Selimiye Kışlası'ndaki Darbe Faaliyetleri Ve Üsküdar Çevik Kuvvet'in İşgal Girişimi Davası
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Selimiye'deki 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 49'u tutuklu 128 sanığın yargılanmasına devam edildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 49'u tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın onuncu duruşması yapıldı.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 49 tutuklu sanık, 9 tutuksuz sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık er Çağlar Tahtakın, 15 Temmuz'da eski Yarbay Fatih Karakaya'nın kışlaya geldiğini ve komutanlarla toplantı yaptığını, toplantıdan sonra gece "tatbikat" olacağının söylendiğini anlattı.
Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) araçlarının mühimmat alıp geldiğini ifade eden Tahtakın, daha sonra Üsküdar'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün yerleşkesine gittiklerini ve burada polise teslim olduklarını savundu.
Tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Yusuf Akülger de 15 Temmuz'da saat 20.48 sıralarında askerlerin bulunduğu WhatsApp grubuna, tatbikat yapılacağından dolayı toplandıklarına dair bir mesaj geldiğini, bu mesaj üzerine evinden kışlaya gittiğini iddia etti.
Kışladayken üzerine zimmetli piyade tüfeğini aldığını ve tanka gittiğini aktaran Akülger, tanka mühimmat yüklendiğini ve daha sonra kışladan çıktıklarını belirtti.
Tugay komutanının (eski Tuğgeneral Özkan Aydoğdu) elindeki el feneriyle nizamiyeden dışarıya işaret ettiğini ve bunun üzerine dışarıya çıktıklarını, Bostancı Köprüsü'ne geldiklerinde bir süre beklediklerini söyledi.
Telsizden Çevik Kuvvet'e yönelik müdahale olduğu ve bu yüzden desteğe gittiklerinin söylendiğini ileri süren Akülger, "Üsküdar'da Çevik Kuvvet'in oraya gittik. Ara sokaklarda sıkıştık, doğalgaz patlaması olmuş. Bunun üzerine bölük komutanı Gökhan Yıldız, 'dönüyoruz' dedi. Daha sonra adını sonradan öğrendiğim Mihrimah Sultan Camisi'nin orada halk bizi durdu. 'Siz ne yapıyorsunuz, darbe yapıyorsunuz.' dediler. Daha sonra gelen polis ekiplerine teslim olduk." dedi.
Sanık Akülger sözlerinin devamında, gözaltındayken eski Üsteğmen Gökhan Yıldız'a bu olaylardan haberi olup olmadığını sorduğunu, Yıldız'ın ise kışladan çıkmadan 10, 15 dakika önce haberinin olduğunu ama korktuğu ve stresli olduğu için kendilerine söylemediğini anlattığını öne sürdü.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması ve müştekilerin dinlenilmesi için yarına ertelendi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar ve Üsküdar'da art arda geçen 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ın da aralarında bulunduğu 28 kişi, "müşteki-mağdur" sıfatıyla yer alıyor.
Albay, yarbay ve yüzbaşı rütbelerindeki 55 subay, astsubaylar ve bir sivil olmak üzere 54'ü tutuklu 128 kişinin "sanık" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, tüm sanıklar hakkında "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altı aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamenin tek sivil şüphelisi olan ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı belirtilen öğretmen Feyzullah Şahan hakkında da aynı suçlardan üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu sanıklar Ali Demici, Mehmet Kanbur, Tuğrul Kekeç, Gökhan Arıkan, Servet Demir, Emre Ersan, Bekir Karadayı, Semih Özdemir, Gökhan Türe, Gökhan Atavcı, Mithat Aydın, Sergen Güçlü, Bilal Dursun, İsmail Küçükmadan, Gökhan Yıldız, Cüneyt Ölmez, Ömer Faruk Kıcırlı, Kadir Güven, Fatih Cantürk, Arda Can Yarar, Yasin Ay, Ali Güngör, Eyüp Akkaya ve Ertan Gümüştaş hakkında da ''kasten öldürmeye teşebbüs'', ''kasten yaralama'', ''mala zarar verme'' ve ''kamu malına zarar verme'' suçlarından ayrı ayrı 6 yıl ile 141 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörülüyor.
