Ağrılı Esnaf Bilgisayardan İngilizce Öğrendi
Ağrı’da esnaflık yapan ilkokul mezunu Nihat Demir, kursa gitmeden bilgisayar başında günde bir saat çalışarak İngilizce öğrendi.
Ağrı merkez Kağızman Caddesi üzerinde bulunan iş yerinde yem ve un satan Nihat Demir adlı esnaf, 2009 yılında iş yerine adres sormaya gelen İngiliz turistlerin cevabını veremedi. O dönemlerde İngilizce tek kelime bilmeyen Demir, turistlerin cevabını veremeyince hırs yaparak İngilizce öğrenmeye karar verdi. 8 yıldır iş yerinde günlük işleri yapan Demir, günde 1 saat bilgisayar başına geçerek indirdiği programlardan İngilizce öğrenmeye başladı.
İngilizce öğrenmeyi kendisi için adeta onur meselesi yapan Demir, ilk önce kelimeleri öğrenmeye çalıştı. Yıllar geçtikçe İngilizce konuşmaya başlayan Demir, zamanla İngilizce yazmayı da öğrendi. Cep telefonu ve bilgisayarına İngilizce çeşitli programlar yükleyen Demir, zamanla Tayland ve Amerika gibi ülkelerde çok sayıda arkadaş edindi. Yurt dışında bulunan arkadaşları Demir’i yurt dışına götürmek için adına pasaport çıkardılar. Büyük bir azim göstererek İngilizcenin yarısını öğrenen Demir’in tek hedefi tüm dilleri öğrenmek.
‘Dünya âlem İngilizce biliyor, ben niye bilmiyorum’
İngilizce öğrenmenin kolay olduğunu dile getiren esnaf Nihat Demir, azim ve heves olduğu sürece insanların her şeyi öğrenebileceğini söyledi.
İngilizce öğrendiği için çok mutlu olduğunu belirten Demir, “Ağrı’ya turistler gelmişti, bana bir soru sordular, dondum yüzlerine baktım cevap veremedim. İngilizce bilmediğim için çokta zoruma gitti, dedim ki dünya âlem İngilizce biliyor, ben niye bilmiyorum. Bilgisayarın başına oturdum, çeviriden yazı yazmaya başladım. İngilizce kelimeler öğrendim ve şu anda yüzde 50 İngilizce biliyorum. Bu sene Ağrı’ya yine turistler geldiler, bana nerede yemek yiyebiliriz diye sorduklarında İngilizce konuşarak aldım götürdüm lokantaya yemek yediler. İngilizceyi baya geliştirdim, yurtdışında bana teklif geldi, Tayland’ta, Tayvan’da, Amerika da, Hollanda da ve İsviçre de arkadaşlarım var. Yurt dışından bir arkadaşım Türkiye de konsolosluktan bana pasaport çıkarttı. Beni ülkesine çağırdı bende çalıştığım için gidemedim. Arkadaşlarım bana söz verdiler seneye Türkiye’ye tatile gelecekler. İnşallah bende yurt dışına gider arkadaşlarımı görürüm. Onlarda buyursun gelsinler en azından ülkemiz adına daha güzel olur, turist sayısı artar” dedi.
‘Japonca, Almanca, Hollandaca dillerini öğrenmek istiyorum’
Herhangi bir kursa gitmediğini ve İngilizceyi bilgisayardan öğrendiğini vurgulayan Demir, “Ben yem dükkânında çalışan biriyim. Bir insan azimli olduğu sürece birde üzerine heves varsa bu dünya da başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Japonca, Almanca, Hollandaca dillerini öğrenmek istiyorum. Tüm dilleri bilmek güzeldir. İngilizceyi hem konuşuyorum hem de yazıyorum. Benimle İngilizce konuşan biri ile rahatlıkla sohbet edebilirim. Her hangi bir kursa gidemedim, sadece bilgisayarda öğrendim. İngilizce zaten kolay bir dil, zor değil. Bunu zaten bilen kişiler İngilizcenin çok basit öğrenilen bir dil olduğunu biliyorlar. Ama bilmeyene çok zor gelir. Bende ilk başlarda İngilizce öğrenebilecek miyim? diye kendime hep soruyordum. Çevrede ki esnaflardan da herhangi bir olumsuz tepki görmedim, hatta beni bu durumda gören arkadaşlarım sevindiler” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
İngilizce öğrenmeyi kendisi için adeta onur meselesi yapan Demir, ilk önce kelimeleri öğrenmeye çalıştı. Yıllar geçtikçe İngilizce konuşmaya başlayan Demir, zamanla İngilizce yazmayı da öğrendi. Cep telefonu ve bilgisayarına İngilizce çeşitli programlar yükleyen Demir, zamanla Tayland ve Amerika gibi ülkelerde çok sayıda arkadaş edindi. Yurt dışında bulunan arkadaşları Demir’i yurt dışına götürmek için adına pasaport çıkardılar. Büyük bir azim göstererek İngilizcenin yarısını öğrenen Demir’in tek hedefi tüm dilleri öğrenmek.
‘Dünya âlem İngilizce biliyor, ben niye bilmiyorum’
İngilizce öğrenmenin kolay olduğunu dile getiren esnaf Nihat Demir, azim ve heves olduğu sürece insanların her şeyi öğrenebileceğini söyledi.
İngilizce öğrendiği için çok mutlu olduğunu belirten Demir, “Ağrı’ya turistler gelmişti, bana bir soru sordular, dondum yüzlerine baktım cevap veremedim. İngilizce bilmediğim için çokta zoruma gitti, dedim ki dünya âlem İngilizce biliyor, ben niye bilmiyorum. Bilgisayarın başına oturdum, çeviriden yazı yazmaya başladım. İngilizce kelimeler öğrendim ve şu anda yüzde 50 İngilizce biliyorum. Bu sene Ağrı’ya yine turistler geldiler, bana nerede yemek yiyebiliriz diye sorduklarında İngilizce konuşarak aldım götürdüm lokantaya yemek yediler. İngilizceyi baya geliştirdim, yurtdışında bana teklif geldi, Tayland’ta, Tayvan’da, Amerika da, Hollanda da ve İsviçre de arkadaşlarım var. Yurt dışından bir arkadaşım Türkiye de konsolosluktan bana pasaport çıkarttı. Beni ülkesine çağırdı bende çalıştığım için gidemedim. Arkadaşlarım bana söz verdiler seneye Türkiye’ye tatile gelecekler. İnşallah bende yurt dışına gider arkadaşlarımı görürüm. Onlarda buyursun gelsinler en azından ülkemiz adına daha güzel olur, turist sayısı artar” dedi.
‘Japonca, Almanca, Hollandaca dillerini öğrenmek istiyorum’
Herhangi bir kursa gitmediğini ve İngilizceyi bilgisayardan öğrendiğini vurgulayan Demir, “Ben yem dükkânında çalışan biriyim. Bir insan azimli olduğu sürece birde üzerine heves varsa bu dünya da başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Japonca, Almanca, Hollandaca dillerini öğrenmek istiyorum. Tüm dilleri bilmek güzeldir. İngilizceyi hem konuşuyorum hem de yazıyorum. Benimle İngilizce konuşan biri ile rahatlıkla sohbet edebilirim. Her hangi bir kursa gidemedim, sadece bilgisayarda öğrendim. İngilizce zaten kolay bir dil, zor değil. Bunu zaten bilen kişiler İngilizcenin çok basit öğrenilen bir dil olduğunu biliyorlar. Ama bilmeyene çok zor gelir. Bende ilk başlarda İngilizce öğrenebilecek miyim? diye kendime hep soruyordum. Çevrede ki esnaflardan da herhangi bir olumsuz tepki görmedim, hatta beni bu durumda gören arkadaşlarım sevindiler” ifadelerini kullandı.