Adalet Bakanı Gül Açıklaması 'Darbeciler Bağımsız Türk Mahkemeleri Karşısında Hesap Vermektedir'
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Bugün darbeciler bağımsız Türk mahkemeleri karşısında hesap vermektedir. Ay yıldızlı bayrağından başka, Türk bayrağından başka, İstiklal Marşı’ndan başka, Anayasa’dan başka, hukuk ve vicdandan başka hiçbir yere kendisini, vesayetini teslim etmemiş, bir dolara ruhunu Pensilvanya’ya vermemiş Türk yargı mensuplarına söz söylemeye kimsenin hakkı yoktur" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2018 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2016 Kesin Hesap kanun tasarısı ile Sayıştay Raporları görüşmelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşüldü.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yaptığı konuşmada Kudüs’e yapılan hukuk insanlık dışı müdahaleyi kınadığını belirterek, "Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi, bağımsız Filistin Devleti’nin başkenti oluncaya kadar hiçbir şekilde bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Hükümetleri döneminde hak arama yollarının açık olduğunu belirten Bakan Gül, OHAL kararlarına ilişkin yargı yolunun açılmasının önemli bir reform olduğunu ifade etti.
Gül, "Demokratik meşruiyet anlamında bir yargı üst bürokrasisi olan Hakimler ve Savcılar Kurulu milletin iradeleriyle seçilmiş organların seçimine bırakılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni millet seçiyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin gerçekleşmesi anlamında çok önemli bir değişikliktir" şeklinde konuştu.
Türkiye’de yargının olağan mecrasına gireceğini söyleyen Gül, 15 Temmuz’dan sonra darbecilerin yargılandığı bir yargı olduğunu ifade etti.
Gül, "Bugün darbeciler bağımsız Türk mahkemeleri karşısında hesap vermektedir. Ay yıldızlı bayrağından başka, Türk bayrağından başka, İstiklal Marşı’ndan başka, Anayasa’dan başka, hukuk ve vicdandan başka hiçbir yere kendisini, vesayetini teslim etmemiş, bir dolara ruhunu Pensilvanya’ya vermemiş Türk yargı mensuplarına söz söylemeye kimsenin hakkı yoktur. Cübbelerini ait oldukları ülke ve terör örgütlerine bağlılıkları gizlemek için kullanan terör mensupları yargıdan silinip atılmıştır. 17-25 Arallık yargı darbesiyle seçilmiş hükümete, millete, demokratik rejime karşı darbe yapmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalmıştır. Yargıyı araçsallaştırarak sağlayamadıklarını 15 Temmuz’da kanlı, hain darbe girişimiyle elde etme hevesleri kursaklarında kalmıştır. O gece Sayın Cumhurbaşkanımızın yüreklerde tutuşturduğu cesaret ateşi, milletimizi sokaklara, meydanlara dökmüş, darbeci güruhu kendi sefaletlerinde boğmuştur" dedi.
Kanlı darbe girişimini püskürtülmesinde askerin yargı mensuplarının, polisin katkıları olduğunu belirten Gül, yargı mensuplarının ve adliye çalışanlarının demokrasi nöbetlerinin yargılamalar bitene kadar devam edeceğini belirtti.
"Er ve erbaş olarak 317 tutuklu var"
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 15 Temmuz’da tutuklanan erlerin durumuna yönelik soru üzerine, "Er ve erbaş olarak 317 tutuklu var. Mahkemelerimiz er ve erbaşlarla ilgili sonuçlanan davalarla ilgili beraatle sonuçlananlar erler, erbaş ve öğrencilerdir. Bu konuda mahkemelerimiz suçluyu, suçsuzu ayırıyor. 15 Temmuz Köprüsü, şehitlerimizin olduğu yerlerde bulunanlardır. Diğerleri ise dijital verilerdir. Bu konuda mahkemelerimiz titizlikle gayret ediyorlar" şeklinde karşılık verdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de, sıfır atık projesi ile ilgili bilgi vererek, "Sıfır Atık Projesi neticesinde, atıkları kaynağında önce ayrıştırıyoruz, sonra da en son kalan, organik olarak ortaya çıkan malzemeyi de gübre hâline getiriyoruz, dışarıya sıfır atık olarak çıkıyor. Bunu gelecek sene Ankara bünyesinde bütün kamu kuruluşlarında ve topluca yaşanılan yerlerde uygulamaya başlayacağız, sonra Türkiye’ye yaygınlaştıracağız. Bakın, birkaç ay içerisinde, beş ay kadar bir süre içerisinde Bakanlığımızda başlatmış olduğumuz bu çalışma neticesinde tam 58 ton kağıt, 14 ton plastik, 3 ton cam, 1,5 ton metal topladık. Arkadaşlarımızın yaptığı hesaba göre, topladığımız kağıtlardan ve mani olduğumuz bu israf neticesinde tam 980 ağacı kurtarmış olduk" ifadelerini kullandı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yapılan projelerinden bahseden Özhaseki, "Oralarda 70 bine yakın hasarlı ev vardı. Bunun nasıl olduğu hususunu çok tartıştık, o yüzden oraya hiç girmiyorum ben. Yalnız, ben işin yapım tarafındayım şimdi. 26 bin civarında kullanılamaz ev var. O evlerin hepsine başladık ve yapıyoruz. Bu noktada, anlaşma oranlarımız Şırnak’ta yüzde 93, Silopi’de yüzde 92, İdil’de yüzde 76, Cizre’de yüzde 75, Hakkari ve Yüksekova’da yüzde 51, Mardin’de de yüzde 66. Niye bazıları düşük? Vatandaş -özellikle Yüksekova’da- diyor ki: ’Ben evimi tamir eder otururum. Sen bana paramı ver’. Biz de ’Burası dayanıksız, sağlam gözüktüğüne bakma ne olur, yıkılır; gel sana temiz ev verelim’ diye çabalıyoruz. Arkadaşlar, şu İdil’de devam eden inşaatlarımızın son hâli. İdil’de ayrıca tek katlı evler vardı, vatandaş tek katlı evler istediği için 350 civarında da şu evlerden yapıldı, bahçeli. Bu evleri veriyoruz" şeklinde konuştu.
"263 noktada hava kirliliği ölçümü yapıldı, kırmızı noktaya gelmiş bir yer yok"
Bakan Özhaseki, hava kirliğine ilişkin soru üzerine, 263 noktada hava kirliliğini ölçtüklerini söyledi.
Özhaseki, "Şehirde bulunan valilikler, belediyeler ile ilgili yaptığımız çalışmalar neticesinde şehre uygun eylem planını biz veriyoruz. Kırmızı noktaya gelmiş bir yer yok. Son üç yılda Türkiye ortalamasında yüzde 20 iyileşme var" dedi.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, gelişmekte olan ülkelerin yanında gelişmiş ülkelerde de hissedilebilir şekilde bir toparlanma gerçekleşmeye başladığını belirterek, "Ekonomik iyileşmenin süreklilik kazanma eğilimine girmesi uygulanan mevcut politikaların da gözden geçirilmesine yol açtı. Nitekim, başta FED olmak üzere, bugüne kadar genişlemeci para politikaları izleyen merkez bankaları da mevcut politikalarını gözden geçirdiler ve geçirmekteler. Bunun sonucunda da, kriz sonrasında uygulanan politikalardan çıkış stratejilerini hayata geçirmeye başladılar. Ekonomik ve finansal gelişmeler açısından girdiğimiz bu evre, teknolojik değişim ve dönüşüm hızını önceki dönemden farklılaştırmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri üretimin her alanına çok daha yoğun bir şekilde nüfuz etmektedir. Yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri, bulut bilişim alanındaki hızlı teknolojik ilerlemeler bilginin paylaşılmasında ve etkin şekilde kullanılmasında yeni bir çığır açmıştır" diye konuştu.
"Bu yılki büyüme performansımız ise gerçekten göz kamaştırıcı"
Türkiye’nin 2010-2015 yıllarında ortalama yüzde 7,4 oranında büyüdüğünü söyleyen Bakan Elvan, "Tek başına bu performans bile ülke olarak, hükümet olarak ödevimizi başarıyla yaptığımızı göstermektedir. Keşke 2016 yılı 7,4’lük ortalamayı daha da yukarıya taşıdığımız bir yıl olsaydı ama malumunuz, hain darbe girişiminin etkisiyle 27 çeyreklik büyümemiz sekteye uğradı ve yılı yüzde 3,2’lik bir büyümeyle kapattık. Bu yılki büyüme performansımız ise gerçekten göz kamaştırıcı. 2017 yılı üçüncü çeyrek büyüme hızımız yüzde 1,1’le gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en yükseği olarak gerçekleşmiştir. Bu çeyrekte sanayi ve hizmetler sektörü katma değerlerinde önemli artışlar kaydedilmiştir. Sanayi sektörü yüzde 14,8; hizmetler sektörü yüzde 12,3’le gerçekten büyümemize önemli katkı sağlamışlardır. Harcama yönüyle bakıldığında ise yatırımlardaki artışın özel tüketimin üzerinde olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. İlk dokuz ay gelişmelerine baktığımızda ise yüzde 7,4’lük bir büyümeyi yakaladığımızı görüyoruz. Burada yatırım, tüketim ve net ihracatın büyümeye hem pozitif hem de dengeli bir katkı verdiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yaptığı konuşmada Kudüs’e yapılan hukuk insanlık dışı müdahaleyi kınadığını belirterek, "Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi, bağımsız Filistin Devleti’nin başkenti oluncaya kadar hiçbir şekilde bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Hükümetleri döneminde hak arama yollarının açık olduğunu belirten Bakan Gül, OHAL kararlarına ilişkin yargı yolunun açılmasının önemli bir reform olduğunu ifade etti.
Gül, "Demokratik meşruiyet anlamında bir yargı üst bürokrasisi olan Hakimler ve Savcılar Kurulu milletin iradeleriyle seçilmiş organların seçimine bırakılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni millet seçiyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin gerçekleşmesi anlamında çok önemli bir değişikliktir" şeklinde konuştu.
Türkiye’de yargının olağan mecrasına gireceğini söyleyen Gül, 15 Temmuz’dan sonra darbecilerin yargılandığı bir yargı olduğunu ifade etti.
Gül, "Bugün darbeciler bağımsız Türk mahkemeleri karşısında hesap vermektedir. Ay yıldızlı bayrağından başka, Türk bayrağından başka, İstiklal Marşı’ndan başka, Anayasa’dan başka, hukuk ve vicdandan başka hiçbir yere kendisini, vesayetini teslim etmemiş, bir dolara ruhunu Pensilvanya’ya vermemiş Türk yargı mensuplarına söz söylemeye kimsenin hakkı yoktur. Cübbelerini ait oldukları ülke ve terör örgütlerine bağlılıkları gizlemek için kullanan terör mensupları yargıdan silinip atılmıştır. 17-25 Arallık yargı darbesiyle seçilmiş hükümete, millete, demokratik rejime karşı darbe yapmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalmıştır. Yargıyı araçsallaştırarak sağlayamadıklarını 15 Temmuz’da kanlı, hain darbe girişimiyle elde etme hevesleri kursaklarında kalmıştır. O gece Sayın Cumhurbaşkanımızın yüreklerde tutuşturduğu cesaret ateşi, milletimizi sokaklara, meydanlara dökmüş, darbeci güruhu kendi sefaletlerinde boğmuştur" dedi.
Kanlı darbe girişimini püskürtülmesinde askerin yargı mensuplarının, polisin katkıları olduğunu belirten Gül, yargı mensuplarının ve adliye çalışanlarının demokrasi nöbetlerinin yargılamalar bitene kadar devam edeceğini belirtti.
"Er ve erbaş olarak 317 tutuklu var"
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 15 Temmuz’da tutuklanan erlerin durumuna yönelik soru üzerine, "Er ve erbaş olarak 317 tutuklu var. Mahkemelerimiz er ve erbaşlarla ilgili sonuçlanan davalarla ilgili beraatle sonuçlananlar erler, erbaş ve öğrencilerdir. Bu konuda mahkemelerimiz suçluyu, suçsuzu ayırıyor. 15 Temmuz Köprüsü, şehitlerimizin olduğu yerlerde bulunanlardır. Diğerleri ise dijital verilerdir. Bu konuda mahkemelerimiz titizlikle gayret ediyorlar" şeklinde karşılık verdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de, sıfır atık projesi ile ilgili bilgi vererek, "Sıfır Atık Projesi neticesinde, atıkları kaynağında önce ayrıştırıyoruz, sonra da en son kalan, organik olarak ortaya çıkan malzemeyi de gübre hâline getiriyoruz, dışarıya sıfır atık olarak çıkıyor. Bunu gelecek sene Ankara bünyesinde bütün kamu kuruluşlarında ve topluca yaşanılan yerlerde uygulamaya başlayacağız, sonra Türkiye’ye yaygınlaştıracağız. Bakın, birkaç ay içerisinde, beş ay kadar bir süre içerisinde Bakanlığımızda başlatmış olduğumuz bu çalışma neticesinde tam 58 ton kağıt, 14 ton plastik, 3 ton cam, 1,5 ton metal topladık. Arkadaşlarımızın yaptığı hesaba göre, topladığımız kağıtlardan ve mani olduğumuz bu israf neticesinde tam 980 ağacı kurtarmış olduk" ifadelerini kullandı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yapılan projelerinden bahseden Özhaseki, "Oralarda 70 bine yakın hasarlı ev vardı. Bunun nasıl olduğu hususunu çok tartıştık, o yüzden oraya hiç girmiyorum ben. Yalnız, ben işin yapım tarafındayım şimdi. 26 bin civarında kullanılamaz ev var. O evlerin hepsine başladık ve yapıyoruz. Bu noktada, anlaşma oranlarımız Şırnak’ta yüzde 93, Silopi’de yüzde 92, İdil’de yüzde 76, Cizre’de yüzde 75, Hakkari ve Yüksekova’da yüzde 51, Mardin’de de yüzde 66. Niye bazıları düşük? Vatandaş -özellikle Yüksekova’da- diyor ki: ’Ben evimi tamir eder otururum. Sen bana paramı ver’. Biz de ’Burası dayanıksız, sağlam gözüktüğüne bakma ne olur, yıkılır; gel sana temiz ev verelim’ diye çabalıyoruz. Arkadaşlar, şu İdil’de devam eden inşaatlarımızın son hâli. İdil’de ayrıca tek katlı evler vardı, vatandaş tek katlı evler istediği için 350 civarında da şu evlerden yapıldı, bahçeli. Bu evleri veriyoruz" şeklinde konuştu.
"263 noktada hava kirliliği ölçümü yapıldı, kırmızı noktaya gelmiş bir yer yok"
Bakan Özhaseki, hava kirliğine ilişkin soru üzerine, 263 noktada hava kirliliğini ölçtüklerini söyledi.
Özhaseki, "Şehirde bulunan valilikler, belediyeler ile ilgili yaptığımız çalışmalar neticesinde şehre uygun eylem planını biz veriyoruz. Kırmızı noktaya gelmiş bir yer yok. Son üç yılda Türkiye ortalamasında yüzde 20 iyileşme var" dedi.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, gelişmekte olan ülkelerin yanında gelişmiş ülkelerde de hissedilebilir şekilde bir toparlanma gerçekleşmeye başladığını belirterek, "Ekonomik iyileşmenin süreklilik kazanma eğilimine girmesi uygulanan mevcut politikaların da gözden geçirilmesine yol açtı. Nitekim, başta FED olmak üzere, bugüne kadar genişlemeci para politikaları izleyen merkez bankaları da mevcut politikalarını gözden geçirdiler ve geçirmekteler. Bunun sonucunda da, kriz sonrasında uygulanan politikalardan çıkış stratejilerini hayata geçirmeye başladılar. Ekonomik ve finansal gelişmeler açısından girdiğimiz bu evre, teknolojik değişim ve dönüşüm hızını önceki dönemden farklılaştırmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri üretimin her alanına çok daha yoğun bir şekilde nüfuz etmektedir. Yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri, bulut bilişim alanındaki hızlı teknolojik ilerlemeler bilginin paylaşılmasında ve etkin şekilde kullanılmasında yeni bir çığır açmıştır" diye konuştu.
"Bu yılki büyüme performansımız ise gerçekten göz kamaştırıcı"
Türkiye’nin 2010-2015 yıllarında ortalama yüzde 7,4 oranında büyüdüğünü söyleyen Bakan Elvan, "Tek başına bu performans bile ülke olarak, hükümet olarak ödevimizi başarıyla yaptığımızı göstermektedir. Keşke 2016 yılı 7,4’lük ortalamayı daha da yukarıya taşıdığımız bir yıl olsaydı ama malumunuz, hain darbe girişiminin etkisiyle 27 çeyreklik büyümemiz sekteye uğradı ve yılı yüzde 3,2’lik bir büyümeyle kapattık. Bu yılki büyüme performansımız ise gerçekten göz kamaştırıcı. 2017 yılı üçüncü çeyrek büyüme hızımız yüzde 1,1’le gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en yükseği olarak gerçekleşmiştir. Bu çeyrekte sanayi ve hizmetler sektörü katma değerlerinde önemli artışlar kaydedilmiştir. Sanayi sektörü yüzde 14,8; hizmetler sektörü yüzde 12,3’le gerçekten büyümemize önemli katkı sağlamışlardır. Harcama yönüyle bakıldığında ise yatırımlardaki artışın özel tüketimin üzerinde olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. İlk dokuz ay gelişmelerine baktığımızda ise yüzde 7,4’lük bir büyümeyi yakaladığımızı görüyoruz. Burada yatırım, tüketim ve net ihracatın büyümeye hem pozitif hem de dengeli bir katkı verdiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.