Kaynak: AA
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 49 tutuklu sanık, 9 tutuksuz sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık er Çağlar Tahtakın, 15 Temmuz'da eski Yarbay Fatih Karakaya'nın kışlaya geldiğini ve komutanlarla toplantı yaptığını, toplantıdan sonra gece "tatbikat" olacağının söylendiğini anlattı.
Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) araçlarının mühimmat alıp geldiğini ifade eden Tahtakın, daha sonra Üsküdar'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün yerleşkesine gittiklerini ve burada polise teslim olduklarını savundu.
Tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Yusuf Akülger de 15 Temmuz'da saat 20.48 sıralarında askerlerin bulunduğu WhatsApp grubuna, tatbikat yapılacağından dolayı toplandıklarına dair bir mesaj geldiğini, bu mesaj üzerine evinden kışlaya gittiğini iddia etti.
Kışladayken üzerine zimmetli piyade tüfeğini aldığını ve tanka gittiğini aktaran Akülger, tanka mühimmat yüklendiğini ve daha sonra kışladan çıktıklarını belirtti.
Tugay komutanının (eski Tuğgeneral Özkan Aydoğdu) elindeki el feneriyle nizamiyeden dışarıya işaret ettiğini ve bunun üzerine dışarıya çıktıklarını, Bostancı Köprüsü'ne geldiklerinde bir süre beklediklerini söyledi.
Telsizden Çevik Kuvvet'e yönelik müdahale olduğu ve bu yüzden desteğe gittiklerinin söylendiğini ileri süren Akülger, "Üsküdar'da Çevik Kuvvet'in oraya gittik. Ara sokaklarda sıkıştık, doğalgaz patlaması olmuş. Bunun üzerine bölük komutanı Gökhan Yıldız, 'dönüyoruz' dedi. Daha sonra adını sonradan öğrendiğim Mihrimah Sultan Camisi'nin orada halk bizi durdu. 'Siz ne yapıyorsunuz, darbe yapıyorsunuz.' dediler. Daha sonra gelen polis ekiplerine teslim olduk." dedi.
Sanık Akülger sözlerinin devamında, gözaltındayken eski Üsteğmen Gökhan Yıldız'a bu olaylardan haberi olup olmadığını sorduğunu, Yıldız'ın ise kışladan çıkmadan 10, 15 dakika önce haberinin olduğunu ama korktuğu ve stresli olduğu için kendilerine söylemediğini anlattığını öne sürdü.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması ve müştekilerin dinlenilmesi için yarına ertelendi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar ve Üsküdar'da art arda geçen 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ın da aralarında bulunduğu 28 kişi, "müşteki-mağdur" sıfatıyla yer alıyor.
Albay, yarbay ve yüzbaşı rütbelerindeki 55 subay, astsubaylar ve bir sivil olmak üzere 54'ü tutuklu 128 kişinin "sanık" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, tüm sanıklar hakkında "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altı aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamenin tek sivil şüphelisi olan ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı belirtilen öğretmen Feyzullah Şahan hakkında da aynı suçlardan üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu sanıklar Ali Demici, Mehmet Kanbur, Tuğrul Kekeç, Gökhan Arıkan, Servet Demir, Emre Ersan, Bekir Karadayı, Semih Özdemir, Gökhan Türe, Gökhan Atavcı, Mithat Aydın, Sergen Güçlü, Bilal Dursun, İsmail Küçükmadan, Gökhan Yıldız, Cüneyt Ölmez, Ömer Faruk Kıcırlı, Kadir Güven, Fatih Cantürk, Arda Can Yarar, Yasin Ay, Ali Güngör, Eyüp Akkaya ve Ertan Gümüştaş hakkında da ''kasten öldürmeye teşebbüs'', ''kasten yaralama'', ''mala zarar verme'' ve ''kamu malına zarar verme'' suçlarından ayrı ayrı 6 yıl ile 141 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörülüyor.