BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı
Konferansta 'İstanbul Yeni Havalimanı İklim Değişikliği Aksiyon Planı'na ilişkin bilgi verildi İGA Çevre ve Sürdürülebilirlik Direktörü Özeren: 'Yeşil havalimanı olması hedeflenen İstanbul Yeni Havalimanı, sürdürülebilir, kendi enerjisini üreten, çevreci, engelsiz bir havalimanı olarak inşa ediliyor'.
İstanbul Yeni Havalimanı (İGA) Çevre ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ülkü Özeren, yeşil havalimanı olması hedeflenen İstanbul Yeni Havalimanı'nın, sürdürülebilir, kendi enerjisini üreten, çevreci, engelsiz bir havalimanı olarak inşa edildiğini belirterek, "Yeni havalimanı, yeşil havalimanı olmak için tüm gereklilikleri henüz inşaat aşamasındayken gerçekleştirmeye başladı. Yeni havalimanının 'Yeşil Havalimanı Sertifikası'na sahip olması amacıyla tüm 3. parti firmalara 'Yeşil Kuruluş' olma zorunluluğu sözleşmeyle getirildi." dedi.
Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen 23. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda, "Havacılıkta İklim Değişikliğine Uyum ve Sürdürülebilir Uygulamalar” konulu konferansa katılan Özeren, "İstanbul Yeni Havalimanı İklim Değişikliği Aksiyon Planı" başlıklı sunum yaptı.
İklim değişikliği konusunun tüm dünyanın sürdürülebilirlik ajandasında ilk sıralarda olduğunu belirten Özeren, iklim değişikliğinden dünyanın her yerindeki her iş kolunun etkileneceğini ifade etti.
Havacılığın, etki listesinin ön sıralarında yer aldığını kaydeden Özeren, "Önemli olan bunun farkına varmak ve uluslararası standartlarda çalışmalar yaparak iklim değişikliğinden kaynaklanan etkilerin minimuma indirilmesi için çalışmak. Pek çok havalimanı, operasyona başladıktan sonra analiz ve değerlendirme yaparken, biz İGA olarak henüz tasarım aşamasında bu çalışmalarımıza başladık. Bu noktada çalışanların ve yöneticilerin adaptasyon ve emisyon azaltımı konusunda farkında olmaları ve buna yatırım yapmalarının büyük önem arz ettiğini görüyoruz. Dünya çapındaki tüm havalimanlarının da buna benzer aksiyonlar alarak, vakit kaybetmeden iklim değişikliğine adapte olması gerekiyor. Bu noktada yaptığımız çalışmalarla dünya çapında tüm havalimanlarına örnek olabileceğimizi düşünüyorum.” diye konuştu.
Havalimanlarının iklim değişikliği sebebiyle karşılaştığı sorunların fiziksel, iş, güvenlik ve finansal olmak üzere dört kategoriye ayrıldığını anlatan Özeren, sel, su baskını, deniz seviyesinin yükselmesi ve ısı değişikliğinden kaynaklanan zararların iklim değişikliğinin fiziksel çıktıları arasında bulunduğunu bildirdi.
Hava sıcaklığının düşmesi ve buna bağlı gerçekleşen ısıtma ve soğutma sorunları, flora ve faunada yaşanan değişimler, uçuşlarda yaşanan gecikmeler ve havalimanlarının kapanmasının en önemli iş riskleri arasında gösterildiğine değinen Özeren, tüm bu çıktılardan en az şekilde etkilenmesi için İstanbul Yeni Havalimanı’nda planlamaya önem verdiklerini belirtti.
Özeren, şu bilgileri verdi:
"Bu çalışmaların temelinde altyapı ve risk değerlendirmesi için kapsamlı bir çalışma yürüttük. Burada çıkan hassas ve zafiyet yaratabilecek noktaları değerlendirip her biri için önlemlerimizi tanımlıyoruz. Önceliklerimizden biri de yakıt kaynaklı emisyonların azaltılması. İstanbul Yeni Havalimanı’nın sıfırdan mevcut ve gelecekteki hava trafiği yükünü kaldıracak şekilde geliştirilen bir proje olması sebebiyle hava trafiğinin yoğunluğundan kaynaklı yaşanan sıkıntılar burada olmayacak. Bu da gerek uçakların uzun taksi sırasında gerekse sıra beklerken havada şehir yerleşimi üzerinde attıkları turlar sırasında harcadıkları yakıtlardan kaynaklı emisyonların salınımını da azaltacak."
Yeşil havalimanı olması hedeflenen İstanbul Yeni Havalimanı'nın, sürdürülebilir, kendi enerjisini üreten, çevreci, engelsiz bir havalimanı olarak inşa edildiğini vurgulayan Özeren, "Yeni havalimanı, yeşil havalimanı olmak için tüm gereklilikleri henüz inşaat aşamasındayken gerçekleştirmeye başladı. Yeni havalimanının 'Yeşil Havalimanı Sertifikası'na sahip olması amacıyla tüm 3. parti firmalara 'Yeşil Kuruluş' olma zorunluluğu sözleşmeyle getirildi. Yeni havalimanı kapsamında enerji üretimi ve soğutma için makine ve ekipmanların seçimi hem çevresel etkiyi hem de tüm yaşam maliyetini düşürüyor. Terminal binası ile havalimanı altyapısının tasarımı enerji kullanımı ve emisyonlarını en aza indirmek için en son tasarım uygulamalarının avantajları kullanılarak gerçekleştiriliyor." diye konuştu.
Kaynak: AA
Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen 23. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda, "Havacılıkta İklim Değişikliğine Uyum ve Sürdürülebilir Uygulamalar” konulu konferansa katılan Özeren, "İstanbul Yeni Havalimanı İklim Değişikliği Aksiyon Planı" başlıklı sunum yaptı.
İklim değişikliği konusunun tüm dünyanın sürdürülebilirlik ajandasında ilk sıralarda olduğunu belirten Özeren, iklim değişikliğinden dünyanın her yerindeki her iş kolunun etkileneceğini ifade etti.
Havacılığın, etki listesinin ön sıralarında yer aldığını kaydeden Özeren, "Önemli olan bunun farkına varmak ve uluslararası standartlarda çalışmalar yaparak iklim değişikliğinden kaynaklanan etkilerin minimuma indirilmesi için çalışmak. Pek çok havalimanı, operasyona başladıktan sonra analiz ve değerlendirme yaparken, biz İGA olarak henüz tasarım aşamasında bu çalışmalarımıza başladık. Bu noktada çalışanların ve yöneticilerin adaptasyon ve emisyon azaltımı konusunda farkında olmaları ve buna yatırım yapmalarının büyük önem arz ettiğini görüyoruz. Dünya çapındaki tüm havalimanlarının da buna benzer aksiyonlar alarak, vakit kaybetmeden iklim değişikliğine adapte olması gerekiyor. Bu noktada yaptığımız çalışmalarla dünya çapında tüm havalimanlarına örnek olabileceğimizi düşünüyorum.” diye konuştu.
Havalimanlarının iklim değişikliği sebebiyle karşılaştığı sorunların fiziksel, iş, güvenlik ve finansal olmak üzere dört kategoriye ayrıldığını anlatan Özeren, sel, su baskını, deniz seviyesinin yükselmesi ve ısı değişikliğinden kaynaklanan zararların iklim değişikliğinin fiziksel çıktıları arasında bulunduğunu bildirdi.
Hava sıcaklığının düşmesi ve buna bağlı gerçekleşen ısıtma ve soğutma sorunları, flora ve faunada yaşanan değişimler, uçuşlarda yaşanan gecikmeler ve havalimanlarının kapanmasının en önemli iş riskleri arasında gösterildiğine değinen Özeren, tüm bu çıktılardan en az şekilde etkilenmesi için İstanbul Yeni Havalimanı’nda planlamaya önem verdiklerini belirtti.
Özeren, şu bilgileri verdi:
"Bu çalışmaların temelinde altyapı ve risk değerlendirmesi için kapsamlı bir çalışma yürüttük. Burada çıkan hassas ve zafiyet yaratabilecek noktaları değerlendirip her biri için önlemlerimizi tanımlıyoruz. Önceliklerimizden biri de yakıt kaynaklı emisyonların azaltılması. İstanbul Yeni Havalimanı’nın sıfırdan mevcut ve gelecekteki hava trafiği yükünü kaldıracak şekilde geliştirilen bir proje olması sebebiyle hava trafiğinin yoğunluğundan kaynaklı yaşanan sıkıntılar burada olmayacak. Bu da gerek uçakların uzun taksi sırasında gerekse sıra beklerken havada şehir yerleşimi üzerinde attıkları turlar sırasında harcadıkları yakıtlardan kaynaklı emisyonların salınımını da azaltacak."
Yeşil havalimanı olması hedeflenen İstanbul Yeni Havalimanı'nın, sürdürülebilir, kendi enerjisini üreten, çevreci, engelsiz bir havalimanı olarak inşa edildiğini vurgulayan Özeren, "Yeni havalimanı, yeşil havalimanı olmak için tüm gereklilikleri henüz inşaat aşamasındayken gerçekleştirmeye başladı. Yeni havalimanının 'Yeşil Havalimanı Sertifikası'na sahip olması amacıyla tüm 3. parti firmalara 'Yeşil Kuruluş' olma zorunluluğu sözleşmeyle getirildi. Yeni havalimanı kapsamında enerji üretimi ve soğutma için makine ve ekipmanların seçimi hem çevresel etkiyi hem de tüm yaşam maliyetini düşürüyor. Terminal binası ile havalimanı altyapısının tasarımı enerji kullanımı ve emisyonlarını en aza indirmek için en son tasarım uygulamalarının avantajları kullanılarak gerçekleştiriliyor." diye konuştu.