Hareketi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Mehmet Güney, 638 yılında Halife Hz. Ömer’in fethi ile Kudüs’ün İslam coğrafyasının bir nazar boncuğu olduğunu, zaman zaman el değiştirse de Kudüs’ün İslam ile ilişkisinin kesintiye uğramışsa da bu gerçeğin hiçbir zaman değişmediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika Birleşik Devletleri’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararından sonra verdiği mücadeleye işaret eden Güney, "Allah’ın izniyle İslam İşbirliği Teşkilatını toplayan irade oradan çıkan güçlü kararla birlikte bunu BM’ye taşıdıysa mazlum Kudüslü kardeşlerimizin mücadelesini dünyaya tanıttıysa bu kesinti mutlaka kalkacak.” dedi.
Siyasi parti temsilcileri, kentteki bazı üniversitelerin rektörleri, bazı ilçe belediye başkanları ve çok sayıda vatandaşın katıldığı etkinlikte Filistinli Ege Üniversitesi Öğrencisi Yara Abudusselam Nablus ile Yelki Hamdi Dalan İlkokulu 3. sınıf öğrencisi Seca Elhaldi şiir okudu.
Konuşmaların ardından sanatçı Ömer Karaoğlu, sevilen şarkılarını seslendirdi.
Kaynak: AA
Yalçın, İzmir Kudüs Platformu tarafından Alsancak Atatürk Spor Kompleksi’nde düzenlenen "Kudüs Gecesi"nde yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendi imzası ve rızası ile Kudüs'ü Müslümanlardan alıp İsrail'e peşkeş çekmeye çalıştığını belirterek, Trump'ın bu girişiminin Kudüs'ü Müslümanların elinden almaya yetmeyeceğini, Müslümanların tek kişi kalana kadar Kudüs mücadelesini sürdüreceğini söyledi.
Çok sayıda İsrail askeri tarafından gözleri bağlı şekilde götürülürken çekilen fotoğrafıyla Kudüs direnişinin sembolü olan 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi’nin 7 kardeşinin en büyüğü ve evinin tek gelir kapısı olduğunu dile getiren Yalçın, "Cüneydi, şu anda içeride bir onur mücadelesi veriyor. Cüneydi gibi ümmetin ayakta kalan nöbetçisi Türkiye, ümmetin de sigortasıdır. Sizler ve bizler ümmetin bütün fertleri son kişi kalana kadar mücadele edeceğiz ve dünya bir araya gelse Kudüs’ü bizden çalamayacaktır." ifadesini kullandı.
Yalçın, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki oylama öncesi ülkeleri finansal desteği kesmekle tehdit ettiğini anımsatarak, "İlk işleri parayla dünyayı satın alabileceklerine inanmaktı. Bunu daha önce de denediler. Sultan Abdülhamid'e biz sizin borçlarınızı ödeyelim, bize oradan toprak verin dediler. Kanla alınan toprak parayla satılmaz deyip onları kovduk. ABD de BM’de parayla ülkeleri satın alamadı ve oylama sonucunda burun üstü çakıldı. ABD adeta BM'de bir Osmanlı tokadı yedi." diye konuştu.
Türkiye'nin Kudüs konusundaki dik duruşu ile dünyadaki Müslüman ülkelere cesaret verdiğini vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:
"Türkiye cesaretin bulaşıcı olduğunu gösterdi. Ümmetin ayağa kalkış işaretini verdi. Bu ülkede 1997’de bir Kudüs mitingi yapıldı. Ardından 28 Şubat süreci geldi. Şimdi yine bir Kudüs gecesindeyiz ama bir daha darbe yapacak güçleri kalmadı, Türkiye bu darbe yapacaklardan, bağırsaklarından temizledi. Dünden daha güçlüyüz. Türkiye’nin onurlu duruşu diğerlerinin ayağa kalkışına vesile oldu. Kudüs davasına sadık kalırsak, Kudüs bizi kurtaracak, biz Kudüs'ü değil. Bu tembellikten ve uyuşukluktan ümmet çıkacak. BM’de kimse böyle bir fotoğrafı hayal edemezdi. Ümmetin nöbetçileri olduğumuzu bilmeliyiz."
- "Zulmün bitmesi için Kudüs’ün Müslümanlarca yönetilmesi gerekiyor"
İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım da geçmişten bu yana Kudüs’ün kimin elindeyse dünyayı onun yönettiği anlayışının hakim olduğunu ifade etti.
Şu anda Kudüs’ün siyonistlerin elinde olduğuna işaret eden Yıldırım. “Siyonistler, Kudüs’te olduğu için onların anlayışı hakim. Bu yüzden Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve Keşmir’de kan ve zulüm var. Zulmün bitmesi için Kudüs’ün Müslümanlarca yönetilmesi ve adaletin uygulanması gerekiyor. Biz kimsenin dinine karışmayız. Hatta diğer dinlerin ibadethanelerini koruruz. Oranın bütün dinlerin kutsal şehri olduğunu biliriz. Kudüs Müslümanların eline geçtiğinde diğer dinden kişiler Müslümanların adaletine sığınmış ve karşılık bulmuşlardır.” diye konuştu.
- "Osmanlı'nın yıkılışı Filistin'den başladı"
Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak ise Kudüs’ün Türkiye’nin tarih davası olduğunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kudüs’ten başlayarak yıkıldığını ifade etti.
Dilipak, İngilizlerin Filistin’den başlayarak Orta Doğu’yu karıştırmaya başladığı dile getirerek, “Biz bir imparatorluğu orada kaybettik. Yiğit düştüğü yerden kalkar, kalkışımız da buradan olacaktır. Kudüs düşerse Arz’ı Mev’ut içinde bizim de topraklarımız var. Bu olursa Filistin’in ve Suriye’nin başına gelen sizin de başınıza gelir. Bu yüzden Filistin ve Suriye bizim de davamızdır.” ifadesini kullandı.
İnsan ve Medeniyet Hareketi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Mehmet Güney, 638 yılında Halife Hz. Ömer’in fethi ile Kudüs’ün İslam coğrafyasının bir nazar boncuğu olduğunu, zaman zaman el değiştirse de Kudüs’ün İslam ile ilişkisinin kesintiye uğramışsa da bu gerçeğin hiçbir zaman değişmediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika Birleşik Devletleri’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararından sonra verdiği mücadeleye işaret eden Güney, "Allah’ın izniyle İslam İşbirliği Teşkilatını toplayan irade oradan çıkan güçlü kararla birlikte bunu BM’ye taşıdıysa mazlum Kudüslü kardeşlerimizin mücadelesini dünyaya tanıttıysa bu kesinti mutlaka kalkacak.” dedi.
Siyasi parti temsilcileri, kentteki bazı üniversitelerin rektörleri, bazı ilçe belediye başkanları ve çok sayıda vatandaşın katıldığı etkinlikte Filistinli Ege Üniversitesi Öğrencisi Yara Abudusselam Nablus ile Yelki Hamdi Dalan İlkokulu 3. sınıf öğrencisi Seca Elhaldi şiir okudu.
Konuşmaların ardından sanatçı Ömer Karaoğlu, sevilen şarkılarını seslendirdi.