Şeker Kurumunun Kapatılacağı İddiası
Şekerİş Genel Başkan Gök:'Kurumun kapatılacağı yönündeki haber ve iddiaları şaşkınlıkla takip ediyoruz. Bu iddiaların gerçekleşmesi, gözü Türk şeker sektöründe olan küresel güçlerin ekmeğine yağ süreceği gibi nişasta bazlı şekerin denetimini zaafa uğratıp, yerli şeker üretimine de büyük darbe vurur' 'Şeker sektörüne ciddi bir zarar veren, geleceğini belirsizliğe iten, dışa bağımlılığı arttırma riskini içeren mevcut durumun sonlandırılabilmesi için Şeker Kurulu üyeliklerine, yasanın öngördüğü şekilde atama yapılması ve Kurumun faaliyetlerini sürdürebilir hale getirilmesi için Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa dosya gönderdik'
ÖZCAN YILDIRIM - Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İş) Genel Başkanı İsa Gök, Şeker Kurumunun kapatılacağı yönündeki haberler ve iddiaları şaşkınlıkla takip ettiklerini ifade ederek, "Bu iddiaların gerçekleşmesi, gözü Türk şeker sektöründe olan küresel güçlerin ekmeğine yağ süreceği gibi nişasta bazlı şekerin denetimini zaafa uğratıp, yerli şeker üretimine de büyük darbe vurur." dedi.
Gök, 2001 yılında çıkarılan 4634 Sayılı Şeker Kanunu ile kurulan Şeker Kurulunun, aynı tarihte kurulan Şeker Kurumunun karar organı olduğunu anımsatarak, 1'i başkan ve 1'i başkanvekili olmak üzere 7 üyeden oluşan Kurulda görev süresi sona eren üyelerin yerine 1 yılı aşkın süredir atama yapılmadığına, bu nedenle karar alınamadığına dikkati çekti.
Şeker Kurumunun "şeker sektörünü düzenleme ve denetleme" görevi olduğunu bildiren İsa Gök, "Bakanlıklar bugüne kadar pancar tarımı ve şeker sektörü konusunda bu kurumlara güven duymuşlar ve karar verici olarak konumlandırmışlardır. Aslında dışarıdan yönetilmesi basit görünen ama ayrıntıda birçok iç ve dış parametrelerden yakından ve aniden etkilenebilen sektörün uzmanlaşmış bir Kurum ve katılımcı anlayışla oluşturulmuş bir Kurul tarafından yönetilmesine devam edilmesi gerekmektedir. Kurumun kapatılacağı yönündeki haber ve iddiaları şaşkınlıkla takip ediyoruz. Bu iddiaların gerçekleşmesi, gözü Türk şeker sektöründe olan küresel güçlerin ekmeğine yağ süreceği gibi nişasta bazlı şekerin denetimini zaafa uğratıp, yerli şeker üretimine de büyük darbe vurur." diye konuştu.
- "Şeker sektörü kritik bir dönemden geçmekte"
Şeker sektörünün zor günlerden geçtiğini, bunda Şeker Kurulunun işlevsizleştirilmesinin etkili olduğunu dile getiren Gök, şunları kaydetti:
"Ülke ve toplum yararını her zaman birinci önceliği olarak gören Şeker-İş Sendikası olarak, şeker sektörüne ciddi bir zarar veren, geleceğini belirsizliğe iten, dışa bağımlılığı arttırma riski içeren mevcut durumun sonlandırılabilmesi için Şeker Kurulu üyeliklerine, yasanın öngördüğü şekilde atama yapılması ve Kurumun faaliyetlerini sürdürebilir hale getirilmesi için Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa dosya gönderdik. Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal'a da bizzat sektörün korunması adına Kurumun mevcut şekliyle faaliyetlerine devam ettirmesi gerekliliğini, Şeker Kurumunun görev gereklerini yerine getirmemesi noktasında olası sonuçları, ülkemiz ve şeker sektörü menfaatleri açısından yaratacağı olumsuzlukları konu alan görüşlerimizi sunduk."
İsa Gök, sendika olarak 12 yıl önce Şeker Kurumunun kapatılmasına karşı yasal yollara başvurduklarını anımsatarak, "Bundan sonra da yasal yollara başvurmaktan kaçınmayacağız. Ancak bu konuda açacağımız davaların siyasallaşmasından, hatta sanki hükümete karşı açılan bir dava algısının oluşacağından endişe duyuyoruz. Halbuki durum hiç de böyle değil." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Gök, 2001 yılında çıkarılan 4634 Sayılı Şeker Kanunu ile kurulan Şeker Kurulunun, aynı tarihte kurulan Şeker Kurumunun karar organı olduğunu anımsatarak, 1'i başkan ve 1'i başkanvekili olmak üzere 7 üyeden oluşan Kurulda görev süresi sona eren üyelerin yerine 1 yılı aşkın süredir atama yapılmadığına, bu nedenle karar alınamadığına dikkati çekti.
Şeker Kurumunun "şeker sektörünü düzenleme ve denetleme" görevi olduğunu bildiren İsa Gök, "Bakanlıklar bugüne kadar pancar tarımı ve şeker sektörü konusunda bu kurumlara güven duymuşlar ve karar verici olarak konumlandırmışlardır. Aslında dışarıdan yönetilmesi basit görünen ama ayrıntıda birçok iç ve dış parametrelerden yakından ve aniden etkilenebilen sektörün uzmanlaşmış bir Kurum ve katılımcı anlayışla oluşturulmuş bir Kurul tarafından yönetilmesine devam edilmesi gerekmektedir. Kurumun kapatılacağı yönündeki haber ve iddiaları şaşkınlıkla takip ediyoruz. Bu iddiaların gerçekleşmesi, gözü Türk şeker sektöründe olan küresel güçlerin ekmeğine yağ süreceği gibi nişasta bazlı şekerin denetimini zaafa uğratıp, yerli şeker üretimine de büyük darbe vurur." diye konuştu.
- "Şeker sektörü kritik bir dönemden geçmekte"
Şeker sektörünün zor günlerden geçtiğini, bunda Şeker Kurulunun işlevsizleştirilmesinin etkili olduğunu dile getiren Gök, şunları kaydetti:
"Ülke ve toplum yararını her zaman birinci önceliği olarak gören Şeker-İş Sendikası olarak, şeker sektörüne ciddi bir zarar veren, geleceğini belirsizliğe iten, dışa bağımlılığı arttırma riski içeren mevcut durumun sonlandırılabilmesi için Şeker Kurulu üyeliklerine, yasanın öngördüğü şekilde atama yapılması ve Kurumun faaliyetlerini sürdürebilir hale getirilmesi için Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa dosya gönderdik. Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal'a da bizzat sektörün korunması adına Kurumun mevcut şekliyle faaliyetlerine devam ettirmesi gerekliliğini, Şeker Kurumunun görev gereklerini yerine getirmemesi noktasında olası sonuçları, ülkemiz ve şeker sektörü menfaatleri açısından yaratacağı olumsuzlukları konu alan görüşlerimizi sunduk."
İsa Gök, sendika olarak 12 yıl önce Şeker Kurumunun kapatılmasına karşı yasal yollara başvurduklarını anımsatarak, "Bundan sonra da yasal yollara başvurmaktan kaçınmayacağız. Ancak bu konuda açacağımız davaların siyasallaşmasından, hatta sanki hükümete karşı açılan bir dava algısının oluşacağından endişe duyuyoruz. Halbuki durum hiç de böyle değil." şeklinde konuştu.